Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b) Emniyet Genel Müdürlüğü c) Jandarma Genel Komutanlığı ç) Sahil Güvenlik Komutanlığı d) Göç İdaresi Başkanlığı e) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 08 .11.2023 |
İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyelerimiz, Kıymetli Bakanımız, değerli bürokratlarımız; ben de 2024 yılı İçişleri Bakanlığı bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçen tüm bürokrat arkadaşlarımıza da teşekkür ediyoruz.
Şimdi, Sayın Bakan, yıllarca Mecliste bulunduk ama ilk defa Plan Bütçede bir toplantıya katılıyorum. Sabah geldiğimde de sunumunuzu baştan sona takip ettim ve sunumunuz üzerinden bir kısım değerlendirmeler yapmayı uygun buluyorum.
Türkiye Yüzyılı Vizyon Belgesi'nin 16 başlığından birinin "huzur" olmasını son derece önemli ve değerli buluyoruz. Gerçekten son derece kıymetli bir kavram ancak bunun içini doldurmak gibi bir yükümlülüğümüzün olduğunu hatırlatmak istiyorum. "Hedef de huzurun kökleştirilmesidir." diyorsunuz konuşmanızda; bunun için de insan hak ve özgürlüklerinin, can ve mal güvenliğinin her türlü fiilî ve potansiyel tehlikeye karşı güvence altına alınmasını şarta bağlıyorsunuz ve bunun teminatı olarak da kendinizi, İçişleri Bakanlığınızı gösteriyorsunuz, aynı zamanda iktidarı. Ama Sayın Başkan, Sayın Bakanım "Bunun teminatı biziz." diyorsunuz ve işin öznesinde de yürütmeyi alıyorsunuz. Oysa bu işin öznesi hukuk olmalı, İçişleri Bakanlığında olmazsa olmaz kavramımız "hukuk güvenliği" olmalı. Öyle güzel bir başlangıç yaptınız ki devir teslimde; kullandığınız cümleler Türkiye'de herkesi heyecanlandırdı ve istedik ve arzu ettik ki tekrar Türkiye'de hukuka dönüşün gerçekleşebileceğine dair kuvvetli emareler görelim ama bugün yine büyük bir hayal kırıklığıyla karşı karşıyayız.
Sizi dinledim, bir kısım notlar aldım ve bu notlar çerçevesi içerisinde konuşmamı yürütmek istiyordum. Biraz önce Yargıtay 3. Ceza Dairesinin vermiş olduğu bir kararla karşılaştık. Anayasa'nın 153'üncü maddesi son derece açık ve net bir şekilde Anayasa Mahkemesinin kararlarının herkesi bağlayacağını, yasama, yürütme, yargı, kim olursa olsun bağlayacağını emretmesine rağmen artık kurumlar arasında kavga başlıyor; Yargıtay, Anayasa Mahkemesi üyelerine had bildiriyor, bugün geldiğimiz nokta itibarıyla yasamaya yol gösteriyor. Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarını zedeleyen bir davranıştır. Dolayısıyla biz, sizin bütçenizi de değerlendirirken Hükûmetin tamamını bir değerlendiriyoruz çünkü 2017'den bu yana artık bakanlıklar ferdî olarak değerlendirilemez, sistem değişmiştir. Bu sistemde tek yetkili, icra organının yegâne sahibi Sayın Erdoğan'ın kendisidir, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde. O yüzden, bir ve bütün olarak değerlendirdiğimizde bu gelişmeleri son derece sıkıntılı görüyoruz. Dolayısıyla size çok önemli vazifeler düştüğünü özellikle buradan bir sefer daha ifade etmek istiyorum.
İnsan hak ve özgürlüklerinin de can ve mal güvenliğinin de yegâne teminatı hukuktur. İktidarınızda bunu idrak edemediğiniz için huzur ve güveni sağlamakta, özellikle özgürlük-güvenlik denkleminde güvenliği önceleyen bir anlayış uzunca süredir ülkemizde büyük bir baskı iklimi oluşturdu. Elbette ki güvenliğin olmadığı yerde özgürlük olmaz ama bireyin hak ve özgürlüklerini yaşatmak da hepimizin ana gayesi olmalı ve bu doğrultuda da hareket etmemiz lazım.
