MEHMET BAYKAN (Konya) - Sayın Başkanım, Kıymetli Bakanım, değerli bürokrat arkadaşlar; İçişleri Bakanlığının ülkemizin huzurunu sağlama, dirlik ve düzeninin tesis edilmesindeki eşsiz uğraşları sanırım bu ülkenin tüm kesimleri tarafından takdirle karşılanmaktadır. Ancak, ülkemizin bir adım daha öteye gitmesini istemeyen, her fırsatta "eleştiri" adı altında kendi ülkesini karalayan ve dahası siyaset yaptığını sanarak uydurma, mesnetsiz, haberleri araştırmadan, bilmeden, sadece kulaktan dolma haberleri kullanmak, bunları siyaset malzemesi yapmak ve yaymak son zamanlarda çok sık karşılaştığımız durumlardan biridir. Aslında benim İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerine bir konuşma niyetim ve talebim olmayacaktı ancak bugün öğle saatlerinde bütçe vesilesiyle salona geldiğimde birtakım ifadelerin "Sosyal medyadan duyduk." işte "Yazıldı, duymadınız mı? Konuşuluyor." şeklinde olması sebebiyle odama geçerek bir çalışma yaptım ve son zamanlarda, yakın süre içerisinde yalan olduğu ortaya çıkan, gerçeğe uygun olmayan haberlerin nasıl kullanıldığı üstüne örnekler vermek için bu söz hakkını kullanmak istedim.

PKK, FETÖ ve marjinal gruplar ve kendini bilmez, sözüm ona bir takım sosyal medyanın klavye şövalyeleri ülkemiz aleyhinde yoğun şekilde kara propaganda faaliyet yürütürken, dezenformasyon ve manipülasyon taktiklerini de kullanarak ülkemizin her cepheden yıpratılmasını amaçlamaktadır. Bu örgüt, yapı ve kişiler kendisine has rutin bir gündeme sahip olmakla birlikte dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmelerden de etkilenmekte ve faaliyetleri buna göre şekillendirmekte. Medya, sosyal medya takibi yapılan PKK, FETÖ ve müzahir yapıların öne çıkan gündem ve faaliyetleri tamamen ülkemizi karalama, küçük düşürme, itibarını zedelemeye yöneliktir. Ancak daha üzücü olan şudur ki yüce Parlamento çatısı altında bu tür olaylara bakışa ve bu tarz saldırının yayılmasına bilmeden de olsa katkı sağlanmakta. Bakınız, bu kişi ve yapıların son günlerde ülkemizle ilgili olarak ortaya attığı iftiralardan birkaçını sizinle paylaşmak ve nasıl bir gaflet içinde olduklarını aktarmak istiyorum.

Örnek 1: İsrail'in Gazze'de Türkiye'ye ait Kızılay depolarını ve AFAD binasını bombaladığı iddia edildi. Oysaki İsrail bombardımanında ağır hasar alan iddiaya konu bina Filistin Kızılayına ait insani yardım deposudur, Türk Kızılay ve AFAD'ın Gazze'de binası yoktur.

Örnek 2: Sağlık Bakanlığının Suriyeli sığınmacılara 4.600 TL ek ödeme yaptığı iddia edildi. İddia asılsızdır. İddiaya konu olan, bir iletişim uygulamasında paylaşılan mesaj bir oltalama, dolandırıcılık girişimidir. Ancak ne yazık ki yine bu oltalamaya yüce Meclis çatısı altında da itibar edildiğini görmüş durumdayız.

Örnek 3: Filistin'de yaşanan olaylar nedeniyle Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının iptal edildiği iddia edildi. Herhangi bir iptalin söz konusu olmadığı, zaten cumhuriyetin 100'üncü yılının yurt genelinde ve yurt dışında çeşitli etkinliklerle kutlanması ve ülkemizdeki yaşanan bayram havasıyla herhangi bir açıklamaya dahi gerek bırakmamıştır.

Diğer bir örnek: Eskişehir'in Sivrihisar ilçesindeki düğünde sadece Kürtçe şarkı söylenmesi nedeniyle düğüne katılan 20'den fazla kişinin gözaltına alındığı iddia edildi. Olayla ilgili yapılan tüm işlemlerin iddia edilen aksine, şarkı söylenmesi nedeniyle değil, silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçunun teşkil etmesi nedeniyle gerçekleştiği anlaşıldı.

Bir örnek daha: Savaştan kaçan 500 bin Filistinlinin Türkiye'ye alınmasının söz konusu olduğu, konuyla ilgili hazırlıklar yapıldığı iddia edildi; biraz önce bununla ilgili bir soru da soruldu. Herhangi bir kurumda böyle bir hazırlık söz konusu olmayıp iddialar tamamen asılsızdır.

İsrail Başbakanının adını anmak istemiyorum, 2 milyar dolar karşılığında 1 milyon Filistinlinin Türk vatandaşı olması konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşerek anlaşma sağladığı iddia edildi. Aslı astarı yok.

Yine, Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan'ın Amerika Dışişleri Bakanıyla gerçekleştirdiği görüşmede Filistinli mültecilerin Türkiye'ye gelmesi konusunda anlaşıldığı iddia edildi. Yine bununla alakalı da herhangi bir işlem, iş ve niyet olmadığı ortadadır.

Sayın Bakanım, bütün bunlar kamu düzenini ve kamu güvenliğini tehlikeye düşüren söylemler olarak mutlaka Bakanlığınızın ilgili birimlerinin takibi ve dikkati altındadır.

Tamamlarken ifade etmek istediğimiz bir konu, bu ülkede insanlar sık sık telefon dolandırıcılığıyla -maalesef koca koca insanlar, bilim insanları, kamuda görev yapanlar ya da çok varlığı olan insanlar- muhatap olmaktadır maalesef. Bu noktada, gerçek ya da tüzel kişilerin sık sık hat değiştirmesinin belli kriterlere bağlanmasının güvenlik sağlama adına katkısı olacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Baykan, toparlayınız lütfen.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Toparlıyorum efendim.

Sözlerimin hemen sonunda, 6 Şubatta meydana gelen depremlerde, içinden geldiğim Hatay Amatör Spor Kulüpleri Federasyonunun kıymetli Başkanı Mehmet Öztürk ve eşinin vefatı olayını yaşadık. Türkiye'nin tüm amatör spor kulüpleri, amatör sporcuları harçlıklarından ya da aile bütçelerinden artırdıklarıyla Hatay'da bir konteyner mahallesi kurulması konusunda katkı sağladılar ve Hatay Valiliğimizle koordine içerisinde 100'e yakın konteyner teslim edildi.

Bu bütçe vesilesiyle, vefat eden tüm vatandaşlarımızı ve özellikle Hatay Amatör Spor Kulüpleri Federasyon Başkanımızı ve eşini anmak istedim.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım.