KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, çok değerli bürokrat arkadaşlarım, kıymetli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan sunumunda güzel bir çerçeve çizdi ama ben baştan yine en son söyleyeceğimi söyleyeyim. Hedefler, dilek ve temenniler güzel geliyor ama uygulamaya bir türlü geçmiyor. Yani arkadaşlar genel hatlarıyla bir şeyler söyleyecekler, söylediler ama işin esas noktasına gelelim. Sizin için burada konuşmanızın içinde değindiğiniz önemli bir kısım vardı. Tabii, baştan birtakım şeyleri anlattınız ama esas olan "Bakanlığın faaliyetleri" diye başladığınız kısım, dünya ekonomisi, Türkiye ekonomisi, onda zaten bütün bakanlarımız bir şekilde "fix" olmuş ve bize gelip onları anlatıyorlar. Biz öncelikle sizin Bakanlığınızın faaliyet alanındaki konulara yani 27'den, 26'dan sonraki slaytlara bakarak konuşmamız lazım.

Şöyle başlıyor: "Türkiye olarak üretim ve ihracatın ithalata bağımlılığını azaltmak." Güzel, dönüşüm planına da birinci madde olarak eylemlere koymuşsunuz. "Ülkemizdeki katma değeri ve teknoloji altyapısını yükseltmek zorundayız." Elhak, bunda katılmayacak hiçbir şeyimiz yok çünkü aynı şeyi biz de söylüyoruz ve de bu sene söylemiyoruz. On iki yıllık AKP iktidarının tamamında, milletvekiliyken de, ondan önce de söyledik. "Bu amaçla bir yandan üretim, ihracat ve yatırımları artırmaya dönük çalışmalarımızı sürdürüyor, politikaları oluşturuyor ve yürütüyoruz." Önceliklerinizi söylemişsiniz, onlara da itirazımız yok. Yani baştan tespit yaparak gidelim ki hani söylediklerimi yanlış değerlendirmeyin diye söylüyorum.

Şimdi "Yatırım ortamını hem iç hem dış yatırımcılar için iyileştirip nitelikli doğrudan yabancı yatırımlar çekmek." Bu nitelikli dediğiniz ne? Fiziki sermaye yatırımı yani gelip bir yeri almasın, adam gibi yatırım yapsın değil mi? Yani nitelikli, doğrudan yatırımcı dediğimiz bu. Ben hâlâ soruyorum, defalarca Genel Kurulda da, burada da sordum: 2000 yılındaki bir otomotiv fabrikasının İzmir'deki yatırımından bu yana bana bir tane 1 milyarın üzerinde Türkiye'ye bir yabancı yatırım geldi mi diye bir söyleyin veya 700-800 milyonluk. Ben hatırlamıyorum. Hani birisi AVM aldı, birisi banka aldı, birisi bilmem ne aldı, o ayrı. Gelip fabrika kuran... Bir zannedersem Hyundai'ciler bir gelmişti, onlar da başka yere gitti. Böyle bir büyük çaplı bir şey...

Şimdi, biz yabancı sermaye deyince bunları anlıyoruz Sayın Bakanım. Aynı şeyi söylüyoruz ama yapalım artık yani. Hâlâ söylemeyelim. Aradan bu kadar zaman geçmiş yani daha fazla katma değer yaratıp... Nasıl yaratacağız? Sadece tüketim ekonomisiyle, sadece inşaat ekonomisiyle nereden katma değer yaratacağız? Sayın Babacan söyleyince de bazı arkadaşlarımız kızıyor. İşte, öyle dedi, böyle dedi, biri frenci, biri gazcı oldu... E doğruyu söylüyor. Bu yapı sürdürülemez. Biz de söylüyoruz. O daha utangaç söylüyor, biz daha bağırarak söylüyoruz. Şimdi, bu şekliyle ithalata bağımlılığı azaltmak mümkün mü? Ne güzel "girdi tedarik sistemi" dediniz, siz de Komisyonda üyeydiniz, siz de şahitsiniz. Sayın Zafer Çağlayan'a kaç defa söyledik, "Çağır bize anlat, bunları yap, seni tebrik edelim, alnından öpelim" demedik mi? Dedik. O bitti, siz geldiniz, Hükûmet hâlâ yeni program açıklıyor, yeni hedef açıklıyor, gene "Girdi tedarik sistemini güncelleyeceğiz."

Şimdi, isterseniz ne söylemeye çalıştığımı daha net bir şekilde buradan size söyleyeyim. Birinci şey "Program koordinatörü Ekonomi Bakanlığı, ithalata olan bağımlılığın azaltılması..." Baştan söyleyeyim, biz bunu çıkaralı ne kadar oldu Kalkınma Bakanlığı... Bir buçuk sene oldu mu arkadaşlar? Nerede Kalkınmacılar gitti mi? Ekonomi gelince Kalkınmacıların hepsi gitmiş herhâlde. Yani kalkınma planını ne zaman çıkardık? Söylediğiniz 9 madde, artı 8, artı 8 tamamı kalkınma planında yer alan, kalkınma planından önce özel ihtisas komisyonu raporlarından süzülerek gelen beş yıldır çalışılan konular. Hâlen daha "Eylem planı çıkaracağız." diyorsunuz. Ben şaşırıyorum o zaman Sayın Bakan. Yani söylenenlerin çoğuna katılıyorum ama hâlen daha "Yapacağız, edeceğiz, yapılması lazım." gibi bir şey...

