KOMİSYON KONUŞMASI

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Nazmi Bey, Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Genel Başkanısınız.

YAPI DENETİM VE DEPREM MÜHENDİSLİĞİ DERNEĞİ GENEL BAŞKANI NAZMİ ŞAHİN - Evet.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Yapı denetimde sizin dışınızda başka dernek var mı?

YAPI DENETİM VE DEPREM MÜHENDİSLİĞİ DERNEĞİ GENEL BAŞKANI NAZMİ ŞAHİN - Var.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Anladığım kadarıyla birliğinizi oluşturan yasal bir statünüz yok yani tek bir çatı altında toplanmamışsınız.

YAPI DENETİM VE DEPREM MÜHENDİSLİĞİ DERNEĞİ GENEL BAŞKANI NAZMİ ŞAHİN - Evet Vekilim.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Demek ki bizim yapı denetimleri tek bir çatı altında toplayacak bir düzenlemeye ihtiyacımız var. Yani kaç şirket bir araya geldiğinde dernek kurabiliyor?

YAPI DENETİM VE DEPREM MÜHENDİSLİĞİ DERNEĞİ GENEL BAŞKANI NAZMİ ŞAHİN - 7 tane kurabiliyor Dernekler Kanunu'na göre.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Yani istersek 100 tane, 200 tane dernekle de karşılaşabiliriz. Yani bununla ilgili, yapı denetim yaşamımızın içine girdiyse, nasıl ki meslek odalarıyla ilgili bir düzenlememiz varsa yapı denetim kuruluşlarıyla ilgili de bir düzenlemeye ve bunun tek çatı altında toplanmasına ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor.

İkincisi: Tabii, 2001 ile 2018 arasında geçen dönemde sizin ve üyelerinizin de çok ciddi biçimde yaptığı temel yanlışlardan kaynaklanan uygulama hatalarını gördük. Neydi o? Bir kere, belirlenmiş olan yüzde oranlarının yarısına kadar indirim yapıyordunuz yani "Bu yapı denetim firması yüzde 40'la çalışır, bu yapı denetim firması yüzde 50'yle çalışır." Bunu siz çok yaygın olarak... Bunun anlamı şuydu: Siz emekli olmuş, hiç şantiyeye gitmeyen, denetim yapmayan yaşlı insanları proje kontrol sorumlusu olarak -sizden kastım, şahsınızı kastetmiyorum- gösterdiniz ve çoğu şantiyede müteahhidin ya da oranın şantiye şefinin inisiyatifine bıraktınız; bu uygulamayı çok gördük. Son noktada, denetime gittiğinizde de hepimiz biliyoruz ki kolonların yukarıdan 1,5 metre filizlerle bağlanıp demir adetlerinin tutturulduğu kimi uygulamaların fotoğrafları bize ulaştığı gibi mutlaka size de ulaşmıştır. Şimdi, birinci eleştirim bu.

İki: Yine siz, bazı denetim şirketleri yerel yönetimlerle, yerel yönetimlerde özellikle imarla ilgili birimleri yöneten insanlarla gizli ortaklıklar kurdular ya da belediyelerin imar birimlerini yönetenlerin gizli yapı denetim şirketleri vardı. Bunlar öyle güçlüydüler ki o yüzde 40, 50 olan iskontoları sıfır olarak yaparlardı ve onların istediği yapı denetim firmasının dışında başka bir firmaya gitme şansı da yoktu. Bu uygulamaya karşı da maalesef sessiz kalındı, herkesin bildiği bir yanlış ısrarla yapıldı. Son noktada, geldik, Bakanlık bir genelge yayınladı, il bazına çevirdi; onun da uygulamada hataları var, o da... Bir Muğla ilini düşünün, yaklaşık altı saatlik iki nokta arasında ulaşım mesafesi olan şehirlerimiz var ya da İstanbul; ulaştırma problemleri yüzünden, trafik sıkışıklığı yüzünden birkaç saatte gidilebilen güzergâhlar var; birkaç yıl da bu sürdü. Bundan kaynaklı olarak da özellikle de burada küçük metrekareli bina sahipleri muzdarip oldu, çoğu yapı denetim firması kurayla kendisine düşen bu işleri yapmamaya çalıştılar, onaylamamaya çalıştılar. Bir milletvekili olarak yapı denetim firmasını arayarak "Vatandaş üç aydır sizi bekliyor, neden sözleşme yapmıyorsunuz?"la muhatap olduk biz. Yani o nedenle burada ahlak önemli. Ben bütün yurttaşların, ne iş yaparsa yapsın temel bir ahlak anlayışına uygun davranmasını isterim ama devlet, yasa koyucu ahlakın üzerinde kurallarla denetimi sağlayarak bu işi götürür. Bunun da sıkıntıları maalesef... O nedenle, yapı denetim sisteminin dernekler üzerinden değil, bir merkezî yapılanma üzerinden oluşturulması ve kendi sürecini doğru getirmesi kanısındayım.

Yine, inşaat maliyetlerinin yüzde 1,5'u oranındaki yapı denetim bedellerinin de asla gerçekçi olmadığını, bu bedellerle denetim hizmetinin yapılamayacağını, asgari ücretin 8.500 TL'ye çıktığı bir yerde nitelikli bir mühendis ya da mimarı çalıştırabilmek için 30-40 bin liralar üzerinde bir ücretin ödenmesi gerektiği çok açıkken bu bedellerle bu hizmetlerin yapılamaması sebebiyle de yaşlı ve tecrübeli mimardan ziyade, daha çok, uzun yıllar bu meslekte çalışmamış, emekli olduktan sonra da ek bir gelir amacıyla bu işi yapan insanların olduğunu da görüyoruz. O nedenle, bu konularla ilgili bir standart getirilirse çok faydalı olacağı kanısındayım.

Son olarak da şöyle söyleyeyim: Yani nitelikli betonu döküyoruz, nervürlü demiri kullanıyoruz fakat uygulamada, özellikle de kolon-kiriş birleşim yerlerinin, etriye sıklığının denetlenmesi, etriye bağlamadaki açıların doğru denetlenmemesi, yine etriyelerdeki binme payı dediğimiz payların çok iyi kontrol edilememesi, kolonların birbiriyle olan bağlantılarında bırakılacak olan filiz paylarının sıkı kontrol edilememesi ve özellikle de kule vinç kullanılan şantiyelerde tekrarlanan kalıplarla, işte bir katta kullanılan kolon ya da perdenin vinçle alınıp yandaki kata aktarılması, kalıpların birkaç bina arasında tek bir kule vinçle dolaştırılması nedeniyle de soğuk derz dediğimiz uygulamanın da çokça olduğunu görüyoruz. Burada soğuk derzi engellemek için yüzde 100 sizin önerinize katılıyorum ama burada başka teknikler de var. Bu tekniklerle sıkı denetlenebilirse soğuk derz olmadan da sistem çözülebilir; bunu belirtmek istiyorum.

Teşekkür ederim.