KOMİSYON KONUŞMASI

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli üyeler; hepinize teşekkür ediyorum.

Hem iktidar partisinden hem muhalefet partisinden katkı sağlayan, yapıcı eleştirilerle yol göstermeye çalışan Komisyonumuzun değerli üyelerine teşekkür ediyorum. Muhakkak ki her fikir birbirinden üstündür ama biz bu inandığımız fikirler doğrultusunda, partimizin, Hükûmetimizin aldığı program doğrultusunda bir fikir ürettik ve bunun doğru olduğu inancıyla devam ettirmeye çalışıyoruz.

Öncelikle, yanlış anlaşılmaya meydan vermemek için bazı konularla ilgili bazı arkadaşlarımızın söylediği konuyu anlık düzeltme ihtiyacı olduğunu ifade etmek istiyorum.

Birinci sırada, Sayın Musa Çam'ın söylediği bir konu vardı, Fiba Holdingin Rusya'daki bankasıyla ilgili bir durum söz konusuydu. Bu konuyla ilgili medyada yer alan ilk değerlendirmelerde Fiba Holdingin Rusya'daki krizden dolayı bankasını satmak mecburiyetinde kaldığıyla ilgili bir görüş vardı. Bugün yine medyada yer alan bir görüş çerçevesinde Hollanda uçağının Rusya tarafından düşürüldüğü tespit edildiğinden dolayı Hollanda Hükûmetinin aldığı bir yaptırım kararı münasebetiyle Fiba Holdingin bankasının da Hollanda merkezli olduğundan dolayı çıkma şartını öne sürdüğüyle ilgili bir görüş yine medyada yer aldı. Ama Fiba Holding yöneticilerinden Sayın Murat Özyeğin'in bir televizyon programında yaptığı en son açıklama -herhâlde medyadaki alınan kararlar çerçevesinde değil Fiba Holding Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Murat Özyeğin'in açıklaması- şu şekilde: "Rusya'da en ufak bir sorunumuz yok, baskı da yok. Rusya'daki ilişkilerimiz iyi, devam ediyor. Credit Europe'un satışıyla ilgili bir süreç içinde değiliz." Bu konuya bir açıklık getirme ihtiyacı hissettim.

MUSA ÇAM (İzmir) - Sevindirici.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Değerli arkadaşlarımızın söyledikleri konuların gerçekten kıymetli, ehemmiyetli konular olduğunu düşünüyorum. Bazı arkadaşlarımız bizim hem yaptığımız açıklamalar konusunda fikirlerini beyan ettiler hem de siyasi meselelerle ilgili konuları da gündeme getirmeye çalıştılar.

İlk konuşmacı, eleştirellerini ve katkılarını sağlayan değerli arkadaşımız Sayın Bülent Kuşoğlu, "Partinizin iniş döneminde zor bir zamanda göreve geldiniz." diye ifade etti. AK PARTİ'nin zirve yaptığı bir dönemde, Bakan olarak görevi devralmış olduk. Biz bildiğiniz gibi 1 Kasım seçimlerinde yüzde 49,5'luk bir oy oranıyla bugüne kadarki aldığımız en yüksek oylardan birini aldık.

Dünya ekonomisinde zor bir durum var, bunu her fırsatta, her platformda bütün ekonomistlerin söylediklerini ifade etmek mümkün. Ama şu gerçeği de her zaman görmemiz lazım ki, her sıkıntının içerisinde bir fırsat beraberinde vardır diye düşünüyorum. Ben bunu şu şekilde ifade ediyorum: Her kriz kendi fırsatını içinde taşır. Eğer biz bu kriz döneminde, dünya ekonomisinin daralmaya gittiği, herkesin kaygı ve korku içerisinde bulunduğu böyle bir dönemde, bu süreç içerisinde bu süreci iyi bir şekilde değerlendirip fırsata dönüştürmek için hep birlikte gayret gösterdiğimiz takdirde... Ki burada değerli arkadaşlarımız -yaptıkları değerlendirme ve eleştirilerle bütün amaçlarının- Türkiye ekonomisinin gelecekte nasıl iyi olabilirliğiyle ilgili bize görüşlerini beyan ettiler. Bazı fikirlerle bir araya gelemeyebiliriz, bazı konularda anlaşamayabiliriz ama şunu gördüm ki hem muhalefet tarafından hem iktidar tarafından değerli milletvekili arkadaşlarımızın bugün yaptıkları bütün konuşmaların büyük bir kısmı teknik meseleleri değerlendirmek şeklinde geçti. O anlamda baktığımızda, biz hep birlikte bir araya gelip bu memleketin meselelerini çözmek için gayret gösterdiğimiz takdirde dünyada ortaya çıkan kriz ortamını fırsata çevirmemiz için herhâlde önümüzde bir engel olmadığını düşünüyorum. İnşallah 2016 yılı ve bundan sonraki yıllardaki süreçte Türkiye ekonomisinin krizi fırsata çeviren bir süreç içerisinde hareket edeceğini de ümit ediyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Engel de dış politika Sayın Bakanım, maalesef bu da sizin dışınızda olan bir şey.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Değerli arkadaşlar, dış politikada da Türkiye'nin -bu içinde bulunduğu coğrafyanın, yeniden şekillenmeye çalışmak isteyen bu coğrafyanın dışındaki ülkelerle ilgili- birilerinin aldığı karara da kayıtsız durma pozisyonunda olmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bir tarafta Suriye öbür tarafta Karadeniz'deki bölge ve komşularımızla ilgili durum, bir taraftan Irak ve Afrika gibi ülkelerde ortaya çıkan sorunlarla başka ülkelerin almaya çalıştığı kararlar çerçevesinde, herhâlde Türkiye bu konuda da kayıtsız kalamazdı diye ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, 2016 yılını Türkiye'nin yeniden yapılanma, Türkiye'nin yeniden hedef belirleme yılı olarak değerlendireceğimi ifade etmek istiyorum.

Bugüne kadar yaptığımız ihracat, çevre ülkelerle ve enerji yoğunluklu gayrisafi yurt içi hasılaya dönük ülkelerle yaptığımız ticaret odaklı bir yaklaşımdan hareketle giden ve başarıyla devam ettirilen bir konumdaydı. Çevremizdeki ülkelerin 2008 yılı ve daha önceki dönemlerde de başlayan, 2013, 2014 yılına kadar devam eden, hem petrol fiyatlarındaki hem de emtia fiyatlarındaki artış münasebetiyle, o bölgelerdeki gelir artışından kaynaklı, bu ülkelere yapılan ticaret hacmimizde ortaya çıkan fazlalığın bir sonucunda değerlendirme yapılmıştı ama sizlerin de bahsettiği gibi, 2015 yılından itibaren hızlı bir şekilde ortaya çıkan, hem akaryakıt fiyatlarında, enerji fiyatlarında, petrol fiyatlarında olağanüstü derecede bir düşüş, hem de emtia fiyatlarındaki olağanüstü derecedeki düşüşle birlikte, Türkiye'nin yeni pazarlara doğru dönme, yeni pazarları ortaya çıkarma ihtiyacı hasıl oldu diye düşünüyorum.

Yine, bir arkadaşımız herhâlde dile getirdi, bundan önceki dönemlerde demir çelik fiyatlarında bin doları görmüş bir seviyeden bugün ortalama 250 dolarlara düşmüş bir demir çelik fiyatlarının var olduğunu görüyoruz. Bir arkadaşımız herhâlde ürünle ilgili bir örnek verirken, örneğin daha önceki süreçte kullandığımız bir mamuldeki demir çelikte 1 ton kullanıp bin dolar öderken, bugün aynı 1 ton kullandığımız demir çeliğe 250 dolarlık bir ödeme ortaya çıktığından dolayı, ihraç fiyatlarında beklenmedik bir şekilde düşüş ortaya çıktığını söyledi.

Aynı şekilde...

ERHAN USTA (Samsun) - Ham maddesinde de düştü.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - İşte, onu söylüyorum zaten, iki taraflı onu söylüyorum.

