| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı hakkında (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Orman ve Su İşleri Bakanlığı b) Orman Genel Müdürlüğü c) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ç) Meteoroloji Genel Müdürlüğü d) Türkiye Su Enstitüsü e) Ekonomi Bakanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 12 .02.2016 |
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Sayın Bakanım, Değerli Bakan Yardımcım, Müsteşarım, müsteşar yardımcılarım, çok kıymetli genel müdürlerim, kurum ve kuruluşların değerli temsilcileri, Sayın Başkan ve değerli Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi arkadaşlarım; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Bence dürüstlük dün nasıl konuşuluyorsa ve davranılıyorsa bugün de aynısını sergilemektir.
ERHAN USTA (Samsun) - Çok güzel.
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Eğer adam bürokratken başka konuşuyor, siyasetçi olduğu zaman başka konuşuyorsa bunun adına "dürüstlük" denemez. İkincisi...
ERHAN USTA (Samsun) - Kardeşim, bak...
Sayın Başkanım, bana söz vereceksiniz!
BAŞKAN - Hayır, bunu karşılıklı tartışmaya dönüştürmeyelim, daha sonra sataşmadan dolayı söz isterseniz.
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Ben şahsi kanaatimi söylüyorum kardeşim.
ERHAN USTA (Samsun) - Kalkınma Bakanlığının İnternet, web sayfasında Erhan Usta'nın yaptığı bütün sunumlar duruyor.
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - İki...
BAŞKAN - Sayın Usta, söz isterseniz size söz veririz.
ERHAN USTA (Samsun) - Ama, bana ima yollu bir şey söylüyor!
BAŞKAN - Sayın Çaturoğlu, lütfen, siz devam edin.
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - İki...
ERHAN USTA (Samsun) - Bürokratken yaptığım bütün sunumlar burada. Bütün eleştirileri o gün de yaptım, aynısını yaptım, varsa bu kadar dürüst bir kişi bana gösterin!
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Sayın Usta, tamam, güzel de burada...
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, şimdi benim söylemediğimi söylüyorsun!
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Ben Plan ve Bütçe Komisyonunun yeni üyesiyim, eğer burada 100 tane "yalan" kelimesi kullanıldıysa bunun 99 tanesini siz kullandınız. Sizden başka bu kelimeyi kullanacak insan yok mu?
ERHAN USTA (Samsun) - Bakın, 500...
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - "Yalan" denmez, niye denmez bakın, ben size söyleyeyim: Hükûmet bir proje ortaya koyar, bir projeksiyon ortaya koyar ama onu engelleyen bazı sebepler ortaya çıkar, ulusal, uluslararası krizler gibi. Bir hedef koymuşuzdur Hükûmet olarak, bunların gerçekleşmesi noktasında.
ERHAN USTA (Samsun) - O şansı Sayın Bakana verdik.
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Efendim, bir dakika, her şeye müdahale etmeyin ya! Ya, böyle bir usul yok ki!
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Erhan Bey, inanmadığınız bir işi o zaman niye yaptınız?
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Böyle bir usul yok!
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen, Sayın Çaturoğlu konuşuyor.
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Hatibin sözünü kesmeyin arkadaşlar!
BAŞKAN - Lütfen, Sayın Çaturoğlu, devam edin.
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Bu hedeflerden sapma olabilir, bu "yalan" diye nitelendirilemez. Hedeflere ulaşılamamış olabilir veya geç ulaşılabilecek olabilir, bunun adı "yalan" değildir; bunu düzeltmek lazım. İki...
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Çaturoğlu, bakın, hayır...
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Müdahale etme kardeşim ya, sataşmadan söz al!
ERHAN USTA (Samsun) - Olmayacağı ortaya çıktığında, bak, o yüzden soruyorum, diyorum ki...
BAŞKAN - Sayın Usta, lütfen, efendim, istirham ediyorum, böyle bir usul yok!