Şimdi, bakın, başını beraber okuyalım, ne dediğimi tespit edelim: "Programın amacı ve kapsamı diye ithalata olan bağımlılığın azaltılması." Programın eylem planı birinci cümleden başlıyor. İşte "Artan sermaye girişi, TL'nin güçlenmesi -bilmem ne, hepsini söylemişsiniz- yurt içi ara malları üretimi aleyhine bir ortam oluşturmuştur." Peki, ne zaman oldu bunlar Sayın Bakanım? Yani bu da mı 2002'den önce oldu? Bunların tamamı... Bunların önlemini alalım dedik. Rüzgâr arkamızdan eserken ikinci yarıya gelmeden yapısal önlemleri alalım diye defalarca söyledik. Burada da dedik ki gelin -ki yeniden söylüyoruz, şu anda da söylüyoruz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, yapıcı, yol gösterici muhalefet anlayışı çerçevesinde- geciktiniz ama elhak söyledikleriniz doğrudur. Bu programda olanların çoğuna, hepsine neredeyse imzamızı atarız, ya gelin de sanal kısır çekişmelerle uğraşmayalım, bu yapısal önlemleri alalım, gerekirse bir ekonomik uzlaşma kurulu kurun, İç Tüzük gibi, Anayasa gibi bir komisyon kurun, hepimiz gidelim, çıkacaksa, işte, Borçlar Kanunu gibi, Ticaret Kanunu gibi oturalım, bir ayın içinde hepsini çıkaralım. Ama bir türlü bunlara sıra gelmiyor. Lüzumsuz birtakım işlerle, siyasi müzakerelerle, süreçlerle Meclisin bütün gündemi maalesef yoğunlaşıyor. Diyorsunuz ki: "Tespiti yaptıktan sonra bu çerçevede yurt içinde üretilen ürünlerin standart ve kaliteleriyle teknolojik kapasitelerinin yükseltilmesinin desteklenmesi." Çok doğru. "Ara mallarında kullanılanlar arasında bilgi ve farkındalık düzeyi artırılsın, kamu alımlarında yurt içinde üretilen ve yerli girdilerde kullanılan nihai ürünler..." Çok güzel, hem savunma sanayisinde hem normal sanayide söyledik. Yüksek teknoloji tabanı nasıl yapacağız gerekli AR-GE'yi yapmadan, gerekli desteği yapmadan? Sadece müteahhitlere arsa, arazi rantı çıkararak, sadece Bakanlık aracılığıyla veya kurumlar aracılığıyla imar planı tadilatı yaparak bir yere kadar yapabilirsiniz. Kısmen büyümüş gibi görünürsünüz, sonra da hepiniz dersiniz: "Ya biz bu işsizliği niye düşüremiyoruz?" E düşmez. İstihdam yaratan alanlarda yeni yatırım yapmıyorsunuz ki. Demin dediğiniz gibi sizin yani girdi tedarik sistemini koyup dışarıdan söylediğiniz anlamda herkes diyordu: "Kur yükselmesin, böyle iyi." diyordu o zaman birkaç arkadaşımız hariç. Şimdi, kısmen sağlanan kurdaki bizim irademiz dışında yükselmeden kaynaklanan, talepteki daralmadan kaynaklanan ithalat azalması, bunun getirdiği şey bize yapısal olarak çözmeyecek ki. Kısmen de enerjide dışa bağımlılığımızdan kaynaklanan enerji fiyatlarında düşüş... "Oh rahatladık seçim öncesi." derseniz çok daha ağır fatura öderiz. Bize hâlâ geleceğe ilişkin eylem planları çıkarıyorsunuz, ben ona şaşırıyorum hakikaten.

Şimdi, bak, bir tanesine bakalım, sırayla maddelere bakalım. Daha 1'incisi: "Girdi tedarik sistemi (GİTES) gerçekleşme raporu hazırlanacak..." Bir daha üstüne basarak söylüyorum, duymayanlara...