ERHAN USTA (Samsun) - Yani o kullanılan değer kadar kaybımız oldu.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - İşte, onu ifade etmeye çalışıyorum, yani bütün emtia fiyatlarında ortaya çıkan maliyet unsurlu azalmadan dolayı ki 250 dolara düşen mamul fiyatı... Eğer bir sacı mamul olarak görüyorsak, onun unsurlarına baktığımızda daha önce tonu 300 dolar olan hurda fiyatları 180 dolara, 200 dolara düştü, öyle mi? Daha önce tonu 150 dolar civarında olan maden fiyatları bugün 70-80 dolarlar civarına düştü, o düşüşle birlikte dünyadaki emtia fiyatlarının düşüşüne paralel olarak dünya ticaret hacminde bir daralma ortaya çıktı ki bunu da hepimiz tespit ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, üzerinde durduğunuz en önemli konulardan birisi de şu: Diyorsunuz ki "500 milyar dolarlık 2023 hedeflerinde hâlâ kararlı mısınız, iddialı mısınız?"

Bakın, 2023 hedefleriyle ilgili ortaya koyduğumuz dönemle bazı rakamları birlikte değerlendirmek lazım. Biz, o zaman dünya ekonomisindeki gelişme, dünya ticaret hacmindeki büyüme ve Türkiye ekonomisindeki büyümeyle birlikte değerlendirerek bir yol haritası çizdik. Bu yol haritamızda dedik ki "2008 yılında dünyadaki ihracat rakamı 18 trilyon dolardı. 2023'e gidildiğinde eğer dünyadaki büyüme aynı şekilde devam ederse, euro/dolar paritesinde bir değişiklik olmazsa, şartların hepsi aynı kaldığı sürece, Türkiye ekonomisi de bu büyümesini devam ettirdiği takdirde, 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracatı gerçekleştiririz." Nasıl dedik?

Bu konuyla ilgili, bakın, 2002 yılında bizim dünya ticaret hacminden, ihracatından aldığımız pay yüzde...

ERHAN USTA (Samsun) - Bugünkünden düşüktü Sayın Bakanım.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - İşte, onu söylemeye çalışıyorum.

Hayır, 2002 deyince alınganlık gösteriyorsunuz da siz bu işleri iyi bilirsiniz, bir fotoğrafı çekmemiz gerekir. Yani biz iktidara geldiğimiz dönem 2002'ydi, ondan önceki dönemleri de karşılaştırma konusu gündeme geldiği takdirde bunu ona göre değerlendirmemiz gerekir.

ERHAN USTA (Samsun) - İthalatla birlikte değerlendirmek gerekir.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Eğer siz de iktidar olursanız, AK PARTİ iktidarı döneminde yapılacak konuları da bu şekilde yapmış olursunuz.

Bakın, 2002 yılında dünya ihracatından Türkiye'nin aldığı pay on bin de 56, 2010 yılında on bin de 82, 2015 yılında yüzde 1'e yaklaşmış.

ERHAN USTA (Samsun) - İthalat ne olmuş?

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ben ihracatla ilgili konuşuyorum.

Şimdi, bakın, 500 milyar dolarlık ihracatı sorguluyorsunuz. 500 milyar dolarlık ihracatla ilgili kısmı ben açıklayayım, ithalatla ilgili kısmı da zaten söylüyoruz. Sayın Kuşoğlu ifade etti. Biz o konuyla ilgili 2023 yılında toplam ticaret hacmimizin 1,1 trilyon dolar olacağını ifade ettik. Yani 1,1'den 500'ü çıkarırsanız ithalatın ne olduğunu anlarsınız, bu hesabı da biliyorsunuz diye düşünüyorum.

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, dünya ticaret hacmindeki payı söylüyorum.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bakın, şimdi, bizim bu noktada geldiğimiz, 2015 yılındaki dünya ihracatından aldığımız yüzde 1, bizim hedefimiz, 2023 yılında beklediğimiz rakam, dünyada her şey normalken 36 trilyon dolarlık bir ihracat hacmine ulaşacağı hesabı vardı. 36 trilyon dolarlık ihracat hacminden yüzde 1,5'luk bir ihracat hedefine ulaşabildiğimiz takdirde, 2023 yılında 500 milyar dolarlık hedefe ulaşıyoruz varsayımındayız.

Şimdi, buna şöyle bakmak lazım, eğer rakamları dürüst bir şekilde yorumlayacaksak, altını o şekilde çizmemiz gerekiyor. Nasıl yapmamız lazım? İki unsurun bir araya gelmesi lazım.

Birinci unsur, dünya ticaret hacmi 36 trilyon dolar olduğu takdirde 500 milyar dolara ulaşacağı, ama burada varsayım olan nokta nedir? Bizim dünya ihracatından alacağımız payın yüzde 1,5'a ulaşıp ulaşmayacağıyla ilgili kısımdır. Eğer dünya ticaret hacmindeki ihracat rakamı 40 trilyon dolara ulaşırsa, bizim yüzde 1,5'umuz 600 milyar dolara ulaşacak demektir.

Eğer 30 trilyon dolara ulaşacaksa, bunun yüzde 1,5'u 450 milyar dolara ulaşacak demektir. Nitekim...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakan, söylediğiniz rakama ulaşması için dünya ticaretinin her yıl yüzde 7 büyümesi lazım.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Garo Bey, bakın, o günkü şartlar çerçevesinde...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, dünya ticareti...

BAŞKAN - Garo Bey, ihracat her zaman büyümenin 2 puan üzerinde olagelmiştir.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Müsaade eder misiniz.

Bir arkadaşımız 2001'le ilgili kalkınma planını gösterdi, "2023 hedeflerimiz böyle olacak, şöyle olacak." diye söyledi, ama 2001 yılında hiç kimse 2023 hedeflerini dikkate almadı. Niye? O günkü iktidarın inandırıcılığı yoktu. O günkü iktidar "2002 yılında ihracat 40 milyar dolar olacak." dediği takdirde, vatandaş bunu satın almıyordu, kabul etmiyordu, ama bakın, 2011 yılı seçimlerine giderken, AK PARTİ iktidarı döneminde 2023 hedefleri gündeme getirildi.

Bir siyasi partimiz dedi ki: "Ben AK PARTİ iktidarının 2023 hedeflerini bir tarafa bıraktım." Onlar aslında dünyadaki gelişme ile Türkiye'nin performansını iyi bir şekilde değerlendirebilirlerse, 2023 yılında ihracatımız 650 milyar dolar, ithalatımız 750 milyar dolar olacak diye, 2011 seçimlerine giderken bir söylem geliştirdiler.

Bu neyi gösteriyor? AK PARTİ iktidarı dönemindeki gelişmeler değerlendirildiği takdirde, 2002 yılından 2011 yılına gelen süreç içerisinde, hem dünyadaki gelişme hem de Türkiye'deki taşların yerine oturmasıyla birlikte, güven ve istikrarın var olmasıyla birlikte bu hedefe ulaşılabileceği inancı kamuoyu tarafından da kabul gördü. Kamuoyu tarafından kabul görünce, bir siyasi parti çıtayı daha da yükseltti. Ne dedi? "AK PARTİ 500 diyor ama bu azdır, ben ihracatı 650 yapacağım." dedi.

ERHAN USTA (Samsun) - Siz 2011'de "202 milyar dolar ihracat" dediniz, 142 milyar dolar gerçekleşti.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Usta, bakın, niye böyle söz kesmeye şeyiniz var.

Hani, az önce arkadaşlarımızdan biri, Sayın Beyribey dedi ki: "Bütün insicamımı bozdun." Benim insicamım kolay kolay bozulmaz da...

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakan, siz çok tecrübelisiniz.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Doğru söylüyorsunuz, yani biz yıllarca...

ERHAN USTA (Samsun) - Katkı yapmaya çalışıyorum.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Teşekkür ediyorum.

Katkıyı daha sonra yapın, zaten katkıyı yaptınız, teşekkür ediyorum.

Bakın, değerli arkadaşlar, şartları bu şekilde değerlendirmemiz gerekir. Bizim bu şartlarımızı ifade ettiğimiz süre içerisinde, önce şunu takip edelim. 2023 yılında dünya ticaret hacmindeki, ihracattaki payımızın yüzde 1,5'a ulaşıp ulaşmayacağı konusunu netleştirelim.

Biz, 2008 yılında, sac fiyatlarının bin dolar olduğu bir dönemde, 2015 yılında bunun 250 dolar olacağını düşünebilmek mümkün değildi.

