| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Ankara Milletvekili Arife Polat Düzgün ile Antalya Milletvekili Mustafa Köse ve 150 Milletvekilinin; İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/5006) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 30 .03.2023 |
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Başkanım, teşekkürler.
Aslında, aile sağlığı merkezleriyle ilgili gerek federasyon gerek Tabipler Birliği gerekse bütün vekil arkadaşlar da gündeme getirdi, bu işi ilk düzenleyenlerden birisi de sizsiniz Sayın Bakan.
Şimdi, yasayı hazırlarken, gerekçeleri sunarken bazen birbiriyle bir bütünlük şeklinde ele almak lazım. Her aile sağlığı merkezi, aile hekimliği konuşulduğunda hepimizin hemfikir olduğu bir şey var, ekip hizmetidir; hepimizin hemfikir olduğu bir şey var, birinci basamak sağlık hizmetleridir; hepimizin hemfikir olduğu korumak, önlemektir. Fakat iş uygulamaya geldikçe uygulama aşamasında bir şirket gibi düşünülmekte ve şirket gibi davranılmakta, çalışanlar da giderek bu işi ekip hizmeti gibi değil de mecburmuş gibi bakmakta yani performans sistemi bile başlı başına her şeyi bozan bir sisteme dönüştü çünkü siz ekip arkadaşlarınızla beraber aynı hizmeti yürütemiyorsunuz.
Şimdi, burada geriatriyle ilgili yazılan şeyler gerçekten olması gereken şeyler. Bir taraftan nüfus, yaş ortalaması artıyor ve insanların ihtiyacı var ama bir taraftan orada söylenen, "ekip hizmeti" denilen hizmete baktığınızda geriatri uzmanı var, fizyoterapist var, psikolog var, iş ve uğraş terapisti var, hemşire var, diyetisyen var, sosyal hizmet uzmanı var -az önce konuştuk- diş hekimi var -tekrar görüştük- ebe var ve bir apartmanın alt katında kiralanmış bir aile sağlığı merkezi var; bir taraftan da diyoruz ki "Sözleşmeyi yenilemeyeceğiz, şunları şunları yapacaksın, masrafı karşılayacaksın." Aile hekimliği giderek yazboz tahtasına dönüştü, aile sağlığı merkezleri de öyle dönüştü. A sınıfı, B sınıfı, C sınıfı, "Bir kısmını ben karşılayacağım, bir kısmını siz karşılayacaksınız..." Giderek içinden çıkılmaz bir sürece dönüştürüldü ve ekip hizmeti tümüyle yok oldu. Burada yazılan, düzenlenen, getirilen önergelerin hepsi kâğıt üzerinde çok olumlu; hiç kimse itiraz etmez. Geriatri hizmetlerinin bölünmesi için ekip kurulması lazım, atanması lazım. Hiç kimse diş hekimliğiyle beraber özellikle koruyucu diş hekimliği konusunda itiraz etmez. Biz ısrarla sabahtan beri söylüyoruz: Koruma -önleme, koruma- önleme, koruyucu sağlık. Ama aile hekimleri şu anda koruyucu hizmetlerin dışında reçete yenileme, ruhsat yenileme, işte, Bakanlığın gelen telefonları, angaryalarla uğraşma, personelle uğraşma, muhasebeyle uğraşma, bunlarla... Hekimin kendisinin sahada olması, hele hele aile hekimlerinin muayenede, tedavide veya reçete yazmakta belki de en son aşamaya gelmesi lazım çünkü koruyacak, önleyecek. Önlemediğiniz zaman ne oluyor? İstediğin yere gidip şey yapıyorsun. Bir taraftan isim üzerinde tanımladığınız, çıkarttığınız şeyler uygun gibi görünüyor, uygulaması tümüyle bir karalamaya, yıpratmaya, tüketmeye ve tümüyle insanlara artık "Siz beceremiyorsunuz, yapamıyorsunuz." hele hele çalışanlar için de başvuranlar için de... Az önce arkadaşlar söyledi, ya, şimdi oranın temizliğini kim yapacak? Oradaki çalışmaları kim yürütecek? Ekip hizmetiyse aslında, bunun tümüyle beraber ele alınması lazım. Şimdi herhâlde Federasyon Başkanı çıktı. Ben sağlık ocağı hekimliği yapmışım, Elâzığ Sivrice ilçesinde ben mecburi hizmet yapmışım, en çok mutlu olduğum dönem odur. Ebesi vardı, sağlık memuru vardı, hemşiresi vardı, ambulans şoförü vardı ama kişisel sağlık fişi vardı o günkü koşullarda. Şimdi bu teknolojide, bu çağda, bu söz ettiğimiz dönemde her şey burada yazılı ama her şeyi de yok ediyoruz çünkü performansa dayalı, gerektiği zaman şirket gibi gören, gerektiği zaman çalışan gibi gören ve birinci basamağı yok eden, birinci basamağı koruyan, önleyen değil tedavi edici ve angaryaya endeksleyen bir sisteme dönüştürdük. Yazdığınız şeyler çok olumlu, olması gereken ama gelin, mesela, şu anda biz baksak, sadece deprem bölgesindeki yıkılan aile sağlığı merkezlerine baksak -yolda yürüdüğümüzde- yazıyor işte şu: "Türkiye Cumhuriyeti Devleti Aile Sağlığı Merkezi" Bir apartmanın alt katında, bodrumunda... Hiçbir koşulda uygun mu? Yok, değil. Siz oraya geriatri hizmetini vereceksiniz, siz oraya diş hekimini vereceksiniz, siz oraya diğer bütün ekip hizmeti vereceksiniz. Mekân olarak bir kere uygun değil yani bunlar tümüyle şeyde kalıyor. Ben orada bir cümle... "Bakanlık bu konuda çalışma yapacak, pilot değil işte bölge, nüfus, şunlar dikkate alınacak." İyi de zaten her yazılan şey öyle ama hiçbir zaman uygulanmıyor, tümüyle bir umut pazarlama gibi, bir gelecek pompalama için bir sürece dönüşüyor ama gerek aile hekimlerinin kendisi gerek aile hekimliğinde çalışan insanların hepsi ve oraya gidenlerin birçoğu bunun çok sağlıklı olmayacağını, hizmete erişimde tekrar problemler yaşanacağını söyleyecekler. O yüzden, gerçek anlamda bir çalışma yürütelim. Bunlar doğru ama birçok düzenlemeyi beraber ele alalım.
Teşekkürler.