KOMİSYON KONUŞMASI

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Başkan, kısa kısa birkaç sorum olacak. Sabrınız için şimdiden teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, bundan bir ay kadar önce Van'dan 10 Eylülde Ankara'ya gelen, İŞKUR'da çalışan işçilerle ilgili toplantı yaptık ve o işçilerle bir biçimde ilgilendiniz ve il müdürlüğü nezdinde bin kişinin istihdamı sağlanarak geri gönderildi fakat işçilerden bir grubu yeniden geldiler, buralarda dolaşıyorlar. Valilik, o işçilerin Bakanlık tarafından kendilerine herhangi bir talimat verilmediği ve... "Biz kurayla bu işi saptayacağız." gibi işçilere bir güvence vermemiş, buralarda dolaşıyorlar. Bu konunun bir an evvel -biz de tanığıyız- bir çözüme kavuşturulmasında yarar var.

Şimdi sorularıma gelince: Sayın Bakan, geçtiğimiz yaz aylarında iki grevi ertelediniz. Bunlardan bir tanesi Şişecam fabrikasındaki grev, diğeri de Çayırhan Park Termikteki grevler. Her ikisinin gerekçesi de aynı; genel sağlığı ve millî güvenliği bozucu nitelikte görülmesi nedeniyle. Hatta Park Termikteki grevi ertelemeniz çok ilginç; işçilerin grevini önce, daha ilk kez Türkiye'de yargı kararıyla yürütmeyi durdurma aldı işveren, sendika iptal ettirdi, greve çıktı. Üç gün önce karar altına aldığınız Bakanlar Kuruluyla, bu gerekçeyle aldığınız erteleme kararını yürürlüğe koydunuz.

Şimdi, Şişecamda su bardağı, çay bardağı veya araç camı yapmanın genel sağlığı ve millî güvenliği etkileme gerekçesini nasıl bağdaştırıyorsunuz, bu konuda samimi misiniz? Bir. İkincisi...

BAŞKAN - Sayın Çetin, toparlar mısınız lütfen.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Biraz sabredeceksiniz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sabredemem, bir süre var, daha arkada bekleyen 12 arkadaşımız var.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Teşekkür ederim.

Memurlara 123 lira zam verdiniz geçtiğimiz sene yandaş sendikanızın imzaladığı toplu sözleşmeyle. Şimdi Hükûmetiniz diyor ki memurlara: "Toplu sözleşme imzalandı, bir enflasyon farkı veremeyiz." Biz de yıllarca toplu sözleşme yaptık, kriz dönemlerinde gün oldu ücretlerde indirim yapıldı, gün oldu ek zamlar verildi hükûmetlerle yaptığımız mutabakatlarla. Memurlara bu kayıpları karşılığı bir ek zam vermeyi düşünüyor musunuz?

Üçüncüsü: Sayın Bakanım, bu artık gündeme geldi. Örgütlü olunan, sendikalı olunan yerlerde işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin önlemlerde işverenler daha sendikayla iş birliği içerisinde gerekli önlemleri alabiliyorlar. Özellikle madenler başta olmak üzere yer altı madenlerinde çalışma yaşamına yönelik bir sendikalaşmayı teşvik edici çalışma düşünüyor musunuz?

Dördüncü sorum: Biraz evvel Sayın Başkanın, Sayın Berber'in de değindiği konu, kıdem tazminata ilişkin olarak çok istismar edilen bir konu. Şimdi, fona bağlanarak bireysel Emeklilik Fonu'na çevrilmesi için çabalarınızın olduğunu görüyoruz, biliyoruz ama HEMA'da işçilerin on sekiz ay, yirmi ay, yirmi dört ay aylık ücret alacakları ve kıdem tazminatı alacakları var, 165 aile.

BAŞKAN - Sayın Çetin, toparlar mısınız sorunuzu lütfen.

İZZET ÇETİN (Ankara) - HEMA'daki patron da Hükûmetinizin bir yandaşı, güvenilir adam diye Meclis koridorlarında birkaç kez de karşılaştık. Orada işçi aileleri perişan durumdaydı. Bu mağduriyeti gidermeyi düşünüyor musunuz?

BAŞKAN - Sayın Çetin, soru.... Teşekkür ediyorum.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Son soru...

Sayın Bakan, bu biraz uzunca, özür dilerim.

BAŞKAN - Zaten efendim beş dakika kullandınız soru sorarken.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Tamam Sayın Başkan, sen dur hele, çok önemli.

Sayın Bakan, övünerek söylediniz "Ulusal İstihdam Strateji Belgesi'ni yürürlüğe koyacağız, koyduk." diye. Bunun kiralık işçiliği devreye sokacağını, saatlik çalıştırmalarla işçilerin artık günde bir yevmiye de değil, bir saatlik, iki saatlik çalışmalarla ancak bir çay parasına köle gibi kullanılacağını, çalıştıranın, sahibinin belli olmayacağını, çok dillendiremeseniz de esnek çalışma biçimlerinin en acımasızı olan Orta Çağ düzeninden daha geriye -sizin döneminizde- gitmesinden çalışma yaşamının, bir rahatsızlık duymuyor musunuz?

Yani bugün çalışanların yüzde 48'i 890 lira ücretle, asgari ücretle çalışıyor. Yüzde 40'a yakın kayıt dışındakiler buna muhtaç. Emeklilerin tamamı yoksulluk sınırının, yüzde 90'ı açlık sınırının altında. Tarımda ve ormanda çalışanların emeklilikleri de hayal oldu döneminizde.

BAŞKAN - Sayın Çetin, lütfen.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Bütün bunlar varken Ulusal İstihdam Strateji Belgesi'yle nasıl övünebiliyorsunuz?

BAŞKAN - Teşekkür ettik. Soruyu aldık "Nasıl övünüyorsunuz?"

İZZET ÇETİN (Ankara) - Yani eğer ben size biraz evvelki konuşmamda "Sayın Bakan istifa etmelisiniz." derken, topyekûn, 2002'den bugüne kadar Çalışma Bakanlığının Türkiye'yi bir ucuz emek cennetinden öte köle cennetine çevirdiğini gördüğüm için. Ne tür önlem alacaksınız?

Teşekkür ediyorum.