Bakın, size bir örnek vereyim, konum olduğu için söylüyorum, iş saham, çalışma saham olduğu için söylüyorum. 2004 yılında dünyada çelik ihtiyacı 750 milyon ton idi. Bunun 270 milyon tonunu Çin Halk Cumhuriyeti kullanıyor, 170 milyon tonunu Çin Halk Cumhuriyeti üretiyordu. Şu anda 2015 yılının rakamlarına geldiğimizde dünya çelik tüketimi 1,5 milyar tona çıkmış, bunun 800 milyon tonu Çin Halk Cumhuriyeti tarafından üretiliyor. Yani 2004 yılında, on yıl önce dünya çelik tüketimi 800 milyon ton iken bugün 2015 yılında 2 katına çıkmış, 1,5 milyar tona çıkmış. 2004 yılında 170 milyon ton üreten Çin Halk Cumhuriyeti, 2015 yılında 800 milyon ton çelik üretimine geçmiş. Şu anda Çin Halk Cumhuriyeti'nin 2015 yılı çelik talebi 500 milyon tona düşmüş, üretim kapasitesi 800 milyon tonda. 2016 yılı hedefleri 600 milyon ton çelik üretmek ama tüketim miktarları 500 milyon ton. Yani 2015 yılının başında 700 dolar/ton civarında seyreden çelik fiyatları 2016 yılının başında Karadeniz Bölgesinde 250 dolar/ton, Akdeniz bölgesinde 260 dolar/ton seviyesine gerilemiş vaziyette. Bunu öngörebilmek mümkün değildi. Yine aynı şekilde, bakın, 2015 yılında, Dünya Ticaret Örgütünün verilerine göre, petrol fiyatlarının ortalama 60 dolar seviyesinde gerçekleşmesi tahmin ediliyordu, 2015 yılındaki petrol fiyatlarının ortalaması 51 dolar seviyesinde gerçekleşti. 2016 yılındaki petrol fiyatlarının ortalama gerçekleşme seviyesi 40 dolar/varil hesaplanırken, bugün 2016 yılının ilk günlerinde 30 dolar/varil petrol fiyatlarıyla karşı karşıyayız. Hatta dünyanın çeşitli önde gelen ekonomi dergilerinin... Ne derece doğrudur bilemiyorum çünkü hem Sayın Tamaylıgil'in hem diğer arkadaşlarımızın ifade ettiği gibi, Sayın Şimşek'ten de alıntılarla "Dünyadaki belirsizliklerin en yüksek olduğu bir dönemi yaşıyoruz." diye ifade eden değerli milletvekilimizin söylediği gibi, bugün petrol fiyatlarında 10 dolarların konuşulduğu bir süreci yaşıyoruz. 27 doları görmüş petrol fiyatlarının önümüzdeki günlerde hangi noktaya geleceğini tahmin etmenin de zor olduğunu ifade etmek istiyorum. Çünkü bir taraftan petrol ihraç eden ülkelerin günlük petrol üretimlerinin 31,5 milyon ton olduğu bir süreçten, Amerika Birleşik Devletleri'nin petrol ihracatını yasakladığı bir dönemden izin verdiği bir sürece geçerken, yine İran'ın petrol üstündeki, önündeki ambargoların kaldırılmasıyla birlikte petrol üreten ülkeler safhına girip ihraç edebilir pozisyona geldiği süreçte, ki kimilerinin 3,5 milyon varil günlük üretim imkânı olduğunu ifade ettiği, kimilerinin "Yok, o kadar olmaz, 1,5 veya 2 milyon varil petrol üretebilir, ihraç edebilir." şeklinde ifade ettiği bir süreçte petrol fiyatlarıyla ilgili yarın hakkında bir şey söyleyebilmek mümkün değil. O anlamda...

ERHAN USTA (Samsun) - Vazgeçtik diye anlıyoruz biz Sayın Bakan.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Neden vazgeçtik?

BAŞKAN - Sayın Bakanım, biraz daha... Efendim, bunlar Sayın Usta'nın soruları zaten.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Kırk beş dakika vaktimiz var, hepsi de soru-cevap kısmı.

BAŞKAN - Tabii, tabii sıkıntı yok Sayın Bakanım, buyurun. İsterseniz bir yarım saat daha veririz yani.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Şimdi, değerli arkadaşlar, 500 milyar dolarlık kısmı... Bizim dünya ticaret hacminden, ihracatından aldığımız pay yüzde 1,5 olduğundan hedefimiz odur. O günkü şartlar çerçevesinde dünya eğer gelişmesini tam beklenilen bir şekilde ortaya çıkarmış olsaydı, az önce...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Olmayacak!

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Olmayacağı konusunu şu andaki baktığımız çerçevede söylüyoruz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Görünen köy...

ERHAN USTA (Samsun) - "36'yla 1,5'i çarparsak 500 çıkar." diyor. Yani bunda matematik olarak bir yanlışlık yok da 1,5 sizin elinizdeki bir şey mi?

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Değerli arkadaşlar, bizim hâlâ o konuda, dünyadaki gelişmeler normal seyrine geldiği takdirde 500 milyar dolarlık ihracat konusunda kararlı olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Sayın Başkanım, iki arkadaşımız DFİF'le ilgili bir soruyu gündeme getirdiler. Hem Sayın Günal hem Sayın Kuşoğlu hem siz de getirdiniz herhâlde Garo Bey; Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu gider hesabına ait işlemlerin -bu, Sayıştayın bulgusu- herhangi bir muhasebe birim hesabına dâhil edilmemesinden dolayı hesapta bulunan paranın atıl bir şekilde bekletilmesi ve hesaptan gider olarak muhasebeleştirmeden 75 milyon 410 bin 640 lira 61 kuruşunun kullanılması; bu konuyla ilgili açıklamayı da yapmışız. Zaten Mehmet Günal Bey de açıklamasında şunu da ifade ediyor: Biz bunu Maliye Bakanlığından sormuşuz. Demişiz ki: "DFİF'te biriken bir kaynak var. Bu kaynakla ilgili ne yapabiliriz?" Bu kaynak bizim hesaplarımıza girmeden muhasebeleştirilmesi mümkün olmadığından dolayı kanunda ortaya çıkan bir sıkıntının var olduğunu ifade ediyoruz. Nitekim, Maliye Bakanlığı bu konuyla ilgili cevabi yazısında şöyle diyor... Biz Ekonomi Bakanlığı olarak DFİF'le ilgili ödeneğin kalmaması nedeniyle Maliye Bakanlığından ek ödenek istemişiz. Maliye Bakanlığından alınan cevabi yazıda, atıl olarak bekletilen söz konusu meblağın harcanabileceği yönünde görüş alınmış ve alınan bu görüş doğrultusunda da harcama gerçekleşmiştir.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakan, burada "Ödeme emri olmaksızın, ödeneğe bağlanmadan, tahakkuku yapılmadan harcanmıştır." diyor. Yani, bunun için bir işlem yapılması lazım. Bunun sizin döneminizle de bir ilgisi yok, usulsüzdür.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bakın, bizim dönemimizle alakası yok, 2013'le ilgili. 5018 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına ilişkin gerekli düzenlemeleri yapmaya yetkili olan Maliye Bakanlığının yazılı ve şifahi görüşlerine istinaden gerçekleştirilmiş olup söz konusu ödemeler, ilgili mevzuat çerçevesinde, hak eden firmalara anılan kaynak kullanılarak zamanında yapılmıştır. Yani, firmaların DFİF'ten hak ettikleri rakamı... Sayıştayın "Atıl olarak bekletilen 75 milyon liralık paradan niye ödemiyorsunuz?" şeklindeki eleştirisi, bizim Maliye Bakanlığından görüş alarak, bunu nasıl değerlendireceğimiz görüşü çerçevesinde firmalara kaynak olarak kullanılması imkânı verilmiştir. Yani burada "5018 sayılı Kanun'dan dolayı muhasebeleştirme imkânı bulunmadığından dolayı bu yola müracaat edilmiştir." diye açıklamalarımız da zaten Sayıştay raporunda verdiğimiz açıklamalarda gözüküyor.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayıştayın da görüşüne başvurabilir miyiz Sayın Başkan?

