KOMİSYON KONUŞMASI

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.

Öncelikle, Sayıştay ve SGK bulgularıyla ilgili ben de bir iki bir şey söylemek istiyorum. Merkezî yönetim bütçesinin yarısına tekabül eden bir mali büyüklükten bahsediyoruz. Dolayısıyla, Sayıştayın bu denetimlerindeki 22 bulgusunu biz doğrusu doğal karşılıyoruz. Gerçekten devasa bir kurum, altyapı, elektronik ortam, Medula sistemi, sağlık sistemi diye bir bütün olarak alırsanız bunları, bu bulguları normal karşıladığımızı ifade ediyoruz. Sayıştay ve SGK raporu Yönetim Kurulu ve Bakanlığımızca değerlendirilmiş ve bu öneriler çerçevesinde aslında tespit edilen bazı bulgularda bilgi eksikleri var. Bunlar karşılıklı şu anda Sayıştayla devam ediyor ve neticelendirilmesi konusundaki kararlılığımızı ben de burada ifade etmek istiyorum. Tabii, ayrıntılara girmeyi de uygun bulmuyorum. Burada, ifade edildiği gibi, tahsil edilmemiş kurum alacaklarıyla ilgili bir bulgu var, idari para cezalarının uygulanmamasıyla ilgili bir bulgu var. Teşviklerde hatalı yararlanma şeklinde bulgular var fakat bu bulgular ile bilgiler... Şu anda yoğun bir şekilde Sayıştayla görüşmelerimizde çözüme endeksli devam ettiğini ifade etmek istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; burada, söz alan ve bütçeye katkı sağlayan bütün arkadaşlara öncelikle çok teşekkür ediyorum ve öncelikle şunu ifade ediyorum: Tabii ki eleştiri ve eleştiriye tahammül son derece önemlidir ve bu konuda eleştirilere sonuna kadar açık olduğumuzu, yıllardır Parlamentoda bulunan bir arkadaşınız olarak defalarca söylemişimdir, yeter ki, sınırlarını aşmama konusunda hepimiz dikkat edelim.

Burada dile getirilen hususların başında özellikle denetimle ilgili, iş yerlerinin denetimiyle ilgili dile getirilen hususlar. İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili sağlıklı, çağdaş bir yasa yaptığımızı söyleyebilirim. Mutlaka bu yasanın da eksikleri vardır, yapılacak olan yasanın da eksikleri vardır ama yasa Avrupa Birliği süreciyle uyumlu, son derece önemli bir yasa ama uyguladığımız alanlarda sıkıntılarımız var. Uyguladığımız alanlar henüz o normlarda, o değerlerde alanlar olmadığı için yasayla uygulama alanı arasında bir sıkıntı yaşadığımızı ifade etmek istiyorum.

Denetimler yapılıyor mu? Yapılıyor. Bir örnek vermek istiyorum. Bakınız, ekim ayı içerisinde 2.079 inşaat alanı denetimi yapılmış, yalnız ekim ayı içerisinde ve bunun 1.610'u iş sağlığı ve güvenliği açısından durdurmayı gerektiren durum arz ediyor. Bu, bize inşaatlarımızın hangi noktada olduğunu, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki algımızın hangi noktada olduğunu gösteriyor. Bu kadar olaylar oluyor, bu kadar hadiseler oluyor, bu kadar dayanılmaz acılar yaşanıyor ve ekim ayında siz denetim yapıyorsunuz Bakanlık olarak, 2 bin inşaat alanından 1.610'unu durduruyorsunuz. Bu, yüzde 80'leri aşan bir iş sağlığı ve güvenliğine karşı duyarsızlık tablosunun çok açık ve net bir göstergesidir.

Burada ifade edildi, üretim zorlaması. Evet, bahsettiniz, Soma'da 2017'de üretilecek olan kömür 2014'te üretilmiş yani benim Bakan olarak efendim şöyle denecek, böyle denecek diye bunu söylememem mi gerekiyor? Bu üretim zorlamasıdır, bu yanlış bir şeydir. Plan neyse o plana uymak durumundasınız. Aksi takdirde, aşırı üretim, fazla üretim, planın ötesine geçme sizi risklere atıyor ve çeşitli sıkıntılar ortaya çıkarıyor. Onun için....

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bu fazla üretimi de Enerji Bakanı teşvik ediyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Efendim, rica ediyorum...

301 kişinin hayatını kaybettiği, 18 kişinin hayatını kaybettiği -inşallah, yine farklı bir gelişme olur ümidiyle söylüyorum ama- durumda, bence politikadan ziyade siyasetçi gözüyle çözüme endeksli bakmak açısından ben bunları söylüyorum. Yani şimdi bunu saklayamazsınız, üretimde fazla bir üretimin olduğu biliniyor, herkes biliyor. Dolayısıyla, bu yanlışlara bizim işaret etmemiz gerekiyor.

Bu konuyla ilgili çok şey söyleyebiliriz ama bir şey söyleyelim: Madenlerde...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Enerji Bakanınız teşvik ediyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Hayır efendim. Bakınız, ben bir durum söylüyorum. Raporda çıkan bir durumdan bahsediyorum, sözleşmede çıkan bir durum.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sizinle ilgili değil Sayın Bakan, Enerji Bakanına söylüyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Efendim, benimle değil, Hükûmet olarak sorumluluk varsa tabii ki alıyorum ben Hükûmet adına ama bakınız, bana denetimi...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Size söylemedi Sayın Bakan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - İzzet Bey, inanın, bir rahat konuşalım çünkü önemli konu. Sorun ciddi, sorun insan hayatı.

Bakınız, madenlerle ilgili, çift yol bağlantısı olmadığı için 83 durdurma yapmışız. Çift yol bağlantısı ne? Hava bir yerden gelecek diğer yerden çıkacak. Bu olmadığı sürece yani öncelikle burada çift yol açılmadığı sürece burada üretimin yapılmaması gerekiyor. Yapmışlar, 83'ünü durdurmuşuz. Mekanik havalandırma olmadığı için 32 durdurma yapmışız. Yedek havalandırma olmadığı için 25 durdurma yapmışız. Yedek enerji kaynağı olmadığı için 11 durdurma yapmışız. Bunlara ilaveten, bir de Maden Genel Müdürlüğünün durdurmaları var yani Enerji Bakanlığımızın da durdurmaları var. Exproof ekipman olmadığı için yani anti grizu ve bu alev sızdırmaz ekipmanlar kullanılmadığı için 96 durdurma, merkezî izleme sistemi olmadığı için 108 durdurma, solunum ve canlandırma ekipmanı olmadığı için 15 durdurma; yalnız 2014 yılında ise kömür madenlerinde 128 durdurma.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Geri açılan kaç tane?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Yeni açılan yok.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Durdurulduğu hâlde geri açılan kaç tane?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Geri açılıyor, bunların eksikleri gideriliyor sayın milletvekilim. Eksikler giderildikten sonra bunlar açılıyor tekrar çünkü kapatma diye bir şey kömür madeninde olamıyor. Kapattığınız zaman orası çalışıyor, oksijenle bütünleşiyor bazı yerlerde, yanıcı ve başka riskler oluşturuyor. Dolayısıyla, durdurmak için de...

BAŞKAN - Sayın Bakanım, Enerji Bakanımızın mayıstan bu yana 84 madenin kapatıldığına ilişkin bugün bir açıklaması oldu.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - 94 maden var efendim. Yani bir taraftan Maden Genel Müdürlüğünün bu konudaki kapatmasını, bir taraftan Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin buradaki raporunu ifade ediyorum.

Şimdi, diğer bir konu "Taşeron işçilerin sorununu çözdünüz mü?"

Arkadaşlar, önemli bir adım attık, birinci merhale son derece önemli. Nedir bu? Taşeron sisteminin sistemimizde olmasını hiçbir yerde söylemedik, tam tersine dedik ki "1936 yılından beri var olan bir hizmet alımı sistemi var, bu devam edecek, bu dünyanın her yerinde var fakat burada emeğin konumu, emeğin istismarıyla ilgili alanların ortadan kalkması gerekiyor." Onun için, keyfî birçok uygulamanın olduğu alanları biz disipline ettik.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Kamuda.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Evet kamuda.

Çıkardığımız yasada ne yaptık? Uzmanlık gerektiren ve teknoloji gerektiren alanlarda hizmet alabilirsiniz. Bu, yasada, İş Kanunu'nun 2'nci maddesinde olan bir düzenlemedir.

