| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) a) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı b) Mesleki Yeterlilik Kurumu c) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü, ç) Devlet Personel Başkanlığı d) Avrupa Birliği Bakanlığı e) Türk Akreditasyon Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 13 .02.2016 |
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Sayın Bakanım, sayın bakan yardımcım, değerli müsteşarım, müsteşar yardımcılarım, genel müdürlerim, kurumların ve kuruluşların değerli temsilcileri, çok kıymetli Başkanlık Divanı ve Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi arkadaşlarım; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Sayın Bakanımızın şahsında tüm Bakanlık çalışanlarına yapmış olduğu fedakârane çalışmalardan dolayı teşekkür ediyorum.
Evet, AK PARTİ iktidarları döneminde sosyal güvenlik alanında, çalışma alanında önemli yenilikler yapılmış, uygulamalar yapılmış ve bunlardan da toplumun büyük bir kesimi istifade etmiştir.
Ben kendime göre eksik bulduğum yönleriyle ilgili kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum. Bunlardan bir tanesi, maalesef özel sağlık kurumlarının nitelikli ve yeteri derecede denetlenmesi gerektiğini düşünüyorum, buralarda kara delikler var, benim kanımca. Bunun bir örneği, Sayın Kurum Başkanımızın babasının ismini kullanarak bir hastane devleti dolandırmaya kalktı ama anlaşıldığı için o hastanenin ruhsatları iptal edildi. Ama bu diğer tespit edilemeyen şahıslar için de geçerli bir durum. Buradaki örnek tedavi edilmeyen hastanın tedavi edilmiş gibi gösterilmesi hadisesi. Ayrıca, tedavi edilen hastaların da bir çok mükerrer olmayan uygulamaları hasta üzerinde yapılmış gibi gösterip çok yüklü faturalar çıkartmak suretiyle kurumu dolandırmaya teşebbüs ettikleri ortadadır, bunun çok iyi şekilde denetlenmesi gerekir diye düşünüyorum. Bunu Sağlık Bakanımıza da ifade ettim ama Sağlık Bakanımız bunun daha çok Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıyla yani sizin Bakanlığınızla ilgili olduğunu ifade ettiği için burada söylemeyi bir borç olarak görüyorum.
İkincisi, hepinizin bildiği gibi, Soma ve Ermenek'te maalesef kömür ocaklarında meydana gelen elim bir kaza, 2 tane kazayı hep beraber yaşadık. Bu kaza neticesinde çok sayıda madencimiz şehit oldu. Sağ olsun Bakanlığımız bir kanun çıkartarak bu şehitlerimizin en fazla bir yakınına olmak üzere iş vermeyi, ayrıca yakınlarına konut edindirmeyi öngördü. Ancak, madenciliğin başkenti sayılan -Sayın Bakanımızın da yılbaşı gecesi Enerji Bakanımızla birlikte bizzat bizi ziyaret ederek yılbaşında madende o işçilerle beraber çalışma ortamlarını gördüğü için söylüyorum- başta Zonguldak taş kömürü havzası olmak üzere, diğer bütün yer altı kömür madenlerinde birçok tabii ki şehitler verdik biz. Bu konu Afyon toplantısında da gündeme geldi. Sayın Başbakanımız "Bu tür hadiseler karşısında ayrımcılık olmaz, devlet hepsine gereğini yapmalıdır." demiş idi. Bu konunun da yakinen takip edilmesini Sayın Bakanımızdan ve çalışma arkadaşlarından arz ediyorum. Çünkü bizim de çok sayıda maden şehidimiz var. Geriye yönelik baktığımız zaman 500-600 kişiye böyle bir iş imkânı sağlanacak gibi duruyor. O da zaten şu anda bizim Türkiye Taşkömürü İşletmelerinin acil nefeslik işçi ihtiyacı da Maliye, Hazine vesaire gibi birtakım bürokratik engellemelere takılmadan halledilebilecek bir konu. 600-700 kişiye iş verilirse bu şehit yakınlarından, onlar da madenlerimize can suyu olur diye düşünüyorum Sayın Bakanım.
Bir diğer konu, emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili. Onlarla ilgili 2 tane sorun var: Birisi, emekli yaşı geldiği hâlde mevzuat değişikliğinden kaynaklanan emekli olamama hadisesi var. Bunlarla ilgili çokça biz seçim bölgelerimizden ve Türkiye genelinden talepler alıyoruz. Bu konuda inşallah bir çalışma yapılırsa bu da takdire şayan olur.
