KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, teşekkür ediyorum.

Öncelikle, bu yeni dönemin "Türkiye Yüzyılı" olarak tanımladığımız dönemin bütün aziz milletimize, memleketimize, hepimize hayırlı olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.

Yaptıklarımızla, sözlerimizle, iddialarımızla, ittifaklarımızla, vaatlerimizle hep beraber halkımızın karşısına çıktık -burada yeni sisteme ilişkin bazı farklı cümleler konuşuldu- sistem tartışmalarını da milletin önünde çok net bir şekilde yaptık. Bütün tezlerimizi, bütün itirazlarımızı, bütün vaatlerimizi, kabiliyetlerimizi, adaylarımızı, her şeyi milletimizin takdirine sunduk. Adaylarımızla milletimizin karşısına çıktık ve milletimiz bizleri yetkilendirdi. Bize, Cumhur İttifakı'na bu ülkeyi, bu ülkenin kaynaklarını, bu ülkenin sorunlarını, bu ülkenin bölgesel meselelerini, küresel meselelerini yönetme, bunlara karşı mücadele etme ve ülkeyi daha ileriye taşıma görevini verdi. Bazılarımıza da partimizin içerisindeki sorunları çözme, onlarla uğraşma, partimizi daha ileriye taşıma gibi bir takım yetkilendirmeler yaptı; Meclisteki faaliyetlerimizin dışında. Dolayısıyla, her şey milletin önünde gerçekleşti. Milletimiz bunu tek adam sistemi olarak -burada da bahsedildi, buradaki arkadaşlarımızın daha önce de defalarca bahsettiği gibi- bir tek adam rejimi olarak görmediğini aksine tahkim edilerek, daha da güçlendirilerek yönetilmesi gereken... Bu ülkenin iyi bir yönetim tercihi yaptığını tescil ettiği bir seçimi de hep beraber yaşadık.

Bugün, Komisyondaki gördüğüm tablo için de ayrıca bir memnuniyetimi ve teşekkürümü ifade etmek isterim Değerli Başkanım. Biz daha önce bu Komisyon toplantılarında hatipler konuşurken hep karşılıklı birbirlerinin sözlerini kesmelerle falan da çok karşı karşıya kalırdık.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Çok alışmadık...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Aslında biraz da ön almak için söylüyorum bunu Sayın Ağbaba.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Acele etme Sayın Yegin.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ümit ederim... Dolayısıyla, bütün hatipler konuşmalarını, hiçbir kesintiye uğramadan, hiçbir gruptan hiçbir arkadaşımızın en ufak bir müdahalesi olmadan büyük bir nezaket, büyük bir saygı çerçevesinde yaptılar ve dinlediler; bu, hepimiz için gerçekten mutluluk verici. Biz de bu anlamda üzerimize düşeni, sorumluluğu hassasiyetle yerine getirme noktasında azami özen göstereceğiz inşallah; bu memnuniyetimi de ifade etmek isterim.

Şimdi, ülkemizi başka ülkelerle kıyaslarken o ülkelerin önde olduğu konuları ön plana çıkarıp, bizim ülkemizin o pozisyonlarla ilgili kısımlarını kıyas edip onların önde olduğu hususlar üzerinden mesela, işte, gelişmiş ülkelerdeki otomobil fiyatları üzerinden örnek alarak konuştuğumuz zaman, spesifik tek örnekler üzerinden gittiğimiz zaman ve o örnekleri kullanıldığı cümlelerle değerlendirdiğimiz zaman, belki, söylenmek istenen doğruymuş gibi bir neticeye gidiyor ama sadece o konuyu dahi değerlendiriyor olsak onun içerisinde bile kendine ait birçok başlık açarak değerlendirmek mümkün. Bu bahsettiğimiz ülkelerin çoğu otomobil üreten ülkeler, bu bahsettiğimiz ülkelerin çoğu gelişmişliklerini belki on yıllar önce tamamlamış ülkeler, bu bahsettiğimiz ülkelerin çoğunun zenginliğinin kaynağı -sadece kendilerine ait ürettikleri ürünlerin, markaların yahut da doğru bir ekonomik, siyasal sistem oluşturmalarından değil- birçoğunun sömürge ülkeleri olması. Başka ülkelerin kaynaklarını sömürerek zenginleşmenin de kendi ekonomilerine büyük katkısı olmuş ülkeler. Dolayısıyla, elbette ki bizim her anlamda ve her aşamada müreffeh toplumların üzerine çıkmak gibi bir hedefimiz var ve bunun için mücadele edeceğiz. İyi taraflarını örnek alacağız, yanlışlarından uzak duracağız, kötü taraflarını eleştireceğiz ama bizim ülkemizin, bizim ekonomimizin, bizim ortaya koyduğumuz başarının, rakamlar üzerinden gelişmiş olduğu tartışılan ülkeler karşısında herhangi bir öz güvensizliğe, herhangi bir tartışmaya düşürülmesine gerek olmadığı kanaatindeyiz.

