KOMİSYON KONUŞMASI

OĞUZ ÜÇÜNCÜ (İstanbul) - Vekilimin bırakmış olduğu noktadan, Türkiye'nin sürekli bir "gatekeeper" olarak algılanması yani sınırı tutması gereken bir ülke olmasından ziyade, aslında stratejik bir partner dünyaya açılma noktasında; Afrika'ya ki sahildeki sıkıntıları aşma noktasında yine kilit bir ülkeden, Türkiye'den bahsediyoruz. Rusya'nın işte savaşa angaje olduğu bu dönemde, Ukrayna'ya saldırdığı bir dönemde oluşan bir vakum var Türki Cumhuriyetlerde. Yine bu vakumun Türkiye tarafından doldurulacağını söyleyen yine Avrupa Birliği yetkililerinden hareketle yani biz, meseleyi sadece "gatekeeper" meselesine indirgersek yani işte "Gelmesinler aman bu ülkeden, işte gelmesinler..." türünden bir stratejiyle götürürsek eksik yaparız diye bir itirazda bulunmak istiyorum yani bizim, sizin de bahsettiğiniz çok boyutlu bir yaklaşımla aslında Avrupa'daki önemimizin anlaşılması gerektiğine ben şahsen inanıyorum. Sadece "grain deal" diye işte tahıl anlaşmasının öneminin daha iyi anlatılması gerektiğini, Türkiye'nin milyonlarca insanı açlıktan kurtardığının altının kalın kalın çizilmesi gerektiğini ve bizim inisiyatifimizde yeryüzündeki gelişmelere müspet manada katkı sağlandığını da bir değer olarak bu tartışmalarda kullanılması gerektiğini şahsen düşünüyorum. Yani sürekli sorunu olan, sürekli problemi olan, sürekli işte sıkıntı aşması gereken bir ülke imajından ziyade, götürdüğünüz gibi çok boyutlu, çok teklifleri olan, çok imkânlar sunan ve yeryüzündeki gelişmelere bir diyeceği olan bir ülke olarak algılanmasının da aynı zamanda bu süreci hızlandıracağına dair bir kanaatim var.

DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI MEHMET KEMAL BOZAY - Sayın Vekilim, burada beşli bir matris var; bu beşli matris şöyle: Bizim Avrupa Birliği nezdindeki girişimlerimizde de zaten bu alanda Avrupa Birliğindeki paydaşlar da görüyorlar. Bu beşli matris biraz "E=mc2" gibi bir şey; enerji, gıda, ulaşım, AR-GE ve inovasyon ve su. Şimdi bu beşli matris önümüzdeki küresel gelişmeleri belirleyecek ve bu beşli matriste de çok kuvvetliyiz ülke olarak.

Bir de dediğiniz gibi...

OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Diyarbakır) - Bir daha söyler misiniz.

DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI MEHMET KEMAL BOZAY - Enerji, tarım, su, ulaştırma ve AR-GE ve inovasyon; buluşçuluk. Yani bu beşli matrisi kurmaya çalışıyoruz. Şu andaki bizim stratejimiz, önce içeride bu standartları Avrupa Birliğinin... Avrupa Birliğine girmek demek Avrupa Birliği standartlarını tutuyor olmak. Bu standartlarda üretim yaptığımızda zaten bu bahsettiğim tıkanıklıktan "Nerede kalmıştık?" diye çıkacağız ve seçim belirleme yönünde daha ağırlıklı bir pozisyonda olacağız. "Gatekeeper" değil, terminal gibiyiz. Bugün, geçen haftaki rakamlara baktığımda İstanbul Havalimanı'ndan 320 bin kişi uçmuş, uçuş sayısı 1.600 ve orada bir vali var, valiyle konuşuyorum, diyor ki: "Benim daha önce 2 valiliğimden daha büyük bir yer." Amazon Tuzla'ya lojistik merkezini taşıyor çünkü yarın öbür gün milyarlarca avronun, doların harcandığı Ukrayna'da, Türkiye'nin merkez olarak yeniden imarda bulunacağını söylüyor. Moldova Genel Müdürümüzü gelecek hafta ya da ondan sonraki hafta Moldova'ya yolluyoruz. "Aday ülke olduk. Avrupa Birliği konusunda Avrupa'yla nasıl bu programları sizin kullandığınız gibi kullanabiliriz?" diye bizden tecrübe paylaşımı istiyorlar. Romanya, şu anda, Zonguldak üzerinden Ro-Ro seferi yapmak istiyor. Onun dışında, Litvanya'daki görüşmelerimizde, kendilerinin ürettiği çip merkezini Türkiye'de de İstanbul üzerinden "Acaba biz İstanbul'daki büyük şirketlerin temsilciliği üzerinden Irak'a, Azerbaycan'a nasıl ulaşırız?" diye bakıyorlar.

Bu sadece fiziki bir koridor değil, bağlantısallıkla fiber optik üzerinden de gittiğimiz bir koridor. İşte, dün değil, evvelsi gün Kazak Millî Günü'ydü. Kazak Büyükelçisiyle "Acaba çok fazla kişiyi ürkütmeden savaş sırasında meydana gelen boşluklarda Türkiye'yle nasıl yer alırız?" diyoruz. Avrupa Birliğinin "Doğu açılımı" olarak adlandırdığı açılımın temsilcileri sürekli bizde, ne yaptığımıza... Burada, tabii, rekabet de var böyle bir şey değil. Hani bir anda hızlı koştuğumuzda bir misina gerildiğini ve ona takılma ihtimali olduğunu da görüyoruz. Bunu yaparken de diğer muhterem vekilimin dediği gibi bütün çabamız Avrupa Birliğiyle uyumlaştırmada. Teknik olarak İGA'daki benzinin oktanının Avrupa Birliğinin koyacağı oktanla aynı olmasını sağlayarak uçuşlarımızı nasıl düzenleyeceğiz, ona bakıyoruz; bu konuda çok ciddi çalışıyoruz. Öbür taraftan, aşağıdan, yukarıdan, böyle Irak'ın Faw Limanı'ndan kurulması düşünülen demir yolunun Türkiye üzerinden geldiğinde nerelere gideceği ve bize Avrupa Birliği ülkelerinin sorduğu "Bu projede bizim yatırımcılarımız da olabilir mi, ne kadar içinde oluruz?" şeklinde. Bizim de şu andaki Avrupa Birliği ilişkilerini bir nevi yeniden imardaki önceliğimiz sakin adımlarla buralardan gitmek. Tabii ki Kıbrıs meselesi, orada taviz vermiyoruz. Pile'de 10 kilometre yolu uzatmak istedik, dört saatlik yolu kırk şeye; dünyanın olayı oldu ama ona da bir çözüm buluyoruz, onu da görüşüyoruz. Hani bizim bu yaptıklarımız, işin doğrusu; bizim devletimizin ağırlığı, özel sektörün ve kamunun iş birliği içinde akademiyle birleşerek bir müselles içinde gitmeye çalıştığımız bir matrisimiz var o beş şeyle birlikte.

OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Diyarbakır) - Kalesi hangisi diyorsun?

DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI MEHMET KEMAL BOZAY- Kalesi "ulaştırma" efendim.