Şimdi, bir kısım sayılar vermişsiniz. Biz iktidarların devamlılığına inanıyoruz, hele hele yirmi bir yıldır iktidarda hiçbir değişiklik yok, hep aynı. Önceki İçişleri Bakanı, şimdiki İçişleri Bakanı diye bu ayrımı biz yaparsak haksızlık etmiş oluruz çünkü o dönemin en önemli bürokratlarından biriydiniz siz de özellikle göçle alakalı hem Gaziantep'te hem İstanbul'da. Şimdi, bu çalışmanın içeriğindeki bir kısım notlara bakıyorum, sanki yeniden başlıyormuş gibi bir algı yerleştirilmeye çalışılıyor İçişleri Bakanlığına. Oysa yirmi bir yıllık AK PARTİ iktidarını bir bütün olarak değerlendirdiğimizde bir önceki Bakanımızın burada bir kısım açıklamaları var Mecliste ve kamuoyunda. Önceki Bakan terörist sayısını 100'ün altına düşürdüğünü, daha önceki aşamalarda yine 86'ya ve 77'ye düştüğünü ifade etmişti. Oysa bugün yazılı olarak bütçenizde çok net bir şekilde ifade ettiniz "Son on ay içerisinde gerçekleştirilen operasyonlarda 84'ü ölü, 525'i sağ; 721 terörist etkisiz hâle getirildi." diyorsunuz. Şimdi biz kime güveneceğiz Sayın Bakanım? Size mi inanacağız, sizden önceki Bakanınızın kamuoyuna yansıyan ifadelerine mi? Çünkü biz sizi bir bütün olarak görüyoruz, ayrı ayrı görmüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Şahin, süreniz doldu. İlave bir dakika vereceğim, toparlayın lütfen.
İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkan, evet, biz kürsüyü biraz özlemişiz, müsaade ederseniz bir dakikada toparlayayım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun lütfen.
İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Biz devletin devamlılığını düşünerek özellikle devletin güven vermesini ve inandırıcı olmasını istiyoruz. Verdiğiniz bilgilerin sahici olmasını ve İçişleri Bakanlığının kimseyi aldatma gibi bir lüksünün olmaması gerektiğini özellikle ifade etmek istiyoruz.
Bu hususlarla, terörle mücadele ve diğer hususlarla birlikte ülkemizin en önemli sorunlarından birinin de göç meselesi olduğunu... Yine, orada düzensiz göçmenlerin kayıt altında olanlarının adedini bize bildiriyorsunuz. Bir tarafta batıda Bulgaristan'la, Yunanistan'la yapmış olduğunuz güvenlik iş birliği protokolünü ifade ediyorsunuz. Biz ise diyoruz ki: Biz sizin batı sınırlarımızı korumanızı değil, doğuda ve güneyde kevgire dönmüş sınırlarımızı korumanızı... Oradan gelen ve kayıt altına alınmayan düzensiz göçmen sayısının ne olduğunu bu millet öğrenmek istiyor çünkü bu iş bir devlet sorunu hâline geldi, ülkenin güvenlik sorunu hâline geldi. Ulusal bir güvenlik sorunumuzun bu Millî Güvenlik Kurulunda ele alınması ve devletin aciliyet kesmeden mücadeleyi iktidarıyla muhalefetiyle, devletin tüm kurumlarıyla yerine getirmesi gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Şahin, teşekkürlerinizi sunun. Teşekkür ediyorum, sağ olun. Sesiniz gayet gür.
İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkan, ben de size çok teşekkür ediyorum. Ben de sizin adaletinize güveniyorum, her ne kadar partiniz "adalet" kavramından biraz uzaklaşmış olsa da şu anki yönetim tarzınıza da burada bizi uygun bir şekilde dinleyen...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Şahin, sizin bıraktığınız yerde, hiç değişmedi.
İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Biz bıraktıktan sonraki aşamalarda çok şeyin değiştiğini görüyoruz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sizin bıraktığınız yerde, hiç değişmedi.
İDRİS ŞAHİN (Ankara) - O nedenle, bir an önce hukuka dönmesi gerekliliğini, iktidarımızın, devletimizin en büyük önceliğinin hukuk olması gerekliliğini ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.