KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Ben de Bakan Yardımcımıza yeni görevinde başarılar diliyorum, diğer yetkili, görevli arkadaşlarımıza da Komisyonumuza hoş geldiniz diyorum.

Bizim Türkiye olarak, NATO müttefiki olarak yetmiş yılı aşkın bir süredir özel bir konumumuz var, NATO üyeleri içerisinde farklı bir konumumuz var. Zaman zaman NATO içerisinde karşı karşıya geldiğimiz konular da olabiliyor ve olması da doğaldır çünkü en başında bizim terörle mücadelemiz konusunda belli başlı NATO ülkelerinin Türkiye'nin beklentilerini yeterince karşılamayan pozisyonlar içinde oldukları, hâlen de bu durumlarını devam ettirdikleri söz konusudur, bu hakikati hepimiz biliyoruz. Bu noktada biz hem hükûmetlerimiz hem parlamenterler olarak uzunca bir dönemdir bu yapı içerisinde olsun, diğer uluslararası yapılar içerisinde olsun Türkiye'nin haklı terörle mücadele noktasındaki beklentilerini ortaya koyuyoruz. Elimize herhangi bir imkân geçtiği zaman -bu, farklı şekilde oylamalar olabilir, veto hakkı olabilir- bu süreçlerde de Türkiye'nin terörle mücadelesinde haklı beklentilerini diğer müttefik ülkelere bir anlamda empoze etme veya onları yönlendirme yönünde hareket etmesi gayet tabidir, gayet doğaldır. Bu süreç de aynı şekilde önümüzdeki dönemde de devam edecektir yani bu, İsveç'in veya Finlandiya'nın NATO'ya üye olup olmamasıyla da bitecek bir süreç değildir. Bence bu anlayışla ve bu şuurla hadiseye yaklaşmak lazım.

İsveç ve Finlandiya özeline geldiğimiz zaman, Hükûmetimizin başından beri ortaya koyduğu politika, milletimizin beklentileri doğrultusunda elde edebileceğimiz kazanımları ortaya koymak ve bunun peşinden koşmaktır ve bu çerçevede de hem NATO içerisindeki imkânlarımızı kullanmak hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak elimizden gelen baskıyı ortaya koyarak bu noktada istediğimiz pozisyonu elde etmektir. Şimdi, ilk başlarda Cumhurbaşkanımızın ve Hükûmetimizin çok samimi, çok açık, çok dürüst bir şekilde müttefiklerimizden beklentilerini ortaya koyduğunu gördük. Tabii, buna NATO içerisinde belki ilk aşamada "Ya, böyle bir şeyi Türkiye nasıl yapabilir, bunu nasıl gerçekleştirebilir?" gibi bir tepki de oluştu fakat zaman içerisinde biz bu tezimizi ortaya koydukça haklılığımız anlaşıldı.

Bizim yaptığımız görüşmeler var NATO Genel Sekreteriyle olsun, İsveç'in ve Finlandiya'nın yetkilileriyle olsun yani bu süreç aslında bizim haklılığımızı onların nezdinde de ispat edebileceğimiz, ortaya koyabileceğimiz çok temel bir zemin oluşturdu ve bu süreç içerisinde attıkları adımları yakından takip ettik. Kurulan mekanizma, 3'lü mutabakatın gereklerinin yerine getirilip getirilmemesi noktasında yapılan çalışmalar bizler açısından, Türkiye açısından çok önemli, çok değerli bir kazanımdır ve gelinen noktada da hem İsveç'in kısmen attığı adımlar hem de Finlandiya'nın bizi şu aşamada tatmin ettiğini düşündüğümüz adımlar Türkiye'nin terörle mücadelesinde NATO içerisinde elde ettiği çok önemli değerlerdir, kazanımlardır; tarihe de böyle geçecektir.

Bu noktada birtakım detaylar üzerinde bence çok fazla boğulmamak gerektiğini düşünüyorum, ana eksende kalarak Türkiye'nin terörle haklı mücadelesinde hep birlikte bu süreçte tek ses, tek yürek olarak hareket etmemizin daha doğru olacağı kanaatindeyim çünkü bu hadise başta da ifade ettiğim gibi İsveç ve Finlandiya'yla bitecek bir konu değil. Biz bu mücadeleyi NATO içerisinde de diğer zeminlerde de Türkiye Cumhuriyeti olarak, devlet olarak, millet olarak devam ettirmek durumundayız. Bu anlamda ben bu işin çok fazla siyasi polemiğe dönüşmeden, Türkiye'nin beklentilerinin karşılandığı belli bir seviyede kabullenilerek, bu çerçevede Finlandiya açısından ayrılarak getirilmesinin Türkiye'nin büyük bir başarısı olduğunu düşünüyorum. Özellikle NATO Genel Sekreteriyle ve diğer yetkililerle yaptığımız görüşmelerde de Türk milletinin ve bizim haklı beklentilerimizin süreç içerisinde daha iyi anlaşıldığını ve buna göre de karşı tarafa önemli mesajların gittiğini biz bizzat izledik, gözlemledik, bunlara şahit olduk. Karşılıklı etkileşimlerimiz oldu çünkü bu süreçlerde. Belki istediklerimiz mükemmel bir şekilde, tam bir şekilde alınamayabilir fakat uluslararası diplomaside, dış ilişkilerde ülkenin kazanımları ve ne elde ettiğine totalde, toplamda bakmanın gerektiğini düşünüyorum. Bu çerçevede de bu sürecin hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum.