KOMİSYON KONUŞMASI

MURAT BAKAN (İzmir) - Sayın Bakan, değerli bürokratlar; hoş geldiniz.

Sayın Bakan, konuşmanıza şehirler üzerine bir tiratla başladınız, İbni Haldun'dan alıntı yaptınız, 14'üncü yüzyılın bir İslam düşünürü. 14'üncü yüzyıldan bugüne dünya çok değişti Sayın Bakan; o zaman ne fosil yakıtlar vardı ne sera gazı emisyonu vardı ne plastik vardı ne plastik atıklar vardı ne de dünyada, Pasifik'in ortasında "7'nci kıta" diye adlandırılan, plastik atıklardan oluşan bir kıta vardı. Dolayısıyla, 14'üncü yüzyılın bakış açısıyla bugünün sorunlarını çözemezsiniz. Dünya bugün bir varoluş sorunuyla karşı karşıya; bunu ben söylemiyorum, Stephen Hawking söylüyor, diyor ki: "Yüzyılın sonuna kadar eğer karbon emisyonu düşmezse dünya bir ateş topuna dönüşecek ve bu gezegen hepimiz için yaşanmaz bir yer hâline gelecek. Biz başka gezegenlerde koloniler kurmak zorundayız." Ama ne Bakanlığın bundan haberi var ne de sizin haberiniz var. Ben sekiz yıldır milletvekiliyim, iklim kriziyle ilgili en zayıf sunumu siz yaptınız açıkçası.

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ - Sadece tahrik etmemek için cevap vermiyorum ama bu sözlerinizin hepsinin cevabını biraz sonra tek tek veririm, o yüzden heyecanlanmayın.

MURAT BAKAN (İzmir) - Sayın Bakan, cevap vereceksiniz en son, zamanı gelince verin.

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ - Özellikle benim şahsıma yönelmeyin, ortaya devam edin.

MURAT BAKAN (İzmir) - Tahrik olmayın, tahrik olmayın.

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ - Her sözümün arkasındayım, kelimesi kelimesine.

MURAT BAKAN (İzmir) - Siz ekleyeceksiniz herhâlde Sayın Bakanın konuştuğu süreleri süreme?

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Bakanım, zaten cevap vereceksiniz en sonda, bırakın arkadaşlar konuşsun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Zaten o da onu söylüyor, diyor ki: "Beklerseniz hepsine cevap vereceğim."

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Tabii, tabii.

CAVİT ARI (Antalya) - E, anladık biz de onu.

ORHAN YEGİN (Ankara) - "Beklerseniz hepsine cevap vereceğim." diyor.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Tamam, biz de onu diyoruz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

MURAT BAKAN (İzmir) - Ya, Sayın Bakanın tercümeye ihtiyacı mı var? Söyledi, biz de anladık. Sen niye taciz ediyorsun kardeşim?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Bakan, bir saniye...

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Bakan Bey konuşurken de aynısını yaptılar.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlarım, müzakereleri sağlıklı bir şekilde yapacağız.

Sayın Bakan, devam edin.

MURAT BAKAN (İzmir) - Sayın Bakan, Bakanlığınız Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ama siz yerel yönetimlerden geldiğiniz için sadece şehircilik perspektifiyle bakıyorsunuz. Yanınızda da -uzun yıllardır çalışıyoruz beraber, kanunlarda beraber çalışıyoruz- Fatma Varank var, değerli bir bürokrat arkadaşımız ama İklim Başmüzakerecisini sordum ben burada çünkü kendisini tanıtırken "Bakan Yardımcısı" olarak tanıttı. İklim Başmüzakereciliği Bakan Yardımcılığından çok daha önemli bir pozisyon. Amerika Birleşik Devletleri, eski Dışişleri Bakanı John Kerry'i İklim Başmüzakerecesi, İklim Özel Temsilcisi olarak atadı. Dünyada politika ajandasının en üstünde, bu bakanlıkların hepsinin üzerinde artık iklim politikaları var; artık enerji politikaları belirlemiyor dünyanın politika ajandasını, iklim politikaları belirliyor. Niye? Çünkü bir varoluş sorunuyla karşı karşıyayız. Siz tüm Bakanlıklar arasında koordinasyonu yürütmek zorundasınız. Burada daha önce Mehmet Emin Birpınar'ı çok eleştirdim ama bir müktesebatı vardı, dünyada bu anlamdaki gelişmeleri takip ediyordu, iklim kriziyle ilgili makaleler yazıyordu. Şimdi Fatma Hanım İklim Başmüzakerecisi oldu, bir açıklamasını duymadım İklim Başmüzakerecesi olarak. COP28 var önümüzde Dubai'de. Biz önceki 2 COP'a Parlamento olarak, Çevre Komisyonu olarak, Murat Kurum... Murat Kurum'u da çok eleştirirdim, o da bu konuda sizden ilerideydi. Parlamento, Çevre Komisyonu olarak biz gittik, COP'larda ülkemizi temsil ettik, oradaki gelişmeleri takip ettik. Yirmi gün sonra Dubai'de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin Taraflar Konferansı var; Parlamentoya ne bir davet var ne de bir açıklama var, hiçbir şey yok.

