| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Ankara Milletvekili Arife Polat Düzgün ile Antalya Milletvekili Mustafa Köse ve 150 Milletvekilinin; İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/5006) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 30 .03.2023 |
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Teşekkür ederim.
Şimdi, beş sene önce Henry Kissinger'ın asistanıyla olan bir diyalog vardı, anekdot, onu anlatmıştım, tekrar anlatma gereği duyuyorum. Henry Kissinger danışmanından bir Orta Doğu dosyası hazırlamasını istiyor. Her neyse, danışmanı bir hafta sonra hazırlayıp dosyayı Henry Kissinger'ın masasına koyuyor. Arkasından, Henry Kissinger iki gün sonra üzerine bir post-it yapıştırıyor "Hazırlayabileceğiniz en iyi dosya bu mu?" diye. Her neyse, bir hafta sonra danışmanı tekrar bir dosya koyuyor Henry Kissinger'ın önüne. Yine, iki gün sonra üzerinde bir post-it "Hazırlayabileceğiniz en iyi dosya bu mu?" Aradan bir hafta, iki hafta... Her neyse, 4'üncü defasında Henry Kissinger yine bir post-it yapıştırıyor ve orada yine aynı şey, diyor ki: "Hazırlayabileceğin en iyi dosya bu mu?" Sonra danışman isyan ediyor, diyor ki: "Efendim, hazırlayabileceğim en iyi dosya bu." Henry Kissinger da şöyle bir cevap veriyor, diyor ki: "O zaman okuyayım." O zamana kadarki dosyaları okumamış. Şimdi, danışman da tabii bir şey diyemiyor. Buradaki kanun teklifinde ben o cümleyi, o kelimeyi bir ağabeyim, bir meslektaşım olarak kullanmam, ağzıma da yakışmıyor ve ömrü hayatımda hiçbir zaman hiçbir meslektaşımdan, ne benden küçük ne de benden büyük hiç kimseden o cümleyi, o kelimeyi duymadım. Yine de dile getirmek istemiyorum, burada kötü bir şey de söylemedik.
Şimdi, hazırlanan bu dosya okunmaması gereken bir dosya, geri çekilmesi gereken bir kanun teklifi olarak görünüyor. Alelacele hazırlanmış, muhtemelen yeteneksiz ve liyakatsiz saray bürokrasisinin hazırladığı bir kanun teklifi. Bunun yerine, keşke... Şu son dönemde -arkadaşlar defalarca söylediler ama- özellikle Hatay, Kahramanmaraş, Malatya'daki asistan hekimlerinin sorunları gerçekten çok ciddi. Kendi illerinde kalmaya zorlanıyorlar ve Tıpta Uzmanlık Kuruluyla ilgili orada bir yaptırımları var. Depremzede asistanların sorununun derhâl çözülmesi gerekiyor ve bu arkadaşlar gerçekten mağdur, oradaki aile hekimleri gibi. Bu arada, tekrar hepimize geçmiş olsun ülke olarak. Şimdi, Hatay'da otuz güne yakın kaldık. Orada Hatay için, Hatay'daki Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ek binasında -150 yataklı benim bildiğim kadarıyla- hemen hemen tüm hastalar ve sağlık çalışanları, o gün nöbetçi olanların hepsi enkaz altında kaldı. Aynı şekilde bir hastane de bizim Kütahya'mızda var, Kütahya ek bina. Bu hastanede 7-8 yaşlarındayken ben de yatmıştım hasta olarak ve bu hastane şu anda faaliyet gösteriyor ve burası da deprem yönetmeliğine uygun değil. Bu hastanenin de derhâl tahliye edilmesi, gerekirse başka kamu binalarında hizmet görmeye devam etmesi gerekiyor ki bu 300-400'e yakın yatağı olan ek binanın birçok insanımıza mezar olmaması için tedbir alınması gerekiyor. Burada çekmiş olduğunuz maddeyle ilgili veya geri aldığınız maddeyle ilgili hekim-hasta ilişkisi adli yargıda Borçlar Kanunu'na göre değerlendiriliyor. Orada hasta ile hekim arasındaki ilişki muayene odasına girdiği zaman başlıyor ve hekimin orada özel yükümlülüğünü yerine getirmesi yani tıbbın gerektirdiği her şeyi güncel olarak yerine getirmesi yeterli oluyor. Burada hekimin sorumluluğu normalde bitiyor ama sizin getirmiş olduğunuz, geri çekeceğinizi söylediğiniz o 36'ncı maddede bu konu işlenmiyor. Kötü sonuç şöyle: Hekim her türlü özel yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen -yargının bakış açısı o- kötü sonuç hasıl olabilir. Siz gereken her şeyi yaparsınız ama kötü