MÜSLİM SARI (İstanbul) - Gelecek zaman mı?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - "Ve eylem planı -parantez içinde- 2013-2015 tamamlanmasını müteakip ülkemiz ihtiyaçlarına bağlı olarak güncellenecektir." Önce tamamlanacak. Ne? 2013-2015 GİTES Eylem Planı. Ya söylemeye çalıştığımın özü burada yazıyor. Bütün söylediklerim bu işte. Bir Turizm Eylem Planı çıkardık, 2007-2013; 2013 geldi hâlâ 1'inci maddesindeki kanunu çıkaramadık. Geldi 2015; Bakan gitti, yeni Bakan geldi; hâlâ yok. Bakın, yani "Tamamına katılıyorum, getirin şu kanunu bir çıkarın, ondan sonra düzeltiriz." dedim, vallahi, bakan gitti -beş sene söyledik- yeni Bakan geldi, hâlâ... O da ortada yok, geziyor hâlâ daha bilmiyorum nerelerde geziyorsa. Turizmle ilgili ortada yok ortada yok derken, geziyor da yani sektörün olduğu yerlere uğramıyor.

Şunu söylemeye çalışıyorum: Bunları bir an önce yapalım, aksi takdirde... İşte, "Madenciliği yurt dışına çıkaracağız." diyorsun, Enerji Bakanına da söyleyeceğiz ama yahu, yurt içindekini bir çözelim, düzenlemesini bir yapalım, kendi madenlerimizi adam gibi işletelim uluslararası standartta. Demin Sayın Güneş'ti galiba, "Sigorta şirketleri 2 ülkeden kaçıyor sigorta için, birisi Türkiye." dedi, yani madenleri sigortalama anlamında. O standarda bir madenciliğimizi çıkaralım da yurt dışında arayalım.

"Rüzgâr enerjisi" demişsiniz, "yerli enerji" demişsiniz; bunlar güzel. Jeotermal... Ne yapacağız? "Makinesini üreteceğiz." İyi de kardeşim, bunların ruhsatlarında sorunumuz var. Adam "Kendi enerjimi üreteyim." diyor, ona müsaade etmiyoruz, bir şey çıkarıyoruz sürekli.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Tamam, denetlenecek, düzenlenecek ama bunu da çözmemiz lazım. Enerjinin üretim potansiyelini artırmadan sadece makinesini artırarak bağımlılığı azaltma şansımız yok.

Tabii, çok konu var ama birazdan Sayın Başkan diyecek "Süren doluyor." diye. Yani bunları bir yapmamız lazım.

(Oturum Başkanlığına Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç geçti)

BAŞKAN - Doldu ama ek süre verdim ben.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Tamamlıyorum Başkanım, merak etme ama Sayın Bakana bitmeden -belki arada unuturum- bir şeyler söylemek istiyorum müsaade edersen, bir soruyla da karışık olsun. Yani ihtiyaç, kesersen sorularda biraz daha uzun sormak zorunda kalırım.

Sayın Bakanım, 21 Haziran 2014 tarihinde Almanya'da Ekonomi Bakanlığı yetkililerinin de katıldığı bir Türkiye Yatırım Ortamı -bu deminki söylediğiniz anlamda- Semineri gerçekleşmiş. Burada da tabii, belli STK'larla yapmışsınız. Tabii ki bu toplantıya gitmeden Dışişleriyle de arkadaşlarımız görüşmüştür, bürokrasinin genel şeyini biliyoruz ama bir ek bilgi veya eğer bir yanlışlık varsa düzeltmenizi isteyeceğim. Bu seminerin düzenleyicisi -haber olarak da "Güneydoğu'ya yatırım çağrısı" diye yer aldı- Avrupa Kürt İşverenler Derneği. Olabilir, arkadaşlar sizi çağırır, bütün ülkelerde yaptığınız gibi yaparsınız ama bize gelen bu bilgiler de bunun daha önceki KARSAZ deneyiminin arkasından gelen yeni bir şey olduğu ve bunun yöneticilerinin de yine devletin başka birimleri tarafından tehlikeli listede göründüğünü de dikkatinize sunmak istiyorum. Yatırımı çekin de yatırımı çekerken müzakere süreciyle ilgili bütün arkadaşlarımız gelecek, yatırımı her yere yapacaksınız... İçeriğine değil, düzenleyen kişinin niteliğine itiraz ediyorum. Burada gerekli bilgiler var, zaman almamak açısından söylüyorum çünkü burada birçok diğer terör örgütüyle ilgili bağlantılardan bahsediliyor. Eğer bunlar doğruysa, o zaman o şeylere giderken arkadaşlarımızın belki ilgili birimlerden biraz daha destek alması gerekir diye düşünüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ayrıntısını gerekirse size verir veya söylerim. Daha önceki, kara para aklamayla ilgili birtakım hususlarda, terörün finansmanıyla ilgili hususlarda kendisinin adının geçtiğini şimdilik söylemekle yetineyim. Eğer bu konularda hemen, artık bu dilek ve temennilerden vazgeçip -Sayın Başbakanın da endişe olarak, birinci cümlesi buydu konuşmaya başlarken- önlem almak istiyorsanız biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bunlarla ilgili somut önerilerin tamamına -içeriğini tabii tartışmak şartıyla- esas itibarıyla destek olmaya hazır olduğumuzu söylüyoruz. Artık bir an önce plandan vazgeçip eyleme geçelim diyor, bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.