İkincisi, Bakanlar Kurulunun yayınlayacağı yardımcı işlerde, yemek, güvenlik, temizlik gibi işlerde hizmet alabilirsiniz. Bunun dışında, hizmet alamazsınız. Şu anda, bu yasa çıkmadan önceki karmaşık durumu ortadan kaldırmak için yeni bir düzenlemeye ihtiyaç var yani bu düzenlemeye göre bazı çalışanlar asıl işte çalışıyorlar şu anda. Dolayısıyla, onların durumunu aynen... Karayollarında -Süleyman Bey, sizin ifade ettiğiniz- çalışan işçilerle ilgili mahkeme "asıl işçi" diye karar vermiş ve bunların konumu gibi başka çalışanlar da var, Sağlık Bakanlığında, Enerji Bakanlığında, çeşitli bakanlıklarda çalışanlar var yani bu ortada. Bu yasa çerçevesinde kalanların durumunun netleştirilmesi gerekiyor. Mahkeme kararı yani yargı kararı diyor ki ya tazminatlarını ödeyeceksiniz veya bunları kadroya alacaksınız. Ya bütün haklarını vereceksiniz veya kadroya alacaksınız noktasında nihai bir noktaya gelmiş bulunuyoruz, çözümü konusunda hep beraber bir gayretin içerisindeyiz.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Ne yapılacak Sayın Bakan? Kadroya mı alınacak?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Efendim, işte iki yol var, ikisinden birisi hukukidir, hangisine idare karar verecekse onu önümüzdeki günlerde göreceksiniz.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Yine belli değil.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sendikalaşma oranı, tabii belli sayıda sendikalı işçi sayımız arttı yasadan sonra, 1 milyon 200 bine kadar geldik, toplam çalışanın yüzde 9,68'i düzeyinde.

"Çalışma hayatını altüst ettiniz." Doğrudur.

Çalışma hayatıyla ilgili, inanın, atılması gereken adımları attık. Eğer "12 Eylül ihtilal döneminden kalan Sendika Yasası kalksın." diyorsanız ve buna "altüst" diyorsanız, doğru bir şey yapmışız. O dönemin yasalarını kaldırdık.

Türkiye'nin...

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Kimse alkışlamıyor da. Kaç kişi sözleşme...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Lütfen... Rica ediyorum...

Bakın, ben sizi sekiz saattir dinliyorum. Dinleyeceğim yine.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Ama yararlanmayı soruyoruz.

BAŞKAN - Sayın Bakan, siz devam edin.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Ama şimdi bir taraftan İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası Türkiye'de müstakil olarak yoktu. Bunu eğer çıkardıysak, yürürlüğe koyduysak "altüst" diye, bunları kabul ederim ama...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Keşke o tüzük kalsaydı.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Onu demeniz çok yanlış, o mevzuatın tamamı ikinci mevzuatta var ama ilave olarak İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası...

İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili bizim sıkıntımız şu arkadaşlar, bakın bunu bütün samimiyetimle söylüyorum: İş sağlığı ve güvenliği bir kültür. 2012'nin altıncı ayında yasayı çıkarıyorsunuz, önemli bölümünü de 2014'ün birinci ayında yürürlüğe koyuyorsunuz, diyorsunuz ki "2014'ün dokuzuncu ayında, altıncı ayında bu farkındalık oluşsun." Bunu sizden çok biz istiyoruz. Türkiye'nin iş güvenliği uzmanı yoktu. Şu anda sertifikalı 83 bin iş güvenliği uzmanı var. Ne zamandan beri? 2012'nin altıncı ayından bu tarafa. 23 bin iş yeri hekimi oluştu. Bununla ilgili 81 ilde tanıtım faaliyetleri yapıldı, farkındalık için büyük konferanslar, seminerler, kamu spotlarına varıncaya kadar çalışmalar yapılıyor ama az önce minibüs olayında olduğu gibi, az önce inşaatlarda verdiğim örneklerde olduğu gibi, siz eğer 2.000 inşaatın 1.610'unda durdurmayı gerektirecek bir iş yapıyorsanız, bunu, millet olarak, işçisiyle, işvereniyle, patronuyla, siyasetçisiyle hepimizin sorgulaması gerekiyor. Benim elimde rakamlar var, şimdi vermek istemiyorum. Kaza olduğu zaman bütün medya kazanın üzerinde, günlerce bu yazılıyor. Ne kadar güzel yani günlerce yazılmasından da yanayım ama kaza bittikten sonra da iş sağlığı ve güvenliği hepimizin evini ilgilendirdiği için bu duyarlılığın devam etmesi gerekiyor ama o bitince bir anda başka bir aleme dalıyoruz ve bu alanı ihmal ediyoruz. Doğru olmadığı inancındayım.

Sendikalarla ilgili, üye sayısını sordunuz. Memur-Sen'in 762 bin, Kamu-Sen'in 447 bin, KESK'in 240 bin üyesi var; üç önemli konfederasyonumuzun rakamlarını verdim.

Bunun dışında, kıdem tazminatıyla ilgili...

Arkadaşlar, çok tartışılıyor. Ben, burada emekten yana açıkça ifade ediyorum, birçok sorun... Siz de söylüyorsunuz "Yürüyüş yapacaklar." diyorsunuz. Kim yürüyüş yapacak? İşçi. Neden? Tazminat alamadığı için. Neden? İş yeri kapandığı için. Neden? İş yerinde kaza olduğu için.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Maaşını alamadığı için.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Şimdi, bizim işçimizin tazminatının güvence altına alınması gerekiyor. Burada, bu oran 6 mı olacak, 8 mi olacak, 5 mi olacak? Oturup...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Bir cümle yeter Sayın Bakan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Müsaade edin.

Kendi bireysel hesabına eğer bunu garanti altına alırsak... Sendikalarla benim görüşmem devam ediyor, bu dönem içerisinde bunun çıkmasının çok hayati olduğuna ben inanıyorum. Neden? İşçi lehine bunu söylüyorum. Aksi takdirde, birçok işçinin, yüzde 90'lara varan işçi kesiminin, emekçinin bu tazminatı alamadığını her gün muhalefetiyle iktidarıyla yaşamak durumunda değiliz. Madem yasa koyucu burası, bunu oturup sağlıklı bir şekilde, hiçbir hak kaybına mahal vermeden bu sorunu çözmemiz gerektiği inancı içerisindeyim.

Yine, aynı şekilde İMD, iş ve meslek danışmanları fotoğraf... Tabii arkadaşlar, 260 bin civarında iş ve meslek danışmanımız iş yerine gitmiş ve iş verenlerle görüşmüş ve oradaki talepleri çıkarmış. Bu fotoğrafı çekmemiz gerekiyor. İŞKUR bu çerçevede milyonları aşan bir istihdamı bu çalışma neticesinde gerçekleştiriyor.

ILO'yla ilgili, biliyorsunuz, sözleşmeler vardı. Bugüne kadar 57'sini biz yürürlüğe koyduk, imzaladık. Bunların içerisinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili 155, 161 ve 187 sayılı ILO sözleşmeleri var. Şimdi, Parlamentonun gündeminde, bu hafta da gelebilir büyük ihtimalle, 167 ve 176 sayılı inşaat ve madenlerle ilgili sözleşmeler de bu hafta veya önümüzdeki hafta, grupların takdiriyle, inşallah yasalaşma imkânını bulacak.

"İş kazalarında çok artış var." diyor Sayın Akçay.

Arkadaşlar, burada astığınız tablo, rakamlar, tespitleriniz de yanlış. En basitinden, 2014'de 1.198 var. Bunları yarıştırmak gibi bir şeyin niyetinde değilim. 18 bin yazsanız ne olacak, 8 bin yazsanız ne olacak, 3 bin yazsanız ne olacak? Bir kişinin önemli olduğu bir yaklaşım anlayışı içerisindeysek...

MUSA ÇAM (İzmir) - Onu kavrıyorsak mesele yok Sayın Bakan. 50 aşağı, 50 yukarı...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Bize bir fatura kesiyorsunuz da "Yanlış hesap yapmışsınız." diyorum.

Bakınız, 1992 yılında iş kazalarında ölen kişi sayısı 1.583, zorunlu sigortalı sayısı ise 3 milyon 700 bin. 1993'te ölen sayısı 1.064, çalışan sigortalı sayısı 3 milyon 900 bin. 1994'te, 1.034, sigortalı sayısı 4 milyon 200 bin. 1995'te devam ediyor, 798; 4 milyon 400 bin. 1996'da 1.296; 4 milyon 600 bin. 1997'de ölen işçi kardeşlerimizin sayısı 1.282, çalışan sayısı 5 milyon. 1998'de 1.094 hayatını kaybeden, 5 milyon 500 bin sigortalı. Bu şekilde devam ediyor, bin, bin devam ediyor.

MUSA ÇAM (İzmir) - Kıyaslamayı siz yapıyorsunuz.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Kıyasladınız bile Sayın Bakan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Şimdi, en sona geliyorsunuz, 2014'te şu an itibarıyla Tabii, ayrıntılara girmeyi de uygun bulmuyorum. Burada, ifade edildiği gibi, tahsil edilmemiş kurum alacaklarıyla ilgili bir bulgu var, idari para cezalarının uygulanmamasıyla ilgili bir bulgu var. Teşviklerde hatalı yararlanma şeklinde bulgular var fakat bu bulgular ile bilgiler... Şu anda yoğun bir şekilde Sayıştayla görüşmelerimizde çözüme endeksli devam ettiğini ifade etmek istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; burada, söz alan ve bütçeye katkı sağlayan bütün arkadaşlara öncelikle çok teşekkür ediyorum ve öncelikle şunu ifade ediyorum: Tabii ki eleştiri ve eleştiriye tahammül son derece önemlidir ve bu konuda eleştirilere sonuna kadar açık olduğumuzu, yıllardır Parlamentoda bulunan bir arkadaşınız olarak defalarca söylemişimdir, yeter ki, sınırlarını aşmama konusunda hepimiz dikkat edelim.

