KOMİSYON KONUŞMASI

KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Genel Müdürüm, kurumumuzun değerli yöneticileri; hoş geldiniz. Değerli Komisyon üyeleri, hepinize de saygılar sunuyorum. Bu mübarek günde de verimli bir çalışmanın geçmesini diliyorum.

Tabii, biz, Ziraat Bankasının daha önceki alt komisyon ve üst komisyonlardaki çalışmalarımızda anlattığımız gibi, bulgular üzerindeki eleştirilerimizi ve görüşlerimizi aktararak dile getirmiştik. Tabii, alt komisyon ve üst komisyondaki çalışmalarımızda bizim, öneriler karşısındaki görüşlerimiz bir şekilde oylamalarla yok sayıldı. Bu olayı da biz, kamuoyuna ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına gerektiği gibi detaylı bir şekilde aktarabilmek için, bu olayı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Genel Kuruluna taşımak istedik. Tabii, biz, burada "Sayıştay raporlarında yer alan, açıkça yazılan konularda Türkiye Büyük Millet Meclisinin KİT Komisyonu Başkanlığının cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunması gerektiği ve hususlara muhalefet şerhi konulması zaruri olmuştur." düşüncemizle, raporda yer alan hususlarla ilgili tavsiye kararı alınmasının ötesinde, hesap verebilirlik bağlamında sorumlular hakkında işlem yapılması, konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu gündemine taşınarak genel görüşme yapılması ve kamuoyuyla paylaşılması gerektiği açısından itirazımızı bildirdik.

Tabii, bugün, KİT Komisyonunda bu itirazın Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşınıp taşınmayacağının oylaması yapılacak ama görebildiğimiz kadar da kurumumuzun olaylara karşı vermiş olduğu yanıtlarında biz, yeterli bilgiyi alamadığımızı görüyoruz. Şöyle ki: Örneğin, o kurumun bir şekilde yönetim kurulu ve üyelerinin almış olduğu ücretlerin, Sayıştay denetimlerinde bir şekilde verilmediği ve Sayıştay denetimini yapan müfettişlerin de bu şekilde görüşlerin verilmediği, raporların verilmediği veya bilginin verilmediği şekildeki durum itibarıyla olay bugüne geldi. Tabii, son verilen cevapta da şöyle denmiş: "2020 yılında bunun cevabı verildi." 2020 yılında cevabı verildi ama bu cevabı biz tabii görmüyoruz, göremiyoruz. Sayıştay denetimlerinde bunu nasıl görebiliriz, gündeme getirirler mi, taşıyabilirler mi, onu da bilmiyoruz tabii.

Diğer tarafta, ikinci bir husus olarak da tabii bir kamu kurumu olarak, devletin bir kamu kuruluşu olarak, büyük bir bankası olarak reklam gelirlerinin olağanüstü kullanıldığı... Amaç ve gayesinin ne olduğunu bilmiyoruz. Bir firmanın, bir kurumun tanıtımı ve yaptıklarını anlatabilmesi açısından tabii ki reklam vermek de gerekir ama biz şöyle görebildik: Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasının 2019 ve öncesi dönemlerde büyük ölçekte reklamlar verdiğini, bu reklamların da tek yönlü siyaset yapan, siyasi görsel ve yazılı şeyde bulunan gazete ve dergilere verildiğini gördük. Bunun doğru olmadığını söyledik. Eğer bir reklam yapılacaksa, bu ülkede tiraj yapmış, yüksek tirajları bulunan görsel ve yazılı basına bu şekilde reklamların eşit ve orantılı verilmesi gerektiğini, bunun belli bir yapıda haber yapan kanallara destek amaçlı verildiğini... Şu andaki durum itibarıyla, bunun varsayımıyla, verdikleri reklam ve dergilerdeki şey bunu gösteriyor.

Diğer tarafta, tabii ki çok önemli bir durum, Türkiye'nin sekiz dokuz yıldır gündemini alıkoyan, 2014 yılından bu yana gelen, bir kurumun Ziraat Bankasından, Ziraat Bankasının da üzerine vazife olmadan yani konuyla hiçbir alakası olmadan bir medya kuruluşunun satın alınmasına finans sağlamasıydı. Bu finans sağlaması da tabii ki kamuoyunun günlerce gündemini teşkil etti. Biz de buna itirazlarımızı Komisyonda belirttik. Tabii bu ülkenin çiftçisi, hayvan yetiştiricisi, üretim yapan tüm sanayi kuruluşları varken bir medya kuruluşuna bu denli bir desteğin sağlanması, üstelik bir de buna yatırım teşvik belgeli destek verilmesini olumlu bulmadık ve eleştirilerimizi ortaya koyduk çünkü bu eleştiri bizim eleştirimiz değildi, kamuoyunun eleştirisiydi. Bunu da gündemde tutmaya devam ediyoruz, devam da edeceğiz. Belki, bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Genel Kurulunda görüşülmesine buradan oylamayla da izin verilmese dahi bu unutulmayacaktır, insanların belleğinde bu devam edecektir.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Görüşeceğiz Sayın Kemal Bey, buradan Genel Kurula gidecek yani mutlaka gidecek, biz oylasak da bunlar gidecek.

KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Şimdi, cümlelerimi o şekilde tamamlayın da Sayın Başkanım... Tabii ki burada sizin itirazlarınız gitmemesi için ama yasal olarak gitme zorunluluğu var ama oylarınızla da siz kabul görmüyorsunuz tabii gitmemesi için, bu öyle bir durum.

Şimdi, burada benim alabildiğim bilgi şöyle: Kurumumuzun yönetimi, Sayın Genel Müdürümüz bu konuya cevaben bir yazı vermiş; tabii muallak, böyle derinliğinden uzak, somut olmayan bir cevap verilmiş. Ne denmiş? "Bu kurumdan bu zamana kadar -işte, bugünkü tarih itibarıyla- 586 milyon 221 bin 750 TL tahsilat sağlanmış." demişler.

Değerli arkadaşlar, bu kredinin Ziraat Bankasındaki ölçeği... 800 milyon dolar zaten şey var, bir medya kuruluşu olarak alınan bir para değeri var, diğer tarafta da 5 milyar liraya yakın, o günkü koşullarda da 1 milyar dolara yakın bir borç yükümlülüğü vardı bankadan. Yani, 1 milyar 800 milyon dolar civarında borcu olan bir firmanın -bugünkü parasal değeriyle de bu paranın kaça tekabül ettiğini tabii bilmek gerekiyor- şöyle ki 1 milyar 800 milyonx19 TL'den alırsak yani bugünkü parayla 34 milyar 200 milyonluk bir borç yükümlülüğünün olduğunu düşünürsek ve aranan dört yıl öncesi koşulu varken yani sıra taksitlerle, anaparasıyla, faiziyle -bu faiz de yok bu işin içerisinde- ödemesi dört yılı geçmesine rağmen daha hâlen az önceki anlattığım rakamdaki bir miktarın verilmesi, 586 milyon gibi paranın tahsilatı hakikaten yani uçuk bir durum değerli arkadaşlar. Ya, bu neyin nesi, neyin algısıdır, bunu anlamak istemiyorum. Şimdi, bunu nasıl düzeltebileceğiz? Tabii düzelteceğiz; nasıl düzelteceğiz? Tabii ki ne derler, bazen "İşi kılıfına uydurma." vardır. Tabii ki bankacılıkta da bunun olmaması gerekir, bankadaki sistemde bunun olmaması gerekir ama siyaseten talimatlı verilen bu tür finansların bu şekilde de tahsilatı söz konusu olur, bunun da böyle olduğunu görüyoruz.