Bakın, iklim kriziyle ilgili bu bütçede ne var Allah aşkına? Bütçenizde hiçbir şey yok. Avrupa Birliği 2023 yılında 2 trilyon euro bütçe ayırdı, bütçenin yarısı iklim kriziyle mücadele... Burada binde 13 -benim gördüğüm, siz açıklarsınız, farklı bütçeleri birleştirerek belki sayıyı artırabilirsiniz- bütçe var. Buraya, sunumunuza koymuşsunuz, millet bahçeleri de... Hani kek yiyip yuvarlanacağımız yerleri iklim kriziyle mücadele alanı olarak görüyorsunuz ve koyduğunuz yerlerin yarısı da beton, millet bahçeleri beton! Yani siz Bakanlık yaptınız, Belediye Başkanlığı yaptınız, Allah aşkına gidin Avrupa'da bir parka, parkların içinde beton var mı, eser miktarda vardır. Niye? Çünkü doğal hayat orada gelişsin diye. Parkların, millet bahçelerinin yarısına beton dökmüşsünüz; bunu iklim kriziyle mücadele çerçevesinde sunumunuza koymuşsunuz.

Şimdi, dünya yeni bir karbonsuz ekonomik sisteme gidiyor. Bu, Türkiye için riskler de barındırıyor, fırsatlar da barındırıyor. Sizin sorumluluğunuz sadece Bakanlığınızın içindeki iklim değişikliğiyle ilgili Başkanlık değil, siz sanayi politikalarında da iklim kriziyle ilgili mücadeleden sorumlusunuz, enerji politikalarında da sorumlusunuz. Enerji Bakanlığı hâlâ kömürlü termik santral projeleri planlıyor "Kömürden çıkmayız, enerji çeşitliliği." diye, bununla ilgili sizden hiç ses yok. Sanayi Bakanlığı; elektrikli otomobillerle ilgili işte Togg vesaire yapıldı ama oradaki vergi yükünü artırdınız, onunla ilgili attığınız bir adım yok, onunla ilgili bir bilinciniz yok açıkçası.

Bakın, yine burada, kitapçığınızda yutak alanların arttığından bahsetmişsiniz. Yutak alanlar nedir Sayın Bakan, biliyor musunuz? İki tür yutak alan var; biri ormanlar. Ormansızlaşmayla ilgili biz Glasgow'da sözleşmeye imza attık; önceki Bakanınız ve şimdiki Bakan, ikisi de cari açığı orman ürünleri satarak kapatacağını söyleyen kişiler. Yani ormanı biz hayat alanı olarak, yaşam alanı olarak görüyoruz, her 2 Orman Bakanı da -önceki ve de şimdiki- cari açığı kapatacak kereste yongası olarak görüyor; aramızda böyle bir fark var. Sizin bununla ilgili düşünceniz ne? Bu alanda siz yine öncü olmak zorundasınız, iklim politikalarıyla ilgili hem Orman Bakanlığının hem Sanayi Bakanlığının hem Enerji Bakanlığının politikalarını yönlendirecek durumda olmalısınız. Yani yanlış anlamayın, Fatma Hanım -tekrar söylüyorum- kıymetli bürokrat ama bu iş, onun yapacağı bir iş değil, İklim Değişikliği Başmüzakereciliği; ya siz üstleneceksiniz ya da bu işi yapabilecek bir arkadaşı buraya getireceksiniz.

Şimdi, sulak alanlar...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Doğru bir yaklaşım değil bu yani hakikaten.

MURAT BAKAN (İzmir) - Sulak alanlarla ilgili de düşüncemi söyleyeyim. Buraya "yutak alanlar" demişsiniz...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yani bunun kriteri ne size göre?

MURAT BAKAN (İzmir) - Sen sıran gelince konuşursun Yaşar.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye... Bir saniye...

MURAT BAKAN (İzmir) - "Sulak alanlar" demişsiniz.