Burada dile getirilen hususların başında özellikle denetimle ilgili, iş yerlerinin denetimiyle ilgili dile getirilen hususlar. İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili sağlıklı, çağdaş bir yasa yaptığımızı söyleyebilirim. Mutlaka bu yasanın da eksikleri vardır, yapılacak olan yasanın da eksikleri vardır ama yasa Avrupa Birliği süreciyle uyumlu, son derece önemli bir yasa ama uyguladığımız alanlarda sıkıntılarımız var. Uyguladığımız alanlar henüz o normlarda, o değerlerde alanlar olmadığı için yasayla uygulama alanı arasında bir sıkıntı yaşadığımızı ifade etmek istiyorum.

Denetimler yapılıyor mu? Yapılıyor. Bir örnek vermek istiyorum. Bakınız, ekim ayı içerisinde 2.079 inşaat alanı denetimi yapılmış, yalnız ekim ayı içerisinde ve bunun 1.610'u iş sağlığı ve güvenliği açısından durdurmayı gerektiren durum arz ediyor. Bu, bize inşaatlarımızın hangi noktada olduğunu, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki algımızın hangi noktada olduğunu gösteriyor. Bu kadar olaylar oluyor, bu kadar hadiseler oluyor, bu kadar dayanılmaz acılar yaşanıyor ve ekim ayında siz denetim yapıyorsunuz Bakanlık olarak, 2 bin inşaat alanından 1.610'unu durduruyorsunuz. Bu, yüzde 80'leri aşan bir iş sağlığı ve güvenliğine karşı duyarsızlık tablosunun çok açık ve net bir göstergesidir.

Burada ifade edildi, üretim zorlaması. Evet, bahsettiniz, Soma'da 2017'de üretilecek olan kömür 2014'te üretilmiş yani benim Bakan olarak efendim şöyle denecek, böyle denecek diye bunu söylememem mi gerekiyor? Bu üretim zorlamasıdır, bu yanlış bir şeydir. Plan neyse o plana uymak durumundasınız. Aksi takdirde, aşırı üretim, fazla üretim, planın ötesine geçme sizi risklere atıyor ve çeşitli sıkıntılar ortaya çıkarıyor. Onun için....

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bu fazla üretimi de Enerji Bakanı teşvik ediyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Efendim, rica ediyorum...

301 kişinin hayatını kaybettiği, 18 kişinin hayatını kaybettiği -inşallah, yine farklı bir gelişme olur ümidiyle söylüyorum ama- durumda, bence politikadan ziyade siyasetçi gözüyle çözüme endeksli bakmak açısından ben bunları söylüyorum. Yani şimdi bunu saklayamazsınız, üretimde fazla bir üretimin olduğu biliniyor, herkes biliyor. Dolayısıyla, bu yanlışlara bizim işaret etmemiz gerekiyor.

Bu konuyla ilgili çok şey söyleyebiliriz ama bir şey söyleyelim: Madenlerde...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Enerji Bakanınız teşvik ediyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Hayır efendim. Bakınız, ben bir durum söylüyorum. Raporda çıkan bir durumdan bahsediyorum, sözleşmede çıkan bir durum.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sizinle ilgili değil Sayın Bakan, Enerji Bakanına söylüyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Efendim, benimle değil, Hükûmet olarak sorumluluk varsa tabii ki alıyorum ben Hükûmet adına ama bakınız, bana denetimi...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Size söylemedi Sayın Bakan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - İzzet Bey, inanın, bir rahat konuşalım çünkü önemli konu. Sorun ciddi, sorun insan hayatı.

Bakınız, madenlerle ilgili, çift yol bağlantısı olmadığı için 83 durdurma yapmışız. Çift yol bağlantısı ne? Hava bir yerden gelecek diğer yerden çıkacak. Bu olmadığı sürece yani öncelikle burada çift yol açılmadığı sürece burada üretimin yapılmaması gerekiyor. Yapmışlar, 83'ünü durdurmuşuz. Mekanik havalandırma olmadığı için 32 durdurma yapmışız. Yedek havalandırma olmadığı için 25 durdurma yapmışız. Yedek enerji kaynağı olmadığı için 11 durdurma yapmışız. Bunlara ilaveten, bir de Maden Genel Müdürlüğünün durdurmaları var yani Enerji Bakanlığımızın da durdurmaları var. Exproof ekipman olmadığı için yani anti grizu ve bu alev sızdırmaz ekipmanlar kullanılmadığı için 96 durdurma, merkezî izleme sistemi olmadığı için 108 durdurma, solunum ve canlandırma ekipmanı olmadığı için 15 durdurma; yalnız 2014 yılında ise kömür madenlerinde 128 durdurma.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Geri açılan kaç tane?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Yeni açılan yok.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Durdurulduğu hâlde geri açılan kaç tane?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Geri açılıyor, bunların eksikleri gideriliyor sayın milletvekilim. Eksikler giderildikten sonra bunlar açılıyor tekrar çünkü kapatma diye bir şey kömür madeninde olamıyor. Kapattığınız zaman orası çalışıyor, oksijenle bütünleşiyor bazı yerlerde, yanıcı ve başka riskler oluşturuyor. Dolayısıyla, durdurmak için de...

BAŞKAN - Sayın Bakanım, Enerji Bakanımızın mayıstan bu yana 84 madenin kapatıldığına ilişkin bugün bir açıklaması oldu.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - 94 maden var efendim. Yani bir taraftan Maden Genel Müdürlüğünün bu konudaki kapatmasını, bir taraftan Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin buradaki raporunu ifade ediyorum.

Şimdi, diğer bir konu "Taşeron işçilerin sorununu çözdünüz mü?"

Arkadaşlar, önemli bir adım attık, birinci merhale son derece önemli. Nedir bu? Taşeron sisteminin sistemimizde olmasını hiçbir yerde söylemedik, tam tersine dedik ki "1936 yılından beri var olan bir hizmet alımı sistemi var, bu devam edecek, bu dünyanın her yerinde var fakat burada emeğin konumu, emeğin istismarıyla ilgili alanların ortadan kalkması gerekiyor." Onun için, keyfî birçok uygulamanın olduğu alanları biz disipline ettik.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Kamuda.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Evet kamuda.

Çıkardığımız yasada ne yaptık? Uzmanlık gerektiren ve teknoloji gerektiren alanlarda hizmet alabilirsiniz. Bu, yasada, İş Kanunu'nun 2'nci maddesinde olan bir düzenlemedir.

İkincisi, Bakanlar Kurulunun yayınlayacağı yardımcı işlerde, yemek, güvenlik, temizlik gibi işlerde hizmet alabilirsiniz. Bunun dışında, hizmet alamazsınız. Şu anda, bu yasa çıkmadan önceki karmaşık durumu ortadan kaldırmak için yeni bir düzenlemeye ihtiyaç var yani bu düzenlemeye göre bazı çalışanlar asıl işte çalışıyorlar şu anda. Dolayısıyla, onların durumunu aynen... Karayollarında -Süleyman Bey, sizin ifade ettiğiniz- çalışan işçilerle ilgili mahkeme "asıl işçi" diye karar vermiş ve bunların konumu gibi başka çalışanlar da var, Sağlık Bakanlığında, Enerji Bakanlığında, çeşitli bakanlıklarda çalışanlar var yani bu ortada. Bu yasa çerçevesinde kalanların durumunun netleştirilmesi gerekiyor. Mahkeme kararı yani yargı kararı diyor ki ya tazminatlarını ödeyeceksiniz veya bunları kadroya alacaksınız. Ya bütün haklarını vereceksiniz veya kadroya alacaksınız noktasında nihai bir noktaya gelmiş bulunuyoruz, çözümü konusunda hep beraber bir gayretin içerisindeyiz.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Ne yapılacak Sayın Bakan? Kadroya mı alınacak?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Efendim, işte iki yol var, ikisinden birisi hukukidir, hangisine idare karar verecekse onu önümüzdeki günlerde göreceksiniz.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Yine belli değil.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sendikalaşma oranı, tabii belli sayıda sendikalı işçi sayımız arttı yasadan sonra, 1 milyon 200 bine kadar geldik, toplam çalışanın yüzde 9,68'i düzeyinde.

"Çalışma hayatını altüst ettiniz." Doğrudur. Çalışma hayatıyla ilgili, inanın, atılması gereken adımları attık. Eğer "12 Eylül ihtilal döneminden kalan Sendika Yasası kalksın." diyorsanız ve buna "altüst" diyorsanız, doğru bir şey yapmışız. O dönemin yasalarını kaldırdık.

Türkiye'nin...

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Kimse alkışlamıyor da. Kaç kişi sözleşme...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Lütfen... Rica ediyorum...

Bakın, ben sizi sekiz saattir dinliyorum. Dinleyeceğim yine.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Ama yararlanmayı soruyoruz.

