KOMİSYON KONUŞMASI

SALİH KOCA (Eskişehir) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri; ben de hazıruna hayırlı akşamlar diliyorum.

Tabii, Türkiye ekonomisini değerlendirirken, özellikle AK PARTİ iktidarı döneminin on iki yıllık ekonomi politikalarını değerlendirirken dünyada neler olup bittiğine, komşularımızda, Avrupa'da, etrafımızda neler olup bittiğine bir bakmamız gerekiyor. Bu anlamda bu on iki yıllık süre içerisinde Orta Doğu'da sürekli sıkıntıların olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Yine, Avrupa'da ve Amerika'da ekonomik krizlerin olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Kısacası, Orta Doğu'da savaşların, karışıklıkların, problemlerin olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Avrupa'da işsizliklerin, işsizlik oranlarının arttığı, siyasi pozisyonların karışık olduğu -özellikle Orta Doğu açısından söylüyorum- bir dönemi yaşıyoruz ve bu dönemde, bu ortamda, bu pozisyonda Türkiye ekonomisini değerlendirmenin ve bu anlamda bakmanın çok daha doğru olacağına inanıyorum. Tüm bu sıkıntılar içerisinde yani etrafımızdaki tüm bu sıkıntılar içerisinde Türkiye ekonomisine bu dönemde baktığımızda, özellikle Türkiye ekonomisinin de 2002 yılında gerçekten çok zor durumda olduğunu biliyoruz. Yani işçisine, memuruna maaşları ödeyip ödememenin tartışıldığı bir dönemi yaşadık. Bankaların battığı, 30-35'e yakın bankanın battığı bir dönemi yaşayarak devraldığımız bir dönemden sonra ekonomiyi yönetmeye başladık. Bu on iki yıllık sürece baktığımızda, millî gelirimizin ciddi anlamda arttığını yani 230 milyar dolarlardan 800 milyar dolarlara çıktığını, yine bu ülkenin, bu Hükûmetin, bu iktidarın işçisini, memurunu, emeklisini hiçbir zaman enflasyona ezdirmediğini ve enflasyonun üzerinde zamlar verdiğini görüyoruz. Faiz oranlarını ciddi anlamda düşürdüğünü ve tek haneli rakamları, bu sıkıntılı ortamda tek haneli rakamlara faiz oranlarını indirdiğini görüyoruz. Nema ödemelerini, KEY önemelerini yine bu dönemde yapıp IMF'ye olan borcu sıfırladığımız bir dönemi yaşıyoruz. Yine, aynı şekilde intibak yasası, yıllardan beri konuşulan ama kimsenin çıkarmaya cesaret edemediği intibak yasasının çıkarıldığını ve bu intibak yasasının Maliyeye, Hazineye yüklemiş olduğu yükün karşılandığı bir dönemi yaşıyoruz. Avrupa Birliği kriterlerine baktığımızda, Avrupa ülkeleri arasında Maastricht kriterlerini yakalayan iki üç ülkeden biri olduğu bir ülkeyi bu dönemde inşallah yaşıyoruz ve inanıyorum ki yine bakanlık bütçelerimize baktığımızda özellikle sağlık alanında, eğitim alanında bakanlık bütçelerimizin ciddi anlamda arttığını ve her geçen gün bu bütçelerin artarak, bu yatırım bütçelerinin artarak devam ettiğini görüyoruz. Elbette, bu dönemde yapılan hizmetlere baktığımızda da duble yolların, şehir hastanelerinin, kampüs hastanelerin, okulların, toplu konutların, adalet saraylarının, vergi dairelerinin, yeni üniversitelerin ve havaalanlarının yapıldığını görüyoruz ve bunlar da elbette ekonomiyle oluyor, siyasi istikrarla oluyor ve bunlar da bu ekonomik kazanımlarla oluyor. Bu dönemde ilk defa kendi millî tankımızın, tüfeğimizin, helikopterimizin, savunma araçlarımızı yapan bir ülke konumuna geldiğimizi görüyoruz ve bunların da yine ekonomiyle olduğunu görüyoruz. Ben bu anlamda, elbette eksiklerimiz olabilir ama bu on iki yıllık süre içerisinde ülkeyi gerçekten bir noktadan çok daha iyi bir noktaya getiren bir ekonomi yönetimi olduğunu ve bu istikrar içerisinde Türkiye'nin kendi bölgesinde güvenli bir ekonomisiyle beraber güvenli bir ülke hâline geldiğini görüyorum.

Başta bakanımız olmak üzere, ekonomi yönetiminde emeği geçen tüm bakanlarımızı, iktidarımıza ve Hükûmetimize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.