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Bu ülkenin AK PARTİ hükûmetlerinden önce bir hedefi var mıydı? Yoktu. Bugün iyi kötü hedeflerimiz var, kusura bakmayın yani.
ERHAN USTA (Samsun) - Bak, 2023 hedefleri...
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Ya, arkadaş, bir dakika ya! İyi de böyle bir hedef yok ki!
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır ama öyle bir soru soruyorsunuz ki tahrik ediyorsunuz!
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Etmiyorum, konuşuyorum ben.
BAŞKAN - Efendim, size soru soran yok Sayın Usta! İstirham ediyorum, hatip konuşuyor! Size söz vereceğim!
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, adil olmak zorundasınız!
BAŞKAN - Efendim, size söz vereceğim diyorum!
ERHAN USTA (Samsun) - Adil olmak zorundasınız!
BAŞKAN - Size söz vereceğim diyorum, beyefendi, lütfen, istirham ediyorum!
ERHAN USTA (Samsun) - Söz verecekseniz mesele yok.
BAŞKAN - Ama, her söze bu şekilde müdahale ederseniz bitmez ki bu iş!
ERHAN USTA (Samsun) - Ama, doğrudan şahsıma yönelik...
BAŞKAN - Efendim, lütfen, istirham ediyorum, istirham ediyorum, lütfen...
ERHAN USTA (Samsun) - Söz verecekseniz problem yok.
BAŞKAN - Lütfen, böyle bir usulümüz yok! Sonra söz istersiniz. Size söz vermedik değil ki efendim 22 dakika konuştunuz. Şu Komisyonda en çok toleransı size gösterdik, istirham ediyorum, yine de söz veririz.
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ettik ama boş şeyler konuşmadık.
BAŞKAN - Efendim, yine de söz veririz ama böyle bir usul yok diyorum. Lütfen, hatibi sabırla dinleyin, ondan sonra talep edersiniz, söz de veririz size.
Buyurun Çaturoğlu.
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Bir de "montaj" lafı geçti. "Montaj" denilince benim aklıma şu geldi: 1970'li yıllarda rahmetli Erbakan Hocamızın bu montajcı sanayi anlayışından kalkınmacı ağır sanayi anlayışına yönelik ekonomi politikaları geliştirip ağır sanayi yatırımları için temeller atarken bir zihniyetin de bu temelleri söküp arabaya yükleyip Ankara'ya getirdiği günleri biliyoruz biz ve ne acıdır ki bu ülkede 1960'larda yerli otomobilden söz edildiğinde bunun yapılamayacağını söyleyenleri, buna itiraz edenleri biliyoruz ama bugün inşallah o da yapılacak, hiç kimsenin endişesi de olmasın. "Finans kalitesi" denince de 1994 yılında üç aylık faizlerin yüzde 150, yıllık kümülatif faizlerin de yüzde 400'den fazla olduğu, 2001 yılında ise gecelik faizlerin yüzde 7.500 olduğu aklımdan hiç çıkmıyor; bunları da ayrıca belirtmek istiyorum.
Sayın Bakanım, benim üzerinde konuşacağım konu teşvik sistemimizle alakalı. Bizim teşvik sistemimiz, siz de takdir edeceksiniz ki ülkemizde uygulanan teşvik sistemi illeri ayırıyor, onları sınıflıyor ve bu sınıflamalardan sonra da birtakım onlara dereceler veriyor ve bu derecelerden sonra da ona göre birtakım teşvik tedbirlerinden yararlandırılıyor. Ama, maalesef, bu sistemin bazı iller için, bazı bölgeler için verimli olmadığını ve sonuç vermediğini de müşahede ediyoruz. Benim ilim olan Zonguldak bunun en büyük örneği, üçüncü derecede yer alıyor ve teşvik sistemi uygulandıktan sonra bizim bu teşviklerle alakalı olarak Zonguldak ne istihdamda bir artış sağlayabildi ne göçü tersine döndürebildi ne sosyal ve ekonomik olarak insanlar hayatından memnun hâle geldi. O zaman, burada bir sıkıntı var, burada bir sorun var. Yani bir doktor-hasta ilişkisinden örnek vermek gerekirse, bir hastalık var, bunun teşhisini yapıyoruz, buna reçete yazıyoruz ama bu hasta ne yazık ki iyileşmiyor, günden güne de kötüye gidiyor. O zaman ya bizim koyduğumuz teşhiste bir yanlışlık var ya da ilaçların dozajında bir yanlışlık var, bunları düzeltmemiz lazım.
