KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Elitaş, sizlerin sosyalistlere, komünistelere bir eleştirisi vardı "Siz eşitlik istiyorsunuz ama yoksullukta eşitliyorsunuz." diye hep gençliğinizde bağırdınız, biliyorsunuz. Vallahi siz dediklerinizi o anlamda yapmış oldunuz. Evet, yurttaşlarımızı eşitliyorsunuz ama yoksullukta eşitlediniz, AKP iktidarının 20'nci yılında yoksullukta eşitlediniz; gerçekten bir eşitlik söz konusu. Yurttaşlarımızın çok ciddi bölümü asgari ücret alıyor ve şu anda, bakın, mesela, diyelim ki özel bir okulda bir temizlik işçisi 8.500 lira asgari ücret alabiliyor, bir öğretmen de 9.500 lira, 10 bin lira maaş alıyor yani neredeyse bir öğretmenle bir temizlik işçisini bu anlamda eşitlediniz. Diğer konularda da ücretler şu anda ciddi anlamda yoksulluk sınırının zaten çok altında ama açlık sınırının da bu anlamda altına düşmüş durumda.

Sayın Elitaş, en düşük emekli maaşını 7.500 lira yaparak ne yaptınız biliyor musunuz? Her 3 emekliden 2'sini eşitlemiş oldunuz, şu anda her 3 emekliden 2'si hatta 4 emekliden 3'ü aynı maaşı alacaklar, 7.500 lira alacaklar. 3600 gün prim ödeyen de 9000 gün prim ödeyen de aynı maaşı alacak, daha yüksek yani asgari ücretin 2 misli prim ödeyen de asgari ücret kadar prim ödeyen de aynı maaşı almış olacak. Arkadaşlar, siz bunda bir adalet görüyor musunuz? Biz adalet görmüyoruz. En düşük emekli maaşının yükseltilmesini destekliyoruz, en düşük emekli maaşı en az asgari ücret kadar olmalı ama daha fazla prim ödeyen de mutlaka daha fazla maaş almalı, onların maaşları daha yüksek seviyelerde olmalı ki bugünkü gençlere "Ey gençler, ey çalışanlar; daha yüksek prim öderseniz, primlerinizi gerçek anlamda gösterirse işverenler, bu konuda mücadele ederseniz ileride daha gerçek, daha yüksek emekli maaşlarına ulaşabilirsiniz." diyebilelim ama maalesef, böyle bir umudu şu anda siz bitirdiniz ve bunun adaletini ben size soruyorum: Gerçekten burada bir adalet görüyor musunuz Sayın Elitaş?

İkinci olarak şunu da söyleyeyim arkadaşlar: Bu bayram ikramiyeleri konusunda Sayın Elitaş, bakın "2 bin lira bir bayram ikramiyesi." diyorsunuz. Ya, 2 bin lirayı gerçekten bir ikramiye olarak görüyor musunuz mesela siz? Bugün bir dede bayramda çocuklarını ve torunlarını orta hâlli bir lokantaya götürse "Gelin çocuklarım, torunlarım size bir yemek yedireyim." derse, lüks bir lokantadan bahsetmiyorum, orta hâlli bir lokantaya götüreyim derse bu ikramiyeyle lokantada rehin kalır arkadaşlar, lokantada rehin kalır veya bir emekli bu emekli ikramiyesiyle "Ben eşimle beraber memleketime gideyim, uçağa bineyim veya otobüse bineyim." demeye kalksa belki gidiş biletini alır ama memlekette rehin kalır, dönemez veya "Bayramda bir kurban alayım, bir kurban keseyim." derse kurban alamaz yani bu anlamda, ikramiye belki ilk çıktığı anda bin lira o zaman da komik bir rakamdı, düşük bir rakamdı ama en azından bir kurban alınabiliyordu, en azından o parayla memlekete gidip gelinebiliyordu veya çocuklara, torunlara bayram harçlığı verilebiliyordu ama şimdi bunların hiçbir tanesi yapılamayacak durumda bir bayram ikramiyesi var. Biz bir yasa teklifi sunduk -hep bu yasa teklifini sunduk- emekli ikramiyesinin de bayram ikramiyelerinin de asgari ücret seviyesine yükseltilmesini öneriyoruz. Sayın Başkan, bu teklifimizi gündeme alırsanız; en düşük emekli ikramiyesinin de asgari ücret seviyesine yükseltilmesini öneriyoruz arkadaşlar. Bu önerilerimizi dikkate alırsanız en azından vatandaşlarımıza belki bir nebze olsun gerçek anlamda bir nefes aldırmış oluruz.

Teşekkür ederim.