sonuç ortaya çıkabilir yani o bizim "komplikasyon" dediğimiz veya "yan etki" dediğimiz o olaylar ortaya çıkabilir. Her türlü şeyi yaparsınız, hastalığa teşhis koyamayabilirsiniz, tanı koyamayabilirsiniz; tanı konamayan yüzlerce hasta vardır. Bundan dolayı maddi ve manevi tazminatların ve artı, sizin getirmiş olduğunuz sistemdeki meslekten men etme uygulamasının çok yanlış olduğu şuradan belli: Bakın, binalar yıkıldı, inşaat mühendislerine ve mimarlara meslekten men cezası mı uygulaması gerekiyor sistemin? Avukat müvekkilini doğru dürüst savunamadı, savunamadığı için belli bir süre veya sınırsız olarak meslekten men cezası mı gerekiyor? Aynı şekilde, öğrenciyi iyi şekilde yetiştiremeyen, öğrenciye üniversite sınavını vesaireyi kazandıramayan bir öğretmen için "meslekten men" cezası diye bir kavram olabiliyor mu? Bunları düşünmeden getirilmiş -bu cümleyi kullanmak hoş değil ama- saraydan hazırlanmış bu kanun teklifini, liyakatsiz bürokratların, liyakatsiz kişilerin hazırladığı bu kanun teklifini tamamen, külliyen çekmenizi tavsiye ederim.
Burada Sayın Bakan vardı... Şimdi, siz aile hekimliği sistemini niye kurdunuz? Birinci basamak olsun, sevk zinciri olsun diye ama siyasi tercihlerinizde siz, Bolu'da, Isparta'da, Düzce'de pilot uyguladığınızda neden geri adım attınız? Aslında halk sağlığının ve bu randevu sisteminin tamamen çözmesi gereken kısmı oydu. Dünyanın birçok ülkesinde HBYS sistemi tektir ama bizde nedense birden çok HBYS sistemi var, rant var orada. Randevu alınamıyor.
Şimdi, Sayın Vedat Bilgin'le olan diyaloğu ve Bütçede olan diyaloğu da size söyleyeyim: Şu anda özel hastanelerde... Demin mevzu olan kolon kanseri bir hastayla ilgili bir bahis vardı, işte 300 bin lira para istenmiş vesaire. Normalde onkoloji hastalarının hiçbirinden ek ücret alınamıyor, gerçi SGK mevzuatı içinde ama şu anda Türkiye'deki tüm özel hastaneler -gerek onkoloji ve kardiyoloji gerek başka hastalıklar da dâhil olmak üzere- alınmaması gereken farklar alıyorlar, artı, hiç alınmaması gereken, normal, ayakta tedavi olan hastadan da alınan farklar afaki ve yasa dışı; mevzuat dışı, yönetmelik dışı. Neden buna müdahale etme gereği duymuyorsunuz AK PARTİ iktidarı olarak, gerek Sağlık Bakanlığı gerekse Çalışma Bakanlığı? Bu sorunlar varken, Hatay'da mağdur olan o hekim arkadaşlar varken, aile hekimleri varken... Açıkçasını söyleyeyim: Bu dosyayı tekrar en iyi şekilde hazırlayıp inşallah gelecek dönemde getireceğiz, sağlıkla ilgili sorunlar çözülecek.
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Hekimlerin adını verir misiniz Sayın Vekilim, yardımcı olalım. Kimdir bunlar? Hatay İl Sağlık Müdürümüzle konuştum şu anda...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Evet, Hatay İl Sağlık Müdürünüz istifa etti, milletvekili aday adayı oldu.
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - İstifa etmiş olabilir, ben yine İl Sağlık Müdürüyle...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Ben size 45 hekim arkadaşın ismini buradan da vereyim, hatta çıktısını alıp vereyim. Bu 45 hekim arkadaş, bakın, bir tanesinin...
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Tamam, sorun ne?
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Hepsinin ismini vereceğim.
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Yok, hayır; sorun ne yani konteyner mi bulamamışlar?
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Bakın, şu anda Hatay'a devlet hizmet yükümlülüğüyle atananlar da dâhil olmak üzere ve orada daha önceden...
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Benim arkadaşlarım da gidiyor, orada yaşayan aile hekimleri midir, nedir?
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Aile hekimleri, 45 aile hekimi.
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Kalacak konteynere mi ihtiyaçları var?