Bakın, ben size Zonguldak'la ilgili çarpıcı rakamlar vereceğim. Zonguldak, Osmanlı'nın son döneminde ve cumhuriyetin önemli bir bölümünde hâlbuki Bartın'la birlikte büyük Zonguldak, ülkenin sanayi, madencilik, istihdam, ağır sanayi açısından yükünü omuzlamış ve bu ülkeye çok önemli katkılar sunmuş bir şehirdir. Ama dünyada demir çelik ve madencilik sektöründe meydana gelen olumsuz gelişmeler bizim şehrimizi de eksi yönde etkilemiş ve biz bu muhteşem günlerimizden göç veren, istihdam noksanlığına düşen, işsizliğin bol olduğu, enflasyonun yüksek olduğu ve -efendime söyleyeyim- sosyal olarak sorunlu hâle gelen bir şehir olmuşuz. Mesela Zonguldak'ımızın 2013 yılı nüfus sayımı 602 bin 127, 2015'te bu 592'ye düşüyor, 2023 projeksiyonu da 539 bin 515, yani bir şeyler yapılmazsa bu şehir yavaş, yavaş, yavaş ölecek. Buradaki araştırmalardan bu gözüküyor. Bu araştırmayı da Bülent Ecevit Üniversitesi yapmış, ben bunu size de takdim edeceğim Sayın Bakanım.
Biz en çok İstanbul'a, Ankara'ya, Kocaeli'ye, Bartın'a, Karabük'e göç vermişiz. Göç ile ilgili yapılan kapsamlı bir araştırmada göç edenlere niye göç ettikleri sorulmuş ve şu cevaplar alınmış: Yaşam şartlarının kötü olması, gelir yetersizliği, Zonguldak'ta iş bulmanın zor olması, pahalı bir şehir olması, iklim koşulları ve çevre kirliliği. Merkezî yönetim bütçe gerçekleşmelerine göre bizim Zonguldak'ımız 11 il arasında 6'ncı sırada, gelirleri giderlerinden fazla olan... Gelir gider karşılama oranı yüzde 152.
Çeşitli yatırım teşvikleri verilmiş ama bunlardan yeterli neticeyi alamamışız.
Şehir açısından öne çıkan sorunlarımız, madencilik sektörü, bunun büyük sorunları var, Filyos Projesi'nin gerçekleşmemiş olması bizim büyük sorunlarımızdan, tersaneler bölgesinde 6 bin kişiye yaklaşan bir istihdam sağlanmıştı ama dünya krizi ve diğer sebeplerden dolayı şu anda bu 200'lü, 100'lü rakamlara düştü. Ulaşım altyapımız hâlen yeterli değil, bitirilemedi. Teşvik sisteminin temelini oluşturan SEGE 2011 çalışmalarının revize edilmesi ve teşvik sisteminde ilimizin durumunun yeniden gözden geçirilmesi mutlaka sağlanmalıdır. Zira ilimiz ekonomik ve sosyal pek çok gösterge açısından yenilenen bir yapı arz etmektedir. Teşvik Kanunu'nda yer alan stratejik yatırım ve büyük ölçekli yatırımların tutar ve türleri bölgeleriyle uyumlu hâle getirilerek değerlendirmeye alınmalıdır. Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Programı destekleri ilimize de yansıtılmalıdır.
