İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, Değerli Komisyon üyeleri, değerli vekiller ve değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, öncelikle, Cumhurbaşkanının seçim çalışmasında özellikle sahada söylediği bir cümle vardı: "Esnafın BAĞ-KUR'unu 7.200 güne düşüreceğiz." Acaba yine bu sözde mi kaldı, bir hikâye miydi bu; o zaman oy almak istenen bir iddia mıydı, merak ediyorum. Bununla ilgili inşallah en kısa zamanda esnafımızın BAĞ-KUR'unun 7.200 güne düştüğü günü görürüz.

Yine, aynı şekilde pandemi dedik, kriz dedik, derken sicil affıyla ilgili esnafımızın beklentisi var. Bu konuda sizden destek istiyoruz.

Şimdi, az önce değerli vekilimiz de ifade etti, ben tarımla ilgili sizi biraz sıkıştırmak istiyorum. Bakınız, 2018'den bu yana yaptığınız en büyük hatalardan bir tanesi tarımda hasat zamanında bir defa gümrükleri sıfırladınız, ondan sonra üretimin içine ettiniz kısacası. "Neden?" derseniz tam hasat döneminde ayçiçek, buğday, mısır, ne isterseniz hepsini bu ülkeye getirdiniz ve ülkeyi ithalat cenneti yaptınız. Şimdi, bu yıla bakıyorum, bir yerde çiftçi buğday biçmeye çalışıyor ama Tekirdağ Limanı'ndan da 26.500 tonluk 2 tane gemi mal boşaltmaya çalışıyor. Kim getirmiş, bilir misiniz? Yine devlet getiriyor, TMO getiriyor. Ya, hiç insaf yok mu? Siz Ticaret Bakanlığı olarak bunu görmüyor musunuz? Bakınız, geçmişte de yine bir hatanız oldu gittiniz, soğan depolarını bastınız Polatlı'da. Ya orada 3 bin, 4 bin dekar soğan eken çiftçi o soğanları nerede saklayacak? O soğuk hava depolarında saklayacak ama çok büyük bir iş yapmış gibi gittiniz, o soğan depolarını bastınız. Gene narenciyede ihracatın olduğu dönemde gittiniz, engelleme yaptınız, limon stokta kaldı. Aynı şekilde birçok ürün stokta kaldı patateste soğanda olduğu gibi. İç piyasayı kontrol edelim derken ama çiftçiyi maalesef topraktan uzaklaştırdınız.

Bakınız, buğdayda istediğimiz gibi fiyat verdi ama ithalat olduğu için fabrikacı alıma girmedi ve çiftçi yok pahasına ürünlerini sattı. Bakınız, ayçiçekle ilgili, ayçiçek o kadar güzel bir ürün ki adaptasyonu geniş olan bir bitki. Ben buradan size söylüyorum, ithalat yapacağınıza Ukrayna, Rusya'dan; ya Nahçıvan var orada, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nde -hani çok seviyoruz ya bizimle aynı kültürde olan insanlarımızı- ürettirelim. Oradan şeker pancarını da ayçiçeğini de bu ülkeye getirelim ama en önemlisi kendi üreticinizi düşünün. Bakınız, Trakya Birlik orada batmak üzere. Yüksek fiyatlarla aldırıyorsunuz Trakya Birlike ürünü ama ithalata gidip onu oradaki aldığı ürünlerle baş başa bırakıyorsunuz. Faizler yüzde 60, yüzde 70 olmuş. Şu anda Trakya Birlik batıyor. Yani siz kooperatiflerin şu anda ümüğünü sıkıyorsunuz yapmış olduğunuz uygulamayla. Bir an evvel ithalatla ilgili o elinizdeki maşayı uzaklaştırın, ülkenin gerçek üreticisi olan çiftçilere destek olun diyorum.