BAŞKAN - Sayıştayın da görüşünü alacağız.

Sayın Bakanım, siz buyurun.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yatırım teşviklerinin önemli bir kısmı vergisel indirim, KDV istisnası, gümrük vergisi gibi konuları ifade ettiniz. Sayın Kuşoğlu, bizim burada rakam çok küçük olduğundan dolayı bir rakamı ihmal ettiğimizi ifade etmek istiyorum. Burada elektrik ve faiz desteğini ifade etmemişiz. 2015 yılındaki bu rakam çok küçük olduğundan dolayı... 3,9 enerji desteği var, 0,12 milyon lira da turizm enerji desteğiyle ilgili kısım var. Bu rakamı topladığınız zaman siz de zaten oradaki 3'lük bir rakam eksikliğini ifade ederken ortaya koymuştunuz, bu da...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Önümüzdeki yıl için, 2016 için ödeneği eksik istemişsiniz. 395 milyon var 2015'te, siz 200 küsur talep ediyorsunuz. Neden düşük talep ediyorsunuz? Yani düşeceğini mi teşvikin...

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bizim talebimiz 675 milyon, bütçeye konulan 395 milyon.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, 2015'te gerçekleşen 395 milyon.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ek ödeneklerle beraber bu yalnız.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Siz 2016'da yine düşük istiyorsunuz, onun altında bir rakam istiyorsunuz.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Düşük istemiyoruz, 675 milyon istiyoruz, talebimiz ama...

BAŞKAN - Hayır şeye giren değil Sayın Kuşoğlu.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bütçeye giren değil, talebimizi söylüyoruz.

BAŞKAN - "Ama ek ödeneklerle o rakamı yakalarız." diyor Sayın Bakan.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - "Yeni Türkiye" markası yurt dışı tanıtım faaliyetleriyle ilgili... Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin marka değerini, algı değerini yükseltmek için bir çalışma başlatılmış iki yıl önce. Bizden önceki bakan arkadaşlarımız zamanında başlatılan, artık Türkiye markasının bir üst segmentinin oluşturulabilmesi için...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 296 istiyorsunuz.

BAŞKAN - Efendim, Bakanlığın talebi 600 küsur, Maliyenin öngördüğü...

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bakanlığın talebi 675, bütçede Maliye Bakanlığının verdiği 296.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Bunlar Maliyeye 600 küsur diyorlar, Maliye vermiyor "Paramız yok." diyor.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bihlun Hanım doğru söylüyor, siz de zamanında Maliyeciydiniz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Burada bunu tartışalım Sayın Bakanım. Genel Kurula inince olmaz, madem öyle bir talebiniz var, burada tartışalım, artıralım gerekiyorsa yani. Zaten buranın bu konuda yetkisi var.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Doğru söylüyorsunuz, Genel Kurulda yetki yok.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Genel Kurulda yetki yok. Böyle bir talebiniz varsa o zaman ortaya koyun, hakikaten tartışalım.

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, siz her zaman böyle açık çek vermezdiniz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ben vermedim.

MUSA ÇAM (İzmir) - Makul olursa evet.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Kuşoğlu'na teşekkür ediyoruz, iyi niyetlerinden, yaklaşımından dolayı.

Değerli arkadaşlar, Türkiye...

BAŞKAN - Bütçe bütünlüğü esas olduğu için onu Maliyenin bütçesinde değerlendiririz.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Türkiye markasını bir üst segmente çıkarmak istiyoruz. Hani, bazı ürünlere markalarıyla, bazı ürünlere de ülke orijinleriyle bir değer tespit edilir. Şimdi, herhangi bir ülke -isim vermek istiyorum- bilinen bir ülke veya Avrupa Birliği ülkelerinden, büyük ülkelerinden birinin "made in şu ülke" diye yazan bir malın önce tüketici veya alıcı üzerindeki bir değeri, fiyat algılaması mevcuttur. Öncelikle ona bakılır. Cebimizdeki telefonların hangi ülkede üretildiği değil, hangi marka taşıdığıyla ilgili de bir konu vardır. Bir de hiç bilmediğimiz bir ürünün, tanımadığımız bir ürünün kamuoyuna yeni lanse edildiği durumlarda, hangi ülke tarafından üretildiğine bakıldığında onun alıcı nezdindeki bir fiyatı belirlenir. Az gelişmiş ülkelerdeki algı ile gelişmiş ülkelerde üretilen bir malın o ülke ürünü olduğu, o ülkenin mamulü olduğu takdirde farklı bir algıyla yeni bir fiyat ortaya çıkmış olur. İşte buradan, cebimizde taşıdığımız cep telefonlarının hangi ülkede üretildiğiyle ilgili bir segmenti ortaya çıkardıktan sonra, 2016 ve sonraki yıllarda artık ülke algısından ziyade marka algısının oluşturulduğu... Sayın Çakırözer'in söylediği konu "Kaç tane markamız vardır son on yılda?" diye ifade ettiği, "10 tanesini sayabilir misiniz?" diye söylediği konunun artık Türkiye'nin de dünyada markasının olabileceği noktaya doğru gitmesinin adımlarını atmak istiyoruz.

Bugüne kadar Türkiye'nin dünya çapında olağanüstü derecede kabul görmüş bir markasının olduğunu söylemek yanıltıcı olur. Hem bizden önceki dönemde de bu konuyla ilgili markalaşma gerçekleşmemiş hem AK PARTİ iktidarı döneminde çok gayret etmemize rağmen bu işleri ulaşamamışız. Ama, şu anda önce Türkiye markasının bir üst segmente çıkmasıyla ilgili yani Türkiye algısının "made in Turkey" yazısıyla birlikte, onun yazdığı ürünlerin bir üst noktada alıcının algısını değiştirebilecek noktaya getirirken öte yandan bundan sonraki süreçlerimiz içerisinde de Türk mallarının artık hangi ülkede olursa olsun üretildiği intibasına bakmadan, o markanın olduğu bir şekildeki ürünün bir noktaya doğru gelebilmesi için, Türk markasının oluşabilmesi için, noktasal gayret göstermek için, bu heyecanı taşıyan markaları da tespit edip onlara gerekli desteği vermek için gayret göstereceğiz.

Burada gördüğüm kadarıyla, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyesi arkadaşlarımız bu eksikliğin varlığını hissediyorlar, Ekonomi Bakanlığının bu konuda yapacakları olumlu çalışmaları da destekleyeceklerini ifade ediyorlar diye de bir anlam aldığımı görüyorum. Herhâlde Sayın Çakırözer de destekliyor.

BAŞKAN - Dünya çapında marka organizasyonlarımız var ama Sayın Bakanım, değer itibarıyla. Global olarak dünyanın her yerinde olmayabiliriz ama değer itibarıyla dünya çapında marka organizasyonlarımız var; mesela bir LC Waikiki.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Doğru söylüyorsunuz, evet.

BAŞKAN - Ben de Kurucu Genel Müdürüyüm de mağazacılığın, o yüzden söyledim.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Evet, Sayın Başkanıma da katkılarından dolayı teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, bu konuyla ilgili biz 30 Kasım 2015 tarihinde başladığımız "Turkey Discover the potential" tanıtımıyla birlikte önce yurt dışındaki hedef ülkelerde bu işi başlattık. Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen ülke sermayesini Türkiye'ye çekebilmek için bir reklam filmini başlattık. Bu reklam filminin etkisinin ne olduğuyla ilgili muhakkak ki sonuçlar geldikten sonra bakacağız. Hedef kitlemiz büyük bir kitleydi ve yaptığımız etki analizine göre 150 milyonun üzerinde bir dünya nüfusuna hitap ettiğimizi varsayıyoruz. Çünkü, hem televizyonlarda hem medyada bu konuyla ilgili etkin yayın organlarında yaptığımız reklam kampanyası da bu şekilde devam etti. 27 televizyon kanalı, 25 gazete, 20 dergi, 21 havaalanı ve dijital medyada bu konularla ilgili tanıtım faaliyetlerimize devam ediyoruz. 31 Aralıktan itibaren de Türkiye genelinde bir yayın başladı. Bu yayınlar da devam ediyor. Yani, bu konuda bir heyecan ortaya çıkarabilmek için yaptığımız işlerden birisi.