Değerli arkadaşlar, Sayıştay raporu özetle, Türkiye Büyük Millet Meclisinin KİT Komisyonu Sayıştay raporuna eklenen ve raporlardan çıkarılan hususlar hakkında bilgi sahibi olması gerektiği şüphesizdir diyoruz biz bu konuda. Bu bilgilere sahip olmaksızın yaptığı denetimler 3346 sayılı Kanun'un Anayasa'ya uygunluğu tartışmalıdır. İlgili mevzuatta herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin KİT Komisyonuyla müzakere etmeksizin 2017 yılı itibarıyla Sayıştay denetiminin raporlarında şeklen ve içerik olarak yaptığı değişiklik raporların denetim yönünü zayıflatmıştır. Yani 2017'den sonraki Sayıştay denetimleri dahi bu konuda büyük bir sıkıntı yaşamıştır yani olayları net ortaya koyamamıştır, yazılı bilgi veya bilgileri doğru dürüst kurumlardan alamamıştır. Tabii ki bir de Sayıştay denetimlerinin 2017'den sonra ne hâle geldiğini, nasıl bir denetim yapıldığını da biliyoruz.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin KİT Komisyonu üyelerinin alt komisyon toplantısında sordukları soruların cevaplandırılmasını istiyoruz. Üst komisyon toplantılarında sorulan sorulara cevap verilmeksizin yapılan ibra oylamaları ve genel görüşe arızalı denetim faaliyetlerinin hukuka geçirdiği tartışmaları getirmektedir. Bunu niye bu hale getiriyoruz? Ya, şeffaf olsak, bir kuruşun dahi hesabını verebilir duruma gelebilsek, Sayıştay bunu denetleyebilse, biz bunun kesin sonuçlarını alabilsek, kamuoyuna da bir kuruşuna kadar Ziraat Bankamız bu denli bir çalışma içerisinde, muhasebe kayıtları çok düzenli tutulmuştur ve alacakları da yerli yerindedir diyebilsek, böyle bir açıklamayı kamuoyuyla paylaşabilsek. Yani buradaki insanlarla beraber 84 milyon insanın özlemi bu, mutluluğu bu. Ben bundan sonra -bu zamana kadar bu olayların olduğunu görüyoruz- böyle olayların olmamasını temenni ediyor ve bu olayın Türkiye Büyük Millet Meclisine taşınarak 28'inci Dönemde mutlaka ele alınarak daha detaylı, bugünkü eleştirisel durumumuzu ortaya koyan ve çoğunluğunu da elde ettiğimiz bir sayısal çoğunluktaki Türkiye Büyük Millet Meclisi grubunda bunun mutlaka detaylarıyla dile getirilip, araştırılacağını ve Türkiye gündemiyle, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyla bunun paylaşılacağını... Sayın Genel Müdürüm ve Yönetim Kurulundaki arkadaşlarımızın da yapmış oldukları bir çalışmaları var. Ben, burada, ilaveten şunu da belirtmek isterim: Sayın Genel Müdürüm, tabii, Ziraat Bankası şu anda olağanüstü krediler sağlıyor ama istiyoruz ki çiftçimize, tarım ve hayvan üreticisi tüm üretim sağlayan insanlarımıza büyük ölçekte destek verilmesi gerekiyor. Şimdi görüyoruz ki et fiyatlarının kilogramda 250'lere dayandığı... Ne olurdu biz yani bizim insanlarımıza çok büyük, yüzde 100'ler, böyle destekler verseydik, sübvanse etseydik. Yani bırakın yüzde 20'leri, yüzde 50'leri, düşük faizli kredilerin verilmesini bırakalım; destekler verebilsek, ürettirebilseydik, katkılar sağlayabilseydik, az önceki belirtmiş olduğum firmalara vermeseydik, o firmalar bu paraları, o kullandığı paraları çiftçimiz ve hayvan üreticisi insanlarımız bunu kullanabilseydi bunlar bu denli olmayacaktı diye düşünüyorum.

Bir de şu var Sayın Genel Müdürüm: Siz son dönemlerde sanayici ve esnafa kredi kullandırırken tabii ki komisyonların yüksekliği, bu komisyonların yüksekliğiyle beraber, kullandırılmak istenen kredilerin de bir şekilde -işte, adam krediyi kullanacak- sizin akdinizde belli günlerde "Bankada tutacaksın." algısı var, bu da yapılıyor; bunun da yapılmamasını diliyoruz. Çünkü zaten krediyi nereden kullanıyoruz biz? Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından kullanıyoruz. Merkez Bankası da bu krediyi düşük sağladığı sürece siz de bunu sağlamak zorundasınız veyahut komisyonlarla bunu daha artı hâle getirmek de doğru değil diye düşünüyorum. Bugün zaten ekonomi böyle çok kötü bir durumda, had safhaya gelmiş, insanlar çok büyük çelişkiler içerisinde. Borcunu borçla ödeyebilen değil, almış olduğu paraların faizlerini zor ödeyebilir durumda. Örneğin, şimdi, Mart 31 geldi, devre sonu faizleri var, nasıl tahsil edilecek, ne yapılacak? İnsanlar bunlarla uğraşırken değişik şekilde komisyonların yükseltilmesi veyahut insanlardan daha farklı yönlerle, bir faiz yöntemiyle gelir elde edilmesinin doğru olmadığını söylemek istiyorum.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Toparlayalım Sayın Zeybek.

KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Önümüzdeki günlerde Ziraat Bankasının gerek emeklimize gerekse çalışan insanlarımıza -tabii ki biraz da ekonomik koşullar düşünüldüğünde- daha esnek bir davranış içerisinde olmasını... Çünkü insanlar çok zor durumda yani geçim durumları çok zorlaştı. Az önce belirttiğim gibi, 200 gramlık bir pide fiyatının 10 lira olduğu, diğer tarafta, bir kilo et fiyatının ortalama 225-250 liralara ulaştığı bir dönemde bunların doğru olmadığını söylemek istiyorum. Katkılarınızın da bu tür firmalara değil, üreten, ürettikçe bu ülkeye gelir sağlayan, istihdam sağlayan firmalara verilmesini diliyor, çalışmanızda başarılar diliyorum.