Organize sanayi bölgelerimiz var ama bu teşvik sisteminden dolayı Düzce'ye yatırımcı geliyor, Bartın'a yatırımcı geliyor -onlar bizden daha üst derecedeler- Zonguldak'a yatırımcı gelmiyor. Gelmeyince de bizim organize sanayi bölgelerimiz hâlen hem Ereğli hem Çaycuma yatırımcı bekler durumda. Şu anda faaliyete geçen Alaplı Organize Sanayi Bölgesi de tamamen boş durumda Sayın Bakanım.
Biz bunlar için ne öneriyoruz? Öncelikle, bu teşvik sisteminin değiştirilmesini, bu SEGE'nin değil de başka birtakım faktörlerin göz önüne alınmasını. Göç olayının önemli bir fonksiyon olmasını. İstihdam noksanlığının ve insanların sosyal ve ekonomik... Hani diyorlar ki: Zonguldak'ın bankalarında çok para var. Tamam, vardır, bir zamanlar altın çağını yaşamış, insanlar TTK'dan, ERDEMİR'den emekli olmuş, almış olduğu yüklü ikramiyeleri de bankaya yatırmış, bir kısım millet bunun nemasını yiyor ama diğer insanlar iş dahi bulamıyor. Bu noktada bir...
BAŞKAN - Sayın Çaturoğlu, lütfen tamamlayın sözlerinizi.
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Nasıl tamamlayayım? Yirmi dakika konuştu Sayın Usta, ben daha on dakika konuşmadım, üç dakikası polemiğe gitti. Bana izin verin de ben de konuşayım.
BAŞKAN - Sayın Çaturoğlu, onu kastediyorum efendim, ilave süre veriyorum.
Sayın Bilgiç, lütfen gelir misiniz ya? Ben bu arkadaşlarla iletişim kurmakta güçlük çekiyorum.
(Oturum Başkanlığına Başkan Süreyya Sadi Bilgiç geçti)
BAŞKAN - Çekmezsiniz, çekmezsiniz efendim.
İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Sizi özlediler anladığım kadarıyla, sizin tarzınızı.
Buyurunuz efendim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Sayın Çaturoğlu, son cümlenizi alayım lütfen.
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Bu teşvik sisteminin değiştirilmesini, USG parametrelerinin yeniden gözden geçirilmesini... Mesela orada bir parametre var, İnternet'e ulaşım fazlaymış Zonguldak'ta, o bile bizim şeyimizi etkiliyor ama boş adam ne yapacak? Gidiyor kahveye, İnternet kafeye, orada İnternet'e giriyor veya başka işler yapıyor.
Şimdi, önerimiz: Biz, Sayın Bakanım, Filyos vadi bölgesi için özel bir proje idaresi kurulmasını istiyoruz, birinci isteğimiz bu.
İkincisi: Daha önce Zonguldak-Bartın-Karabük Projesi yapılmış. 1997 yılında tamamlanmış bu, 1995 yılında başlamış. Projenin amacı "Özel sektöre yeni yatırım alanları açmak, uzun ve orta vadeli bölgesel gelişme planları hazırlamak ve bölgede yatırım alanları oluşturmak." demiş ama bu proje neticeye varamamış. Zonguldak'a özel, çevresiyle birlikte... Çünkü bunun örnekleri var, Almanya'nın Ruhr bölgesi var, o bölge de böyle Zonguldak gibi kömür ve çelik bölgesi, orada da bu sıkıntılar yaşanmış. Orada o şehri, o bölgeyi, o eyaleti kömür ve çeliğe bağımlılıktan kurtaracak birtakım tedbirler uygulanmış ve onun sayesinde şu anda o Nordrhein-Westfalen bölgesi gerçekten turistik bir bölge gibi gözüküyor. Bizim Zonguldak'a gitmeye insanlar korkuyor.