Biz ülkemizi büyütmek için yeni bir yüzyılın başında milletimizden aldığımız yetkiyle yirmi küsur yıldır bu ülkeyi yönetiyoruz. 16, 17, 18'inci yılımıza sürekli yükselen bir ivmeyle geldik. Evet, son birkaç yılda ekonomide bazı sorunlarımız var, bunu inkâr etmiyoruz ama bunun nedeni sadece ülkede az önce bahsedilen sistem değişikliği yahut da yöneticilerin konularıyla ilgilenmemesi değil; dünyada özellikle Covid-19'la başlayan sürecin, bütün dünyayı etkileyen bu ekonomik dalgalanmanın -işte, sevk zincirlerinden tutun da birçok kavrama kadar fabrikaların kapanması, üretimin düşmesi, ürünün, malzemenin, malın, ham maddenin, her şeyin aşırı değerlenmesi vesaire gibi- birçok sebepten kaynaklanan dünyadaki bu aşırı enflasyonun bizim ülkemize de yansıması.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Dünyada gıda düşüyor Orhan Bey, petrol düşüyor, bizimki artıyor.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Neticesinde, bizim bölgesel bir konumumuz da var yani sadece dünya böyle oldu diye biz de böyle olduk diye düşünemeyiz. Az önce bahsettiğimiz, isim vermeden örnek gösterdiğimiz ülkelerin etrafında komşularıyla çok güzel ekonomik ilişkileri var, onlar gelişmişse komşuları da hep gelişmiş ülkeler; beraber ticaretleri var, alışverişleri var. Bizim bölgemizde etrafımıza baktığınız zaman bütün komşularımızda kaos var, bütün komşularımızda sıkıntılar var ve biz sadece kendi ülkemizin meseleleriyle ilgilenmek durumunda kalmayıp komşularımızın da sorunlarının çözümü noktasında, komşularımızdaki istikrarsızlıktan kaynaklı bize gelen problemi de yönetme konusunda birçok yükle karşı karşıyayız. İklimsel meselelerimiz var. Ondan sonra, deprem ülkesiyiz, fay hatları üzerinde bir ülkeyiz. Dolayısıyla, hepinizin bildiği şeyleri, hepinizin aslında çok iyi bildiği şeyleri burada tekrar tekrar ederek "Niçin biz bu dönemde böyle sorunlar yaşıyoruz?"un haklı ifadelerini yeniden yeniden, yeniden yeniden burada anlatıp -zaman da zaten buna pek el vermeyecek gibi- sizi de yormak istemiyorum.

Son tahlilde, yaşadığımız süreç, pandemi... Özellikle pandemi sonrasında -en önemli meselelerden bir tanesi- Rusya'nın Ukrayna üzerine yaptığı harekât bütün dünyada bir üçüncü dünya savaşı çıkacak korkusu yaratmış ve devletlerin stokçuluk yaptığı bir dönem başlamış ve arz talep patlamasından kaynaklı da çok ciddi bir enflasyon dünyada meydana gelmiş. Dolayısıyla, yaşadığımız en son depremle beraber de bizim üzerimize düşen sorumluluklar artmış, mali yükümüz artmış, yapmamız gereken inşaatlarla ilgili, hayatın normale dönmesiyle ilgili, insanların hayatlarındaki yüklerin kaldırılmasıyla ilgili birçok sorumluluk artmış ve dolayısıyla bütçede birtakım ek kalemler oluşturma ihtiyacı ortaya çıkmış.