BAŞKAN - Sayın Bakan, siz devam edin.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Ama şimdi bir taraftan İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası Türkiye'de müstakil olarak yoktu. Bunu eğer çıkardıysak, yürürlüğe koyduysak "altüst" diye, bunları kabul ederim ama...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Keşke o tüzük kalsaydı.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Onu demeniz çok yanlış, o mevzuatın tamamı ikinci mevzuatta var ama ilave olarak İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası...

İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili bizim sıkıntımız şu arkadaşlar, bakın bunu bütün samimiyetimle söylüyorum: İş sağlığı ve güvenliği bir kültür. 2012'nin altıncı ayında yasayı çıkarıyorsunuz, önemli bölümünü de 2014'ün birinci ayında yürürlüğe koyuyorsunuz, diyorsunuz ki "2014'ün dokuzuncu ayında, altıncı ayında bu farkındalık oluşsun." Bunu sizden çok biz istiyoruz. Türkiye'nin iş güvenliği uzmanı yoktu. Şu anda sertifikalı 83 bin iş güvenliği uzmanı var. Ne zamandan beri? 2012'nin altıncı ayından bu tarafa. 23 bin iş yeri hekimi oluştu. Bununla ilgili 81 ilde tanıtım faaliyetleri yapıldı, farkındalık için büyük konferanslar, seminerler, kamu spotlarına varıncaya kadar çalışmalar yapılıyor ama az önce minibüs olayında olduğu gibi, az önce inşaatlarda verdiğim örneklerde olduğu gibi, siz eğer 2.000 inşaatın 1.610'unda durdurmayı gerektirecek bir iş yapıyorsanız, bunu, millet olarak, işçisiyle, işvereniyle, patronuyla, siyasetçisiyle hepimizin sorgulaması gerekiyor. Benim elimde rakamlar var, şimdi vermek istemiyorum. Kaza olduğu zaman bütün medya kazanın üzerinde, günlerce bu yazılıyor. Ne kadar güzel yani günlerce yazılmasından da yanayım ama kaza bittikten sonra da iş sağlığı ve güvenliği hepimizin evini ilgilendirdiği için bu duyarlılığın devam etmesi gerekiyor ama o bitince bir anda başka bir aleme dalıyoruz ve bu alanı ihmal ediyoruz. Doğru olmadığı inancındayım.

Sendikalarla ilgili, üye sayısını sordunuz. Memur-Sen'in 762 bin, Kamu-Sen'in 447 bin, KESK'in 240 bin üyesi var; üç önemli konfederasyonumuzun rakamlarını verdim.

Bunun dışında, kıdem tazminatıyla ilgili...

Arkadaşlar, çok tartışılıyor. Ben, burada emekten yana açıkça ifade ediyorum, birçok sorun... Siz de söylüyorsunuz "Yürüyüş yapacaklar." diyorsunuz. Kim yürüyüş yapacak? İşçi. Neden? Tazminat alamadığı için. Neden? İş yeri kapandığı için. Neden? İş yerinde kaza olduğu için.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Maaşını alamadığı için.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Şimdi, bizim işçimizin tazminatının güvence altına alınması gerekiyor. Burada, bu oran 6 mı olacak, 8 mi olacak, 5 mi olacak? Oturup...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Bir cümle yeter Sayın Bakan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Müsaade edin.

Kendi bireysel hesabına eğer bunu garanti altına alırsak... Sendikalarla benim görüşmem devam ediyor, bu dönem içerisinde bunun çıkmasının çok hayati olduğuna ben inanıyorum. Neden? İşçi lehine bunu söylüyorum. Aksi takdirde, birçok işçinin, yüzde 90'lara varan işçi kesiminin, emekçinin bu tazminatı alamadığını her gün muhalefetiyle iktidarıyla yaşamak durumunda değiliz. Madem yasa koyucu burası, bunu oturup sağlıklı bir şekilde, hiçbir hak kaybına mahal vermeden bu sorunu çözmemiz gerektiği inancı içerisindeyim.

Yine, aynı şekilde İMD, iş ve meslek danışmanları fotoğraf... Tabii arkadaşlar, 260 bin civarında iş ve meslek danışmanımız iş yerine gitmiş ve iş verenlerle görüşmüş ve oradaki talepleri çıkarmış. Bu fotoğrafı çekmemiz gerekiyor. İŞKUR bu çerçevede milyonları aşan bir istihdamı bu çalışma neticesinde gerçekleştiriyor.

ILO'yla ilgili, biliyorsunuz, sözleşmeler vardı. Bugüne kadar 57'sini biz yürürlüğe koyduk, imzaladık. Bunların içerisinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili 155, 161 ve 187 sayılı ILO sözleşmeleri var. Şimdi, Parlamentonun gündeminde, bu hafta da gelebilir büyük ihtimalle, 167 ve 176 sayılı inşaat ve madenlerle ilgili sözleşmeler de bu hafta veya önümüzdeki hafta, grupların takdiriyle, inşallah yasalaşma imkânını bulacak.

"İş kazalarında çok artış var." diyor Sayın Akçay.

Arkadaşlar, burada astığınız tablo, rakamlar, tespitleriniz de yanlış. En basitinden, 2014'de 1.198 var. Bunları yarıştırmak gibi bir şeyin niyetinde değilim. 18 bin yazsanız ne olacak, 8 bin yazsanız ne olacak, 3 bin yazsanız ne olacak? Bir kişinin önemli olduğu bir yaklaşım anlayışı içerisindeysek...

MUSA ÇAM (İzmir) - Onu kavrıyorsak mesele yok Sayın Bakan. 50 aşağı, 50 yukarı...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Bize bir fatura kesiyorsunuz da "Yanlış hesap yapmışsınız." diyorum. Bakınız, 1992 yılında iş kazalarında ölen kişi sayısı 1.583, zorunlu sigortalı sayısı ise 3 milyon 700 bin. 1993'te ölen sayısı 1.064, çalışan sigortalı sayısı 3 milyon 900 bin. 1994'te, 1.034, sigortalı sayısı 4 milyon 200 bin. 1995'te devam ediyor, 798; 4 milyon 400 bin. 1996'da 1.296; 4 milyon 600 bin. 1997'de ölen işçi kardeşlerimizin sayısı 1.282, çalışan sayısı 5 milyon. 1998'de 1.094 hayatını kaybeden, 5 milyon 500 bin sigortalı. Bu şekilde devam ediyor, bin, bin devam ediyor.

MUSA ÇAM (İzmir) - Kıyaslamayı siz yapıyorsunuz.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Kıyasladınız bile Sayın Bakan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Şimdi, en sona geliyorsunuz, 2014'te şu an itibarıyla 1.198 hayatını kaybeden ama çalışan sayısı 12 milyon. Şimdi, şöyle bir yarıştırma olabilir mi? "Yani efendim, 5 milyon çalışırken 1.100 kişi ölürken, hayatını kaybederken şimdi 12 milyon çalışıyor da 1.100 kişi." Ya böyle bir şey olamaz yani bu...

MUSA ÇAM (İzmir) - Ama bunu siz yapıyorsunuz, kıyaslamayı siz yapıyorsunuz.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Efendim, hayır, şimdi arkadaşlar yani bir şey söylüyorum.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Kıyaslamayı sen yaptın Sayın Bakan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Hayır efendim, bakınız, diyorum ki ama sorun böyle tablo asma meselesi değil, sorun yapısal sorun. Az önce en çok ölümlerin olduğu inşaattır, örneğini verdim, ikinci ölümlerin gerçekleştiği madenlerdir, madenlerin yapısıyla ilgili durum değerlendirmesi yaptım yani madenlerin yapısı böyle, inşaatta bakışımız böyle olursa bakınız bu tablo devam eder.

"Efendim, bu dönemde geçmişe göre az oldu demek." hiçbirimiz açışından doğru değil, onu ifade etmek istiyorum.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Bakan, verem ilacı bulunmadan önce herkes bunu diyordu, ilacı buldun mu kurtuluyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - İşte, ilacı bulmaya vesile olur inşallah efendim.

Şimdi, bu rakamlardan sonra... İşte "Müfettişlere izin vermiyorsunuz." Şimdi, arkadaşlar, şunu ifade edeyim: Müfettişlerle ilgili -bir müsaade ederseniz- Soma Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Bakanlığımız kamu görevlileri olan 12 iş müfettişi ve bir genel müdür hakkında ön inceleme yapmış ve bizden izin talebinde bulunmuştur. Denetimlerle maden kazası arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı, konuyla ilgili iddiaların gerçeği yansıtmadığının elde edilen bilgi ve belgelerle ortaya çıkmış olması nedeniyle Bakanlığımız kamu görevlileri hakkında soruşturma izni vermemiştir. Nitekim, şimdi açıklanan raporda bu olayın teftişle değil eski imalat yapılan boş, terkedilmiş ocaktan gazın sızması neticesinde veya "Ermenek'te suyun -bugün işte Enerji Bakanımız net açıklama yaptı- topuk dediğimiz bu daha önceki maden ocağının veya galerisinin ayağına 6 metre yaklaştığı için bu patlama meydana gelmiştir." diyor, çok net bilgi, son geldiği için Sayın Bakanımız ifade ediyorlar ve "Sorumlusu da kimse bunun hesabını verecek." diyor, aynen ben de burada ona katıldığımı ifade ediyorum. Bu konuda sorumluluk kime aitse bu -yani bu araştırılıp uzunca- bulunamayacak bir konu değildir. Oraya yanaşmasını sağlayan kimse, oradaki mesafeyi korumayan unsurlar kimlerse bunların hesap vermesi tabii ki gerekiyor.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Bakanım, Soma eski maden değil, eski imalat, takip etmesi gerekiyordu iş müfettişlerinin.

