| Komisyon Adı | : | (10 / 6996, 7004, 7005, 7006, 7007, 7009, 7010, 7024, 7026, 7034, 7035, 7036, 7037, 7038, 7039, 7040, 7041, 7042, 7043, 7044, 7045, 7046, 7047, 7048, 7049, 7050) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | İTÜ Maden Fakültesi Dekan Yardımcısı Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuna Eken'in, video konferans sistemiyle, sismoloji, deprem sismolojisi, depremler sırasında fayların davranışları ve yapılara etkileri ile önerileri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 06 .04.2023 |
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Değerli Hocam, verdiğiniz bilgiler için ben de teşekkür ederim.
17 ve 18'inci slaytlarınızda iki noktayı sormak istiyorum.
Şimdi, bu slaytlarda muhtelif tarihlerdeki kırılmış olan depremleri gördük ama şimdi, Maraş depreminde ise bunların peşi sıra kırılımlı gördük yani sanki aynı anda birbirlerini tetiklediklerini gösterdik. 18'inci -bir sonraki- slayta da gelirseniz, şimdi, burada iki tane noktayı sormak istiyorum. Bu "Nurdağı-Pazarcık" diye yazının tam üstünde ikinci bir fay var ve yani o, Reyhanlı'ya doğru gidecek olan fay. Şimdi, aslında biz bu depremde, hani, bir fayın kırıldığını görüyoruz ama kenarında ikinci bir fay zonunu tekrar görüyoruz.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Sürgü fayı mı?
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sürgü değil.
Yine, Elbistan depreminde de Doğanşehir'e doğru yeni bir fay kırığının oluştuğunu görüyoruz yani doğrusal bir kırılmanın önünde bir çatal oluşuyor, ikisinde de var yani sabah depreminde de var, öğleden sonraki depremde de. Şimdi, buralarda stres birikti mi? Yani mesela Doğanşehir Fayı, Malatya Fayı üzerinde yeni bir stres yoğunluğu oluşturdu mu? Ya da bu, Amanos Fayı'nın yanındaki diğer fay -onun tam adını bilmiyorum ama- aşağıya doğru, daha Hatay'ın doğusundan geçen, evet, o tam tuttuğunuz yerde. Buralarda stres yoğunluğu oluştu mu, onu sormak istedim.
Teşekkür ederim.
DOÇ. DR TUNA EKEN - Şüphesiz bu kırılan yerlerin civarında stres boşalımı var ama burada kırılan fayların geometrisine göre ve uzunluklarına göre ve fayların tipine göre yani yanal bir fay mı, yoksa düşey atımlı mı, yoksa düşey atımı aşağı doğru mu düşüyor blok, yoksa yukarıya doğru mu yükseliyor blok? Buna göre yani bir sıkışma veya genleşme, gerilme sonucunda mı meydana geliyor fayda hareket? Bunların tipine göre değişiyor ve biz hani bu çalışmayı ben yapmadım Stein ve diğerlerinden aldım ama bu mesela M 7,8 ve M 7,5 her iki... Dediğiniz gibi, önce bir deprem oluyor burada, Ekinözü'nde, bu tali fayda, Doğu Anadolu Fayı'na tali olan fayda bir deprem oluyor, sonra bu yayılıyor 300 kilometrelik hat boyunca, dokuz saat sonra 7,5'lik işte, Sürgü Çardak Fayı. Genitif, entegre bir etki var aslında ve bu etkinin sonucunda hesaplanmış artık stres değişimleri yani stres, şu mavi bölgelerde... 2 deprem meydana geliyor, bu 2 deprem meydana gelirken bir sürü fayda kırılma oluyor bu alanda, bu faylarda ve bu Çardak Sürgü Fayı boyunca kırılma oluyor ve sonucunda statik olarak yine stres dağılımı mavi bölgelerde bir rahatlamaya ancak kırmızı bölgelerde bir gerilme birikimine neden oluyor. Dediğiniz gibi, bu noktada mesela, Malatya Fayı üzerinde bir gerilme birikimi olabiliyor. Amma velakin bunlar tabii statik olan hesaplamalar yani birinci derecede statik yani bir de bunun kendi içerisinde dinamik bir süreci var, o çok daha karmaşık, bunu henüz bilemiyoruz. Nasıl bir dinamik stres dağılımı var? Ama statik stres dağılımı kabaca bu kırmızı bölgelerdeki noktalarda geleceğe matuf olan fayların kırılabileceğiyle ilişkin... Burada şuna bir kere daha ben hep dikkat etmek gerektiğini düşünüyorum: Bu bize bir yaklaşım, varsayımlarla, bildiğiniz üzere bir fikir verebiliyor. Anlatabiliyor muyum? Dolayısıyla geçmişteki deneyimlerimizden de bu haritaların bulunduğu işte, mesela, kırmızı bölgelerin olduğu yerlerde gelecekte depremler olabilir kesinlikle diyemiyoruz ama olduğu gözlenmiş. Dolayısıyla bizlerin artık... Ben hep onu söylüyorum, bir metafor olarak, bir mecazi anlamda da şeyi veriyorum: Evet, bu bizim tomografimiz. İşte durum bu, renklendirilerek örnek olarak ama buna göre işte özellikle vatandaşlar "Ya, ne zaman deprem olacak? Şu bölgede deprem olacak mı?" Bu sorulardan artık mümkün olduğu kadar... Bu sorulara cevap vermek depremler gibi kaotik bir süreçte çok kolay değil. Yani hem şunu dediğim gibi örnek olarak veriyorum. Bir kardiyoloğa gidip de vücudumuza kötü bakıp, hiçbir şekilde spor yapmayıp, kolesterolü artırıp vesaire kardiyoloğa gidip şey diye sormak gibi: "Ne zaman kalp krizi geçireceğim?" Ya da diş doktorumuza gidip yine, dişimize hiç bakmıyoruz ama "Bana lütfen... Ne zaman? İşte şu bölgede dişim ağrıyacak mı? Şurada dişim ağrıyacak mı?" gibi sormak. Bunun yerine bence artık bir an önce bu sorulardan... Bunların farkına vararak, bunları, gerekli akademik ve teknik mecralarla değerlendirip bu gerçeği, bilimsel gerçeği aynı zamanda bilim insanlarının da bunun üzerine çalışmalarına devam etmesini sağlayıp amma velakin bu sorularla mümkün olduğu kadar az zaman harcayıp binalarımızı artık kentsel dönüşüm kapsamında güçlendirme ve yeniden yapım süreçlerinde nasıl dayanıklı hâle getiririz, bunun üzerine gitmemiz çok daha önemli olacak diye düşünüyorum.