"Turquality" markası 2004 yılında başlamış. Bu, markalaşma ile ilgili değil, yurt dışında faaliyet gösteren firmaların rekabet gücünü artırabilmek için yapılmış, "Turquality" yani değer cinsinden katma değeri yüksek olan ürünleri pazarlayan, üreten firmaların başka ülkelerde yapacakları faaliyetleri desteklemek adına iş yeri kirası, çalışanların istihdamıyla ilgili, ücretleri ve diğer unsurları karşılamak amaçlı, katma değeri yüksek olan ürünlerin başka ülkelerde satışını ve onların pazarlanabilme imkânlarını rahatlatıcı bir şekilde ortaya çıkarmış teşvik unsurlarından birisidir ve bugüne kadar da çok olumlu ve verimli karşılık aldığımıza inanıyorum. Ama "Turquality" markası ile birlikte yani "Turquality" destekleriyle birlikte bu firmaların markalaşma yönündeki atacakları adımlar biraz daha etkin bir şekilde desteklenerek daha iyi bir noktaya getirilme imkânı mevcuttur diye düşünüyorum. Bununla ilgili yapacağımız işlerde de, bu süreçte reklam kampanyası içerisinde de yeni hedeflerimizde marka oluşturabilmek için yani marka değerini yükselterek malın katma değerini daha üst bir noktaya getirmek için gayret göstereceğiz.

Hep ifade ediyorum, söylüyorum. Üstümüzdeki elbiseler Türk markayla olduğu takdirde 100 dolar, 200 dolar olurken aynı ürün aynı fabrikada, aynı emekle, aynı işçiyle yapıldığında, çok tanınmış bir markayla piyasaya çıktığında kimi zaman bin dolar, kimi zaman 10 bin dolarlık etikete sahip olabiliyorsa bu bizim emeğimizin hakkını tam olarak alamadığını, katma değer noktasında marka belli bir noktaya gelmediğinden dolayı eksik tahsil ettiğimizin ifadesidir diye düşünüyorum. Onun için, markalaşmaya 2016 yılında özel bir ehemmiyet vereceğiz diye ifade etmek istiyorum.

Dahilde işleme rejimiyle ilgili, Bakan olduğumun birinci haftasında Bursa'da bu konuyla ilgili bir toplantı yapıldı. Aslında ben de dahilde işleme rejiminin Bursa'da sivil toplum örgütlerinin ve bu konuyla ilgili paydaşların bulunduğu toplantıda, 250 kişilik bir kitlenin katıldığı, herkesin fikir beyan ettiği, odalar birliğinin, sanayi ticaret odalarının, ihracatçı birliklerinin, bu konuya muhatap olan kim varsa onların bulunduğu bir ortamda arkadaşlarımız bu konunun artı ve eksi yönlerini değerlendirdiler. Uzun yıllardır, dahilde işleme rejimi -yanlış hatırlamıyorsam, 1995'te herhâlde hayata geçti dahilde işleme rejimi- hemen hemen yirmi bir yıldır devam eden bir sürede ortaya çıkan, ilk zamanlarda olumlu ama sonradan bazı olumsuz etkilerinin de var olduğunu, istismar edildiği konularla ilgili de eleştirilerin var olduğu söylenen bir durum. Bu konuyla ilgili değerlendirmeler yapılıyor. Dahilde işleme rejimi konusunda, arkadaşlarımızın hassasiyetleri çerçevesinde değerlendirmeler yapılacak. Ona göre iyi bir noktaya gelecektir diye ümit ediyoruz.

"Net hata noksan Türkiye'de neden yüksek?" konusuyla ilgili, arkadaşlarımız birbirlerine zaten sorarken cevaplarını verdiler. Bir arkadaşımız "Anlayamadım, bu konu niye böyle oluyor, gelecekte nasıl olacak?" diye ifade ederken, Bülent Bey aynı cevabı verirken Komisyon üyesi bir arkadaşımız da birbirlerine cevabı verdiler. Net hata noksan kaleminin -gönül ister ki- en minimum seviyede olması lazım yani kaynağı belirsiz giren dövizin minimum seviyede olması, herhâlde herkesin istediği bir şeydir ama cari işlemler dengesinin parasal miktarı kesin. Bu para alt kalemlerden giriyor, bavul ticaretinden kaynaklanabilir, turizm gelirlerinden kaynaklanabilir. Bu konunun anket yaparak ne olduğu, net hata noksan kalemleriyle ilgili kısım ortaya çıkabilir.

ERHAN USTA (Samsun) - Pardon Sayın Bakanım, burada, yalnız yani kaynağı belirsizlik ile anket, istatistiki hata ayrı bir şey. Siz hangisini demek istiyorsunuz? Kaynağı belirsiz mi diyorsunuz, istatistiki hata mı olmuş olabilir? Çünkü, mesela turizmi yanlış ölçersin, bavul ticaretini yanlış ölçersin, bu istatistiki hatadır.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - İstatistiki bir hatadır zaten. Bunun şeyinde ne farkı var?

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, ikisi ayrı şey. "İstatistiki hata" mı diyorsunuz, "kaynağı belirsiz para" mı diyorsunuz? Ekonomi Bakanısınız. Sizin burada ne söylediğiniz çok önemli.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - İstatistiki hata diyorum. Net hata noksan kalemi de Merkez Bankasının kayıtlarında ne görünüyorsa odur zaten.

ERHAN USTA (Samsun) - Yok, istatistiki hataysa bir artı, bir eksi olmaz. İstatistiki hata hep aynı yönde olur. Yani, bavul ticaretini hep diyelim ki eksik ölçüyorsundur...

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Evet.

Şimdi "DİR'in ihracat içindeki payı doğru mu?" diye Sayın Mehmet Günal sormuş. 2003 yılında toplam ihracat içindeki DİR'in payı yüzde 51,3; 2004 yılında yüzde 54,1; 2014 yılında yüzde 42,56; 2015 yılında yüzde 39,97. Sayın Günal "Yıllar itibarıyla var mı?" diye sordu, DİR'in yıllar itibarıyla toplam ihracat içindeki payını Sayın Günal'a da ifade etmiş oluyoruz.

Sayın Günal Rusya krizinin Antalya'yı etkilemesi konusunu ifade ettiler. Kendi bölgesi yaş meyve-sebze ihracatı konusunda önemli bir konumda olan bir ilimiz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan, buradaki vekillerimizin sorularını cevaplasa.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Efendim? Size geleceğiz, sizin şeylere de.

BAŞKAN - Vaktimiz var. On dakikanız var daha. Hem "Buradaki milletvekillerimize öncelik verelim." diyor arkadaşlarımız. Olabilir.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şimdi, 24 Kasım tarihinde uçak kriziyle ilgili durum ortaya çıktı. Aynı gün, 24 Kasım 2015'te de ben Bakan oldum. Saat ikide Bakanlığım açıklandı, 10.20'de de uçak krizi oldu. Yani, sabah 10.20'de uçak krizi oldu, saat 14.00'te Bakan oldum. Aynı gün Yaş Meyve Sebze İhracatçı Birlikleriyle derhâl telefon trafiği gerçekleştirdik; bir taraftan Müsteşarımız, bir taraftan ben, bir taraftan arkadaşlarımızla birlikte bunu yaptık. 25 Kasım tarihinde Yaş Meyve Sebze İhracatçı Birliklerindeki arkadaşlarımızla toplantı yaptık, dertlerini dinledik ve derhâl Rusya masası oluşturduk. Yaş meyve sebze ihracatçısı arkadaşlarımızın sıkıntılarını hemen masaya yatırdık ve çözüm yollarını bulduk. Şu anda yaş meyve sebze ihracatçılarının, Rusya'dan kaynaklı ihracatlarının eksilmesini başka ülkelere yaptıkları ihracatla birlikte telafi ettiklerini ifade etmek isterim.

