Komisyon Adı | : | MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU |
Konu | : | 28'inci Dönem Komisyon üyelerinin kendilerini tanıtmaları, Komisyonun yapacağı çalışmalar hakkında ve tam tutanak tutulmasına ilişkin görüşleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 14 .07.2023 |
BAŞKAN HULUSİ AKAR - Millî Savunma Komisyonunun Birinci Yasama Yılının 2'inci toplantısını beraber yapıyoruz. Daha önce arkadaşlarla böyle bir sohbet babından konuştuk, görüştük; duydunuz mu bilmiyorum, size bahsettiler mi.
Şimdi, burada, arkadaşlarımızın hepsine bir kez daha hayırlı uğurlu olsun diyorum. Kazasız, belasız ülkemiz için, vatanımız için, milletimiz için hep beraber neler yapabilirsek... Zaten yapan arkadaşlarımız var. Bizim Komisyonun iyi taraflarından biri de 13 arkadaşımız zaten kıdemli, eski, bu işi bilenler. Biz de yeniler olarak 13 kişiyle beraber, bilenlerin tecrübesinden, bilgisinden faydalanmak suretiyle işi götüreceğiz.
Efendim, burada, tabii, bizim için Komisyon olarak benim söyleyebileceğim, daha önce de Bütçe Komisyonunda, Genel Kurulda hep söylediğimiz gibi savunma ve güvenlik hepimizin işi yani 85 milyonun işi dolayısıyla bunun içinde herkesi var. Hiçbir ayrım yapmaksızın ülkemizin ve milletimizin egemenliği, bağımsızlığı, güvenliği, geleceği için yapılması gereken ne varsa bunlara bizim katkımız, rolümüz, görevlerimiz nelerdir, yetkilerimiz nedir, ben onlara bakıyorum ve onları anlamaya çalışıyorum. Ona göre biz de icra Bakanlık olarak Millî Savunma Bakanlığı ne yapıyorsa, Genelkurmay Başkanlığı ne yapıyorsa biz de burada Meclis olarak onlara nasıl katkı sağlayabilirsek, yasama yönüyle, efendime söyleyeyim, işte onların birtakım taleplerinin diğer şekillerde karşılanması neyse, burada bizler de işte olabildiğince mevcut... Tabii, günler aylar çok hızlı geçiyor, çok süratli geçiyor, zaman olmuyor yani apar topar bu toplantının yapmamızın sebebi o. Yani şu tatil dönemine hazırlıkları yapalım da Meclis açıldığında herhangi bir tereddüt geçirmeden, süratle, zamanı etkin bir şekilde kullanalım. Hem Ankara içindeki, efendime söyleyeyim, bir tarafta işte birliklerimiz var, Silahlı Kuvvetlerimizin unsurları var kara, deniz, hava; diğer tarafta, efendim, savunma sanayimiz var. Böyle, bunları tanıma, tanışma, efendim, bunları öğrenme, bunları görme, soru sorma, anlama ve ondan sonra da bizim burada ne yapabileceğimiz konusunda daha net bir şekilde karar verebiliriz diyoruz.
Ve Silahlı Kuvvetlerimizin güçlü olması lazım, kuvvetli olması lazım. Silahlı kuvvetlerin, hepinizin bildiği gibi, işte en önemli özelliği caydırıcılığı. Onun için biz bunu bir slogan hâline getirdik: "Etkin, caydırıcı ve saygın Silahlı Kuvvetler." diyoruz. Etkili olması lazım, caydırıcı olması lazım, hukuka uymak esas olmak üzere, efendime söyleyeyim, değerler sistemine bağlı olarak saygın olması lazım; efendim, bu konuda görevini yapması lazım, meşru görevlerini yapması lazım. Bu manada, etkinlik ve caydırıcılık bizim için önemli, saygınlık önemli. Bunun da her geçen gün gelişmesi için elimizden gelen gayreti gösterdik. Bundan sonra bizden sonraki arkadaşlarımızın da göstereceğine emin olabilirsiniz. Tabii, burada Silahlı Kuvvetlerin, orduların en önemli özelliği savaşmak değil yani savaşmak değil, savaşmak demek iki kavanozun birbirine çarpması demek yani ne kadar ne olursa olsun iki taraf da zarar görüyor. Mümkünse, mümkün olursa o kadar güçlü olmak lazım ki hem yazılım olarak hem