Yine, Sayın Bakan, AK PARTİ -yine, sayın vekilin söylediği gibi- iktidarı olarak tarihe geçtiniz. Cumhuriyet tarihinde şeker pancarı ve şeker ithal eden tek iktidarsınız, tek iktidar. "Şeker ithal eden." diyorum. 450 bin ton şeker ithal ettiniz ama anlamamışsınız ki hâlâ da anlamamışsınız. Pandemide bir de alkol sıkıntısı oldu, kolonya sıkıntısı oldu; biliyorsunuz, dezenfektanla ilgili sıkıntı vardı, alkolü bulamadık. Eğer o Konya Şeker, şeker pancarı üreticileri, o kurumlar olmasaydı o zaman mahvolmuştuk. Ya arkadaşlar, ithalattan vazgeçin. Bakınız, On İkinci Kalkınma Planı yayınlandı; tarıma bakıyoruz "Büyükbaş, küçükbaş hayvan ithal edeceğiz." deniyor. Ya, yıllardan beri ithal ettiniz, milyarlarca para verdiniz. Bakınız, yirmi bir yıl içerisinde toplamda 102 milyar 644 milyon 848 bin 333 dolar ihracat yaparken 150 milyar 228 milyon 432 bin 414 dolar ithalat yapmışsınız. Ya el insaf! Bu ülke dünyaya tarım ürünü satarken şu anda ithalatçı oldunuz, ithalatçı olduk.

Hani hatırlarsınız, hepimizin çocukluğunda Yerli Malı Haftası vardı. Ne oldu Sayın Bakan? Yerli Malı Haftası'yla ilgili çocuklarımızın, torunlarımızın okullara giderken fındık, fıstık götürdüğü gün kaldı mı? Yok ettiniz yirmi yıl içerisinde.

Yine, bakınız, hayvan ithalatı diyoruz. Türkiye'yi hayvan ithalatı cenneti yaptınız ama bir türlü et ithalatıyla beraber bunu başaramadınız, yine hayvan sayısı aşağıda.

Yine, bakınız, "Çiftçilerimiz toprağı terk ediyor." diyoruz ama sizin o yanlış politikanızdan, inşallah ithalat odaklı o projelerinizden, politikalarınızdan bir an evvel vazgeçersiniz. Tarım Kredi Kooperatifleri önemli, bizzat bu kooperatiflerin desteklenmesi gerekiyor. Bunların krediye ulaşmasını ve düşük faizli krediyi sağlamazsanız elimizdeki o birlikler -Trakya Birlik, Karadeniz Birlik gibi birkaç tane birlik kaldı ve TARİŞ gibi kooperatifler de batıyor- yok olup gidecek. Ondan sonra çiftçimizi mahvedeceğiz diyorum. Bu konuda, nitelikli finansmana ulaşılması konusunda kooperatiflere destek olun diyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Aygun, bir dakika ilave süre veriyorum, bir daha uzatmayacağım.

Buyurun lütfen.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Zincir marketlerle ilgili -Sayın Bakan da hatırlar- geçen dönem Parlamentoda Cumhuriyet Halk Partisi olarak Çetin Osman Budak imzalı kanun teklifi vermiştik ama AK PARTİ'li ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla o kanun teklifi geçmedi. Eğer geçmiş olsaydı belki seçim döneminizde o zincir marketlerle kavga etmezdiniz.

Küçük esnafı bitirdiniz. Zincir markete gidiyorsunuz, defterden tutun gözlüğe, pamuğa kadar ne isterseniz bulabiliyorsunuz; tekne satmaya başladılar. Bir an evvel bunları göz önüne getirmek gerekiyor.

Sayın Bakan, limonla ilgili de üretici perişan. Ticaret Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı olarak limon ihracatıyla ilgili çalışma yapmanız gerekiyor. İthalat değil sizin amacınız, sizin ülkede üretilen ürünleri dışarıya satılmasıyla ilgili politika üretmeniz gerekiyor.

Gene bakınız, sizden bir şey daha rica edeceğim. Son bir yılda acaba kaç tane esnafımız kepenk kapattı hiç biliyor musunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Bununla ilgili elinizde doküman varsa paylaşmanızı bekliyorum diyor, teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.