KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar; hepinizi sevgiyle saygıyla selamlarım, hayırlı akşamlar dilerim.

Sayın Ekonomi Bakanımıza vermiş olduğu değerli bilgiler ve Bakanlığımız çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum.

Hepimizin malumu, ülkemizi çevreleyen coğrafyada meydana gelen gelişmeler hem insani hem de ağır ekonomik etkileri olan olaylar zinciri şeklinde oluştu. Gerek önemli pazarımız olan ülkeler gerekse önemli ihracat yaptığımız ülkelere geçiş temin eden ülkelerde birbiri ardına çeşitli sorunlar baş gösterdi. Bu zaman zarfında AK PARTİ hükûmetleri, 2002 yılından bu yana öncelikler listesinin en önünde tutmuş olduğu ekonomiye hep gereken önemi verdiler ve ülkemiz ekonomisi olağanüstü durumlar hariç hep bir büyüme trendi yakaladı. Türkiye ekonomisi tüm zorluklara rağmen 24 çeyrektir büyümesini devam ettiriyor. Orta Vadeli Program'da öngörülen yüzde 4'lük büyüme hedefinin de Allah'ın izniyle yakalanacağına ve hatta aşılacağına inanıyorum. Dünyadaki o gelişmiş ekonomilere baktığımızda onların büyüme öngörüsü de yüzde 2,2; daha önce yüzde 2,4'tü, onlar da revize etti, 2,2 olarak revize ettiler. Yani bu yıl yüzde 4'lük büyüme, gelişmiş ekonomilere göre mukayese ettiğimizde önemli bir orana tekabül ediyor.

Bir yandan Türkiye istihdamını sadece bir dönem, iki dönem değil kalıcı olarak artırmak için gerekli adımları attı, sanayide açıkları tespit ederek öncelikli dönüşüm planlarını ortaya koydu, ülke ekonomisinin ara malında ithalat bağımlılığına çözüm olması amacıyla girdi tedarik stratejisini yürürlüğe koydu, cari açığı artık bu ülke için sorun olmaktan çıkaracak adımları attı, gelir dağılımında, sosyoekonomik göstergelerde iyileşmeye yol açacak sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik reformlarını aynı zamanda yaptı, bir yandan bütçe disiplinini korurken bir yandan da insani sorumluluğunu unutmayarak bu ülke, Suriye'de zulümden kaçan insanlara da kucak açtı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, döviz kurundaki artışlar sadece ithalatı değil aynı zamanda ihracatımızı da etkilemektedir. Zira, ihracatçımız ister istemez bazı sermaye ve ara mallarını ithal etmektedir. Bu ithalatın, demin bahsetmiş olduğum politika ve stratejiler çerçevesinde, artık ülkemizde üretilebilir duruma gelinmesi en büyük arzumuzdur. Bu tedbirlerin sonucunu alıncaya kadar mevcut sanayi yapımız bazı malların ve ham maddenin ithal edilmesi sonucunu doğurmaktadır, bu da ihracatçımıza ek bir maliyet olarak yansımaktadır. Ekonomi Bakanlığımızın da bu ek yükleri ihracatçımızın, ihracatımızın sırtından kaldırmak ve ihracatımızı artırmak için dâhilde işleme rejimi gibi, devlet yardımları gibi teknik enstrümanları etkin bir şekilde kullanmakta olduğunu da biliyoruz. Konjonktürdeki değişmeleri ihracatçılarımız aktif bir şekilde değerlendirerek kendilerine açılma imkânı olan pazarları değerlendirmektedirler. Örneğin, dışa açılan İran pazarı Türk ihracatçısının yeni hedeflerinden birisi olacaktır. Ekonomi Bakanlığımız burada gerek Bakanımızın bizzat çalışmaları gerekse merkez ve müşavirlik teşkilatıyla ihracatçının yanında olmaktadır ve olacaktır bundan sonra.

Değerli milletvekilleri, ekonomi dengeleri gerçekten hassas olan bir yapıdır. Siz demir çelik sektöründe bir tedbir alırsanız doğaldır ki demir çelik kullanan diğer sektörler, örneğin otomotiv, örneğin beyaz eşya sektörü de otomatikman etkilenecektir. Bu bakımdan, ithalatta alınmakta olan tedbirlerin sektör dengeleri gözetilerek ve mikroiktisadın temel ilkeleri gözetilerek ancak, haksız rekabetin giderilmesi noktasında alınması esas olmalıdır. Ekonomi Bakanlığımızın çalışmalarında bu dengeyi hassasiyetle gözettiğine inanıyorum.

Diğer önemli bir konu, yatırım teşviklerinde bölgesel teşvik uygulaması, son yapılan değişikliklerle ülke ekonomisinin stratejik ihtiyaçlarına ve gerekliliklerine yanıt verir duruma getirilmiştir. Öte yandan, yapılması gereken bazı revizyonların da Bakanlığımızın gündeminde olduğuna inanıyorum. Örneğin, bölgesel teşvik uygulamasında bölgeler içerisinde kalkınma açısından çok ileride olmayıp daha fazla teşvik oranı almayı hak eden bazı ilçeler veya bölgeler olabilmektedir. Buna çözüm getirecek bir değerlendirme ve/veya istisna mekanizmasının da getirilmesinin yararlı olacağını düşünüyorum. Dünyada tüm ülkeler, özellikle, gelişmekte olan piyasalar serbest bölgelerini aktif bir şekilde kullanmaktadır. Bizim de bugüne kadar uyguladığımız bu mevzuatı artık ihracata ve sanayinin dönüşümüne yönelik daha cesur ve aktif bir şekilde kullanma zamanımız gelmiştir. Serbest bölgelerimizdeki boş alanlar değerlendirilmeli, çalışan bölgelerde genişletmeler yapılmalıdır. Bakanlığımızın bu konuda ivme kazandıracak yeni bir kanun çalışması içerisinde olduğunu biliyorum, bu gelişmeye güçlü bir destek verilmelidir diye düşünüyorum.

Son olarak, altını çizmek isterim, gayet zor bir dönemden geçen gerek bölgemizde gerekse dünya konjonktüründe ülkemiz ekonomik olarak güçlü olmalıdır. Türkiye ekonomisi yapısal reformlarını kararlılıkla uygularken ihracatı büyümenin lokomotifi hâlinde tutmak ve bu şekilde lider konumunu sürdürmek durumundadır.

Ben bu vesileyle Bakanlığınız bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum, çalışmalarınızda başarılar diliyorum Sayın Bakanım.

Tekrar hayırlı olsun Bakanlığınız.