BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Teşekkürler.

Ülkede hem milyarderlerin hem yoksulların arttığını hep beraber görüyoruz; sınıflar arası makas açılıyor, halk giderek yoksullaşıyor. Pazar artıkları, market çöpleriyle karnını doyurmaya çalışanların, çöplerden karton ve plastik toplayanların arttığı bir hayat yerine; AKP'lilerin, MHP'lilerin anlattığı; enflasyonun olmadığı, insanların hiçbir derdinin olmadığı, ekolojik katliamların yapılmadığı, savaşların olmadığı, kadınların ölmediği, herkesin sağlık haklarına ulaşabildiği; çocukların aç kalmadığı, hepsinin öğrenim hakkından yararlandığı; mülteciler üzerinden ticaret yapılmadığı o ülkeye ben de gitmek isterdim. Fakat katıldığım basın açıklamaları nedeniyle hakkımda açılmış 2911 davalarından kaynaklı yurt dışı yasağım var, gidemiyorum. Yasaklarım kalkarsa bu ülkeye hep beraber gitmeyi ve bunun nasıl mümkün olduğunu hep birlikte incelemeyi buraya öneriyorum.

Gelelim bizim hâlimize: Bir para yönetimi ancak bu kadar kötü olabilir, tabii ki emekçiler açısından; serveti olanların, bununla tasarrufta bulunabilme lüksü olanların açısından bakınca ise müthiş bir para yönetimi var, müthiş bir servet transferi var. Yoksulluk derinleşiyor, TL değer kaybediyor; üretim yok, tarım bitmiş, küçük toprak sahibi köylü hasat yapamıyor ama milyarderler artıyor, zenginler servetlerine servet katıyor.

KKM, kur korumalı mevduat yaratıcı bir yöntem. Kur korumalı mevduatla emekçilerden aldığınız doğrudan ve dolaylı vergileri servet sahiplerine aktardınız, onları abat ettiniz.

Orhan Yegin "Parası olandan 1 dolarını alıp 1 dolar verdik." diyor. Aralık 2021'de dolar 18 liraydı ve hiçbir banka böyle bir faiz vermiyordu fakat siz 18 lira yatırana 28 lira verdiniz. AKP'nin çok sevdiği ifadeyle "Dolarla mı harcıyoruz?" da dolarlı kur korumalı mevduatı savunuyorsunuz? Hadi "Doları alıp doları verdik." diyorsunuz, TL mevduatlardan kur korumalı mevduata geçenlere de aynısını yaptınız; bunun yükünü hazineye yıkıp emekçi halkın vergi yükünü artırdınız, dolarını alıp dolar verdikleriniz için de Merkez Bankasını boğdunuz. Bu yılın mayıs ayında kur korumalı mevduat 3 trilyonu aşmış ama bu arada dolar artmaya, TL değer kaybetmeye devam etti; kutlarız, başardınız, TL artık en az güvenilen para birimlerinden biri.

Kur korumalı mevduat uygulamasıyla öncelikle eşitlik ilkesi en bariz hâliyle ihlal edilmiş oluyor. Anayasa'daki eşitlik ilkesi hep lafügüzaftı; sağ olun, bunu en net siz ilan ettiniz; Özal, Demirel kıskanırdı vallahi sizi. Yine Anayasa'da "Vergi, kamu giderleri için alınır." diyor, onun da gerçeği ifade etmediğini çok güzel ortaya koydunuz; deprem vergileri duble yola gitmişti, belki üzerinden geçmiştir halk. Şimdi ise "Zamane Robin Hood'u böyle yapar." diyerek fakirden aldığınız vergiyi zengine veriyorsunuz.

Yurt Dışı Lisansüstü Öğrenim Bursluluk Programı'yla borçlandırılan ve sabit kur için dernek dahi kuran insanlara yapmadığınızı, sermaye sahiplerine yapıyorsunuz. "KKM'yle dolarizasyonu düşürdük." argümanıyla bunu savunabilir misiniz? Hayır. KKM'den çıkan her kuruş dolar, avro oluyor; siz ise hâlâ dolar garantili projelere devam ediyor, savunuyorsunuz; tam bir fiyasko ama emekçi halk için siz başarı hanenize yazıyorsunuz. Ücretli çalışandan maaşı yatarken doğrudan vergisini kesiyorsunuz; aldığı bir ekmekten, her lokmadan dolaylı vergi alıyorsunuz; 5'li çeteye, TÜSİAD'a, MÜSİAD'a yapmadığınız vergi indirimi, istisnası, affı kalmadı ama. Milyar dolarları bulan kazançlar vergilendirilmiyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerinden yola çıkarak hesaplandığında, son beş yılda, 2017-2022 arasında vergi aflarının sonucunda ortaya çıkan tahsilat oranları: 2017'de yüzde 5, 2018'de yüzde 9, 2019'da yüzde 10, 2020'de yüzde 9, 2021'de yüzde 15; son beş yılın vergi aflarının tahsilat ortalaması sadece yüzde 9,6.

6 Şubat depremleri sonrası televizyonlarda bağış şovu yapan şirketlerden o bağışlar alınabildi mi? Şüpheli. Ama daha bağış yapacaklarını söylediklerinde yüzde 100'e varan vergi indirimleri; örneğin, Cengiz Holdingin yatırımlarına uygulandı.

Cengiz, Limak, Kolin Holding, Kalyon grup, Makyol Grubu 2023'e kadar 128 kez vergi affından yararlanmışlar, en az 220 milyar dolarlık kamudan ihale almışlar. Hem deprem bölgesinde inşaat, vesaireyle ihaleler bu şirketlere verildi, bu ihalelerden elde ettikleri kazanç ise vergilendirilmeyecek, pratikte vergilendirilmeyecek çünkü bağış yapma beyanlarına istinaden vergi indirimleri yapıldı.

Şimdi "sermayenin iktidarı" dediğimizde alınıyorsunuz ama icraatlarınız ortada.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayın lütfen, buyurun.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Bu vergi afları, istisnaları, indirimleri tahminen 2024 yılının beklenen bütçe giderleri ile gelirleri arasındaki bütçe aleyhine açığa çıkan fark kadar. Bir örnek üzerine eğilmek istiyorum. Akbelen'den Cudi'ye bütün doğa talanlarının başaktörü Limak Holdingin 2019'a kadar ne kadar borcu silindi bilebiliyorduk, açıklanıyordu; 2019'dan bu yana ise toplam af, istisna, indirim açıklanmıyor, bilemiyoruz. Özellikle Kürt illerinde bütün doğa talanlarında başrol olan Limak Holdingin özel savaş yöntemi olarak bu doğa katliamlarında yer aldığını görüyoruz.

AKP iktidarı döneminde yandaş şirketler çok zenginleştiler. Bu zenginlik emekçilerden çalınanlardır. Sizin yaptığınız bütçe çocukları açlıktan öldürecek. Anaokullarındaki bir öğün yemeği kaldıranlardan biz açıkçası halk için, emekçiler için bir bütçe beklemiyoruz ve bu bütçeyi ancak halkın kendisinin yapacağını biliyoruz.

Teşekkürler.