KOMİSYON KONUŞMASI

NECİP NASIR (İzmir) - Hocam, sunumlarınız için teşekkür ediyorum.

Değerli hocalarım, merak ettiğim bir konu var: Tabii, cumhuriyeti kurduktan sonra ülkemizde yaşanan bütün süreçleri hepimiz iyi biliyoruz, göçlerin sebeplerini biliyoruz; siyasi, ekonomik, terör, bir sürü etken, bunları hepimiz iyi biliyoruz; bunların sonucu oluşan kentleri de biliyoruz ve bu kentlerin sorunlarının çözümü noktasında bir ilaç gerekiyordu, bu ilaç da 2012 yılında çıktı, bunun adı da 6306 sayılı kentsel dönüşüm yasası. Evet, kentsel dönüşüm, dünyanın her tarafında farklılıklar gösteren sosyal bir proje. Sosyal proje olması vesilesiyle ile, ilçeye, bölgeye, kente, ülkeye göre değişiklikler gösterir. Hâliyle, ilk çıktığında sıkıntılı bir yasa olarak çıktı çünkü bu gerçeklerle çıkmıştı, eksiklikleri vardı, bu anlamda çalışmalar yapıldı ama o süreçten sonraki süreçte, başladığında "faşist yasa" diye "rantsal dönüşüm" diye tepki gösteren, aslında bu konuyu esas sahiplenmesi gereken taraflar -ben de İnşaat Mühendisleri Odası üyesiyim- sivil toplum kuruluşlarıydı, bu işin tekniğini bilen TMMOB'a bağlı odaların olması gerekirdi. Ben İzmir özelinden çok iyi biliyorum ve 2012'den beri bu işin içinde olan birisi olarak, aslında yapmaları gereken, eksiklikleri tespit ederek, kanuni düzenlemeler yaparak bu kanunların toplum yararına, halkın yararına dönüşümünün sağlanması için gereken çabanın STK'ler tarafından gösterilmediğine şahit oldum.

TMMOB MİMARLAR ODASI GENEL BAŞKANI EYÜP MUHCU - Böyle suçlamak doğru değil.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Eyüp Bey, müsaade ederseniz...

NECİP NASIR (İzmir) - Ben düşüncelerimi ifade ediyorum.

TMMOB MİMARLAR ODASI GENEL BAŞKANI EYÜP MUHCU - Ama suçlama yapıyorsunuz.

NECİP NASIR (İzmir) - Düşüncelerimi ifade ediyorum.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Efendim, düşüncesini söylesin, müsaade edin de düşüncesini söylesin.

NECİP NASIR (İzmir) - Şimdi, bu değil, orada dernekler kurularak dernekler içerisinde bizzat biz de gördük.

Şimdi, burada, bunu aslında esas sahiplenmesi gereken bizim sivil toplum kuruluşlarının, mesleki disiplinleri içinde barındıran odaların olması gerekirdi ama bu karşıtlık merkezî hükûmetle, yerel yönetimlerle, üniversitelerle bir koordinasyonun olmasını engelledi.

Başka bir şey daha söyleyeyim: Bu yasanın haricinde, kentlerin planlanmasında tepki koyarak esas yapılması gereken, plansızlığı ortadan kaldırması gereken esas bu STK'lerin olması gerekiyordu. Yine İzmir özelinden örnek vereyim: Dünyanın en güzel şehirlerinden İzmir'in merkez ilçelerinde şu anda hâlâ 5.000'lik planlar yok, alt ve üst ölçekli planları birbiriyle uyumlu değil ve hep revizyon planlarıyla İzmir gelmiş. Tabii ki bu revizyon planlarıyla gelen bir memlekette, bir yerde, bir yerleşim yerinde ne fay hattı düşünülür ne başka bir şey düşünülür; orada rant da ortaya çıkar, her şey de olur. Burada hep merak etmişimdir: Ya, biz neden karşı çıkmadık bugüne kadar? Kardeşim, sen ilk önce şehrin anayasasını yaz, anayasayı yazarken de planlarını oluştur. Zaten planları oluşturursa bir yerde bu tür sorunlar oluşmazdı.

Şimdi, burada bir sürü sebep, sonuç... Hani dedik ya, cumhuriyeti kurduktan sonra o gelişim sürecindeki göçlerle beraber sosyal hareketlilik, siyasi hareketlilik, ideolojik hareketlik bizim bütün noktalarda birbirimizle, kurumlarla entegre olmamızı engelledi. Biz bunları yaşayanlardanız, hâlâ da yaşıyoruz. Bakın, biraz önce 15 kişilik bir grup gelmişti İzmir'den, çıktığımda. 2981 sayılı İmar Yasası'yla, imar affıyla kendilerine verilmiş tapu tahsis belgelerini -hak edenlerin- bugüne kadar alamamalarından kaynaklı bir sorun var. 15 Mayıs Pazartesi günü onun süresi bitiyor. Şimdi, bunlar parasını ödemişler, tapu tahsis belgesi almışlar ve bu tapu tahsis belgesiyle hak sahibiyle... Ancak yetkiler yerel yönetimlere verilmiş, siyasi veya başka nedenlerle bugüne kadar tapuları verilmediği için mülkiyet hakları yok. Mülkiyet hakkı olmadığı için de orada o dönüşümün yapılması mümkün değil. Şimdi, burada diyor ki: "Ben hakkımı istiyorum." Dedim ki: "Ya, hakkını istiyorsun da şu süreçte bu ifade edilirse imar affı meselesi olur, iş ideolojik olur, iş siyasete biner ve bu sefer sorun olur. Bekle, haklılığını anlatalım, bu süre uzamazsa bile hakların kaybolmaz." Hukuki boyutları vardır.