Yine, burada emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili ikinci bir husus, özellikle BAĞ-KUR mükellefi olan esnaflarımızla alakalı. Bunların şimdi primleri doluyor ama yaşı dolmadığı için, esnaflığı da bırakamadıkları için prim ödemek zorunda kalıyorlar. Ama burada bir kısmı diyor ki: "Biz emeklilik ve yaşlılık primi ödemek istemiyoruz, sadece sağlık primi ödemek istiyoruz, bu da bizim hakkımız çünkü biz zaten emekliliği kazanmışız." Bu noktaya da dikkat edilmesi, en azından bu konunun isteğe bağlı olması yani isteyenin bu emeklilik primini ödemesi süresi dolduğu için, istemeyenin de sadece sağlık primi ödeyerek bu primleri ödemesi gerektiği noktasında da inşallah yardımlarınızı bekliyorlar.
Bir diğer konu, doğum borçlanması noktasında. Doğum borçlanması ilk çıktığı hâliyle bunların doğumdan önce ve sonra sigortalı olup olmamalarına bakılmaksızın bir hak veriyor idi 2 çocuk için ama daha sonra bu değiştirildi, sadece sigortalıyken doğum yapanlara bu hak verildi. Ancak, bunun da askerlik uygulamaları gibi sigortaya doğumdan sonra bile girse, bunun nasıl askerlik borçlanmasında süreyi geriye çekiyorsa doğum borçlanmasında da bu şekilde, doğum tarihinde sigortalı olmasa bile çekmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu, hepsi için mümkün değilse de bile en az bir çocuk için verilirse bu mağduriyet giderilir diye düşünüyorum Değerli Bakanım.
Bir diğer konu, bu tabii, direkt Bakanlığımızla ilgisi yok bu konunun ama bizim Meclisimizde çalışan birçok genç eleman var, bunlar taşeron elemanı ve bunların özel bir ricaları var. Gerçi bunun için Meclis Başkanlık Divanının bir karar alması gerekiyormuş. Bu taşeron işçilerin kadroya alınması noktasında, bu kardeşlerimiz de nazarıdikkate alınırlar ise Meclis Başkanlığımızla istişare ederek, güzel olur diye düşünüyoruz.
Şimdi, biz burada sabahlara kadar bazen çalışıyoruz, o arkadaşlar da sabahlara kadar bize buralarda hizmetler yapıyorlar. O konuların da dikkate alınması noktasında yardımlarınızı bekliyoruz.
Bir diğer konu Değerli Bakanım, bakın, bu, Anayasa'yı değiştirmekten daha önemli. Bizim kamu yönetiminin etkinlik ve verimliliğinin artırılması için kamu personel reformunu mutlaka yapmamız lazım. Anayasa'yı değiştirmekten daha önemli bu çünkü Hükûmet fedakârane ve cansiparane bir şekilde ülke için hizmet üretmeye çalışıyor ve üretilen bu hizmetleri halkımıza ulaştıracak olan kamu görevlileridir. Kamu görevlilerindeki bu hizmetlerin yansıtılmasından kaynaklı sıkıntı vatandaşlarımızı fevkalade etkiliyor. Biz, bunlarla ilgili bir icraatta bulunamadığımız için en fazla, mesela kaymakam, vali, vesaire, diğerleri, alıyoruz, bir ilden bir başka ile bunları gönderiyoruz. O valiyi veya kaymakamı alıyoruz başka bir ilçeye gönderiyoruz. O kaymakam veya vali ceberut anlayışın sahibiyse bu sefer benim ilçem olan Alaplı'daki vatandaşlar kurtuluyor ama nereye gönderirsek oradaki vatandaşlara aynı sıkıntıyı çıkarmaya devam ediyor. Bunun için bu değişikliğin -zaten var sizin şeyinizde bu- mutlaka yapılması gerekir diye düşünüyorum ve yapmış olduğunuz başarılı çalışmalardan dolayı Sayın Bakanım, şahsınızda tüm ekip arkadaşlarınızı kutluyor, 2016 bütçenizin hayırlı hizmetlere vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyor, saygılar sunuyorum.