Bakın, değerli arkadaşlar, 25 Kasım tarihinden 15 Aralık tarihine kadar geçen süre içerisinde Rusya'yla yaptığımız ihracatta, 2015 yılının 1 Ocağından 2015 yılının 25 Kasımına kadar ya da 2015 yılının 1 Aralığına kadar normal seyrindeki ihracatımızda yüzde 40'lık bir düşüş var. Niye? Çünkü, az önce sizlerin de ifade ettiği gibi, emtia fiyatlarının, ham madde fiyatlarının düşmesinden kaynaklı, Rusya'nın 110 dolara sattığı petrolün 30 dolarlara düştüğü bir dönemde gelirindeki düşmeden kaynaklı zaten yüzde 40 civarında bizim Rusya'ya olan ihracatımızda bir düşüş var. Normal şartlar altında bizim Rusya'ya olan ticaretimiz 3,7 milyar dolarlık bir seyre ulaşacaktı. Rusya krizi olduğu, uçak krizi olduğu dönemde, bizim o on beş günlük süre içerisinde ihracatımızda yüzde 80 civarında bir azalma oldu. 15 Aralıktan itibaren Aralık sonuna kadar olan sürede normal seyrine geldi Rusya'yla olan ihracatımız. Yani, toplam olarak baktığımızda, 2015 yılındaki Rusya'ya ihracatımızdaki düşme yüzde 54; 24 Kasım-31 Aralık itibarıyla ihracatımızdaki toplam düşme yüzde 54. Yani, normal seyri 39,4 -yuvarlak 40 dersek- 24 Kasım-31 Aralık tarihi itibarıyla da yüzde 55 -54,6- civarında ihracatta bir azalma söz konusu olmuş. O anlamda, baktığımızda, yaş meyve sebze ihracatı yapan, özellikle Antalya bölgesindeki durumda olağanüstü bir sıkıntının olmadığını ifade etmek istiyorum.

Et ithalatıyla ilgili kısmı herhâlde siz sormuştunuz. Ben bu konuyla ilgili bir açıklama yaptım. Merkez Bankası Başkanının enflasyonla ilgili, sanıyorum, Plan Bütçe Komisyonunda yaptığı sunum çerçevesinde...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Gıda fiyatlarındaki artış.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Efendim, gıda fiyatlarındaki artış ve et fiyatlarının da enflasyon içerisindeki payının yüzde 24 olduğuyla ilgili. Herhâlde öyle...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Dünyada düşerken bizde artıyor.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Dünyada düşerken bizde artıyor konusuyla ilgili. İstanbul'da bu konunun tam gündem olduğu sırada basın mensupları bu konuyu söylediler; biz de et ihracatıyla, ithalatıyla ilgili bir karar alabileceğimizi, spekülatif gayret içerisinde bulunanların bundan nemalanmalarının engellenmesi konusunda bir karar alabileceğimizi ifade etmiştik.

Bildiğiniz gibi, Avrupa Birliğinden, Gümrük Birliği Anlaşması çerçevesinde, ithal etmek zorunda olduğumuz 19 bin tonluk bir et ithalat mecburiyetimiz var. Bir de, öte yandan, daha önceki yıllarda yaptığımız Bosna-Hersek'le ilgili anlaşma çerçevesinde 6.500 tonluk almamız gereken et ithalatı var. Toplam 25 bin tonluk et ithalatının alınacağını ifade ettik. Nitekim, dün itibarıyla Resmî Gazete'de yayınlandı. Hem Avrupa Birliğinden ithalatımız hem de Bosna-Hersek'ten yapacağımız ithalatla ilgili Resmî Gazete'de yayınlandı. Bunun ithalatı Et Balık Kurumu tarafından gerçekleştirilecek.

"Transfer giderinin detayı nedir?" diye, son sorduğunuz soru. İhracata yönelik devlet desteği 1 milyar 57 milyon lira, yatırımlara yönelik devlet desteği ise 296,7 milyon lira; toplamı 1 milyar 354 milyon lira. Transfer harcamalarının dağılımına baktığımızda bu gerçekleşiyor.

Yine, "Uçak krizi nedeniyle Rusya'ya ihracat yapan, zarar gören firmaların zararlarının telafi edilmesi için Bakanlığınızla ilgili ne gibi önlemler alınmıştır?" diye siz sormuşsunuz. Yaş meyve sebzeyle ilgili kısmı ifade ettik. Bunun farklı şekilde... İhracatçı Birliklerinin bildiği ama şu anda elimde net rakamlar olmadığından detayıyla açıklamayı ben size daha sonra ifade edebilirim. O konuyla ilgili telafi edici faaliyetlerimiz var. İhracatçı Birlikleri bu konunun ne olduğunu da teferruatıyla biliyorlar.

Rusya'yla ilgili krizin bazı konularda, özellikle tekstil konusunda sadece Rusya'ya çalışan firmalardan, Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birliklerinden arkadaşlarımızla yaptığımız toplantılarda hangi firmaların hangi ölçüde zarar görebilecekleriyle ilgili bir çalışma yaptılar, onu bize getirecekler. O çerçevede de o arkadaşlarımızın önündeki engelleri kaldırmaya çalışıyoruz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Toplamda 10 milyar dolarlık bir kayıp olacağından bahsediliyor.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yok, öyle, Rusya'yla zaten...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yalnızca bu değil, yani, tüm boyutlarıyla 10 milyar dolarlık bir kayıptan bahsedildi.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şimdi, Garo Bey, Rusya'dan 2015 yılında gelen turist sayısı 4-4,5 milyon kişi. Bizim turist başına ortalama gelirimiz de, yanlış bilmiyorsam, 750-800 dolar civarında. Yani, bu çerçevede, baktığımızda, şimdi, diyorlar ki: "Bu turistin tamamen gelmeyeceği varsayımıyla." Ama benim öngörüm, benim tahminim şu: 4,5 milyon turistin herhâlde 3 milyonu gelecektir.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Rezervasyon yok.

MUSA ÇAM (İzmir) - Rusya'dan mı gelecek?

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yani, bu doğrudan oradan değil. Başka yönlerden de gelenler var. O çerçevede değerlendireceğini... Çünkü, alıştıklarından dolayı olur diye tahmin ediyorum. Bu da bir tahmin. Rezervasyon iptalleri...

KADİM DURMAZ (Tokat) - Olmasını arzu ediyoruz.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yani, olur diye tahmin ediyorum ben de.

ERHAN USTA (Samsun) - Siz ne kadar etki görüyorsunuz, yani, sizin tahmininiz ne?

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Nereden?

ERHAN USTA (Samsun) - Ben de onu sormuştum: Rusya krizinin 2016 için...

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Turizm konusunu mu diyorsunuz?

ERHAN USTA (Samsun) - Turizm artı yaş sebze-meyve.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Turizm konusuyla ilgili, yaş meyve sebze...

ERHAN USTA (Samsun) - Tamamıyla ilgili, yani, bavul ticareti...

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bakın, şimdi, Rusya'ya 2015 yılı toplam ihracatımız 3,7 milyar.

ERHAN USTA (Samsun) - Bavul ticareti hariç.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bavul ticareti hariç, tabii. 3,7 milyar, o şeyini söylüyorum.

2015 yılına baktığımızda, Rusya'ya olan Şubat ihracatımızda yüzde 50 bir düşüş söz konusu. 2015 Şubatı ile 2016 Şubatı arasında, yani, 11 Şubat 2015'te 12 milyon 392 bin dolar ihracat yapmışız, 2016 yılı Şubat ayının 11'ine kadar 6 milyon 144 bin dolarlık...

ERHAN USTA (Samsun) - Gösterge olduğu gibi de belki daha az olur, yani, o kadar, yüzde 50 düşüş yüksek bir düşüş.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ocak ayı geneline baktığımızda da, 2015 yılı Ocak ayında 313 milyon dolarlık ihracat yapmışız. 2016 yılı Ocak ayında da ihracatımız 109 milyon 898 bin dolar; yüzde 65 civarında bir düşüş söz konusu.

Turizmle ilgili kısım... Toplam bavul ticaretinin 3,5 milyar dolar olduğunu tahmin ediliyor 2014 yılında. 2015 yılında 2,5 milyar dolar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakan, süre doldu.

Bir on beş dakika daha vereyim Sayın Bakan, toparlayalım lütfen.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - 2015 yılında 2,5 milyar dolarlık bir bavul ticareti olduğu tahmin ediliyor, 2016 yılında bavul ticaretinin yüzde 30 kayıpla 1,7 milyar dolara inmesini tahmin ediyoruz, 750 milyon dolarlık bir düşüş olabileceği ihtimali var.