BAŞKAN - Arkadaşlar, müdahale etmeyin lütfen Sayın Bakana.

Sayın Bakanım, buyurun.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Şimdi, yapısal sorunlar tabii ki çözülmedi ve sözleşmenin iptaliyle ilgili tabii bu konuları Sayın Bakanımız geldiği zaman o konunun o boyutları direkt Bakanlığımızla ilgili olduğu için kendileri daha net cevaplarlar.

Burada Işıklar, Eynez ve Atabacası'yla ilgili bilgi talep edildi, şunu ifade edeyim: 13/10/2014'de Işıklar'ın durdurulması kaldırıldı yalnız 3'üncü panoda, bir panoda üretim ama diğer panolarda üretim durdurulmuş durumda. Onların güvenli bir noktaya gelinceye kadar da açılması söz konusu değil. Eynez, 17/05/2014'te durdurulmuş ve hâlen üretim söz konusu değil, Atabacası 28/05/2014'te durdurulmuş ve üretim söz konusu değil.

Şimdi, bütçenin azaldığını ifade ediyor Sayın Zozani. Burada Bakanlığın bütçesinde azalma söz konusu değil ama sosyal güvenlikte primlerimizin gelirinde artış söz konusu, gelirlerimiz o yönüyle artıyor, bir. İkincisi: Prim yapılandırmasından elde edilecek gelirlerden oluşan bir fark söz konusudur, inşallah bu hedeflerimize de ulaşırız.

"İşsizlik Fonu bir başka amaçla kullanılıyor mu?" diye sordunuz, kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil, Yasa'da belirlenen amaçlar doğrultusunda kullanılmaktadır. "Torba yasa niçin geldi?" "Taşerona çözüm" ve "yaşam odası" şeklinde 3 soru üst üste sorulmuş. Taşeronla ilgili önemli bir noktaya geldik, inşallah köklü bir çözümü mevcut şu ortada kalan yani asıl işçi olduğu ama taşeron olarak alındığı noktası çözülünce bence iş rahatlamış olacak. Yaşam odasını defalarca söyledik, yaşam odası uygulaması kömür madenlerinde söz konusu değil, onun için maske istasyonları, gaz maskesini değiştireceği istasyonlarla ilgili düzenleme yapacağımızı ifade etmiştik, o düzenleme yürürlüğe girdi, şu anda yürürlükte, bütün ocaklar oksijen maskesini yeniden ocak içerisinde yürürken temin edecekleri istasyonlar oluşturacaklar çünkü kömür madeninde aslolan bir an önce dışarı çıkmaktır, yer yüzüne çıkmaktır çünkü yanıcı, boğucu bir atmosferle karşı karşıyasınız. Bu diğer madenlerle, metal madenlerle ilgili bir konu olmadığı için buradaki bu bilgiyi, algıyı da değiştirmemiz gerekiyor, yaşam odası bu madenler için geçerli değil.

"Özel hastanelere ödeme yüzde 700 arttı." dediniz. Özel hastaneye gidildi bizim dönemimizde, 2002'de hastaneye başvuru sayısı 1,6'dan şimdi 8,7'de yani her vatandaşımız ortama böldüğünüz zaman, hastaneye gidişlere baktığınızda 8,7, 9 kez hastaneye gidebiliyor. Dolayısıyla özel hastanelere 4,3 milyar iken 2014'te 8,4 milyara ulaşmıştır ama genel bütçe içerisinde, sağlık bütçesi içerisinde oran itibarıyla bir farklılık söz konusu değil.

Denetim elemanı sayısıyla ilgili soru soruldu. 2002'de Sosyal Güvenlik Kurumunda 357 iken bu 1.929'a çıkmış bulunuyor şu anda. İş teftiş olarak ise 2002'de 654 olan müfettiş sayısı şu anda 971 olarak hizmet etmektedir. 100 müfettiş de şu anda sınavlarda, alımları devam ediyor, böylece 1.000'in üzerinde, 1.071 civarında bir müfettişimizle hizmet sunuyoruz.

Devletleştirilmesiyle ilgili bir görüş ortaya kondu. TTK, devlet işletmesi, 1983'te Armutçuk'ta 103 şehidimiz var, 1992 Kozlu'da 262 ölümlü kaza olmuş, madenleri kamu veya özel işletsin, iş sağlığı kültürü yoksa farkındalık yoksa bunun kimin tarafından işletildiği önemli değil yani bu kültür, bu bilinç özel sektörümüzde, kamuda oturmadığı sürece diğer tartışmaların çok anlamsız olduğu inancındayım. Madenler 1979'da kamulaştırıldı ama işletilemedi, 1983'te tekrar özele devredildi ama sosyalist sistemlerde bu kamu tarafından gerçekleştiriliyor, bu ayrı bir şey.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sadece sosyalist sistemlerde değil, liberal sistemlerde de devralıyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Vahap Seçer Bey, müfettişlerle ilgili görüşümüzü söyledik. Burada tabii ki bu yeni gelecek olan düzenlemede müfettişlerle ilgili de bazı düzenlemeler getiriyoruz, bütün o şaibeler, hak edilmeyen eleştiriler var, hak edilen eleştiriler olabilir ama birçok eleştirinin de yersiz olduğunu burada belirtmek istiyorum ve ben orada eğer sorular nerede oluyor, nerede konuşuluyor, yansıması başka yerde oluyor. Şimdi, soruluyor, diyor ki: "Yiyor, içiyorlar ve denetim yapmıyorlar." diye soruyor. Yiyorsa, içiyorsa bu büyük bir ahlaksızlıktır diyorum, şimdi bu cümleyi siz konuşulan ortamdan bağımsız alırsanız başka bir şey çıkar ama konuşulan ve sorulan ortam çerçevesinde bakarsanız başka bir şey çıkar.

VAHAP SEÇER (Mersin) - Böyle bir şey çıkıyor, demek ki ahlaksızlık yapıyorlar, Koca Bakan söylüyorsa inanmak lazım.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Ruhsat ve gayrimenkullerle ilgili izin meselesine gelince bu bahse konu madenlerin ruhsatı 2012'den önce yani yetkiler Başbakanlığa alınmadan önce verilmiş olan ruhsatlar olduğunu belirtmek istiyorum.

Arkadaşlar, ben hiçbir madenciyi tanımadığımı burada ifade etmek istiyorum. Hiçbirisiyle bir şeyim yok, şeyin gereği de belki öyledir ama tanımak da ayıp değildir, yanlış değildir ve bu tanımanın da getirmiş olduğu...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Tanı onları tanı.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - ...yani bir madenciyle, bir inşaatçıyla tanışıyorsunuz diye onun getirmiş olduğu bir olumsuzluk da olmamalı yani ilkeli bir yönetim anlayışıyla biz bütün takım olarak bu işlemleri sürdürdüğümüzü burada belirtmek istiyorum.

Bir diğer konu, bizim müfettişlerle ilgili idari soruşturmanın devam ettiğini ve bugünlerde bu idari soruşturmanın neticelendiğini ifade etmek istiyorum. Sığınma odalarını, evet bu konuyu da az önce söyledim.

Burada işsizlikle ilgili Maliye Bakanlığının 2013 yılında yüzde 14,5 şeklinde ifade ettiğini, sizdeki rakamlara göre işte 9,8 olduğu şeyi de söylendi. Bu GAP bölgesiyle ilgili Maliye Bakanlığımızın bir değerlendirmesi olmuş, onu arkadaşlarımıza buldurduk.

Şimdi, bu sayıları Sayın Kaplan istiyor, az önce verdim müfettişlerle ilgili sayıları, sayılar sizin bildiğiniz gibi değil, sayılarda yüzde 100'e varan belki artış olduğunu ifade edeyim. Denetim gücümüzü artırmış bulunuyoruz, proje bazlı denetimler yapılıyor ve sizin tavsiyeniz çerçevesinde yılda 2 kez proje bazlı denetim oluyor şikâyetlerin dışında. İnşaatlar ve maden ocakları, çok tehlikeli iş yerleri yılda iki kez proje bazlı bir denetime tabi tutuluyor ama bunun dışında şikâyetleri var. Mesela az önce konuşmamda verdiğim 15 bin denetimin 8 bini şikâyet üzerine yapılan denetimlerdir, diğeri 5.006'sı ise proje bazlı yapılan denetimlerdir. Dolayısıyla o konu üzerinde hassasiyetle durduğumuzu belirtmek istiyorum.

