KOMİSYON KONUŞMASI

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ bünyesinde çalışan başta zor koşullarda, eksi 10 derecede, eksi 15 derecede, yirmi dört saat deprem bölgelerindeki insanlarımıza enerji vermek için çalışan bütün emekçilerin şahsında tüm çalışanlara teşekkür ediyorum, hepsine başarılar diliyorum.

Tabii, sözlerime şöyle başlamak istiyorum: Türkiye'de bu 23 bölgedeki enerji dağıtım şirketleri meselesi Türkiye'nin bir kanayan yarasıdır. Enerji ve gaz gibi temel ihtiyaç olan ürünlerin dağıtımının bir kamusal hizmet olması ve bu hizmetin de kamu eliyle gerçekleştirilmesi konusundaki kararlılığımızın devam ettiğini belirtmek istiyorum. Aslında sizin de görüntülerde gösterdiğiniz pek çok hasar görmüş olan ister direk ister trafo binası gibi tüm yapıların, dağıtım şirketleri eliyle toplam elde ettikleri cirolar içinde yatırıma ayırması gereken payları ayırmadıklarını yani emeği zaten çok düşük ücretlerle çalıştırdıklarını, taşeron sisteminin yaygın bir biçimiyle enerji dağıtım şirketlerinde egemen olduğunu, geçmişte bu kurumda kamu eliyle yani TEDAŞ eliyle bütün dağıtımın yapıldığı dönemlerde -işte, benim bildiğim, İstanbul'da Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ'nin bir kamu şirketi olduğu dönemde- emekçilerin almış oldukları reel ücretlerin son derece azaldığı ve ciddi biçimiyle yoksullaştığı ve bunun ötesinde de dağıtım şirketlerinin yatırım yapmayarak hâlâ 21'inci yüzyılda, 2023 yılında Anadolu'nun pek çok bölgesinde elektrik dağıtım hatlarının direklerle taşınıyor olması, trafo binalarının otuz yıllık, kırk yıllık, elli yıllık binaların içinde yüksek teknoloji ürünü enerji dağıtım aparatlarının bulunuyor olmasının temel sebebi bu yanlış tercihtir. Bu tercihin arkasında tabii siyasal nedenler de vardır. Burada dağıtım yapan şirketlerle ilgili daha önce de sizin bize vermiş olduğunuz bir sunum vardı, o sunumda da firmalar biliniyordu. Şimdi, Türkiye'de bölge bölge dağıtılmıştır ve bu dağıtım işinde -çok ilginç- hatta enerji işiyle doğrudan ilişkisi olmayan, çok yakın dönemde enerji piyasasına oyuncu olarak girmiş olan kimi şirketlerin de bu dağıtımdan pay aldığını görüyoruz. Yine, bölgede dağıtım yapan Toroslar Enerjinin sahibi olduğu firmaların da bu bölgenin dışında, başka isimlerle de dağıtım şirketlerinin olduğunu ve Türkiye'nin başka coğrafyalarında da dağıtım yaptığını biliyoruz.

Bunları belirttikten sonra şunu söylememiz gerekiyor: Bütün afet sonrası senaryo, aslında enerjinin kesintiye uğraması sonrasındaki diğer iş akışlarının aksaması üzerine. Yani biz bugün bu Komisyonda enerjiyle ilgili neyi konuşacağız? Bir: Afet öncesinde enerjinin kesintiye uğramaması için neler yapılması gerekir ve bunları kimin yapması gerekir, hangi kurumun sorumluluğunda bizim bu hizmetleri görmemiz gerekir? Nedir bu riskler? Bir: Ülke genelinde enerji kesintisi riskimizi nasıl azaltabiliriz? Altyapı tesislerinin hasar görmesi riskini azaltmak için bu tesislerin iyileştirilmesi konusunda kaç yıllık bir zaman dilimi içinde bir süreç yönetimi, strateji planı oluşturduk? İletişim hizmetlerinin sağlanamaması durumunda neyi alternatif olarak devreye sokabiliriz? Ulaşım altyapısının hasar görmesiyle enerji nakil hatlarında meydana gelecek olan hasarların bizi nasıl etkileyeceği konusunda bir senaryomuzun olması gerekir. Afet bölgelerinde, sadece deprem değil afet bölgelerinde enerji dağıtım şirketinde çalışan personelin de afetzede olması durumunda bunun yerine ikame edilecek olan personelin hangi senaryolarla bölgeye ulaştırılacağının mutlaka oluşturulması lazım. İkincil afetlerin oluşmasını engellemek için ne gibi tedbirler alındığının yani deprem sonrasında yangın ya da başka afetler meydana gelmesi durumunda kurumun bu senaryoları yapıp yapmadığının bilinmesi gerekir. Bir de teknik malzeme arzının sağlanması konusunda nasıl bir çalışma olması gerekir?

Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, enerjiyle ilgili, dediğim gibi, TEDAŞ'la ilgili önümüzdeki süreçte acilen yapılması gerekenleri de kısaca şöyle özetleyebilirim. Enerji hususuna ilişkin olarak Detay Önlem Planı'nın oluşturulması lazım. Deprem sonrasında enerjinin sürekliliğinin sağlanması için yapılacaklara ilişkin bir eylem planı hazırlanması, elektrik dağıtım şirketleri ve AFAD koordinasyonuna ilişkin kontrollerin yapılması; elektrik üretim, iletim ve dağıtım altyapılarının deprem dayanıklılığının test edilmesi, sismik testler yapılarak elektrik ve haberleşme altyapısının sismik durumunun gözden geçirilmesi ve deprem sayılarının denetlenmesi gerekir. Afet öncesinden başlayarak afet sonrasına kadar hasar tespitlerini yapabilmek için "drone"lar ve uydu görüntü işleme özellikli Hasar Tespit Projesi'nin hayata geçmesi gerekir. Kentteki trafo merkezlerinin deprem dayanıklılığına ilişkin testlerinin yapılması, trafoların insan yaşamının olduğu yerlerden çıkarılması, arazi elde etme konusunda yaşanan sorunların çözülmesi ve imar planlarında yer alması konusunda bir yasa ve yönetmelik değişikliğinin yapılması gerekir. Afet sırasında mutlak kesintiler göz önünde bulundurularak kentin statik açıdan uygun ve depreme dayanıklı olan her yapıda güneş enerji sisteminin yaygınlaştırılması ve kamu yapıları ve kurumsal binalar başta olmak üzere uygun her çatıda güneş enerji sisteminin kurulması gerekir. Kent genelinde güneş ve rüzgâr çözümlerinin hibrit olarak düşünülmesi ve bir arada planlanması gerekir. Afet durumunda da enerji sistemlerinin güvenliğinin nasıl sağlanacağının planlanması gerekir. Sokak aydınlatmalarının afete dayanıklılığı konusunda çalışma yapılması ve arama kurtarma sırasında kullanılmak üzere taşınabilir aydınlatma ünitelerinin kurgulanması gerekir. Deprem toplanma alanları ve afet parklarının güneş enerji sistemlerinin kurulması gerekir. Tüm kamusal alanlarda yer alan sokak lambalarının solar direkler olarak düşünülmesi ve şarj sistemlerinin kurulması gerekir. Yaşamsal ihtiyaçlar için güneş enerji sistemlerinin mikro ölçeklerde kurgulanması ve bagaja sığabilir ölçülerde temin edilmesiyle ilgili bir senaryonun hazırlanması gerekir. Kent geneli ve komşu iller için jeneratör envanterinin oluşturulması ve depremde hangi jeneratörün nerede kullanılacağının senaryosunun hazırlanması gerekir. Tüm mahalle ve sitelerde jeneratör bulundurulmasının zorunlu hâle getirilmesi gerekir. Sanayi kuruluşları, hastane, sağlık tesisleri gibi kritik alanlarda zorunlu jeneratörlerle ilgili standartların değerlendirilmesi ve denetimlerinin yapılması gerekir. Jeneratörlerde kullanılacak akaryakıtın uygun koşullarda ve güvenli bir şekilde depolanması ve bu denetimlerin de düzenli olarak yapılarak yeterli miktarda yakıtın depolandığının kontrol edilmesi gerekir. Arama kurtarma çalışmaları sırasında kullanılmak üzere sessiz jeneratörlerin temin edilmesi ve deprem anında kullanılması için açık alanlara yerleştirilmesi, arama kurtarma ekipleri gerekli ekipmanının ve hilti, manivela, demir kesme makasları gibi mekanik aletlerin de bu mobil jeneratörlerin yanında konumlandırılması gerekir. Jeneratörlerin arama kurtarma alanına veya çadır kentlere taşınması için bir planlama yapılması gerekir. Jeneratörlerde kullanılacak akaryakıt stoku için güvenlik önlemlerinin alınması gerekir. Hastaneler için toplam enerji tüketimine yönelik üretim gücünün sağlanmasına yönelik planlama yapılması ve UPS destekli enerji üretim sisteminin kurulması gerekir. Doğal afetler için ortak kullanıma açık iş makinalarına ait bir envanter oluşturulması ve vergi muafiyeti uygulamasıyla iş makinesi sahibi firmaların afetlerde belediye hizmetine destek olmalarının sağlanması için bir eş güdüm yapılması gerekir. Son olarak da bina içi acil aydınlatmaların şebeke kesintilerinde devreye girmesi konusunda standartlar getirilmesi, var olan standartların gözden geçirilmesi gerekir. Sayın Başkanım, hatırlarsanız İstanbul Marmara depreminden sonra tüm binalarda pilli, şarjlı aydınlatmalar çok yaygın olarak kullanılmıştı ancak sonrasında bu denetimler yapılmadığı için ortak kullanım alanlarında, merdivenlerde ve başka alanlarda bunlar süreç içinde kendiliğinden yok oldular. Bu konularla ilgili de denetimlerin sıkılaştırılarak belli bir yasal standart getirilmesine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Teşekkür ederim.