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Evet.
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Tamam, siz bize isimlerini verin, ben İl Sağlık Müdürümüzle konuştum...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - İl Sağlık Müdürü yok şu anda.
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Var.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Var mı?
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Tabii ki var.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Peki, ben size başka bir örnek vereyim, o zaman ajitasyon yapmadan bir şey vereyim: İl Sağlık Müdürü, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, Sağlık Bakanlığının Sağlık Müdürüdür, ben bu İl Sağlık Müdürü Sayın Mustafa Hambolat'ı aradığımda bana bu konuda yardımcı olamayan Sağlık Müdürü siz arayınca nasıl...
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Hayır, hayır...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Evet.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - İktidar milletvekili olunca yardımcı oluyorlar.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Bakın, ben size bir şey söyleyeyim: Siz biliyor musunuz, Hatay Karaağaç çadır kentinde, uyku apnesi olan, KOAH'ı olan Ali amcanın eşi şu anda hâlâ elektriğe ulaşamadığı için ne oksijen konsantratörü kullanabiliyor ne de ventilatör kullanabiliyor ve bunu İlçe Sağlık Müdürü...
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Sayın Vekilim, ben de doktorum...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Ya, sizin ile bizim aramızda bir fark yok ki, ben bunu illetim diyorum size...
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Hayır...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Sayın Vekilim, bakın, sizin ile bizim aramızda...
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Ben sadece ve sadece...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Lütfen, müdahale etmezseniz ben sevineceğim de ben size yine vereyim ama şöyle söyleyeyim: Eğer bir iktidar milletvekilinin talebiyle bir şeyler gerçekleşiyorsa...
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Hayır, onunla alakası yok ki, ben sadece...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Siz onu ima etmek istiyorsunuz.
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Yani bunu nasıl böyle çarpıtıyorsunuz.
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Hesabını burada soruyorsun ama.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Hesabını ben size sormadım; bakın, iktidara sordum.
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Hesabını burada soruyorsun ama.
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Bakın, Beyefendi...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - "Beyefendi" değil, pardon "Sayın Vekilim."
OTURUM BAŞKANI MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT - Karşılıklı kavga etmeden, atışmadan...
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Barınmayla ilgili bir sorundan bahsedildi, ben de dedim ki: Ben İl Sağlık Müdürümüzü aradım, dedim ki ben size böyle böyle bir komisyonla geldim... Tamamen iyi niyetli. O da dedi ki: "Sayın Vekilim, bu konu bize gelmedi." Ben de dedim ki: Ben vekil arkadaşımdan isimleri alır, size iletirim, vekilimizle de temasa geçersiniz. Şimdi, siz bunu alıp, yok "İktidar vekili olarak siz arayınca..." yok...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Hayır, iktidar vekili değil, bakın... Lütfen ya, siz niye çarpıtıyorsunuz ki?
OTURUM BAŞKANI MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT - Karşılıklı niyet okuması da yapmayalım lütfen.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Onlar niyet okuyor, ben onların...
Bakın, Sayın Başkanım, ben diyorum ki: Hatay'da 45 hekim arkadaş var, Federasyondan gelmiş, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonundan da isimleri var, hepsinin tek tek telefon numaraları, iletişim bilgileri de var ve bu hekim arkadaşların bir kısmının çocukları Ankara'da, Mersin'de vesaire...
RECEP ŞEKER (Karaman) - Kaçırdığınız bir yer var... Polemik...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Bunun polemikle alakası yok. Bir saniye, ben bir anlatayım...
RECEP ŞEKER (Karaman) - Kaçırdığınız bir yer var, onu söylüyoruz.
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - İl Sağlık Müdürümüz "Bana bu konu intikal etmedi, vekilimizin de telefonunu verin, konuşayım." dedi efendim.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Ben size...
RECEP ŞEKER (Karaman) - Biraz önce görüştünüz ya, ilk, başlangıçta; Komisyon toplantısının...
OTURUM BAŞKANI MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT - Şöyle yapalım mı: Fazıl Bey'in konuşması bittikten sonra cevaben siz konuşun çünkü bu şekilde tutanaklara geçmiyor ve anlamsız bir şey çıkacak.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Şimdi, o zaman, bakın...
OTURUM BAŞKANI MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT - Fazıl Bey, bir saniye lütfen... Şimdi, herkes sabırla sayın vekilimizi bir dinlesin, sonra cevaben...
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Vallahi, Sayın Başkanım, sabırla dinliyoruz yani sabahtan beri!
