KOMİSYON KONUŞMASI

ADALET KAYA (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız; hoş geldiniz, herkesi saygıyla selamlıyorum.

İki gündür muhalefet vekilleri ve bizler tarafından On İkinci Kalkınma Planı ve orta vadeli programdaki tutarsızlıklar detaylarıyla aktarıldı aslında. Ben şunu da ifade etmek istiyorum: Özellikle demokrasi ve özgürlükler bağlamında bu planın ve orta vadeli programın halkın sorunlarına yani gerçek sorunlarına yanıt olmayacağı da pek çok kişi tarafından ifade edildi.

Ben, bu planda kadınlar, gençler ve işte, toplumsal cinsiyet eşitliği yaklaşımını biraz değerlendirmek istiyorum. Bir de genel olarak Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız da dün ifade etti, özellikle büyük bir emek var içinde, sanırım bir yılı aşkın bir zamandır bir hazırlık süreci içerisindeler bürokratlar ve pek çok mekanizma kullanılmış, ihtisas komisyonları, vatandaş anketi vesaire ama ben sonuca yansıması açısından baktığımızda özellikle toplumun önceliklendirdiği sorunlar açısından çok da bu mekanizmaların yani o demokratik katılım konusunda harcanan çabanın bir sonuç doğurmadığını görüyorum çünkü mesela, şeyi merak ediyorum: Vatandaş anketine kadınlar hiç cevap vermemiş mi? Bu önemli bir soru benim için ya da ihtisas komisyonları kimlerle görüştü? Kadın örgütleri ya da gençliğin sorunlarını nasıl tespit ettiler? Bu açıdan sonuç çok elverişli değil. Çünkü şunu ifade etmek istiyorum: Kalkınma planları ve bütçeleme, özellikle toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için oluşturulan en önemli politika metinleridir. Bu bağlamda da toplumsal cinsiyete duyarlı bir planın, önümüzdeki beş yıl içerisinde hazırlanan her bütçede toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten bir yaklaşımı ortaya çıkarması gerekiyor. Zira, baktığımız zaman, bu planda özellikle kadınlar, gençler ve çocuklar bir birey olarak ele alınmamış yani sadece iktidarın güçlü aile miti içerisinde aile üyeleri olarak değerlendirilmişler. Bu çok önemli bir konu. Kadınlarla ilgili hedeflerin olduğu bölümün amacı "Ailede merkezî role sahip kadınların hak ettiği üstün kıymeti görmesi." diye başlıyor. Şunu belirtmek istiyorum: Ailesindeki rolünden bağımsız olarak bu toplumdaki her kadın, dünyadaki her kadın erkeklerle eşit haklara sahiptir ve buna sahip olmayı hak ediyor. Bu planda böyle ciddi, sorunlu bir yaklaşım var.

Bu konuyla ilgili, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünce yayınlanan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının "web" sayfasında yayınlanan "Kalkınma Planları Çerçevesinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Anlayışının Ekonomik, Toplumsal ve Siyasal Boyutları" isimli 2011'de hazırlanan tezden alıntı yapmak istiyorum: "Toplumsal cinsiyet eşitliği hedefinin plan, politika ve program hedefleriyle kaynaştırılması sürecinde 've kadınlar' diye eklemeler yaparak, kadınların var olan duruma eklemlenmesi değil, bizzat merkezî politikaların eşitlikçi bir yaklaşımla dönüştürülmesi gerekmektedir. Yani tek tek olguları düzeltmek yerine, eşitsizlik ve kadınlar için dezavantaj yaratan sistemlerin ve yapıların değiştirilmesi gerekmektedir." denmiş.

Tespitleri doğru ve yerinde buluyorum. 2011 yılında hazırlanan bu çalışmanın üzerinden on iki yıl geçmiş ve şimdi görüştüğümüz planla beraber üç yeni plan hazırlanmış ve bu öneriler dikkate alınmamış. "Neden dikkate alınmamış?" diye bakalım. Mesela, kadınlarla ilgili bölüm dışında "ve kadınlar" diye gerçekten bir bölüm var ve onun dışındaki hiçbir bölümde toplumsal cinsiyet eşitliği gözetilmemiş ve buna dair bir duyarlılık yok, yansımamış yani. Tarımla ilgili bölümde, mesela, tarım işçisi kadınların bu durumdan ya da sorunlardan nasıl etkilenebileceğine dair bir yaklaşım yok ya da dijitalleşmeyle ilgili bölümde. Yani 5 ana eksenin tamamında da kadın bakış açısının ve toplumsal cinsiyete duyarlı bir anlayışın yansıması gerekirdi.

Son olarak şeyi söylemek istiyorum: Neden kadınlarla ilgili... Mesela ankette "Kadınlarla görüşülmüş mü ya da kadınlar yapmış mı?" diye soru sordum. Bunun en önemli sebebi; ya, biz de mesela sokakta ya da seçim bölgemizde kadınlarla, bireylerle, pek çok kişiyle görüşüyoruz. Mesela, kadınların toplumun sorunları olarak önceliklendirdiği sorunlar, güçlü bir aile değil. Yani hiçbir kadın bize aileyle ilgili bir beklenti içerisinde ya da daha güçlü olması yönünde bir talepte bulunmuyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - İlave sürenizi veriyorum.

ADALET KAYA (Diyarbakır) - Evet, lütfen.

Bu anlamda bunu ifade etmiştim.

Son olarak şunu söylemek istiyorum: Kadınlarla ilgili, özellikle hedefler konusunda, "Kadınların karar alma mekanizmalarına ve temsil süreçlerine eşit katılımı hakkında, eşitliği sağlamak için kota getirilebilir." diyor. 2028 hedeflerine bakıyoruz, kadın belediye başkanı oranının yüzde 2'den yalnızca yüzde 5'e çıkarmayı hedefliyorsunuz. Ya, bu çok komik bir rakam. Kadın temsilini artırmanın daha hızlı bir yolu var; kayyumları çekerseniz bu kendiliğinden yüzde 10'a çıkacaktır zaten. Çünkü bizim eş başkanlık ve eşit temsiliyet sistemimiz bunu yeterince sağlıyor. Ancak iktidar, belediyelerde uyguladığımız eş başkanlık sistemini kayyum atamaya bahane yapıyor. Bu nedenle, bu çok önemli bir mesele yani yüzde 2'den yüzde 5'e çıkarma hedefi, durup düşünülmesi gereken bir hedef.

Yine, Parlamentodaki oran yüzde 19'dan yüzde 25 olarak hedeflenmiş, 2028 yılına dair hedef bu. Bugün zaten var olan yüzde 19 bile yine bizim aynı yaklaşımımızdan yani partimizin eşit temsiliyet yaklaşımından ve eş başkanlık sisteminden kaynaklanan bir orandır yani HEDEP'i çektiğiniz zaman geriye bu oran kalmıyor zaten. O yüzden yüzde 25 de düşünülmesi gereken bir hedef yani özellikle eşit temsiliyeti esas aldığımızda yani kotayla vesaireyle olmayacak bir mesele bu. "Sistemsel bir şekilde birtakım dönüşümlere ve reformlara ihtiyaç var." demişti Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı ama bir adım ileriye götürmek istediğiniz her şey ne yazık ki "reform" adı altında yapılan bu tür yasal değişikliklerle iki adıma geriye götürülüyor diye bitireyim.