Şimdi bir rakamdır gidiyor "Dünyada 3'üncüyüz." şeklinde, iş kazalarında. Bilemiyorum, bunu kim, hangi odak içimize koydu? Birleşmiş Milletler üyesi 192 ülke var, ILO Üyesi 185 ülke var, 90 ülke düzenli istatistik veriyor. 2002-2012 arasında 54 ülke istatistik vermiş. Bu ülkeler arasında yüz binde kaza oranında Türkiye 27'nci sırada, 54 ülke içerisinde 27'nci sırada. 2012 yılında ülkemiz AB ortalamasına yakın iken maalesef bu son olaylar... Bakınız, yüz binde 6 ölümlü kaza gerçekleşirken Türkiye'de Avrupa Birliğinde 3 -Avrupa Birliği ortalaması 3- böyle olumlu bir seyir vardı, bunun bilinçlendirme, bunun daha da farkındalığını artırma mücadelelerini verirken Soma ve diğer kazalar gerçekten bu tabloyu kararttı diye üzülerek ifade ediyoruz.

İş Sağlığı Güvenliği Tüzüğüyle ilgili bir değerlendirme var, o tüzüğün çok fevkinde, 1948 yılında çıkmış o tüzüğün üzerinde son derece ILO tarafından yayımlanan...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Bu 1948 değil 1974 tarihi.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Bu İş Sağlığı Güvenliği Tüzüğü 1948 yılında ILO tarafından yayınlanan rehberin tüzük olarak uygulanması.

Bakınız, onların hangisini alırsanız alın şu yayınlanmayan ILO sözleşmesi var ya, onları da alın, onları da içeren bir yasal düzenleme yaptık. Yani, tekrar ediyorum, eksiklik olabilir, onları değerlendirebiliriz ama bu konuda bu düzenlemenin son derece önemli olduğunu Avrupa Birliği sürecindeki tüm yetkililer de ifade ettiler.

Memurlara 123 lira verdik, doğrudur. 123 lira net olarak memur maaşlarına ocak ayında yansıdı.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Temmuzda almadılar, evet.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Yani, biz temmuz şeklinde değil belki de 60+60 olsaydı diyelim bir an için, altı aylık verilecekti...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sizin için daha iyi olabilir de bu memur için iyi değil.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜNENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Hayır efendim, değil.

123 lira ocak ayından itibaren yansır ama esas mühim olan, taban aylığına bu yansıdı. Bunun emekli ikramiyesine 5 milyar liralık bir yansıması var. Ayrıca, her yıl toplu sözleşmede mesela bu yıl 3+3 ama enflasyon farkı olacağı için 2015'te, onunla birlikte taban aylığının yükselmesi gelecek açısından da olumlu bir adım olmuştur.

Öğretmenlerle ilgili ifade ettim, yüzde 12'lerin üzerinde öğretmenlerin maaşlarına artış sağlandı.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Öğretmenlere niye uyarlıyorsunuz...

BAŞKAN - Sayın Çetin, lütfen müsaade edin. Bakın, Sayın Bakan toplam 295 dakika 25 arkadaşımızı dinledi.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - "İşte, maden ruhsatını işte efendim Başbakanlık mı veriyor?" Arkadaşlar, bunlar doğru değil, maden ruhsatını hangi kurumlarımızın verdiği çok ortadadır, bu konu da gereksiz bence, değerlendirmeleri doğru bulmuyorum. Bu konuda Enerji Bakanımız çok daha teferruatlı bilgi verebilir.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bunun genelgesi değiştirildi mi Sayın Bakanım?

İZZET ÇETİN (Ankara) - Doğru cevap vermiyorsunuz Sayın Bakan.

BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade edin lütfen.

Sayın Bakan, buyurun siz.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Yani, maden ruhsatını Maden Genel Müdürlüğümüz varken "Başka yer veriyor." denebilir mi ya, böyle bir şey ya?

VAHAP SEÇER (Mersin) - Hayır efendim, orada onlar veriyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Geçin ya, geçin ya.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - 17 Haziran 2012 ismini, tarihini söyledim.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Ruhsatı kimin vereceği belli.

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen çok ayıp yaptığınız ya. Gerçekten ayıp ya, müsaade edin.

Sayın Bakan, buyurun.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Yanlış bilgi bu, yanlış bilgi. Doğru bilgiyi versinler.

BAŞKAN - Yani, verilen bilgi ve cevap sizin istediğiniz gibi olmuyor diye böyle yapamazsınız.

İZZET ÇETİN (Ankara) -Yönetmelik var, yönetmelik; Başbakan veriyor.

BAŞKAN -Sayın Çetin, müsaade edin lütfen.

VAHAP SEÇER (Mersin) - Biz istediğimiz gibi cevap istemiyoruz, doğru cevap istiyoruz Sayın Bilgiç.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Başbakan vermiyor. Başbakanlık, bakınız, hangi konu olursa olsun herhangi bir kamu malının satışı, kiralanmasıyla ilgili izin veriyor. Müsaade eder misiniz. Bu belge, belki bir otokontrol sistemi kamu malının değerlendirilmesi konusunda tek elden bir bakış açısının sağlanması açısından doğrudur, yoksa ruhsatın kime verileceği konusu Başbakanlığı ilgilendiren bir konu değil. Hiç alakası yok yani.

VAHAP SEÇER (Mersin) - Niye o veriyor o zaman?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - 12 bin ruhsat niye bekledi orada demek ki yolsuzluk...

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen ya çok ayıp.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Havuzda rant sağlamak için böyle yapılıyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - O madende iki ay önce suda olumsuzluk olduğu bildirilmiş deniyor, bize Ermenek'teki madenle ilgili böyle bir bildirimin olmadığını ifade etmek istiyorum.

VAHAP SEÇER (Mersin) - Sayın Bilgiç, sizin de yaptığınız ayıp, bize söylemeyin.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - İntibak düzenlemesi 2000 öncesindeki bir düzenlemedir. Yani, bunu defalarca söyledik. Yaklaşık 2 milyon civarındaki emeklimizi ilgilendiren bir düzenlemeyi defalarca söyledik, Musa Bey bunu sizler de biliyorsunuz.

MUSA ÇAM (İzmir) -Ama, intibak yanlış hesaplamadan kaynaklanan...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - TKİ raporunu yazan denetçinin denetim ekibinden çıkarıldığı konusunda doğrusu ben bilgi sahibi değilim, ilgili arkadaşlardan bilgi almanız daha doğru olur. Yani, yine burada bazı madenlerin Bülent Bey ihalesiz yönetim kurulu kararı olmadan... Bu da bizim bilgimiz dâhilinde bir konu değil. Ben hiçbir şeyin hukuka aykırı yapıldığı inancı içerisinde değilim, bütün bu prosedürlerin ki ilgili arkadaşlar bunları sorarsanız gerekli cevapları vereceklerdir.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Cevap öyle geldi Sayın Bakan, bu cevaba göre söyledim ben onları.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Şimdi, "Tespitler doğru yapılmalı, çare bulmalıyız diyorsunuz, ölüm var." Aynen öyle. Bizim de şu andaki, aylardır bütün mücadelemiz bunların ortadan kalkmasıyla ilgili mücadeledir. Bu, Meclise gelen ve önce işverenin kayıplarını düzenlemeye dönük maddeye gerek olmadığını orada söyledik. Belki de mevcut sözleşme içerisinde verilebileceği ama önce işçinin alacağını aldıktan sonra diğer konuların gündeme gelmesinin doğru olacağını ifade ettik.

Taşeronlaşmanın devlete maliyeti daha yüksek dediniz. Aynen katılıyorum çünkü 761 bin civarında kamuda taşeron var, bu düzenleme buradaki aksaklıkları giderecek, belki de o seviyede bir çalışana ihtiyaç olmayacak, asıl kadrolarda meydana gelecek olan boşluklar doldurulacak şimdi ve hizmet alımında yapılacak eleman sayısı da belirlenecek; daha az sayıda, daha derli toplu, o sayıyı aşmayacak bir hizmet imkânı olacak.

MÜSLİM SARI (İstanbul) - Yani, taşeronun maliyeti daha mı yüksek Sayın Bakan?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Şimdi, ben geçmişle mukayese... Taşeron maliyeti değil. Taşeron sayısı bakımından 761 bin sayısına baktığınız zaman, geçmişte 400 bin işçiyle kamu hizmetleri görülürken şimdi taşeron artı kamuda 200 bin işçiyle baktığınız zaman, sayısal olarak...

MÜSLİM SARI (İstanbul) - Yani, yaygınlaşmasının maliyeti yüksek mi?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - ...bu sayının 400 binin yukarısına çekilmesi doğaldır.

(Oturum Başkanlığına Başkan Recai Berber geçti)

BAŞKAN - "Toplam maliyet olarak" diyor Sayın Bakan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - İhtiyaç olabilir ama burada disipline eden bir düzenlemeyi getirmemiz son derece isabetli olur.

İZZET ÇETİN (Ankara) -Sayın Bakanım, size bir bilgi vereyim bir cümle.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Başkan, böyle bir usul yok.

