KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, biraz evvel İstatistik Kurumuyla ilgili konuşmuştunuz. Ben, istatistik mezunuyum, Hacettepe Üniversitesi İstatistik Bölümü mezunuyum. Bizim kurumları itibarsızlaştırmak gibi bir gayemiz olamaz, hele ki kendi meslektaşlarımın bulunduğu bir kurumu itibarsızlaştırmak bana yakışmaz, bize yakışmaz, biz o bilinçle hareket ediyoruz fakat burada kurumların itibarını ancak kurumlar kendileri sağlayabilir. Biraz evvel siz bir şeyden bahsettiniz "Bakanken TÜİK bize bağlıydı." dediniz. Burada bu itibarı sağlayacak olan şey şeffaflık. Sizin döneminizde ta ki 2022'nin 4'üncü ayına kadar TÜİK herkesin ilgilendiği bu enflasyon sepetindeki ortalama fiyatları yayınlıyordu fakat 2022'nin 4'üncü ayından itibaren bu fiyatları yayınlamamaya başladı. Burada eğer TÜİK önümüzdeki aydan itibaren kendi enflasyon sepetindeki zannedersem 405 tane maddenin Türkiye ortalama fiyatlarını açıklarsa bence biraz daha itibar kazanmaya yönelik bir adım atar diye düşünüyorum.

Biraz evvel kişi başına ortalama gelirden bahsettiniz, işte, nedir o? Millî gelirin nüfusa bölünmesiyle elde ediliyor, 85 milyona bölünmesiyle elde ediliyor. Benim şöyle bir önerim de var: Şu an ülkemizde, evet, 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı var ancak 4 milyonun üzerinde Suriyeli var, sayısını bilmediğimiz Afgan var, Pakistanlı var. Kimileri diyor 10 milyon; bilemiyoruz, ne olduğunu da bilemiyoruz, çok ciddi bir düzensiz göçle karşı karşıya ülkemiz ve bu insanlar bu ülkede üretiyorlar ve tüketiyorlar. Sonuç itibarıyla bu insanların millî gelire katkıları da var hem tüketim yönünde hem de üretim yönünde. Eğer biz daha sağlıklı bir kişi başına millî gelir hesaplamak istiyorsak hesabı esasında 85 milyona değil, belki de 95 milyona bölerek yapmamız gerekli diye düşünüyorum. O zaman çok daha farklı bir rakamla karşı karşıya geleceğiz.

Bir de benim size ilk konuşmamda sormuş olduğum bir soru vardı, ona cevap vermediniz. "Geçen sene yıl sonunda bütçe görüşmeleri yapılırken 200 milyar liralık bir ek borçlanma limiti açılmıştı kanun teklifiyle, o zaman neden yıl sonunda yaptınız, niye ek bütçede yapmadınız?" diye sorduğumuzda bize dediğiniz şey şuydu: "Daha erken olursa yıl sonundaki rakamları tahmin edemeyebiliriz, çok yüksek borçlanma limiti -tutanaklarda var bu- çok fazla, farklı bir borçlanma limiti rakamı ortaya çıkabilir; bir de bunu daha erken yaparsak piyasa bundan rahatsız olabilir ve yüksek faizle borçlanabiliriz." Şimdi, 7'nci aydayız, ek bütçe görüşmelerinden önce tekrardan bu sefer 2,2 trilyon liralık bir borçlanma limitiyle ilgili kanuni düzenleme yapıldı, muhtemelen yarın kanunlaşacak bu. Bu durumda piyasalar bundan rahatsız olmaz mı, yüksek faizle borçlanmak durumunda kalmaz mıyız? Yani hangisi doğru, geçen sene yıl sonunda söylemiş olduğunuz beyanlarınız mı doğru, yoksa şu anda yapılan mı doğru?

Teşekkür ederim.