KOMİSYON KONUŞMASI

MAHMUT RIDVAN NAZIRLI (Elâzığ) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Şimdi, tabii, bu Gazze konusuyla ilgili biz Mecliste özellikle muhalefet kanadından çok ağır eleştirilere maruz kalıyoruz. Acaba muhalefet böyle bir durumda nasıl bir tavır içerisinde olurdu? Çünkü geçtiğimiz gün İstanbul'da -biliyorsunuz- 1,5 milyon insanın katılımıyla bir miting gerçekleşti. Yani muhalefetin tutumu ne olurdu, eğer yetki burada olsaydı nasıl bir tavır içerisinde olurdu, çok merak ediyorum. Bunları da sizden dinlemek isterim işin açıkçası.

NAMIK TAN (İstanbul) - Ben, tabii, bir polemik başlatmak istemiyorum burada. Bizim tutumumuz belli, insani bir konuda, insanlığın ayaklar altına alındığı bir konuda farklı düşünce olabilir mi yani kimsenin arasında? Burada herhangi bir kişi çıkıp da aksini söyleyebilir mi ki CHP söylesin yahut muhalefet, ana muhalefet partisi söylesin? O konuda hiçbir tereddüdünüz olmasın. Biz elbette çok ciddi ölçüde karşıyız buna ve oradaki ezilen, her gün kıyıma uğrayan insanlara yardımcı olmak için bir yol arayışı içerisindeyiz biz de sizler gibi. Dolayısıyla oradaki tutumumuz budur.

Şunu söylemek isterim: Asuman Hanım'ın duygulanmasını anlıyorum, duygulanmamak elde de değil ama o zaman oradaki Büyükelçinizi orada tutmayacaksınız, eğer insan olarak görmüyorsanız siz o toplumu derhâl oradan Büyükelçinizi çekeceksiniz.

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - "Toplumu" değil de "devleti" demek istedim aslında.

Evet, orada iletişim kuracağımız insanları kastediyorum. Yani, tabii ki yardımla ilgili görüştüğünüz insanlar açıklamalarında "Bu bir savaştır, işte tabii ki yapacağız, çocukları da öldüreceğiz, hastaneleri de bombalayacağız, mülteci kamplarını da bombalayacağız." deyip bütün her şeyi kestirip atıyorsa insanlığın gerektirdiği... Ben onlar gibi söylemiyorum, onlar biliyorsunuz "İnsan görünümlü hayvanlar." dediler Filistinlilere, ben kimseye böyle bir şey söylemiyorum. Ben sadece insan olarak ikili görüşmede böyle bir şey talep ettiğiniz kesimden beklentinizin en azından bu şekilde bir söyleme sahip olmaması gerektiğini... Yani "Çocuklar tabii ki ölecek, bu savaştır." diyecek kadar ya da işte "Tabii ki gideceğiz, oraları tamamen temizleyeceğiz." diyecek kadar cesur, bu kadar pervasızca hareket eden insanlarla insani bir ilişki ya da böyle bir temasın -kendimce görüşüm- kurulamayacağını düşünüyorum çünkü zaten emin olun birçok kanaldan hem bizler hem diğer ülkeler çok fazla temas kurdular. Yani en başta yapmaları gereken ne? Bırakın yardımları, ateşkesin yapılması ya, kısa da olsa... Bunu Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres söyledi, adamı linç ettiler, neler yaptılar adama, hepimiz biliyoruz her yerde. Birleşmiş Milletlerden yardıma gidenleri, bir sürü insanı öldürdüler, gazetecileri öldürdüler, hatta Hristiyan kökenli "Şirin" isimli bir gazeteci için yapılan anıtı paramparça ettiler.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Asuman Hanım, devlet gündemine hâkim, devlet devlet gibi davranıyor, gerekenler yapılıyor. Bunu siyasi bir polemik hâline getirmeyeceğiz. Kararlılığımız bellidir.

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Ben kendi...

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sayın Büyükelçimiz, Sayın Bakan Yardımcımız ifade ettiler, insani koridorlar açık, yardım devam ediyor. Dolayısıyla bizim tabii ki o duygusal hezeyanlarımızı burada resmî bir söylem hâline getirip söylemek gibi bir durumumuz yok çünkü biz büyük bir devletiz, biz güçlü bir devletiz. Devletin en yetkili makamı zaten gerekli açıklamayı yaptı, dedi ki: "Bir örgüt gibi davranan var, bir de devlet gibi davranan var; biz devlet gibi davranan taraftayız." Yani Büyükelçiyi çekip çekmeme değil, duruşumuz bellidir. Sağ olsunlar Hariciyemiz de bu konuda elinden geleni yapıyor. İnsani koridor imkânı yakaladığımız an, bizim her türlü hazırlıklarımız yapılmış, gerekli katkıları yapıyoruz. Dolayısıyla uluslararası...

Bakın, yani ceza mahkemelerinin kayıtsız kaldığı bir meselede Birleşmiş Milletlerin uluslararası birtakım üst düzey kuruluşlarının dahi... Bugün Amerika'daki Kongrede de yine sadece bir slogan atıldı "..." Buna bile tahammül edilemeyen bir yapıda biz kendimize iğneyi tamam batıralım ama biz iğneyi de hak etmiyoruz Allah'a şükür. Biz geçmişte olduğu gibi hâlâ gündemine hâkim bir devlet geleneğiyle, refleksiyle hareket ediyoruz ve bugüne kadar yapılanlar takdire şayan şeyler. O kapı daha da çok açıldığı zaman daha fazla insani yardım gidecek kanaatindeyim.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Teşekkür ediyorum.

Sayın Nazırlı...

MAHMUT RIDVAN NAZIRLI (Elâzığ) - Efendim, çok kısa bir ekleme yapayım. Muhalefet yanlış anlamasın yani CHP'yi kastederek söylememiştim aslında bu konuyu ama Kamil Bey çok güzel ifade etti, biz devlet aklıyla bu konuyu, bu süreci iyi yürüttüğümüzü düşünüyoruz. Dün ya da ondan önceki gündü zannedersem, birkaç sefer de bu üst üste geldi yani muhalefetin AK PARTİ iktidarının Gazze'yle ilgili yirmi senedir, yirmi üç senedir hiçbir şey yapmadığı ve sadece söylemlerde kaldığı yönünde bir ithamı var. Biz de görüyoruz ki Dışişleri Bakanlığımız ve bütün milletvekillerimiz ve başta Cumhurbaşkanımız bu konuyla alakalı çok önemli bir gayret sarf ediyor. Bu konuyla ilgili işte sormak istediğim zaten oydu yani bunu "Hiçbir şey yapmıyor." olarak görmek doğru bir şey mi yoksa bu yapılanların dışında ayrıca muhalefetin "Ya, biz olsaydık şunu da yapardık..." Gerçekten merak ediyorum bu konuyu.