donanım olarak yani eğitim bakımından, tatbikatlar vesairelerle güçlü bir personel kadrosu ve buna bağlı olarak da onun donanımı. Bunu o kadar güçlü yapmamız lazım ki caydırmamız lazım. Bize karşı olan, oluşan risk, tehdit ve tehlikelere karşı, tehlikelerin herhangi bir şekilde bize karşı bir adım atması, efendim, herhangi bir eylemde bulunmasını 40 kere düşünmeleri lazım. "Eğer biz herhangi bir şekilde şöyle şöyle Türkiye Cumhuriyeti devletinin hakkını hukukunu ihlal edersek, onlara karşı şöyle bir girişimde bulunursak bunun karşılığı şu olur." hesabını yaptıklarında "Zarar büyüktür kazanç." sağlayabiliyorsak formülde görevimizi iyi şekilde yapmışız demektir. Onun için de Silahlı Kuvvetlerimizin caydırıcılığı bakımından, hepimizin ordusu, şanlı ordumuzun caydırıcılığı bakımından ne yapmamız gerekiyor, neler yapmamız gerekiyor; hem yazılımda, işte personelin seçimi, eğitimi, efendim, onların tatbikatları hem de donanımda, kara, deniz, hava kuvvetlerimizin yurt içinde ve yurt dışında sağlayacağımız harp silah, araç ve gereçleri donanımı konusunda neler yapabiliriz? Yani biz bunları, tabii, buradan daha geniş bir perspektiften, daha geniş bir vizyondan görebiliriz. Şimdi, arkadaşlarımız icrada, devamlı çalışıyorlar, efendim, devamlı mecburiyetleri var, devamlı görevleri var. E, biz burada daha geniş bir açıdan bakmak suretiyle söyleyeceğimiz bir şey var mı, onların taleplerini de karşılamak kaydıyla, kayıt altına almak suretiyle onlara ilaveten neler yapabiliriz, efendim, bunları tartışacağız, bunları konuşacağız. Bu konudaki görüşleriniz, öneriler, özellikle eskiden bu Komisyonda bulunan arkadaşlarımızın yaşadıkları tecrübeler, şöyle yaparsak daha iyi olur, böyle yaparsak daha etkili oluruz, daha yararlı oluruz... Madem şimdi bu Komisyon var, bu odalar var, efendime söyleyeyim, personelimiz var, bizi destekleyen teknik arkadaşlarımız var; bunun en etkin şekilde kullanımı nasıl olur yani bunun formülünü bulmaya çalışalım, buna gayret gösterelim. Efendim, bu konuda herkesin görüşü saygıdeğer dolayısıyla o görüşleri derleyip toparlayıp ona göre bir yol haritası, efendim, işte yıllara göre bir çalışma programı, faaliyet planı... Efendim, işte eylülde şunu yapalım, ekimde bunu yapalım, kasımda bunu yapalım, Ankara'da şunu yapalım; efendim, -Urfalı arkadaşımız gelmedi- Urfa'da şunu yapalım. Bu arada Urfa'dan kebap sözü aldık, dolayısıyla mutlaka gideceğiz. (Gülüşmeler) Efendim, bunlar gibi bir program dâhilinde konuşarak, görüşerek arkadaşlar ve burada mümkün olduğu kadar konsensüs, mutabakat yani oy birliğine de ulaşmaya çalışalım yani karşılıklı birbirimizi ikna edelim efendim çünkü bunun kahvede, efendim, pazarda, caddede, sokakta ben çok olumlu etkisi olacağını değerlendiriyorum. "Efendim, bakın, işte biz A, B, C partileriyle beraberiz fakat bu mesele savunma ve güvenlik meselesi olduğunda, bizim işte varlığımız söz konusu olduğunda, bağımsızlığımız, egemenliğimiz; bakın, hep beraber aynı konuda biz birleştik, aynı şeyi imzaladık, aynı şeye cevap verdik, aynı şeye "evet" dedik." diyebilirsek bunun alana da yansımasını -sizler daha iyi bilirsiniz- bunun siyaseten olumlu olacağını ben değerlendiriyorum.
O zaman tanıma ve tanışma faslına nereden başlayacağız? Buradan başlayalım. Lütfen buyurun yani birbirimizi tanıyalım, ona göre özelliklerimiz nedir, efendime söyleyeyim yeteneklerimiz nelerdir, nasıl katkı sağlarız, ne tavsiye ederiz filan, böyle geniş bir konuşma.
Buyurun.