Üçüncü önerimiz: Bölgesel Batı Karadeniz Kalkınma Projesi. BAKAP yani GAP gibi, DOKAP gibi, KOP gibi biz de Batı Karadeniz'deki illeri kapsayan Zonguldak, Bartın, Karabük, Sinop, Kastamonu, Çankırı ve Düzce'yi kapsayan bir Batı Karadeniz Kalkınma Projesi, BAKAP projesinin hayata geçirilmesini sizlerden talep ediyoruz Sayın Bakanım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çaturoğlu, lütfen toparlayalım.
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - En son bir konuya daha değinmek istiyorum. Özelleştirilen KİT'lerle alakalı sıkıntımız var. Bizde de bir KİT var, eski bir KİT, ERDEMİR, şu anda özel sektörde. Özelleştiği zaman "Millî sermayeye gitsin, yabancıya gitmesin." diye millet davul ile zurnayla orayı OYAK'a teslim etti ancak OYAK, yani yerli yatırımcı, yabancıya rahmet okutacak şekilde uygulamalara imza atıyor şu anda. İlk yaptığı icraat, kurumsal ve sosyal sorumluluk çerçevesi içerisinde benim ilçem olan Alatlı'da bir lise yapacaktı, ihalesini de bitirmişti eski yönetim, yani kamudayken bitirmişti, özelleşince yeri de teslim edilmesine rağmen ihale iptal edildi, o yapılmadı. Şu anda o kadar gülünç uygulamalar yapıyor ki Sayın Bakanım. Ereğli Belediyesinin bayan futbol takımı var, Türkiye çapında meşhur bu, bunlar bile... Şu anda Spor Bakanlığının stadında yapılan bir çim yenileme çalışması var, ondan dolayı mecburen Erdemir stadında bunlar maç oynamak zorunda kaldılar ve ücret ödeyerek değerli arkadaşlar, orada belediyenin takımı antrenman yapmak, futbol oynamak zorunda kaldı. Bunlarla kalsa iyi, hadi sosyal sorumluluklarını yerine getirmezse gene bunları sineye çekebilirim ama gerek alım gerek satım programları açısından da...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Son cümlelerinizi alayım lütfen.
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - ...bölgedeki esnafa, tüccara sırt çevirecek şekilde -efendime söyleyeyim- bütün alımlarını İstanbul'a taşıdığı, şu anda kurmuş olduğu fason şirketler aracılığıyla -bunların yüzde yüzü OYAK sermayeli; hâlbuki ERDEMİR'in yarısı OYAK'ın, yarısı da halkın elinde- örtülü bir şekilde değil, açıktan kâr transferi de yapıyor; kim ne yaptı, biliniyor. ERSEM, OYPA ve OMSAN üzerinden de kâr transferi yapıyor. OYPA'yla taşeronluk, müteahhitlik yapıyor; ERSEM'le kendi müşterilerinin müşterilerine teklif veriyor, çelik servis merkezini yapıyor; OMSAN'la da taşımacılık yapıyor. Oradaki küçük esnafı, kamyon şoförü esnafını bitirdi. Bizim orada bir de altın hissemiz var ama maalesef bunu temsil eden valimiz de bu konuda fazla bir çaba sarf etmiyor. Bu konuda mutlaka bir şeylerin yapılması lazım çünkü bizi 3'üncü dereceye alan en önemli sebeplerden bir tanesi ERDEMİR, TTK, oradaki enerji santralleri vesaire. Bunların bu bölgeye çok da faydası yok. Biz bunların tozunu, kirini, pasını çekiyoruz ama bunların nimetinden de yararlanamıyoruz.
Bu duygu ve düşünceler içerisinde Sayın Bakanım, sizlere başarılar diliyorum. 2016 bütçesinin hayırlı hizmetlere vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyor, siz ve ekip arkadaşlarınıza saygılar sunuyorum.