Şimdi, burada, bizler gelinen durum itibarıyla İzmir depremini yaşadık. İzmir'de yıkılan 17 yapının hepsi de ruhsatlıydı. Oda onaylı ve ruhsatlı yapılardı. Bunların biz, yumuşak kat, 1999 öncesi yönetmelikler, bunların hepsini biliyoruz.

TMMOB MİMARLAR ODASI GENEL BAŞKANI EYÜP MUHCU - Başkanım, bir şey düzeltebilir miyim?

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Müsaade eder misiniz? Böyle bir usul yok.

TMMOB MİMARLAR ODASI GENEL BAŞKANI EYÜP MUHCU - Meslek odası olarak davet ettiniz, geldik ama biz burada hakaret edilmek için durmuyoruz.

NECİP NASIR (İzmir) - Şimdi, getireceğimiz...

TMMOB MİMARLAR ODASI GENEL BAŞKANI EYÜP MUHCU - Meslek Odasına söz hakkı verecek misiniz? Ben bekliyorum burada.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Böyle bir usul yok kardeşim.

NECİP NASIR (İzmir) - Şimdi, söz sırası gelince konuşursunuz.

TMMOB MİMARLAR ODASI GENEL BAŞKANI EYÜP MUHCU - Efendim ama davet edip hizaya çekemezsiniz burada.

NECİP NASIR (İzmir) - Hüseyin Bey şunu söyledi, dedi ki: "6306 sayılı Yasa kapsayıcı değil."

TMMOB MİMARLAR ODASI GENEL BAŞKANI EYÜP MUHCU - Yani davet ediyorsunuz ama meslek odalarına burada hakaret ediyorsunuz, ithamda bulunuyorsunuz. Bu yöntem doğru değil, kabul etmiyorum bunu.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Yalnız bu şekilde bir usul yok. Burası Meclis kardeşim.

TMMOB MİMARLAR ODASI GENEL BAŞKANI EYÜP MUHCU - Efendim, bizi meslek odası olarak davet ediyorsunuz...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Böyle bir usul yok. Size söz verilecek.

RECEP UNCUOĞLU (Sakarya) - Size de söz verilecek, sunum listesinde sizin de adınız var. Niye beklemiyorsunuz, sözüne müdahale ediyorsunuz?

TMMOB MİMARLAR ODASI GENEL BAŞKANI EYÜP MUHCU - Efendim, müdahale etmiyorum ama meslek odalarına haksız, yersiz, mesnetsiz itham var.

RECEP UNCUOĞLU (Sakarya) - Müdahale ediyorsunuz efendim. Notunuzu alın, cevap verilecekse... "Haksız" diye itham edemezsiniz. Size daha söz verilmedi, lütfen ya... Lütfen, usulü var, her oturumun bir usulü var.

NECİP NASIR (İzmir) - Peki, o zaman cevabını verirsin.

Hüseyin Bey, konuşurken 6306 sayılı Kanun'un kapsayıcı olmadığını, yapılan yasaların tamamının geçerliliği olmadığını ifade etti. Ben de farklı bir açıdan burada görev ve sorumlulukları da ifade etmek istiyorum. Biz planlarımızı yapmadık.

Şimdi, bu, İzmir depreminden sonraki süreç ve o süreçten sonra olan Deprem Araştırma Komisyonunun sonuç raporu ve bu depremden sonra, asrın afetinden sonra oluşan bu sürecin bize -oraya getirmek istiyorum- artık bir şeyler vermesi lazım. O vermesi gereken de... Biz her şeyi kenara bırakacağız, bütün kurum, kuruluşlarıyla, STK'leriyle tek bir hedefimizin olması gerekiyor. O hedefimiz de dirençli kentlerin yaratılabilmesi için herkes üzerine düşen görev neyse onu yapmalı. Ben 2012'den beri İzmir'in yapı stokunun... 17 tane fay hattı geçen İzmir'de ve yüzde 80 yapı stokunun dönüşmesi gereken, 7 emsallerin olduğu bir plansız kentte oluşabilecek bir depremde bu depremin çok daha ağır pozisyonlarının yaşanacağını düşünen bir mühendisim, bir inşaat mühendisiyim. O sonuçların olmaması için artık bizlerin şapkasını önüne koyup birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Dirençli kentlerin oluşturulabilmesi için de herkesin tek bir amacının olması gerekiyor.

Teşekkür ediyorum.