Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı b) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü c) Meteoroloji Genel Müdürlüğü ç) İklim Değişikliği Başkanlığı d) Türkiye Çevre Ajansı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 10 .11.2023 |
ORHAN YEGİN (Ankara) - Teşekkür ederim.
Sayın Bakanım, bütün ekibinizle beraber hoş geldiniz. Salonda bulunan herkesi de saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, "Sizin dünyanızda, zihin dünyanızda yoksullarla ilgili bir şey yok ki." diye bir ifade kullandı sabahki hatip. Daha önce de burada, yine biz sermaye temsilcisi olmakla, işte ne bileyim, sermayenin siyasetini yapmakla suçlanmıştık. Bugün ona yeni bir kavram eklendi. Bunun üzerine defalarca konuştuk. AK PARTİ iktidara geldiğinde kimsesizlerin kimsesi olma, sessiz milyonların sesi olma iddiasını ortaya koymuş ve yirmi bir yıllık bütün icraatında tamamen bunun üzerine bir siyaset gütmüş. Bu siyasetin alt başlıkları olarak da bölgeler arası gelişmişlik farklarının ortadan kaldırılmasına dönük hizmet faaliyetleri olarak, İstanbul'da ne varsa, Ankara'da ne varsa Erzurum'da, Diyarbakır'da, Van'da da o olsun anlayışıyla şehirlerin arasındaki gelişmişlik farklarını ortadan kaldırmak, eğitimde hakeza bunu yapmak, sosyal yardımlarda hakeza bunu yapmak, sağlık altyapısında ve hizmet sunumunda bunu yapmak, bütün bunların hepsini ortaya koymuş bir iktidardır. Bu cümleler bizim üzerimize asla yapışmaz. Bu, çevre, şehircilik alanında da çok ciddi bir şekilde ortaya çıkmıştır. Mesela hava kalitesi ölçümü daha önce 8 istasyonda yapılırken bugün 366 istasyona yayarak sonuçları on-line olarak paylaşan şeffaf bir sistem ortaya koymuştur. Bütün ülkemizde sadece belli şehirlerde, nüfusun önemsendiği şehirlerde değil, ülkenin genelinde hava kirliliğinin ne olduğunu ölçen bir sistem oluşturmuştur. 145 atık su tesisiyle nüfusun sadece yüzde 35'ine atık su arıtma hizmeti veren bir ülkeden, 1.209 tesisle nüfusun yüzde 90'ına bu hizmeti götüren bir noktaya getirmiştir ve 550'yi aşan mavi bayraklı plajıyla dünyada 3'üncü sıraya oturmayı da bu anlamda başarmış ve 15 olan katı atık düzenli depolama tesisi sayısını 93'e çıkartarak nüfusun belli bir kesimine, bir yerde seçilmiş kesimine değil, yüzde 90'ına bu hizmeti 1.241 belediyede verir hâle gelmiştir.
Peki, konutta ne yapmıştır? TOKİ'nin otuz dokuz yıllık bir tarihi var arkadaşlar. Otuz dokuz yıllık tarihin on sekiz yılı AK PARTİ döneminin öncesinde geçmiş, yirmi bir yılı AK PARTİ döneminde geçmiş. TOKİ'nin bu süreçte ürettiği konutun sizce yüzde kaçı AK PARTİ döneminde üretilmiştir? Bir tahminde bulunmak ister misiniz? Yirmi bir yılı AK PARTİ döneminde, on sekiz yılı AK PARTİ'den önce, toplam otuz dokuz yıllık bir tarihi var TOKİ'nin. Yani yarısından çoğu bizde. Bizim dönemimizde üretilen konutun yüzde kaçı üretilmiştir sizce? Var mı bir tahmininiz?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Yüzde 85-90.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Güzel, yaklaştın, yaklaştın. Bak, ben size söyleyeyim: Allah hizmet eden herkesten razı olsun. O dönem insanların koşulları oymuş, yöneticilerin ellerindeki imkânları oymuş, onu yapmışlar. Kimseyi kötülemek için söylemiyoruz ama bu dönemin farkını da ortaya koymamız lazım. Otuz dokuz yıllık tarihinin on sekiz yılında 44.500 konut üretmiş TOKİ. 44.500, bakın, iyi yazın bunu aklınıza. Yuvarlayın, hatta 50 bin deyin. 50 bin konut üretmiş on sekiz yılda. Yirmi bir yılda 1 milyon 270 bin konut üretmiş, biliyor musunuz? Ve toplamda bugün 1 milyon 313 bin konutu üretmiş bir TOKİ idaresiyle, bir Bakanlık yönetimiyle karşı karşıyayız.
GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Maliyeti ne? Kaça satıyorsun?
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Ve hâlâ konut problemini çözememişsin. İşte esas konu bu.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ve şunu da söyleyeyim arkadaşlar, 38.835 de sosyal donatı üretmiş ha bunun yanında. Şimdi, "sosyal donatı" deyince sizin aklınıza muhtemelen "çay bahçesi, kahvehane, büfe" falan geliyordur. Ben size birkaç örnek vereyim! 1.422 okul üretmiş, 1.422 okulda 30 bin derslik üretmiş TOKİ aynı zamanda, bunların yanında. 26 tane üniversite inşa etmiş, 997 tane spor salonu inşa etmiş. Toplamda 40.705 yatağa sahip 270 tane hastaneyi de bu bahsettiğim konutların yanında üretmeyi başarmış. 21 stadyum, 217 yurt, 84.137 yatak kapasitesi üretmiş ve daha birçok şey üretmiş. Dolayısıyla buna ben girmeyeyim.
Geçen sene 1 milyon 150 bindi TOKİ'nin toplam ürettiği konut sayısı, bütçede konuşmuştuk. Bu sene 1 milyon 150 binden neye gelmişiz? 1 milyon 313 bine; yaklaşık 160 bin-170 bin konutu bir senede üretmiş, yani AK PARTİ kendisinden önce on sekiz yılda üretilen 44.500 konutun 3 katını 2022-2023 arası bir senede üretmiş; Allah razı olsun. Emek veren, katkı veren, uğraşan, didinen, bu ülkenin garipleri, bu ülkenin çalışanları, emekçileri, memurları, asgari ücretlileri TOKİ'nin satış tekniğiyle ucuz bir şekilde ve uzun vadeyle ev sahibi olabilsinler diye uğraşan kim varsa, bunun için temennide bulunan kim varsa, emeği olan kim varsa Allah hepsinden razı olsun. Kimse kalkıp bize "Zenginlerin iktidarı... Yok, sizin olduğunuz yerde şöyle böyle olmaz." gibi birtakım ifadeler kullanmasın.
Şimdi, geçen yılki bütçede kira artışlarının durdurulacağı müjdelenmişti, insanların ev sahibi olacağı müjdelenmişti; bugün "Ne oldu?" diyenler de oldu. Geçen yılki iddialarımızın bir miktar gerisinde olduğumuz doğrudur ama el insaf, geçen sene 2022 Ekim-Kasım aylarında burada bütçeyi konuşuyorduk, aralıkta Genel Kurulda oyladık, ya, şubatta, işte Bakan Beyin "bin yılın" dediği, bizim de "Uzun zamandır yaşanmayan tarihin en büyük depremi" dediğimiz bir depremi yaşadık. İşte o şehirden vekillerimiz var. Ya, bu ülkenin başına ne geldiğini nasıl bir kenara bırakıp konuşabiliriz, bu ne vicdansızlık yani? Keyiften mi oldu bunlar, oturdu mu herkes yerinde? Biz bir şey yaşamadık mı, bizim başımıza büyük bir felaket gelmedi mi? Bu sadece AK PARTİ'li yöneticilerin mi başına geldi, sadece AK PARTİ'ye oy veren seçmenin mi başına geldi? Hepimizin ülkesi ya, hep beraber yaşadık bu acıyı ve tamir edilsin diye hep beraber mücadele verdik, bütün partiler. Dolayısıyla, bazen insafın, orantının, izanın kaybolduğu cümlelerle de karşı karşıya kalıyoruz.
Şimdi, "Bakanlar ormanları cari açığı kapatacak kereste olarak görüyor." diyen bir hatip de oldu. Hadi neyse, geçelim; Bakanlar gelir, onun cevabını onlara söylerse verir.
"Kek yiyip millet bahçelerinde yuvarlanacağız. Ne işe yarar bu millet bahçeleri?" denildi. Sayın Bakanım, ne diyelim?
ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ - Bir şey demeyelim, Allah'a havale edelim.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Peki, kendi hâllerine bırakalım ama siz o millet bahçelerini onların belediyecilikte yaptığı ve akılda kalan tek şey olan heykelciklerle doldursaydınız burada takdir alırdınız.
CAVİT ARI (Antalya) - Rahatsız mısın heykelden?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Gençlik Parkı'nı da mı siz yaptınız yoksa?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Onu yapmadığınız için işte "kek yiyip yuvarlanacak yerler" olarak tanımlanıyor yaptığınız yerler.
Şimdi, bir kafa karışıklığı da var, biri çıkıyor diyor ki: "Yandaşları zengin etmek için ihaleler yapıyorsunuz. Deprem bölgesinde bile bunu yaptınız, fırsata çevirmeye çalıştınız depremi." Aynı gruptan, aynı hizadan birileri de çıkıp diyor ki: "Bu fiyatlarda müteahhitler ihalelere girer mi?"
ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ - "Battılar." diyorlar.
ORHAN YEGİN (Ankara) - "Battılar, keşif..." Ya, arkadaş, Allah'ınızı severseniz, beş dakikada böyle bir tutarsızlık, böyle bir... Ne diyelim Sayın Bakanım?
ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ - Hiçbir şey deme.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Bırakalım, peki.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - İsmini ver, genelleme yapma. Bizim müteahhitlerle işimiz yok. Biz sermaye sınıfının karşısındayız.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Evet, sizin de bir ezberiniz var, onu sık sık verip duruyorsunuz.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Ezber değil, mücadelemiz var.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, bakın, bizim kimseyi incitmek, kimseyi kırmak gibi bir niyetimiz yok.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Evet, değerli arkadaşlar, devam edelim.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ama böyle orantısız konuşmalar olunca biz de darlanıyoruz, biz de bir iki şey söyleme ihtiyacı hissediyoruz. Niyetimiz sizleri incitmek değil, niyetimiz o perdelemeye çalıştığınız, üstünü örtmeye çalıştığınız hakikatlerin üstünü biraz açmak; belki biraz sert çekip açmaya çalışıyoruz ama amacımız bu, sizleri incitmek, sizleri kırmak değil.
"Yerel yönetimlerin payı ne ki? Ne yaptınız ki belediyelere yönetimlerin payında?" Ya arkadaş, insaf, 2002'de bu ülkede vergi gelirlerinden belediyelere ayrılan payı işte rakamsal olarak Bakan Bey verdi, oransal olarak da zannediyorum yüzde 3 küsur civarlarında falandı. Ya, bugün yüzde 12 veriyor ve parti ayırt etmeksizin veriyor, 3 katına, 4 katına çıkarmış. Tayyip Erdoğan Belediye Başkanıyken, şiir okudu diye alındığı görevinde Belediye Başkanıyken yerel yönetimlerin aldığı pay işte bu, bahsettik. Adam gelmiş Cumhurbaşkanı olmuş, "Belediyelerin payını artıralım." demiş, bugün bütçede yüzde 12'nin üzerine çıkarmış bu payı. Hâlâ "Belediyelere ne verdiniz ki?" diyorlar.
HASAN TOKTAŞ (Bursa) - Başka kurumlar da oraya aktarıldı. Örneğin, köyler mahalle olduğu için Köy Hizmetleri bütçesi de orada. Yanıltıcı konuşmayalım.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi süremiz bitiyor, ben son olarak şuraya geleyim, şunu söyleyeyim, çekileyim...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yegin, toparlayın.
Buyurun.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, Otomatik Meteoroloji Gözlem Sistemi'nin 30'dan 2.050'ye çıkarıldığı bir ülkede ve hava tahminlerinin günler öncesinden bas bas bağırılarak, sosyal medya platformlarında, haberlerde, aplikasyonlarda duyurulduğu bir Türkiye'de, günler öncesinden "Kar yağacak, şehirlerin yolları karla kapanacak." diye uyarıların yapıldığı bir ülkede, yağan karı tuzlamak yerine büyükelçilerle yediği balığı tuzlamayı tercih eden bir anlayışla yönetilen belediyelerin olduğu yerde kimse kalkıp bize yerel yönetim öğretmeye kalkmasın, kimse kalkıp bizim Bakanlığımızın yaptığı çalışmaları eleştirme öz güvenini kendinde bulmasın diyor, herkesi saygıyla selamlıyorum.