KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET BARAN YAZGAN (Edirne) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, kıymetli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce cumhuriyetimizin 100'üncü yılını kutluyor, başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere cumhuriyetimiz için canını vermekten dahi çekinmemiş tüm kahramanlarımızı saygı ve minnetle bir kez daha anıyorum.

(Uğultular)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri, değerli bürokrat arkadaşlar; sükûneti tesis edebilir miyiz.

AHMET BARAN YAZGAN (Edirne) - Gönül isterdi ki iktidarınız 100'üncü yıla yaraşır bir coşkuyla günler, haftalar süren etkinlikler düzenlesin. Ancak üzülerek görüyoruz ki iktidar kanadında cumhuriyet kutlamalarına dönük olarak âdeta bir gönülsüzlük hâkim.

Değerli hazırun, Türkiye Büyük Millet Meclisi 2024 yılı bütçesini görüşmek ve bence daha da önemlisi yasama ve denetim faaliyetleri işleyişinde yaşanan aksaklıkları görüşmek ve değerlendirmek üzere toplandık. Milletin verdiği vekâlet görevini yerine getirmek üzere yine milletin oylarıyla seçilmiş milletvekilleri olarak vatandaşlarımızın sorun ve taleplerini iletmek için buradayız fakat 28'inci Döneme haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulan Can Atalay olmadan başladık. Bakın, kararın hükmü kısmında Anayasa Mahkemesi açıkça "tahliyenin sağlanması" ve "yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi" ifadelerini kullanmış. Bu durumda 13. Ağır Ceza Mahkemesinin Anayasa Mahkemesi kararına uymak dışında bir seçeneği kalmamıştır. Anayasa gereği millet adına yargılama yapması gereken mahkeme, umarım AKP yargısı olarak değil, milletin yargısı olarak görevini yerine getirir. Çünkü Anayasa Mahkemesinin verdiği hak ihlali kararına rağmen Can Atalay'ın hâlen milletvekilliğine başlayamamış olması Meclisin hakkına ve hukukuna halel getirmektedir, aynı zamanda Meclis Başkanlığını da güçsüz göstermektedir. Can Atalay'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları doğrultusunda, seçmenlerin iradesi doğrultusunda yasama görevini yerine getirmesi demokratik hukuk devletinin gereğidir.

Maalesef, yüce Meclisimizin işleyişine dair tek sorun yasama dokunulmazlığına yönelik ihlallerden oluşmamaktadır. Anayasa'mızın 98'inci maddesine göre Türkiye Büyük Millet Meclisi Meclis araştırması, genel görüşme, Meclis soruşturması ve yazılı soru yollarıyla bilgi edinme, denetleme yetkisini kullanır. Yazılı olarak en geç on beş gün içerisinde cevaplanmak üzere, milletvekillerinin yazılı sorularına cevap verilir. Anayasa hükmü gayet açık ve yürütme üzerinde bağlayıcıyken bilgi edinme faaliyetleri kapsamında verdiğimiz soru önergeleri ilgili bakanlarca görmezden geliniyor. Şöyle ki: 28'inci Dönemde verilen 5.518 önergenin sadece 1.540 tanesi cevaplanmış yani verdiğimiz soru önergelerinin sadece yüzde 27,91'ine tekabül etmektedir. 3 Bakan -ki bunlar diğer hatiplerin de belirttiği üzere Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ve Kültür ve Turizm Bakanı- kendilerine iletilen 1.762 yazılı soru önergesinin hiçbirine zamanında cevap vermemişler. Ha, tabii, şimdi, hakkını da yemeyelim İçişleri Bakanımız Sayın Yerlikaya 719 önergeden sadece 1'ine süresi geçtikten sonra da olsa lütfedip cevap vermiştir.

Bu meselenin nicelik boyutu, bir de nitelik boyutu var. Sorularımıza aldığımız cevapların büyük bir çoğunluğunda geçiştirme ve muğlak ifadeler bulunmaktadır. Zaten Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi dediğiniz tek adam rejimiyle, Meclisin yürütme karşısında denetim ve bilgi edinme faaliyetleri tek tek budanmıştı. Şimdi, geldiğimiz bu noktadaysa Meclisin bu alandaki yetkileri yürütme tarafından fiilî olarak yok sayılmaktadır. Gelin, Başkanlık Divanı veya her partinin temsilci verdiği bir heyetle, tek adam rejimi altında kaybedilen yasama saygınlığını korumak için bir heyet oluşturalım. Gerekirse bakanlarla tek tek görüşüp millet adına yaptığımız bu denetim faaliyetlerinin işlevselliğini geri kazandırın.

Anayasal bir kurum olan Sayıştay, denetimlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi adına yapar. Sayıştay raporlarına baktığımızda, neredeyse her bakanlık ve kurum raporunda Sayıştayın denetim bulgularının yer aldığını da görüyoruz. Bu noktada, Sayıştay denetçilerimizin görevini layıkıyla yerine getirdiğini söyleyebiliriz ancak üzücü olan şu ki çoğu raporda Sayıştay aynı eksikleri üst üste birkaç yıl boyunca dile getirmiş olsa da yürütme kanadında bu eksikleri düzeltmeye yönelik bir adım atılmıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yazgan, sözlerinizi toparlamanız için size bir dakika veriyorum.

AHMET BARAN YAZGAN (Edirne) - Teşekkür ederim.

Yine, az önce dile getirdim, heyet, Sayıştayın tespit ettiği bulguların, eksiklerin giderilmesi için etkin bir rol oynamalıdır ve gereği yapılmalıdır. Umarım, gelecek seneki bütçe konuşmamda bu talep ve eleştirilerimizin yerine getirildiğini görür ve size teşekkürlerimi de sunabilirim.

Sizleri saygıyla selamlıyorum, sağ olun.