| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Kuzey Atlantik Antlaşmasına Finlandiya Cumhuriyetinin Katılımına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/5005) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 23 .03.2023 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Değerli Başkanım.
Ben de Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Üyesi olarak Sayın Bakan Yardımcımızı öncelikle tebrik ediyorum ve başarılı bir çalışma dönemi diliyorum ve tüm bürokratlarımıza hoş geldiniz diyorum. Bütün Komisyonu da saygıyla selamlıyorum.
Şöyle ki: Belki, Sayın Büyükelçinin bıraktığı yerden... Ben de konuşmaları takip ederken ve gerekçeyi okurken edindiğim bazı görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Tabii, bu yeni sistemle birlikte benim de Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Üyesi olarak Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizde ve gelişen, evrilen sürecimizde son dönemde, özellikle bu yeni yönetim sistemiyle birlikte özellikle dış politikada yerleşik kurumsal refleksler, bunlar yerine daha kişisel kararlar öne çıktı. Tabii, yeni sistemle birlikte bir Parti Genel Başkanı olan seçilmiş bir Cumhurbaşkanıyla beraber, devletin bazen uzun vadeli çıkarları değil de daha kısa vadeli, bazen de parti çıkarlarının ya da kişisel çıkarların öne çıktığı durumlarla karşı karşıya kaldık. Tabii, bunların iç politikadaki yansımaları da... İç politikadaki konuların yansıması farklı olurken dış politikadaki bu yöntemin ya da bu üslubun yansımaları çok farklı oluyor ya da maliyetleri çok daha tahrip edici oluyor ya da tedavisi daha mümkün olmayan bir süreç oluyor. Yani burada kişisel anlamda, özgürlük anlamında konuşma değil de o kişisel kararların, gelgitlerin, dönemsel... Dediğim gibi, bazen de partiye dönük siyasi öncelikler de gündeme gelebildi; bunlara şahitlik ettik. Ben de bir Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Üyesi olarak Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizde ve dönemsel, şimdi de oldukça kötüye giden süreçte bunlara şahitlik ettik.
Şimdi, İsveç ve Finlandiya, Avrupa Birliğinin iki önemli ülkesi ve bu ülkelerde, zaman zaman da bazı Avrupa Birliği ülkelerinde bu tür güvenlik kaygılarımızı... Bizim için önemli olan sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz bu ülkelerle. Ancak bunlara dönük gerekli yaptırımların zamanında yapılmadığını ve orada bir başarısızlık olduğunu da... Ki Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizde de işte, biz, bu argümanlarımızı çok zamanında ve yerinde yerine getiremedik yani o kişisel, güçlü dış politikayı masada savunamadık. Ki bu ülkelerin Ukrayna krizi sonrasında... Bu ülkelerde var olan bu terör eylemleri, işte savunma sanayimize koymuş oldukları yaptırımlar; bunlarla ilgili biz hiçbir şey yapamadık, ta ki bu ülkelerin NATO üyelikleri süreci gündeme gelince biz, işte, böyle bir reflekste bulunduk "Bunu biz kabul etmiyoruz." dedik ama bunun öncesindeki başarısızlığı da kabul etmek gerekiyor. Ben Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Üyesi olarak buna çok şahitlik ettim. Biz sadece nerede kaldık? Biz toplantıları askıya alma noktasında kaldık, ileri bir aşama kaydedemedik. Şimdi, evet, bizim için önemli bir sorun oldu bu üyelikler, ortaya konuldu ve güvenlik kaygısı ortaya konuldu.
Şimdi, birçok büyükelçi varken ve dış politikadan gelen değerli temsilcilerimiz, bürokratlarımız varken naçizane şunu söylemek istiyorum: Şimdi, dış politikadaki, özellikle de uluslararası kuruluşlara ülkelerin üyelikleri sürecinde diğer ülkelerin tavırları çok önemli; bunlar ülke halkları, o toplumlar açısından, vatandaşları açısından da ülkelerin yüzyıllar sonrasında belki Türkiye'nin bu tavrı ya da bize karşı üyelikler noktasındaki tavırlar çok önemseniyor ve bu ülkelerin dış politika külliyatlarında yer alıyor. O nedenle Sayın Sezgin'in söylediği o diplomasi aksaklıkları çok uzun vadeli sonuçlar olarak karşımıza çıkabiliyor, çıkacaktır da belki.
Bir de şuna değineceğim: Sayın Büyükelçimizin söylediği gibi, evet, gerekçede kritik bir dil kullanılmış ama burada Türkiye'nin tabii, NATO içindeki önemi, stratejik önemi, gücü bağlamında ve bizim bu Finlandiya'ya verdiğimiz onayın da ön koşulla verilmiş bir onay olması bağlamında belki bunun gerekçede daha güçlü belirtilmesi gerekiyordu. Ben bunu biraz zayıf gördüm okurken. Bunun ileriki dönemde ülkemizin bu tarz tavırlarla karşılaşmaması için -ki İsveç "case"i de duruyor kenarda- daha caydırıcı cümleler konulabilirdi burada. Bunlar yok, ben bunları bir eksiklik olarak gördüm. Bunları paylaşmak istedim. "Katkısı olacağı düşünülmektedir." diyor yani burada belki güvenlik kaygılarının bizim ülkemiz açısından, bulunduğumuz coğrafya açısından da NATO'nun önemi ve bu ülkelerin katkısı biraz daha güçlendirilebilirdi diye düşünüyorum.
Bunun dışında, ekleyeceğim... Evet, yani bu kurumsallaşma ve dış politikadaki güven meselesi çok önemli ama bu yapısal bir sorun, bu sistemsel bir sorun ve ancak bu yönetim yapısının değişmesiyle bunu aşabileceğimizi ben düşünüyorum. Bunu eklemek istiyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.