Turizm gelirleriyle ilgili, 2014 yılında 4,5 milyon turist gelmiş, 2015 yılında 3,6 milyon turist gelmiş. Yani, biz 2014 yılı rakamlarıyla baktığımız takdirde yüksek bir rakam gibi geliyor ama 2015 yılında Rusya'daki gelir seviyesindeki düşmeden kaynaklı 3,6 milyon turist gelmiş. 2016 yılında 1 milyar dolar bir azalış bekliyoruz turizm gelirlerinden. 1,8 milyar dolarlık 2015 yılı turizm gelirleri rakamı -tahmin ediliyor- 1 milyar dolarlık düşerse 800 milyon dolarlık veya 1 milyar dolarlık turizm geliri bekliyoruz, Rusya'dan geleceklerden bizim beklentimiz.

ERHAN USTA (Samsun) - 4,5-5 milyar dolar kabul edebiliriz toplam etkiyi. 1,5 milyar bavuldan, 1 milyar turizmden, sizin dediğinizden öyle anlıyorum, 3,5'un da üçte 2'si giderse normal ihracattan da 2 milyar dolar...

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yani, 2015 yılında 3,5 milyar dolarlık...

ERHAN USTA (Samsun) - Toplamını diyorum Sayın Bakanım, aklımızda kalıcı bir şey kalsın yani...

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bakın, 2,5 milyar dolarlık bavul ticareti olmuş 2015 yılında, biz 750 milyon dolar bavul ticaretinde eksilme tahmin ediyoruz, yaklaşık 1 milyar dolar da turizm gelirlerinden tahmin ediyoruz, 1 milyar 750 milyon dolar.

ERHAN USTA (Samsun) - 2015'e göre yapmayın çünkü 2015'te de sıkıntı vardı.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Neye göre yapacağız? 2015'e göre...

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakanım, benim amacım rakamı yükseltmek değil.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Hayır, şöyle: Siz 2014'e bakarsanız o şekilde. Ben size 2015'ten 2016'ya geçtiğimiz takdirde bu olacak diyorum. Siz bu rakamı, ona göre, 2018'den mi yaparsınız, 2015'ten mi yaparsınız, 2010'dan mı yaparsınız, ona göre değerlendirin.

ERHAN USTA (Samsun) - Standart yıllara göre yapmak en uygunu olur diye söylüyorum ben. İlişkilerimizin düzgün olduğu bir döneme göre etkiyi görmek daha uygun olabilir.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ama, 24 Kasım bu ilişkilerin bozulduğu zaman.

ERHAN USTA (Samsun) - Ben de o yüzden diyorum, 2015'te de etkisi...

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bakın, şimdi, 2015 yılı, otuz beş günü hariç, normal bir yıldı Rusya'yla, doğru mu? Sadece otuz beş günü anormal bir dönem oldu. Bizim 2015 yılının tamamında ihracatımız 3,7 milyar dolar olmuş, bavul ticaretimiz 2,5 milyar dolar olmuş, 3,6 milyon turist ve 1,8 milyar dolar turizm gelirimiz olmuş. 2014 yılında 2,7 milyar dolar turizm gelirimiz olmuş. Normal şartlar altında, 2014'ten 2015'e gelirken Rusya'nın gelir seviyesindeki düşmeden kaynaklı zaten 1 milyar dolarlık bir azalma hasıl olmuş diye ifade etmek istiyorum. Yani, rakamsal olarak 1 milyar 750 milyon dolarlık bir eksilme öngörüyoruz.

Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanımızın, benim de katıldığım, TÜGİK Genel Kurulunda ifade ettiği sözle ilgili Sayın Çam "Vatandaşı yanıltmayın." diye ifade etti. Bakın, Türkiye ekonomisinin büyüme oranlarının -Sayın Cumhurbaşkanı da zaten aynı şekilde söyledi- birinci çeyrekte 2,5 büyüme, ikinci çeyrekte 3,8, üçüncü çeyrekte yüzde 4 ve üç çeyrek ortalamasının 3,4 olması gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanı "4" demiyor orada.

MUSA ÇAM (İzmir) - "4" diyor.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yani, Sayın Cumhurbaşkanım "2015 yılının ortalamasının 4 olacağı hemen hemen kesinleşmiştir." diyor. Niye? "Sanayi üretimindeki ve tarım üretimindeki artış münasebetiyle öyledir." diye ifade ediyor. İmalat sanayisinin büyümesi yüzde 3, dördüncü çeyrekte imalat sanayisinin büyümesi yüzde 8,1, tarımda yüzde 7,4 büyüme, özel tüketim de ilk dokuz ayda yüzde 4,5 büyüdü, özel yatırımlar da... Yani, "2015 yılının 4 olarak büyümesi hemen hemen kesinleşmiştir." diye bir ifade kullanıyor. Yani, rakamın doğrusu bu, bu şekilde olması gerekir.

GİTES'le ilgili, Girdi Tedarik Stratejisi konusunda, GİTES eylem planları uygulama dönemi 2013-2015 yılları arasında sona erdi. Şimdi ikinci dönem hazırlıklarını tamamlamak üzereyiz. Özel sektörle beraber birinci dönemin sonuçlarını değerlendirerek ikinci dönem eylemlerini belirledik. Ayrıca, öncelikli dönüşüm programları arasında yer alan İthalata Olan Bağımlılığın Azaltılması Programı Eylem Planı'nda GİTES güncellemesi yapıyoruz. Onun da mevcut olduğunu ifade etmek istiyorum.

Yurt dışı müteahhitlik sektöründe komşu ülkelerle kayıplarımız ve alınan önlemler... Değerli arkadaşlar, yine sizin de ifade ettiğiniz gibi, komşu ülkelerin esas zenginlikleri yer altı zenginlikleri, petrol zenginlikleri, doğal gaz zenginlikleri. Petrol fiyatlarını hep biliyoruz ama doğal gaz fiyatları konusunda benim bir fikrim yok, ne aşamada olduğunu da tam bilmiyorum. Onlar da petrole paralel olarak aynı şekilde düşüyor ama onların hesaplama yöntemleri beş altı ay geriden geldiğinden dolayı...

ERHAN USTA (Samsun) - 3, 6, 9 aylık kontratlar olduğu için...

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - ...o kontratlar olduğundan dolayı o şekilde geliyor ama petrol fiyatları cari fiyatlarla, güncel fiyatlarla yapıldığından dolayı anlık takip etme imkânımız söz konusu. Bildiğiniz gibi, bu 110 dolar ortalama 2014 petrol fiyatlarının 39 dolar 2015 ortalama fiyatına gelmesiyle birlikte bu ülkelerdeki gelir seviyesindeki azalma bizim de müteahhitlik hizmetlerimizde bir düşmeyi ortaya koyuyor.

Ben iki gün önce Kazakistan ve Türkmenistan gezisi gerçekleştirdim. Orada iki ülkenin Devlet Başkanıyla da görüşme imkânı bulduk. Kazakistan Devlet Başkanı Sayın Nazarbayev'le -Sayın Başbakanımızla birlikte- heyetler arası toplantıda bulunduk. Aynı zamanda, Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Berdimuhammedov da birlikte yaptığımız toplantıda Türk müteahhitlerinin bugüne kadar yaptığı işlerden memnuniyetlerini ve bundan sonraki süreçte de Türk müteahhitlerinin Kazakistan'ı, Türkmenistan'ı mamur hâle getirmeleri için aynı şekilde devam etmek istediklerini ifade ediyorlar. 2017 yılında, az önce konuşmamın içerisinde de söylediğim gibi, orada yapılacak EXPO fuarını Türk müteahhitleri gerçekleştiriyorlar. Yine, Türkmenistan'da yapılan havaalanı yapımını 2,5 milyar dolarlık bir rakamla yine Türk müteahhitleri gerçekleştiriyorlar. Asya Olimpiyatlarının yapılacağı kompleksi de 6,5 milyar dolar bir bedelle Türk müteahhitleri gerçekleştiriyorlar.