BAŞKAN - Sayın Çetin...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Eleştirilere yol açan 2012/15 sayılı genelgenin bir cümlesini okuyorum: "Kamu kurum ve kuruluşları (Belediyeler ve il özel idareleri hariç) ile sermayesinin yüzde 50'sinden fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait şirketlerin, kendi mülkiyetlerinde veya tasarruflarında bulunan taşınmazlarıyla ilgili olarak; kamu kurum ve kuruluşları, vakıf, dernek veya bunların şirketlerine, gerçek veya tüzel kişilere; satış, kira, irtifak, takas, tahsis, devir ve bunun gibi her türlü tasarrufa yönelik işlemleri için Başbakanlıktan izin alınacaktır." Başbakanlığının iznine bağlı, onu söylemeye çalışıyorum.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - İzin alınacak evet. "Ruhsat verilecek." demiyor, izin alınacak. Herhangi bir kurumdaki diyelim 25 metrekarelik, İzzet Bey, bir dükkân eğer varsa, kamu bunu kiraya verecekse Başbakanlık bunu belki de usulen imzayı atıp gönderiyor ve bu ilgili kurum tarafından ihale ediliyor, açık, şeffaf bir şekilde kiraya veriliyor.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - 1 santimetrekare dahi Başkanlıktan geçecek.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Yani, bunun ruhsat veriliyor gibi takdimi son derece yanlış. Başbakanlığın böyle bir şeyi söz konusu değil.

İZZET ÇETİN (Ankara) - 16 Haziran 2012...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Ya, bunu eleştirebilirsiniz, ayrı bir şey ama olan şeyi ben size söylüyorum, olan böyle.

BAŞKAN - Arkadaşlar, tamam İzzet Bey, tamam söylediniz, tamam.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Siz diyorsunuz ki: "Ruhsat veriliyor." Böyle bir şey söz konusu değil.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - 12 bin ruhsat...

BAŞKAN - Ruhsat anlamında değil zaten o.

Sayın Bakanım, buyurun siz.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Şimdi, asansör kazası ve... "İşte, medya şöyle yaptı." falan değil, bütün kazalarla ilgili bütün medyanın duyarlılığını ben gördüm; medyaya teşekkür ediyorum. Yani, bir ayrım falan kimse yapmadı, herkes bütün kazalara karşı son derece duyarlı davrandı.

Süleyman Bey işte "Kayıt dışı yüzde 42'ydi, yine de 42." dediniz. Hayır, kayıt dışı 52'ydi, 36 oldu. Yani, bu kadar bir gelişmeyi, bunu görmeniz gerekiyor.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Oradaki rakamlar öyle mi? Devletin rakamlarından bahsediyoruz, ben kendi kafamdan atmıyorum.

Yaşa takılanları söylemediniz, ben sordum kaç defa.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sayın Ayaydın, taşeron, kamulaştırma, bunlara cevap verdik.

İşçi haber veremiyor. Bu, doğru. Bakın, şunu söylemem gerekiyor: Ermenek'te özellikle bu 4 firmanın arasında gizli bir sözleşme olduğunu bizzat işçilerden tespit ettik ve son derece çirkin bir yaklaşım, bunun üzerine gidiyoruz. İşçilerin sorunlarını... Çünkü, biz ALO 170'den bunları takip ediyoruz, bize gelen her şikâyet hemen karşılığını buluyor. Bu, çok önemli. ALO 170'e gelen her şikâyet karşılığını buluyor fakat işçilerden baktık ki o bölgeden yoğun bir şikâyet yok. 180 kişi çalışıyor, bize gelen iş güvenliğiyle ilgili bir şikâyet yok. Bunun nedenini araştırdığımızda oradaki 4 şirket arasındaki bir gizli iş birliğinin getirmiş olduğu bir sıkıntılı durum var. Bunun aydınlatılması konusunda çalışmamızı yapıyoruz.

Bazıları mükerrer olduğu için giremiyorum.

Sayın Oral "Denetim yapılmadıysa neden görülmedi." diye sordu. Denetimlerde bir sıkıntı olmadığını söyledim, yoğun bir şekilde denetimler gerçekleştiriliyor.

Devlet Personel Başkanlığıyla ilgili 657 reformuyla ilgili evet, çalışmamız var, mutlaka reforme edilmeli, birkaç kez ben söyledim. 657 sayılı Yasa 657 kere değişmiş. Dolayısıyla, bu yasanın mutlaka reforme edilmesi gerekiyor. Faaliyet alanları tabii, Sayın Bakanım, tek düzey değil, birçok alanda faaliyetleri var Devlet Personelin. Çalışma Bakanlığına niye bağlandı? Toplu sözleşme kamu çalışanlarının bu yönüyle bir bağımız var, başka şeyler de ifade edilebilir.

Bu açığın, herhâlde sosyal güvenlik açığının projeksiyonuyla ilgili bir sorunuz vardı. Gayrisafi millî hasılaya oranı 2014'te 1,16...

SÜMER ORAL (Manisa) - Bütçe transferini sordum.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Bize "açığını" demiştiniz siz , öyle aldık notumuza.

SÜMER ORAL (Manisa) - "Bütçe transferi" demiştim.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Bütçe transferini yazılı olarak size takdim edelim o zaman.

Efendim, "Emekten yana mısınız, sermayeden yana mısın?" Hem emekten yanayız hem sermayeden yanayız. Bana göre, eski kalıplar bunlar. Efendim, "Emekten yanayız, sermaye olmasın mı?" anlamı çıkacak buradan. E, sermaye olmayınca emek nerede olacak?

ADNAN KESKİN (Denizli) - Ağırlık farkı var.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Tabii tabii.

BAŞKAN - Özgül ağırlık.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Şimdi, Çalışma Bakanlığının nerede olduğu bellidir, orada sorun yok fakat yani böyle bir kesin çizgi dönemi bitti. Artık o 20'nci yüzyıl kalıpları geride kaldı. Emek ve sermaye bir olmak durumundalar ve birbirine sahip çıkmak durumundalar, bunun başka çıkış yolu yok.

MUSA ÇAM (İzmir) - Nasıl olacak, emekle sermaye bir nasıl olacak?

ADNAN KESKİN (Denizli) -Bu yorumu ayrı bir fasılda çalışmak gerekir.

BAŞKAN - İzzet Bey'in sermayeden yana olduğu çıktı ortaya.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Uzun tartışılabilir ama net olarak söylüyorum yani bu derece işverenlerin tümünü de aynı kategoriye koymak son derece yanlış. Bu ülkede 160 milyar dolar ihracat gerçekleştirenler de bu işverenler. Bu ülkede başarılı üretim yapan da bu işverenler. Dolayısıyla, her kesimin içerisinde tasvip etmeyeceğimiz unsurlar nasıl var ise bu boyutuyla bakmak, bu sınırlarda kalmak doğru olandır, aksi takdirde biz müteşebbisimizin kolunu, ayağını kıracak olursak işçiyi ne yapacağız? Yani, bu da doğru değil.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Söylediniz...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sizin için söylemiyorum ama geneli itibarıyla yaklaşımımız bu dengeyi kurmamızdan geçiyor.

ADNAN KESKİN (Denizli) - O dengeyi kabul ediyoruz ama izin verin de sistemin verdiği... Bu gerçeği de konuşalım yani. Demin söylediğim...

SÜMER ORAL (Manisa) - Emek sömürüsü.

BAŞKAN -Arkadaşlar...

Sayın Bakanım, siz...

Onu tartışırsak...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sömürü boyutunu işleten kesimlerin karşısındayız. Ama, emek ve sermaye dayanışmasını da artık 20'nci yüzyıl kalıplarından çıkaralım.

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Bakan, 20'nci yüzyılı o kadar kötülemeyin.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) -"Gururlanma" diye Sayın Aytuğ Bey söylediler. Çalışma barışı, inanın, sağlıklı bir diyalog ortamı var bütün kesimlerle; bir.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sendikaları çok ezdiniz. Sizden olanlarla iyisiniz.

VAHAP SEÇER (Mersin) - Gıkı çıkmıyor.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Gıkı çıkan gidiyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - İkincisi: Toplu sözleşmeler de bence son derece düzeyli gidiyor, hiçbir dışlanma falan söz konusu değil. İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası önemli bir yasadır. Sağlık Uygulama Tebliği önemlidir. Sağlıkla ilgili değerlendirmeyi yaparken, mutlaka 77 milyona sağlık hizmeti sunulurken eksik olmaz mı? Bu işin içinde yanlışlar yok mu? Yanlış yapanlar yok mu? Suistimal edenler yok mu? Onlara karşı getirilen önlemler olmamalı mı? Mutlaka olmalı. Sağlığı bir bütün olarak değerlendirdiğiniz zaman, burada sağlık uygulama tebliğinin hiçbir ülkeyle mukayese edilmeyecek bir genişliği, bir büyük alanı içine aldığını görmemiz gerekiyor ve bu konuda... Üniversitelerde yaşanan tıbbi malzemeyle ilgili sorunları aşmak için gerekli çalışmalar şu anda devam ediyor, ayrıntılı bir şekilde bu konuya giremeyeceğim.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, toparlayabilirsek konuşmayı.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Biraz Sayın Başkanım, sorular da var.

