MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Komisyonumuzun üyesi Şerafettin Can Atalay hâlen tutuklu, cezaevinde. Komisyon çalışmalarına ve hâliyle Genel Kurul çalışmalarına katılamıyor tutuklu olduğu gerekçesiyle. Dün itibarıyla Yargıtay 3. Dairesi, avukatların yaptığı başvuruyla ilgili olarak "ret" kararı verdi. Tabii, yargı uygulamalarına müdahale edemeyiz ama eleştirme konusunda da bir engel yok.

HASAN BASRİ SÖNMEZ (Isparta) - Oylama falan yok herhâlde.

BAŞKAN DERYA YANIK - Oylama var aslında ama beş dakika... Geldi arkadaşlar, beş dakika... Çünkü önergeyi oylayıp ondan sonra kabul edip çıkacağız, hep beraber çıkacağız.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Yargıtayın 3. Dairesinin dün itibarıyla verdiği karar, Anayasa Mahkemesinin daha önce verdiği, yine bu Parlamentonun mensubu olan Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Leyla Güven kararlarında ortaya koyduğu gerekçelere aykırı. Anayasa Mahkemesi, o kararlarında çok açık bir biçimde daha önceki görüşlerinden ayrılarak Anayasa'nın 14'üncü maddesindeki sınırlamanın öngörülebilir ve belirli olmadığını, dolayısıyla yargı organlarının bunu inceleme ve öngörme noktasında bir tutum alamayacağını, yasama organının 14'üncü maddedeki durumlar başlığının ne anlama geldiğini daha belirgin bir hâle getirmesi noktasında bir tespit yaparak ihlal kararı vermişti, her iki dosyada da hem Gergerlioğlu'nun dokunulmazlığı konusunda hem de Leyla Güven'in dokunulmazlığı konusunda ihlal tespiti kararı vermişti. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi kararları hem bütün organlar bakımından hem devlet organları bakımından hem de yargı organları bakımından bağlayıcıdır. Her olay için ayrı bir karar vermesi gerekmez Anayasa Mahkemesinin, sonuçta aynı zamanda bir içtihat mahkemesidir. Sonuçta, içtihat oluşturmada önemli bir yargı kurumu olan Yargıtayın, Anayasa Mahkemesinin bu içtihatlarından ayrılarak Anayasa'nın 67'nci maddesindeki seçme ve seçilme hakkına, yine Anayasa'nın 83'üncü maddesindeki yasama dokunulmazlığına aykırı bir biçimde böyle bir tutum almasının ben insan hakları bakımından da ve bizim yürüttüğümüz yasama faaliyetleri bakımından da doğru olmadığını düşünüyorum. Şerafettin Can Atalay seçilmiş milletvekilidir, Yüksek Seçim Kurulu seçime girmesinde herhangi bir engelin olmadığını ortaya koymuştur. Dolayısıyla, yeri Parlamentodur, yeri bu bizim çalışma ortamımız olan İnsan Haklarını İnceleme Komisyonudur. Yargıtayın bu kararının doğru olmadığını bir kez daha kayıtlara geçmesi bakımından da buradan ifade ediyorum.