OTURUM BAŞKANI MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT - Şöyle bir şey var: Böyle karşılıklı olduğu zaman zaten sizin verdiğiniz cevaplar tutanağa geçmiyor çünkü mikrofon açılmıyor. Dolayısıyla, anlamsız bir metin çıkmasından da endişeliyim.
(Uğultular)
OTURUM BAŞKANI MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT - Bakın, lütfen Başkanı dinler misiniz, toplantıyı ben yönetiyorum.
Fazıl Bey, şimdi siz konuşun, size cevap hakkı verilecek, lütfen...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Şimdi, değerli vekil arkadaşlarım, ben burada bir şeyi kötüleme amacıyla bir cümle sarf etmiş değilim. Bakın, eğer kötülemeye yani işleyişteki aksaklıkları anlatmaya başlarsam isterseniz başlayayım. Başlayayım mı? Bakın, ben bir şey söyleyeceğim.
RECEP ŞEKER (Karaman) - Sizin o dediklerinize...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - O zaman başlıyorum: Deprem bölgesindeki 4 ilde tüm sahadaki sağlık kuruluşlarını gezdik, dolaştık tek tek; revir de kurduk. Bakın, bir şey söyleyeyim size: İskenderun'da şu anda hiçbir kamu kuruluşunda, kamu hastanesinde doğum yapılamıyor, biliyor musunuz onu? "Yapılıyor." diyen arkadaş... Hepiniz geldiniz, İskenderun'da yapılabiliyor mu? Arsuz'da yapılabiliyor mu? Hatay merkezde yapılabiliyor mu? Yabancıların kurmuş olduğu hastanede doğum yapıldı. Ha, bu kötü bir şey değil, yardım edilsin ama ne kadar büyütürseniz büyütün işte "Bu doğal afettir, asrın afetidir..." falan; amenna ama bizim bir tane kamu hastanemiz kalmamış. Artı, adamlar sahra hastanesinde doğum yaptırdılar, sahra hastanesinde sezaryen yaptırdılar; biz yapamadık. İskenderun Devlet Hastanesinin bahçesinde kurulan sahra hastanesinde hekim arkadaşların, ne tedavi öncesi ne muayene öncesi ne de sonrasında ellerini yıkayacak su yoktu ve bu, birkaç hafta devam etti. Bunun aksini söyleyebilecek arkadaşımız var mı burada? Yok. Bakın, Hatay'da sistem tamamen çökmüş. Ben burada diyorum ki: Aile hekimleri, 45 arkadaş, bunlar Federasyon vasıtasıyla bize ulaştılar, tek talepleri var; bu talebi şu anda gündeme getirsek keşke bu uyduruktan kanun teklifi olacağına. Ben kötüler mahiyette hiçbir şey söylemedim ama siz üzerinize almıyorsunuz.
RECEP ŞEKER (Karaman) - Hayır.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Sağlık Hatay'da ve Türkiye'de bitmiş vaziyette, sağlık bitmiş vaziyette. Yatılı kurum yok. Ne demek yok? Doğum yapamazsınız, yapamıyorsunuz; yapmayın, etmeyin eylemeyin.
SELİM GÜLTEKİN (Niğde) - Türkiye'de?
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Hatay'da.
SELİM GÜLTEKİN (Niğde) - Az önce Hatay'da da söylediniz.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Türkiye de bitmiş vaziyette. Bakın, 300 bin lira istenen onkoloji vakasını... Burada, onkoloji vakasından para alınmayacağını İsmail Bey çok iyi bilir, özel hastanede alınamaz, fark alınamaz.
Peki, ben size burada bir hastanın -hiç gündeme getirmiyorum- depremzede diye Antep'teki hastaneye gittiğinde... Bir çocuk enkaz altında kalmış, beyinde sıvı toplanması nedeniyle şant ameliyatı oluyor. 80 bin lira para istiyorlar "Ben depremzedeyim." deyince 40 bin liraya düşüyorlar. Telefon açınca sıfır aldılar ve bunun belgesi var; bunun belgesi, iletişim bilgilerinin hepsi var bende. Peki, özel hastane, suç duyurusunda bulunsanız dahi... Peki, bir şey söyleyeyim size: Aksaklık, bu öngörmezlik, bu cehalet nereden geliyor?
Bakın, size bir şey anlatayım: Deprem bölgesindesiniz, gecenin üçünde, dördünde deprem olmuş; sizin işitme cihazınız komodinin üzerinde; atıyorum, gözlüğünüz komodinin üzerinde; atıyorum, takma dişiniz orada; atıyorum "walker"ınız yok, yürütme cihazınız yok, vesaire. Peki, SGK bunu ödüyor mu? Bu hasta Mersin'e gitti, bu hasta depremden sağ kurtuldu.