Üniversite hastaneleri yapısal problemlerden dolayı örneğin, 36'ya varan ödeme süreci nedeniyle SUT fiyatlarından malzeme alamamaktadır. Bu sorunun çözümüyle ilgili üniversitelerin aldığı tıbbi malzemeleri SGK firmalarına direkt olarak ödeyecektir. Bu, son aşamaya gelmiş bulunuyor şu anda.

Koruyucu hekimlikle ilgili efendim, "Yalnız 2'nci ve 3'üncü basamaklara dönük bir çalışmanız var." şeklinde bir değerlendirme yapıldı. Ağırlıklı, Sağlık Bakanlığı bütçemiz görüşülürken orada dile gelecek ama... Koruyucu hekimlik ve aile hekimliği konusunda son derece önemli çalışmalar var. 4 milyara yakın bir bu konuda...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - ...maliyetin söz konusu olduğunu ifade etmek istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Bakanım...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Ben bir on dakikalık süre rica edeyim.

BAŞKAN - Bir beş dakika içinde toparlarsanız iyi olur Sayın Bakanım çünkü çok uzadı.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - İşte, az önce ifade ettim. Tedavi harcamaları 2007 yılında 10,2 milyar lira, özel hastanelere ödenen 2,3 milyar lira, bunun içindeki payı, 10 milyarın içindeki payı yüzde 22,5. Hani "Özel hastanelere fazla aktarılıyor." deniyor ya. 2013 yılında tedavi harcamaları 33,5 milyar, özel hastanelere giden ise 7,8, o da yüzde 23. Yani, böyle bir tablo söz konusu değil.

Aşkın Bey iş gücü piyasasıyla ilgili değerlendirmeler yaptı.

Şimdi, kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 30'larda Aşkın Bey. Erkeklerin iş gücüne katılımı ise yüzde 70'lerde. İkisinin ortalaması, ikisinin iş gücüne katılımı yüzde 50'ye çekiyor. Dolayısıyla, ortalamanın yüzde 50 olmasının kaynaklandığı noktayı biz biliyoruz, o açığı biliyoruz. Onun için ulusal istihdam stratejisinde de, o planda da kadın istihdamının yüzde 40'ların üzerine çıkarılmasıyla ilgili projelerimiz...

4/C'lilerle ilgili önemli mesafeler aldık. Yani, ücretlerine ciddi zam yapıldı. Bunların artık her yıl sözleşme durumu kalktı. Kadrolu diyebilirsiniz, emekli oluncaya kadar...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Kadroya alalım.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Kadrolu, kadrolu efendim 4/C'li... Ya, zaten emekli oluncaya kadar...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Öyle bir durum yok, yarattınız.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Bakınız...

BAŞKAN - Arkadaşlar, sadece statüsü farklı yoksa...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, emekli oluncaya kadar iş güvencesi var.

BAŞKAN - Evet.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Her devlet memuru da böyle zaten. Bir problem yok.

Destek primi keselim... Destek primi Türkiye'de genç emeklilik olduğu için ortaya çıkmış bir tablodur. Onun için şu an itibarıyla çok gündemimizde olan bir konu değildir. "Asgari ücretten biraz fazla geliri olan için sağlık durumu ne olacak?" deniyor. Ondan zaten biraz prim alıyoruz, 45 TL prim alıyoruz. En düşük primi aldığımızı ifade edeyim.

Sayın Günal, veri satışı... Kesinlikle kişisel veri verilmemiş olup, toplulaştırılmış veriler verilmiştir. Torba yasayla da netleştirilmiş ve kişisel veri kesinlikle verilmesi söz konusu değildir; bunu özellikle vurgulamak istiyorum.

Son bölümde ise: "Kazalar Batı'da yok." dedi Aşkın Bey. Kazalar yok, AB üyesi ülkelerin çoğu madenciliği terk etti. Hangi ülkeler? İşte, İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda gibi ülkeler bu işten çıktılar. Almanya 2018'de çıkmayı düşünüyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde 1 kazada 29 ölüm oluyor 2010 yılında. ABD, Almanya, Kanada'da tamamen mekanize bir şekilde üretim gerçekleştiriliyor. Bizim de şimdi bu sürece girmemiz gerekiyor ama şunu da bilmenizi istiyorum: Çin, Rusya, Hindistan ve Ukrayna'da ölümler devam ediyor. Mesela, Çin'de bir eyalette, 59 bin kişinin yaşadığı eyalette yılda 13 bin kişi maden kazasında hayatını kaybetmiş bulunuyor.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Eskisine göre Çin'de azaldı.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Hayır, işte 13 bin.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Türkiye'de çoğaldı bu sayı.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Neyse, o rakamları nereden çıkardınız 1,5 milyar nüfusun içerisinde onu bilemiyorum yani.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Biraz önce, inşaattan düşüp Kahramanmaraş'ta 1 kişi daha öldü.

BAŞKAN - Arkadaşlar, ya, lütfen yani yedi sekiz saattir tartışıyoruz...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Burada işsizlik sigortasıyla ilgili bir soru vardı. Kara yolları çalışanlarıyla ilgili...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yargı kararlarını ne yapacaksınız?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Evet, onu uygulayacağız bir şekilde. Şimdi uygulama noktasına geldik.

Bu işsizlik sigortasıyla ilgili, fon varlığıyla ilgili bir soru geldi. Yatırım araçlarına göre dağılımı nasıldır? Yüzde 9,42 mevduat, yüzde 1,47 kuponsuz tahvil, yüzde 89,11 kuponlu tahvil şeklinde özetleyebiliriz.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Tahvil, borç senedi...

BAŞKAN - Hazine, hazine senedi, hazine bonosu.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - İşsizlik Fonu'ndan yararlanmak kolaylaşıyor mu Sayın Bakan?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Bir diğer konu: İş güvenliği uzmanları acaba ücretlerini almazsa işverenden diye... Şimdi arkadaşlar, ben rica ediyorum bu konuyu...

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Biraz...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sayın Akçay, bir şey söylüyorum: İş güvenliği uzmanları denetçi değil, bütün yanlışımız zaten burada. Biz bunları müfettiş gibi görüyoruz. Bunlar müfettiş değil. Bakın...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, toparlarsanız...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Toparlıyorum.

Müfettiş değil, bunlar orada çalışan ve güvenlikten sorumlu elemanlar, o işin güvenliğinden. Hangi işveren o işin parçası olan birisinden güvensiz bir ortam oluştursun ister ama denetçi olsa dediğiniz doğru. Denetçi değil, orada güvenlikten sorumlu elemanlar. Teknik nezaretçi ve daimî nezaretçi Maden Kanunu çerçevesinde görev yapan arkadaşlar. Maden komisyonu raporunu değerlendirdiğimizi söyledik. Yasamıza kaynak teşkil eden unsurlardan bir tanesi gerek Devlet Denetleme Kurulunun gerek bu raporların olduğunu ifade ettim.

Burada çok uzunca sorularınız var, onlara giremiyorum.

Sayın Güneş...

ADNAN KESKİN (Denizli) - İhalelerle ilgili bir sorumuz vardı.

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - 2 milyon Suriyeli...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Diğer sorularınız da var Sayın Güneş var ama yazılı cevap vereyim. Suriyelilerle ilgili şu anda Göç İdaresinin çıkarmış olduğu bir yasa vardı, Göç İdaresi Yasası.

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Hazırlığı...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Hayır. O çerçevede bir yönetmelik çıkması gerekiyordu o da yayımlandı. Şimdi, bir Bakanlar Kurulu kararına ihtiyaç var. Bunlara geçici bir kimlik, tanımlama kimliği diyebileceğimiz bir kimlik verilecek ve bunların "açık iş" dediğimiz pozisyonlarda, mevcut açık iş pozisyonlarında da çalışan bizim işçilerin yüzde 10'unu aşmayacak şekilde çok ince, teknik bir çalışma yapıyoruz. Bugüne kadar gelen Suriyelilerle ilgili de ağırlıklı, şirket düzeyinde, işveren düzeyinde iş ortaklığı şeklinde ağırlıklı olarak pasaportlu olarak gelenler ve onlarla da bu şekilde iş gücü piyasasında veya üretim piyasasında bulunuyorlar ama henüz Suriyelilerle ilgili Bakanlar Kurulu kararı hazırlanmış değil. Bu hazırlanınca çok daha ayrıntılı bir şekilde bunu hem kamuoyuyla paylaşırız hem sizlerle paylaşırız.

MÜSLİM SARI (İstanbul) - "Açık iş" dediğiniz nedir Sayın Bakanım?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Şu anda işçi bulmakta, iş gücü temininde zorlanılan, bulunamayan illerimizde, bütün illerimize dönük açık işler var; oraya dönük bir çalışmadır. Mevcut iş gücümüzü, mevcut iş gücü talebine kendi ülke insanımızın vereceği cevabı etkilemeyecek bir çözüm arayışı içerisinde olduğumuzu belirtmek istiyorum.

Birçok başka soru da var, bunların cevaplanmadığını biliyorum ama bunların hepsine yazılı olarak cevap vereceğimi belirtiyorum.

Çok teşekkür ediyorum.