Hani, bugün aslında bizim yapmaya çalıştığımız şey, az önce Parti Sözcüsü Sayın Türeli söyledi, dedi ki: "Sizin amacınız burada sadece depremin yaralarını sarmak değil, ekonomik nedenleriniz de var yani yeni bir vergi sistemi oluşturmak istiyorsunuz." Hayır, teklif sahibi arkadaşımız bunu çok güzel bir şekilde izah etti. Bizim burada yaptığımız şey, aslında, motorlu taşıtlar vergisinden alınan, 2023 yılı içerisinde alınan bir vergiyi bir defaya mahsus olmak üzere, aynı miktarda yeniden bir ek ödeme yapılsın diye getiriyoruz. Mesela, bunu konuşurken de bir parti temsilcisi "Siz, hep garibana yükleniyorsunuz. İşte, garibandan vergi alıyorsunuz." dedi. Sonuçta, garibanın da otomobili var, zenginin de otomobili var. Zaten bu MTV değil mi?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Zaten garibanlar almasın araba, değil mi?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Zaten bu MTV...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Binmesinler değil mi?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bak, çok tatlı tatlı...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Çok teşekkür de ederiz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yegin, bir saniye.

Sayın Ağbaba, öncelikle Komisyonumuz tabii, bu ilk toplantısını yapıyor ama hepinize demokratik bir usul içerisinde görüşlerinizi ifade etme imkânı sağlayacağım. Genel Kuruldaki bazı gelenek ve teamülleri Komisyonda kesinlikle yapmayacağız, buranın ayrı gelenek ve teamülleri var.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Aynen öyle yapıyoruz Başkanım. Aynen yansıtacağız.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Dolayısıyla her birimizin bunlara azami derecede hassasiyetle yaklaşmasını beklediğimi ifade etmek isterim.

Sayın Yegin, sözlerinizi toparlayın.

Buyurun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Dolayısıyla bu, motorlu taşıtlar vergileri de konulurken böyle aleladeyle konulmuş vergiler değil, bunlar aracın motor gücüne göre, aracın model yılına göre her birinin bir matematiği var ve bu matematik de aslında o araçların değerlerini belirleyen şey dolayısıyla daha yüksek değerdeki araçtan daha yüksek motorlu taşıtlar vergisi, daha düşük değerdeki araçtan, daha modeli eski, motoru düşük olan araçtan da daha düşük alınan motorlu taşıtlar vergisinin yeniden burada alınması söz konusu. Dolayısıyla bazı istisnalar tanınmış daha önce gayrimenkul satışlarından kaynaklı KDV'lere ilişkin. Bugün bu KDV istisnalarında bir daraltmaya gidiliyor. Bu da aslında bence olumlu ve pozitif bir öneri teklif sahibi arkadaşımız tarafından getirilen.

Yine memurlarımıza yapılacak seyyanen zamla ilgili bir ihtiyaç var, burada bu maddeyi getiriyoruz. Ve işte Covid dönemi cezalarının geri ödenmesiyle ilgili bir şeyimiz var. Bir de asgari ücreti, ücretli kesimleri enflasyona ezdirmemek için asgari ücretteki artışı... Biliyorsunuz, bunun bir kurulu var, bu kurul toplanıyor işçi tarafı, işveren tarafı; devlet de arada bir nevi hakem gibi bulunuyor. Dolayısıyla işçi ve işveren tarafının hep beraber mutabakatla oluşturduğu bir asgari ücret var. Bu asgari ücrette de devlet burada altı aylık bir...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Devletimiz burada, 2016 yılından beri uygulanan bir teşviki temmuz ayından yıl sonuna kadar altı ay olmak üzere yeniden uygulamak üzere bir öneri de getiriyor; teşekkür ediyoruz.

"Rasyonel-irrasyonel" tartışmaları da oldu, o cümleler de kuruldu. Olağan dönemlerde olağan kararlarla olağan yöntemlerle yürürsünüz. Hayatta bazı şeyler bu hayatın her alanıyla ilgili ilişkilidir. Olağanın dışına çıktığı zaman siz de olağan dışı yöntemler, olağan dışı, olağanın ötesinde olağan görülmeyen bazı yöntemlere, bazı adımlara başvurursunuz. Partiler olağanüstü kongreler yapar yani bu olağanüstülük gerekli olduğu zaman olağanın ötesinde, beklenenin ötesinde adım atmayı da mümkün kılar. Dolayısıyla burada hani bence dalga geçilecek, eleştirilecek çok bir durum söz konusu değil.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Nisan ayında yapsaydınız bunları.

ORHAN YEGİN (Ankara) - O dönemin koşulları o tarz kurallar koyarak bazı adımlar atarak yürümeyi gerektiriyordu. Şimdi dünya normalleşiyor, dünyanın normalleşmesiyle beraber bölgemiz de normalleşiyor ekonomik anlamda, bölgenin normalleşmesiyle beraber biz de yavaş yavaş bu normale doğru yönümüzü, atılacak adımları, teklifleri, önerileri getiriyoruz.

Teşekkür ediyorum, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.