SELİM GÜLTEKİN (Niğde) - Ödemiştir yani...
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Vallahi, hepsini biz...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Hayır, hayır. Bakın, SGK Başkanının bir tek şeyi var...
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Ağzımızı açtığımızda...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Ama siz şu anda ağzınızı açamazsınız, ben konuşuyorum; basın düğmeye siz konuşun.
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Bir süre yok mu bunda ya? Yani, süresiz konuşulacak mı Sayın Başkanım?
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Sayın Vekilim, basın düğmeye siz konuşun, size de konuşma sırası veriyorlar.
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Saat on birden beri konuşuyorsunuz daha maddelere geçemedik ya! "Konuşmuyoruz." dersek ayıp olur ya!
OTURUM BAŞKANI MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT - Sayın Vekilim, aslında kanunun tamamına yönelik konuşma...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Evet, kanunun tamamına yönelik konuşuyorum.
OTURUM BAŞKANI MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT - Kanunla ilgili odaklanarak konuşsak çok daha verimli olacak diye düşünüyorum.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Tamamen kanunla odaklı, kanun odaklı.
OTURUM BAŞKANI MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT - Ve biraz cevap hakkı doğuracak şeyler söylediğiniz için sizden sonra Tuba Hanım'a söz vereceğim.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Hayır canım, ben birisini itham ettim mi?
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Ben konuşmayacağım, tamam, buyursun, konuşsun Sayın Vekilimiz.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Ama insicamımı bozdunuz, gayet güzel bir şey anlatıyordum ben.
Bakın, SGK Kurum Başkanını aradım...
OTURUM BAŞKANI MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT - Lütfen, kanun metninin tamamına yönelik görüşlerinizi merakla bekliyoruz, ona geçelim.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Şimdi, depremzede olan insanların gittikleri yerde de katılım payı -ilaç da dâhil olmak üzere- ödememesi gerekiyor.
SELİM GÜLTEKİN (Niğde) - Ödemiyor, ödemiyor.
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Ödemiyor zaten.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Ödüyor. İlaç farkı ödüyor mu? Fiyat farkı ödüyor mu?
SELİM GÜLTEKİN (Niğde) - Katkı payı ödüyor.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - İnsülin için 300 lira fark veren hastayı gördünüz mü?
SELİM GÜLTEKİN (Niğde) - O, başka bir şey, deprem...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Aynı şey.
SELİM GÜLTEKİN (Niğde) - Katılım payı...
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Fiyat farkını niye ödüyor?
SELİM GÜLTEKİN (Niğde) - Biraz önce katılım payı dediniz, ben ona dedim.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Katılım payı da ödüyorlar.
SELİM GÜLTEKİN (Niğde) - Ödemiyorlar.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Alanlar var.
Peki, işitme cihazı alabiliyor mu? Diş protezi dışında hiçbir şey yapılamıyor.
SELİM GÜLTEKİN (Niğde) - Ya, kanunla ne alakası var ya!
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Kanunla bal gibi alakası var.
OTURUM BAŞKANI MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT - Kanunla alakası yok yani Deprem Komisyonu olsa mesela orada anlamlı olabilir.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Bu kanun sağlık sistemini düzeltmek için mi var, yoksa hekimleri gömmek için mi var? Sağlık sistemini zaten düzeltemediniz. Neden yirmi yılın sonunda son hafta geliyor bu?
Şimdi, şöyle söyleyeyim...
OTURUM BAŞKANI MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT - Sayın Kasap, zaten çekilmiş bir madde üzerine polemik oluşturuyorsunuz.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Ya, o sizin kanaatiniz, polemik oluşturmuyorum, olanı ortaya koyuyorum. Olan, faciadır. Açıkçasını söyleyeyim: Şu anda bu hastaların gözlüğünü bile temin edemiyorsunuz ya! SGK Başkanı "Bunda hata yapmışız." diyor. Gözlük veremiyorsunuz, işitme cihazı veremiyorsunuz çünkü adamın SGK sisteminde gözlüğü ve işitme cihazı var görünüyor ama depremde enkazın altında kaldı; haberiniz var mı? Bizim bunları gündeme getirmemiz gerekirken, biz kalkıp orada, işte "Hekimi meslekten men edelim..." Birilerini meslekten men etmek gerekiyor.
Çok teşekkür ediyorum.