| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Ankara Milletvekili Arife Polat Düzgün ile Antalya Milletvekili Mustafa Köse ve 150 Milletvekilinin; İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/5006) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 30 .03.2023 |
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Sayın Başkanım, Kıymetli Bakanım; bu Komisyon 6 kez toplandı bu dönem -yani hesaplayabildiğim kadarıyla, baktığım kadarıyla- 4'ünde tali, 2'sinde de -bugün 2'ncisi- ana kanunun üzerinde toplandı.
Şimdi, buradaki arkadaşlarımızın hepsi kendi alanında uzman ya da eksik olduğumuzda -işte Kabaoğlu Hoca gibi- o eksiklikleri tamamlıyoruz. Ya, adı üzerinde ihtisas komisyonu. Bu dönemin en önemli özelliği Meclisin yasayı kendisini çıkarması yani teklifi kendisini çıkarması. Bir anlamda bizim aldığımız maaşı da hak etmemiz gerekiyor yani burada yaptığımız işin gereğini de yerine getirmemiz gerekiyor. Çünkü buradaki arkadaşlarımızın hepsi aynı alanda çalışanlar; ya çalışma alanında, ya hekim ya diş hekimi ya eczacı; değilse bile o alandaki sorumluluktan kaynaklı o bizden beklentisi olan insanların ihtiyaçlarını gidermemiz gerekiyor, var olma sebebimiz o. Ama siz bize laf söyleyeceğinize "Ya, niye kızıyorsunuz?" diye laf söyleyeceğinize başta İsmail Bey'e "Yahu kardeşim, burası oylamayla yapılacak bir yer mi..." Yani çoğunlukla kararın alındığı bir yer değil ki. Herkes kendi görüşlerini ifade edecek ve biz burada doğru bir şey yapacağız. Kimin adına? Halk adına, meslektaşlar adına. İşte yakın zamanda pandemi yaşadık. Pandemide bu sağlıkçıların yani bizim ihtisas konumuzun ana gündemi olan sağlıkçıların ne kadar kıymetli olduğunu da gördük ve onları iyileştirmemiz gerekiyor. Bu yasa ister doğru ister değil, o yüzden açıklama yapması lazım hocanın, Arife Hanım'ın. Çünkü bu yasayı hekimler ceza yasası olarak görüyor, şu anda kamuoyuna öyle geçmiş durumda. Kamuoyundan eczacılar ve hekimler sürekli bize mesaj atıyor "Biz artık hekimlik yapamayacağız." diyorlar. Ya, böyle bir şeye, böyle bir algıya bile hiçbirimizin hakkı yok.
Sonra, biz burada eğer saraydan gelen yasa tekliflerini onaylayıp geçen bir mekanizma isek bize yazık yani daha önce yaptığımız görevlere yazık, bulunduğumuz makamlara yazık; doğru değil. Biz burada diş hekimlerinin sorununu çözmek durumundayız. Kamu eczacıları... Ya, işte kamu eczacıları kaç defa geldi, hiç iyileştirme yapamadık. İşte, geçen toplantıda "Uzman eczacılar da dâhil olsun." dedik, ya bir kelime eklenecekti "Türkiye'de -ben o gün 56 dedim, bugün 70 olduğunu öğrendik yani Komisyonda- toplam 70 uzman eczacı var, bunları da ilave edelim." dedik. Ya, bunun kime zararı var Allah aşkına? Yani hazineye bir zararı var mı? Yok. Biz ne diyoruz? "Yerli ilaç sanayisi" diyoruz değil mi? Yerli ilaç sanayini kiminle yapacağız ya? Uzman eczacılarla. Bunun siyasetle de alakası yok, benimle hiç alakası yok yani ben de uzman değilim. Özellikle sizlerin, akademide görev almış hocalarımızın bu konuda en hassas davranması gerekiyor ama yazık davranmıyoruz yani. E, biz onu yapamıyoruz, bunu yapamıyoruz, saraydan geleni onaylıyoruz, çıkıyoruz. E, günah. Yani bizim bu şekilde gitme şansımız yok. Bu da bir fırsat; gelin, burada da değerlendirelim. Yani baktık biz, gördüğümüz kadarıyla meseleyi sadece cezaya getirmiş.
Örneğin, eczacılarla alakalı da bir madde var. Eczacılar bu düzenlemeyi çıktıktan sonra görüyor. Ya, Türk Eczacıları Birliği -örnek diye vereyim, hadi Tabipler Birliğine siyaseten bakıyorsunuz, bir sürü eleştiride bulunuyorsunuz; Türk Eczacıları Birliği her zaman iktidarla ortak proje yapan bir meslek odası- ya onunla bir tartışın, onunla bir görüşün, ona bu yasa buraya gelmeden önce bir gönderin, teklifi hazırlasın, gelsin. Şimdi ben soruyorum Türk Eczacıları Birliğine: Ya, bu 19'uncu maddede yüklü miktarda ceza var, 20 bin lira ceza var. Bir ilaçta 20 bin lira cezayla o işletme ayakta durabilir mi ya da o korkuyla iş yapabilir mi?
SELİM GÜLTEKİN (Niğde) - Eczane yok Burhanettin Bey.
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Eczacı var ya, eczacı var ya.
SELİM GÜLTEKİN (Niğde) - Yok, yok.
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Dur, geliyorum zaten oraya.
Sonra, TİTCK'ye başvurmuşlar, TİTCK demiş ki: "Aman ya, biz öyle bir şey düşünmüyorduk. Hemen bunu düzeltelim." falan. Niye böyle bir şey olsun? Niye kamuoyunda bu tartışılsın? Niye buraya gelsin? Niye bu kadar karışık, karmaşık işler yapılsın? O açıdan bu Komisyonun kendi özüne, anlayışına uygun davranmasını tekrar size hatırlatmak isterim.