| Komisyon Adı | : | (10 / 6996, 7004, 7005, 7006, 7007, 7009, 7010, 7024, 7026, 7034, 7035, 7036, 7037, 7038, 7039, 7040, 7041, 7042, 7043, 7044, 7045, 7046, 7047, 7048, 7049, 7050) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Boğaziçi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Nuray Aydınoğlu'nun, Türkiye'de depreme dayanıklı yapı sürecinde mühendislik ve müteahhitlik hizmetlerinin durumu ve çözüm önerileri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 06 .04.2023 |
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Teşekkür ediyoruz Sayın Başkanım.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bugün sizlere, Komisyonumuza ek görüşlerimizi ilettik. Değerli Hocam Boğaziçi Üniversiteli, ben de bir Sarıyerliyim, o nedenle hisardan bakış açılarımızın benziyor olmasından da çok mutlu oldum.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Ben de size karşıdan bakıyorum.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Teknik Üniversite de Sarıyer'de.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Doğru.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Koç da Sarıyer'de.
Raporumuzda afet ve şehircilik bakanlığının ayrılması ve yetki karmaşasının azaltılması konusunda bir önerimiz var. Özellikle AFAD'ın bünyesindeki pek çok konu başlığının farklı bakanlıkları ilgilendiriyor olmasının da bir problem yarattığını gördük ve buna ilişkin bir önermemiz oldu.
Yine, yapı güvence sisteminin kanununun mutlaka çıkarılmasını biz öneriyoruz, yine sizin konuşmanızda da vardı. Bunun ötesinde, mesleki yeterlilik ve yetkinliğin kurumsallaşmasının başlatılması noktasında bir önerimiz var, gene hocamla örtüşmemizden dolayı mutluyuz. Mimar, mühendis ve şehir plancılarının meslek yaşamlarında mesleki yeterlilikleri ve yetkinliklerinin güncel kalması, belirli akreditasyonlarla mesleki yetkinliklerini kanıtlayabilmelerine yönelik bir uygulama hayata geçirilmelidir diyoruz.
Gene, üniversitelerin ilgili bölümlerinde Türkiye genelinde mühendis ve mimar seçilebilmek için, okuyabilmek için 150 bine giriyor olma şartının da tekrar konulmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
PROF. DR. MEHMET NURAY AYDINOĞLU - Evet, o da gerçekten çok önemli.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet, teşekkür ederiz.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sayın Hocam, konuşmanızda değindiğiniz gibi, tabii müteahhitlikle ilgili de bir bilgiyi paylaşmak istiyorum: İstanbul Ticaret Odasında 82 tane komite var; bunlardan 26, 29, 35, 36, 37 ve 38 no.lu komiteler müteahhitlik, mimarlık ve mühendislikle ilgili komiteler. Aslında Ticaret Odasının üye sayısının da nereden baksanız hani yüzde 20-25'i de bu alanlardan oluşuyor; bu, son derece yüksek. Neden yüksek? 2000 yılında Türkiye'nin gayrisafi millî hasılasının yüzde 9'unu inşaat sektörü oluştururken 2020 yılında bu, yüzde 7'lerin altına düştü, 2050 yılına geldiğinde bu, yüzde 5'in de altına düşecek. O nedenle -bizim yani- bir periyot olarak bakıldığı zaman bütün gelişmiş ülkelerde inşaat sektörünün toplam ekonomi içindeki payının giderek azaldığı, bunun yerine son derece güvenli yapıların yapılması gerektiği konusunda uzmanlaşmaya ihtiyaç oluyor.
Uzman mühendislikle ilgili 1999 depreminden sonra güçlendirme daha çok İstanbul'da yaygın olarak başlamıştı. O zaman uzman mühendislerle, işte, radye temeller, ilave perdeler, X ve Y yönünde yapıların güçlendirilmesi konusunda çok sayıda çalışmanın yapıldığını ben de biliyorum, onun faydalı bir çalışma olduğunu da görmüş birisiyim.
Yine, Komisyonumuza bir bilgi vermek istiyorum. Buradan da hep sevgilerimi iletiyorum; BALKAR Mühendislik İrfan Balioğlu, kendisi son derece değerli bir inşaat mühendisidir. Şu an, artık çok zor koşullarda yaşamını sürdürüyor. En son yakın zamanda da ziyaret etmiştim, artık göz teması dışında başka bir temas da kuramıyoruz. Ben mimari projelerimi BALKAR Mühendisliğe götürdüğümde projemin değiştirildiğine bile tanık oldum. Yani mimari çözümlerimi statik açıdan uygun olmadığı için, onun da kimi noktalarda değiştirilerek yenilenmesi gerektiğini söyleyecek bir disiplinler arası iş birliğini biz kaçırdık. Sizin söylediğiniz gibi, işte, bu programlar vasıtasıyla yapılan çözümlerde; evet, bir program her türlü sorunu çözüyor yani her türlü mimari sorunu verdiğinizde ona ilişkin bir çözüm getiriyor ama bu ilave maliyet getirebilir, yanal yükler karşısında binayı zorlayacak bazı sıkıntılar yaratabilir.
Yine, BALKAR Mühendislikte benim gördüğüm temel bir nokta 40'tan fazla mühendis çalışırdı ama 40 yaşındaki, 50 yaşındaki bir mühendis bile bir analiz çözümünü İrfan Bey'e sunmadan kesin çözüme gitmezdi. O nedenle, aslında üniversitelerin dışında bu tür büyük mühendislik bürolarının hem kamu hem de özel sektör açısından desteklenmesinin, ülkemizin mühendislik hizmetinin güçlenmesine ve nitelikli insan yetişmesine de katkı sağladığını düşünüyorum.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Efendim, bunu aslında rapora da yazalım, bu çok önemli.
PROF. DR. MEHMET NURAY AYDINOĞLU - Çok doğru söylediniz efendim.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Bizim mühendislik ve müşavirlik firmalarını teşvik etmemiz lazım.
PROF. DR. MEHMET NURAY AYDINOĞLU - İrfan Bey'den bahsetmenizden çok duygulandım; İrfan benim çok yakın arkadaşımdır. Ben, BALKAR'a yirmi yıla yakın danışmanlık yaptım yani yakın zamana kadar...
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - 40 yaşından sonra projelerini BALKAR'a çizdirip biraz daha fazla para vermenin vicdanen beni ne kadar rahatlattığını yakalamış bir mimar olarak bunları söylüyorum. O nedenle...
PROF. DR. MEHMET NURAY AYDINOĞLU - Ama şimdi onun yetiştirdiği gençler devam ettiriyor o firmayı; onu da belirteyim yani gayet başarılı olarak devam ediyor.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Evet, o nedenle, buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisinde adının geçiyor olmasından dolayı da bu ve benzeri, çok başarılı...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Şimdi, tabii, benim de bildiğim çok firma var ama reklam olmasın diye...
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - İrfan Bey'in özelliği; İrfan Bey sadece beyni çalışan, vücudunun elleri ve kollarından aşağısı tamamen Hawking sendromuna yakalanmış bir bilim insanı. Tabii, onun statikle ilgili geliştirmiş olduğu çok sayıda çözümleme programları var. O nedenle bu tür beyinlerimizi... Yani sadece vücudu değil ama bir kas hastalığı dolayısıyla, biliyorsunuz, Hawking hastalığına çok genç yaşta yakalanmış ve ömrünün tamamına yakınını tekerlekli sandalyede ve yatakta geçiren bir dâhiden bahsediyoruz.