Biz, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımızla yaptığımız Afrika seyahatleri, Sahra Altı Afrika seyahatleri ve bir önceki hafta Sayın Cumhurbaşkanımızla gittiğimiz Güney Amerika seyahatlerinde de gördük ki Türk müteahhitlerinin ünü, siz değerli arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi, sadece çalıştıkları bölgelerde değil, dünyanın her tarafında haklı bir noktaya doğru gelmiş. Bugün müteahhit firma sayısı bakımından dünyada 2'nci sıradayız, ciro bakımından dünyada 8'inci sıradayız ve övünerek ifade ediyorum, övünmemiz gerektiğini söylüyorum, bu bölgenin insanı olarak, bu ülkenin insanı olarak müteahhitlerimizin yaptığı işlerden de övünüyoruz, hep beraber de haklı bir övünç duymamız gerektiğini ifade ediyorum.

Bakın, bazı ülkelerde, özellikle Sahra Altı Afrika'da rakibimiz olan, dünyanın 1'incisi olan ülkeyle bizim müteahhitlerimiz arasında kalite yönünden ve zamanlama yönünden olağanüstü derecede bir farklılık var. Diyorlar ki: "Dünyanın 1'incisi olan ülkenin yaptığı imalatların, ürünlerin taahhüt işlemlerinin makyajı döküldükten sonra en fazla iki yıl ömrü var. İki yıl sonra bunların bakımları imalatlarından daha fazla tutuyor. Ama, Türk müteahhitlerinin yaptığı imalatlar, Türk müteahhitlerinin yaptığı inşaatlar -Anadolu tabiriyle- evladiyelik oluyor. Onların yaptıkları işle övünüyoruz, gurur duyuyoruz. Bizim burada yatırım yapsınlar, bizim taahhüt işlerimizi, inşaat işlerimizi gerçekleştirsinler."

Afganistan'da 20 milyar dolarlık gelecekte bir yatırım... Kabil'in 10 kilometre yanında bir yeni şehir kurmak istiyorlar, Türk müteahhitlerinin gelmesini istiyorlar. Kenya'da, "Sahra Altı Afrika" dediğimiz Orta Afrika'da, bir taraftan Batı Afrika, bir taraftan Doğu Afrika'ya uzanan süreç içerisinde, Etiyopya'dan Senegal'e uzanan bir çerçevede, Türk müteahhitlerinin burada imalat yapmalarını, taahhüt işlerini yerine getirmelerini istiyorlar. Biz Güney Amerika'dan dönerken...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama rakamlar düşüyor Sayın Bakanım.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yani maliyetler de düşüyor biliyorsunuz. Şimdi bu rakamlar üzerinde...

GARO PAYLAN (İstanbul) - 1 milyar dolar hedef koyuyorsunuz.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bakın, Garo Bey, dünyanın...

GARO PAYLAN (İstanbul) - 150 milyar dolar gerçekçi yani?

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - O 150 milyar dolar olacağına inanıyorum ben.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Gerçekçi buluyorsunuz.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ben gerçekçi olduğuna inanıyorum çünkü bakın şimdi Orta Asya'daki rakamlarımızın, Afrika'daki ortaya çıkacak yeni rakamlarımızın... Orta Asya'da haklı bir övgüyü almışız. Müteahhitlerimiz öncelik hakkını elde etmişler Orta Asya'da, Rusya'da da aynı şekilde. Eğer biz Orta Afrika'ya ve Güney Amerika'ya gittiğimiz takdirde oradaki haklı övgüyü devam ettirebilirsek Orta Asya'daki azalan taahhüt hizmetlerimizi, işlerimizi Orta Afrika ve Güney Amerika'ya doğru götürebildiğimiz takdirde bu rakamların olacağına inanıyorum. Çünkü müteahhitlik sektörümüz gerçekten hem proje nezdinde hem iş bitirme olarak hem de kalite olarak belli bir seviyeye gelmiş, onların yapabileceklerine inanıyorum. 500 milyar dolarlık kısmın yüzde 1,5 hesaplamalarından gittiğini... Eğer 40 trilyon dolar dünya ihracat hacmi olursa 600 milyar doların hesabını sorun.

GARO PAYLAN (İstanbul) - İkisi de olmayacak.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yüzde 1,5 olacağını iddia ediyorum. Ömrümüz vefa ederse sorarsınız hesabını, bakarsınız gelecek çerçevede.

ERHAN USTA (Samsun) - Siz gelecekte durumumuzun ne olacağını söyleyin de...

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Nasıl olsa AK PARTİ iktidarı dönemi 2023'e kadar devam edecek. O zamanki bakan arkadaşımıza bu soruyu bu sıralarda, muhalefet sırasında olan milletvekili arkadaşlarımız sorar diye düşünüyorum.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Müteahhitlik hizmetleriyle ilgili bir şey soracağım Sayın Bakan?

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Efendim?

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Bir şey söyleyeceğim. Müteahhitlik hizmetleriyle ilgili bu kullanılan makine parkı ve malzeme açısından katma değeri artıracak olan istatistiksel rakamlar bizde var mı yani Bakanlığınızda var mı?

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Müteahhitlik hizmetleri açısından...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Kullanılan makine parkı ve malzeme. Yani müteahhidi orada hizmet olarak götürdüğünüzde tabii bizim mesela inşaat sektörünün kendi içinde sektörel bir katma değeri var alt sektörlerle. Onun beraberinde sağladığı alt sektörler açısından katma değer ve onun getirisini hesaplıyor musunuz? Sizde istatistiksel rakamı var mı?

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bunun ayrı bir istatistiği yok ama ihracat rakamlarımızla, orada müteahhitlik hizmetleriyle gittiğinde, baktığımızda inşaat malzemelerinin ön planda ihracat rakamları içerisinde olduğunu görüyoruz.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Yani, onu bir çıkarma imkânınız olur herhâlde değil mi?

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yani öyle bir hazırlık yapılabilir mi? Herhâlde olabilir diye tahmin ediyorum. Bakarız onun şeyine. Yapılabilir diye de düşünüyorum.

Aslında bunun, müteahhitlik hizmetlerinin Türkiye ihracatına katkısının ne olduğu konusunda herhâlde bir araştırma yapmak doğru olur. Belki bir çimento ihracatı düşünülmeyebilir ama demir konusundaki ihracatlarda önemli bir şey olduğunu, inşaatın iç malzemelerinde, boyasında, elektrik tesisatında, diğer malzemelerde de önemli bir şeyin olduğunu görüyorum. Çünkü Türkmenistan'da gezdiğim yerlerde kullanılan malzemelerin, kapı kolları, kapıların, iç kapılarının dâhil Türkiye'den gittiğini gördüm. İhracata önemli bir katkısının olduğunu bu çerçevede de ifade etmiş oluyoruz.

Şimdi, değerli arkadaşlar, Lale Hanım bir soru sordu: "Montaj sektöründen çıkalım." diye. Haklı bir soru olarak değerlendirilebilir ama o konuyla ilgili şöyle bir açıklama yapmak istiyorum. Lale Hanım'ın sorusu: "Otomotiv sektörü ithalat bağımlılığı olan montaj sanayisi durumunda." Bakın, motorlu kara taşıtları sektörü 2006-2016 yılı Ocak ayı döneminde 131,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiş yani on yılda 131,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmiş. Dahilde işleme rejimi kapsamında yaptığı ithalat 57,2 milyar dolar olmuştur. Döviz kullanım oranı yüzde 43,16 olarak gerçekleşmiştir. Sektör bu dönemde DİR kapsamında 74 milyar dolar net ihracat yapmıştır diye ifade edebiliriz.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, heyecanla takip ettik ama bir saati doldurduk.

Teşekkür ediyoruz.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkanım, soru soran arkadaşlara teşekkür ediyorum, katkı sağlayan arkadaşlara teşekkür ediyorum. Soruların bir kısmını cevaplayamadık.

BAŞKAN - Yazılı gönderirseniz lütfen...

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ama kayıtlardan değerli arkadaşlarımız soruları çıkardıktan sonra biz o arkadaşlarımıza yazılı olarak cevap vereceğiz.

Bütçemize katkı sağlayan muhalefet milletvekili arkadaşlarımıza, iktidar partisi milletvekili arkadaşlarımıza ve bu süreç içerisinde nezaket çerçevesinde eleştiri yapan değerli milletvekillerimize çok çok teşekkür ediyorum.

2016 yılı Ekonomi Bakanlığı bütçesinin tüm bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyoruz.

Hepinize hayırlı sabahlar diliyorum.