BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, sağ olun.

Değerli arkadaşlar, müsaade ederseniz, usule ilişkin tutumumu belirtmek isterim. Artık, dönemimizin sonuna geliyoruz. Hepimizin, yaşadığımız tecrübeleri değerlendirme, geleceğe daha nitelikli, daha kaliteli bir yasama ortamı oluşturma yönünde bir sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum doğrusu, ortak bir sorumluluğumuz olduğuna. Yaşadığımız tecrübelerden hareketle gelecek dönemlerde eksikliklerin giderileceğine, daha nitelikli bir yasama ortamının oluşturulacağı adımların da hep birlikte atılacağına inanıyorum. Bu zeminde şunu söylemek isterim: Demokrasi dediğimiz hadise bir öğrenme süreci, aynı zamanda bir sabır ve tolerans süreci. Yeni bir sisteme geçtik; bu yeni sistemin kültürünün oluşması, teamüllerinin oluşması elbette bir süreç, belli bir zaman alacaktır. Meclis, yasama-yürütme ilişkileri de bu kapsamda değerlendirilmeli diye inanıyorum. Her zaman söylüyorum, tekrarlayacağım: Kuvvetler ayrılığı, kuvvetler kopukluğu veya kuvvetler çatışması anlamına gelmez, bütün bu kuvvetler devletimizin farklı organlarıdır, kendi alanlarında son sözü söyleme hakları vardır, o anlamda kuvvetler ayrılığı esastır ama bir taraftan da bunların diyaloğu, iş birliği olmadan da nitelikli bir çalışmanın olamayacağı da yine son derece açıktır. Dolayısıyla, Meclisimizde teklif verme yetkisi milletvekillerimizde olmakla birlikte, milletvekillerimiz de elbette bu teknik kapasiteyi değerlendirerek hazırlıklarını yapmaktadırlar. Sadece kamu kuruluşlarıyla değil, sivil toplum kuruluşlarıyla da, yeri geldiğinde sendikalarla, başka çevrelerle de istişarelerle tekliflerini oluşturup Meclisimizin takdirine sunmaktadırlar. Son sözü de Komisyon ve Genel Kurul aşamalarıyla birlikte Meclisimiz ortaya koymaktadır. Ben bu konunun çok daha rahat bir şekilde ele alınması gerektiğine inanıyorum doğrusu. İdare, taleplerini elbette ortaya koymalıdır; düzenleme talepleri varsa, ihtiyaçları varsa bunları belli bir usul dairesinde elbette ortaya koymalıdır; aynı zamanda, yasama sürecine de teknik bir destek vermelidir, veriyor, vermeye de devam etmelidir diye inanıyorum.

Torba yasalarla ilgili de görüşümü ifade etmek isterim yasama döneminin artık sonuna geldiğimiz bir aşamada. Değişik kanunlarda aynı tema etrafında bir düzenleme yapma ihtiyacı doğduğunda, kamuoyunda -tırnak içinde- "torba yasa" diye tabir edilen uygulama, pratik birtakım imkânlar sunuyor Meclisimize yasa yapma açısından. Ama burada tabii ki "torba" dediğimiz kanunlar içerisinde birbirinden çok kopuk, çok ayrı düzenlemelerin yapılmaması bence de en doğrusudur, en isabetli olanıdır. Bunu da bir Komisyon Başkanı olarak takdirlerinize ifade etmek isterim.

Etki değerlendirme konularının da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bütün düzenlemelerin kapsamlı bir etki değerlendirmesinin yapılması elbette yine yasama kalitesi açısından son derece kıymetlidir.

Önümüzdeki süreçte keşke Meclisimiz yeni bir İç Tüzük yapsa ve bu konuları komisyonların görüşüne değil de daha genel düzenlemelere bağlasa daha iyi olur diye inanıyorum. Bu çerçevede de teklifler gelirken ekinde etki değerlendirme raporlarının olması gerektiğine inanıyorum, ki üyelerimiz bir hazırlık yapabilsinler buraya gelirken, o etkileri de inceleyerek gelebilsinler. Bunlar belki daha iyileştirebileceğimiz alanlar. Önümüzdeki süreçlerde bu iyileştirmelerin hep birlikte, bütün grupların katkısıyla yapılacağına inanıyorum.

Teklifleri birleştirme konusunda yine bir husus ifade edildi. Binlerce teklif var şu anda bizim Komisyonumuzda, muhtemelen 3 binin üzerinde. Başka komisyonlarda da vardır. Genel bir uygulama olarak bu dönem, sadece bizim Komisyonumuzda değil, bütün komisyonlarda bu birleştirme hususuna olumlu yaklaşılmadı, böyle bir durum söz konusu. Biz de bu çerçevede hareket ediyoruz.

Diğer taraftan, teklif sahiplerinin siyasi iradesi söz konusu oldu. Değerli arkadaşlar, burada bulunan milletvekillerimiz halkın temsilcileri; aynı zamanda siyasi parti gruplarının yetkilileri ve üyeleri. Dolayısıyla siyasi iradeyi yansıtma yetki ve sorumluluğu içinde olan insanlar ve onların burada sonuçta, bütün tartışmaların sonunda bir oylama gerçekleştiriyoruz. En yüksek temsil yetkisine sahip "millî iradenin tecelligâhı" dediğimiz Meclisimiz son sözü söylüyor. Bu süreç içinde siyasi tercihler de şekillenmiş oluyor. Bunu da ifade etmek isterim.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Anılarımı yazacağım, sizin bu tutumunuzu da örnek olarak vereceğim; bir dönem Plan ve Bütçe Komisyonunu nasıl idare edildi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

Sayın Mustafa Elitaş, sunumunuzu yapmak üzere size söz veriyorum, buyurunuz lütfen.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Bekaroğlu, bu dönemi anı yazma dönemi mi olacak, gelecek dönem, 28'inci dönem?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Evet, seninle ben artık gideriz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Evet.