KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli hazırun, sözlerime başlamadan önce Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılını bir kez daha kutluyor, Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını şükranla ve minnetle anıyorum. Bugün baktığımızda görüyoruz ki Atatürk bir askerî deha ve cesaret timsali olmanın yanında yüz yıl öncesinden sanayinin, teknolojinin, millîleşmenin yani ekonomik bağımsızlığın siyasi bağımsızlık için hayati önem teşkil ettiğini öngörecek birisiydi. Ulu Önder'in "Her fabrika bir kaledir." derken neyi kastettiğini bugün çok daha iyi anlıyoruz.

Değerli milletvekilleri, bütçenin en önemli kalemlerinden biri olan AR-GE harcamalarına bir bakalım. Türkiye 2021 yılında AR-GE'ye 101 milyar 738 milyon lira harcamış. Aynı dönemde Google yalnızca AR-GE'ye 31,56 milyar dolarlık yatırım yapmış yani koskoca Türkiye Cumhuriyeti AR-GE'ye Google'ın üçte 1'i kadar yatırım yapmış. Meta 24,65 milyar dolar, Paypal ise 3 milyar dolar harcamış.

Ülkeler ligindeki performansınız da pek farklı değil, Türkiye AR-GE'nin millî gelire oranı konusunda ne yazık ki en gerilerde yer alıyor. AR-GE harcamalarının önemini size bir örnekle anlatayım: 2000'li yılların başında Türkiye'nin AR-GE harcamasının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı yüzde 0,47 iken 2021 yılı itibarıyla bu oran yüzde 1,4'e ulaştı. Güney Kore'de ise 2000'li yılların başında AR-GE payı yüzde 2,2 iken 2017'de bu rakam yüzde 4,6'ya ulaştı. Aynı zaman dilimi içinde Güney Kore'nin gayrisafi yurt içi hasılası 562 milyar dolardan toplam 1,53 trilyon dolara çıktı. 1975'li yıllarda Güney Kore'nin kişi başına yıllık millî geliri 100 dolar civarındayken Türkiye'de bu rakam 400 dolardı. Bugün Türkiye'nin kişi başına düşen millî geliri 10 bin dolar civarında, Güney Kore'nin kişi başına düşen millî geliri ise 30 bin doların üstündedir.

Sayın Bakan, son 2 kalkınma planımızı önüme alıp imalat sanayisi hedeflerini karşılaştırdığımda görüyorum ki hedeflerde ciddi bir sapma yaşanmış. Örneğin yüksek teknolojili sanayilerin imalat sanayi ihracatındaki payına baktığımızda On Birinci Kalkınma Planı'nda 2023 yılı için hedef 5,8 ancak gerçekleşene bakıyoruz 3,6. On İkinci Kalkınma Planı'nda ise hedefi bu sefer 5,5 olarak güncellemişsiniz. Bundan on yıl önce 2023 yılı için dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisine girme hedefindeydiniz, 2023 yılını bitirmemize sayılı günler kala bu hedefin tarihini de ertelediniz, hem de 2053'e. Oysa yüksek teknoloji ihracatıyla beş yılda ekonomik büyümemizi 2'ye katlayabilir, 2053'ü beklemeden ilk 10 ekonomi arasına girebiliriz ancak bunun için ülkemizi yüksek teknoloji yatırımları için bir cazibe merkezi hâline getirmemiz gerekiyor. Tabii, bu da sarsılmaz bir insan hakları ve demokrasi anlayışı gerektirir.

Şimdi, "Sanayi 4.0" deniyor, "Teknoloji Hamlesi" deniyor ancak böyle söylenince sanki insandan, vatandaştan uzak bir olgudan söz ediliyormuş gibi düşünülüyor. Aksine bu hamleleri, sıçramaları, bu sanayi ve teknoloji devrimini yapacak olan, bu küresel yarışta ülkemizi öne geçirecek olan şey bizim insanımız, vatandaşımız, bizim gençlerimizdir. Ama siz nitelikli insan kaynağımızı el üstünde tutmamız gerekirken "Giderlerse gitsinler." gibi bir yaklaşımla pırıl pırıl gençlerimizi âdeta yabancı ülkelerin kucağına itiyorsunuz.

TÜİK'in göç istatistiklerine baktığımızda Türkiye'den yurt dışına göç eden kişi sayısı 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 62,3 artarak 466.914 olmuş. Göç edenlerin yüzde 42'si 20-34 yaş arasında. Terk eden akademisyen sayısı 12 bin olarak ifade ediliyor. En verimli, en üretken çağlarında bu gençler, araştırmacılar öz vatanlarında kalmak yerine daha güvenli, daha güzel yarınlar inşa edebilmek için ülkeden ayrılıyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - İlave bir dakika süre vereceğim size.

Buyurun lütfen.

ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Teşekkürler Başkanım.

Gençlerimiz bir bir elimizden kayıp gidiyor. Bunu tersine çevirecek adımları atmak da sizin göreviniz. Ancak bu konuda sizden hiçbir samimi yaklaşım göremiyoruz ne yazık ki.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.