KOMİSYON KONUŞMASI

BARIŞ KARADENİZ (Sinop) - Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliğine ben teşekkür ederim verdiği bilgilerden dolayı. Çok önemli, hassas konulara değindi, belki de sektörde konuşulamayacak kadar açık yüreklilikle her şeyi anlattılar. Onun için bir teşekkür etmek istedim.

Bu VHS hastalığıyla ilgili bir bilgi vermek istiyorum. VHS hastalığı ihbarı mecbur hastalıklardan biridir yani bu hastalık tesiste görüldüğü an ihbar edilmesi gerekir. ELISA ya da PCR yöntemiyle tespit edilir ve yüzde 90 balığın ölümüne sebebiyet verir. İnsan sağlığına zararı yoktur ama diğer balıklara bulaşma özelliği olduğu için sektörü tamamen bitirme noktasına getirmiş olabilir. En çok Fransa'dan gelen yavrularda son zamanlarda görüldüğü için Fransa yavruları Türkiye'de bu hastalığı yaymış olabilir. Ayrıca, balığın gramajına göre, işte 1 gram, 3 gram, 5 gram, 10 gram fark etmiyor yani her dönemde görülme ihtimali olan hastalıklardan biri. Bunun bilinen bir tedavisi de net bir şekilde aslında yok ama nadasa bırakma yöntemi önemli. Bir de şöyle söyleyeyim: Yani bu, teşhis edildiği an tesislerin kapanmasını gerektiren bir hastalık; yanlışsam düzeltebilirsiniz.

SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLERİ ÜRETİCİ MERKEZ BİRLİĞİ TRABZON TEMSİLCİSİ ZEKİ ŞEREMET - Doğru, doğru.

BARIŞ KARADENİZ (Sinop) - Bu yüzden kimse bu teşhisi yaptırmak da istemiyor. Tabii, bununla ilgili bir aşı var dünyada ama aşı için bir teşhis söz konusu olması lazım. Bu teşhis söz konusu olduğu zaman da acil kodla getirme durumu var yani ülkeye yayılmamasıyla alakalı. Herhangi bir girişim yok çünkü bir tesisin kapatılması yüklenici firma tarafından ciddi maliyetler doğurduğundan, belki bununla ilgili bir çalışma yapılıp Bakanlığın acil bir önlem alması gerekir.

Evet, Zeki Bey'e gıda kontrolüyle ilgili katılıyorum yani Türkiye'de bu gıda kontrol işi çok iyi ilerlemiyor. Allah'tan ihracatımız oluştu dış piyasaya. İhracattan dolayı dış piyasa, alıcı firmalar bizim işlemesinden tutun yemine kadar bakar oldular ki o iç piyasaya giden kısım hariç, dış piyasaya ihracat yapılan kısımlar gayet normal.

SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLERİ ÜRETİCİ MERKEZ BİRLİĞİ TRABZON TEMSİLCİSİ ZEKİ ŞEREMET - Onlarda da sıkıntılar var ama.

BARIŞ KARADENİZ (Sinop) - Var ama bir de şimdi, Türkiye'de genle ilgili bir çalışma olmadığı için... Sizin ürettiğiniz yerli alabalık denilen şey, somon denilen şey aslında bir alabalık, alabalığın Türk zekâsıyla genişletilmiş hâli.

SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLERİ ÜRETİCİ MERKEZ BİRLİĞİ TRABZON TEMSİLCİSİ ZEKİ ŞEREMET - Kuzey Amerika menşeli.

BARIŞ KARADENİZ (Sinop) - Menşesi o ama Türkiye'de sonuçta somonla ilgili bir çalışma yapıldı ama bununla ilgili bir gen çalışması olmadığı için biz Fransız, Norveç, Amerika, oradan buradan yavruları alıp bu yavruları piyasaya sürüyoruz. Aslında, Türkiye'de üretilen balıklardan daha çok kanserojen içeriyor, o pigmentle oynayan maddeler kullanıldığı için kanserojen içeriyor ama adamlar genlerini saklayıp bizim ülkeye piyasaya sürdükleri için bu menşeyi kendisi yaratamıyor.

SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLERİ ÜRETİCİ MERKEZ BİRLİĞİ TRABZON TEMSİLCİSİ ZEKİ ŞEREMET - Söz alayım Sayın Vekilim.

BAŞKAN İSMAİL EMRAH KARAYEL - Bir saniye... Şöyle: Bütün milletvekillerimizden dinleyeceğiz, siz notlarınızı alın, en son... Hem karşılıklı konuşma olmuş olmasın hem mükerrer şeyleri engellemiş oluruz.

Buyurun Barış Bey.

BARIŞ KARADENİZ (Sinop) - Yani süreç hızlı ilerliyor. Eğer gerçekten bu VHS hastalığı denildiği gibi varsa bir an önce müdahale edilmesi lazım çünkü diğer balık sürülerine de sirayet ediyor.

Muhammed Başkanın dediği... Bu işi yapan küçük ölçekli firmalardan, yanılmıyorsam, Milas'ta 130 tane vardı, şimdi yapan anca 20-30 tane kaldı.

SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLERİ ÜRETİCİ MERKEZ BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ MUHAMMED TOĞUÇ - Hemen hemen 60-80 civarında.

BARIŞ KARADENİZ (Sinop) - 60-80 yani bu firmaların yok olma sebepleri; bir, artezyenden tuzlu su çıkan bir yerde bu üreticilerin fazla değer görmemesi ve enerji maliyetlerinin, özellikle yem maliyetlerinin yüksek olması sonucu borçlanarak üretim yaptıkları için en ufacık bir hatada yem fabrikalarının ya da işte Ziraat Bankasından çektikleri kredilerin esiri olarak firmalarını kapatmak zorunda kalmışlar ve çok borçlanmışlar. Bununla ilgili, bölgeyle ilgili bir çalışma yapılması, küçük üreticiye destek sadece maddi yönden değil, el yordamıyla değil, teknik anlamda da bunun biraz daha bilimsel bir alana dökülmesi ve çalışmaların daha kapsamlı olması lazım.

Sayın Komisyon üyelerimiz, bir de balık üretilen yerlerde mutlaka bir hal olması lazım. Şimdi, o bölgede biliyorum ki balık hali olmadığı için balıklar hale satılıyor; kendi üreticisi -atıyorum rakamları- 100 liraya satıyorsa tekrar kendi bölgesine gelene kadar balık 200 lira oluyor yani bu da ülke ekonomisine ciddi zararlar veriyor.

Ben fazla konuşmayayım çünkü arkadaşlar da konuşacak. Verdiğiniz bilgiler için ayrıca tekrar teşekkür ederim.