KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri, kamu kurumlarımızın kıymetli bürokratları; konuşmama başlamadan önce "Biz doğayı korudukça o da bizi korur." diyerek çevre ve doğa haklarının önemine dikkat çeken bir lider olan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü 85'inci ölüm yıl dönümünde bir kez daha saygı, minnet ve özlemle anıyorum.

Geçtiğimiz yılın bütçe toplantısının tutanaklarına baktığımda Sayın Bakan Murat Kurum'un sunuş konuşmasında "Afetlerin ardından da yeni hayatları kurmada gösterdiğimiz hızdan rahatsız olanlarla karşılaştık. Depremin insanımız için bir felaketle sonuçlanmasını önlemek mümkündür. Bunun da yolu önce deprem bilinciyle yaşamaktan, dirençli şehirler inşa etmekten geçmektedir." ifadelerini kullanmış. Bu konuşmanın üzerinden iki ay geçmeden ne yazık ki 6 Şubat depremini yaşadık, binlerce canımızı yitirdik, aileler yok oldu, çocuklarımız öksüz, yetim kaldı, analar babalar evlatlarının bir mezarı olduğu için şükredecek hâle geldiler. Yirmi yıldır kesintisiz yönettiğiniz bu ülkede dirençli şehirler inşa etmediğiniz için deprem insanımız için bir felaketle sonuçlandı. Depremin üzerinden geçen dokuz aya rağmen deprem bölgesi hâlâ çok büyük sıkıntılarla mücadele ediyor. Tüm vatandaşları sıcak ve güvenli konutlara geçirmek şöyle dursun konteyner bulamayıp hâlâ çadırda kalan yurttaşlarımız var. Konteyner başvurusu yaptığı anda kira yardımının kesildiği iddiaları var. Bu iddialar doğru mudur Sayın Bakan? Kesilen yardımlar da bizzat AFAD'ın sitesinde yayınlanan broşüre göre ev sahiplerine aylık 5 bin lira, kiracılara ise aylık 3 bin lira ve süresi de on iki ay yani üç ay sonra bu yardım da kesilecek. Bu, depremzedeye hak mıdır, reva mıdır?

Sayın Bakan, bakın, 20 milyon vatandaşımızın yaşadığı ülkemizin en büyük metropolü İstanbul için de Marmara için de uzmanlar sürekli olarak deprem uyarısında bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde Genel Kurulda da vurguladım, İstanbul'da 99 depremi sonrası yapılan binaların bile yüzde 30'unun büyük İstanbul depreminde ayakta kalma ihtimali yok. Yıllardır hem meslek örgütlerinin hem bizlerin dile getirdiği önemli bir uyarıyı bir kez daha hatırlatmak istiyorum: İstanbul'da yeterli deprem toplanma alanı bulunmuyor. Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı, kişi başı metrekare standardını 1,5 metrekare olarak kabul ediyor ancak İstanbul'da tam 376 mahallede bu standardı sağlayamıyoruz. Örneğin, Beyoğlu'nun 45 mahallesi var, bunun 31 tanesinde yeterli toplanma alanı yok, Fatih'in 57 mahallesinin 26'sında ve yine seçim bölgem olan Ümraniye'nin 37 mahallesinin 21 tanesinde yeterli toplanma alanı yok. 2009 yılında 1/100.000 ölçekli plana göre İstanbul'da tam 15.304 hektar askerî alan vardı. 15 Temmuzun ardından kapatılan askerî okulların, kışlaların yeşil alan ya da deprem toplanma alanı gibi hizmet vermesi beklenirken bu alanların ticari ranta aktarıldığını üzülerek görüyoruz. Askerî alanların yüzde 46'sına karşılık gelen 10 bin futbol sahası büyüklüğünde alanı askerî alan olmaktan çıkardınız. Konuya ilişkin sizden şeffaf verileri talep ettiğim soru önergeme Meclis İçtüzüğü'ne rağmen hâlâ bir yanıt vermediniz. Bilgi edinme başvuruma ise Millî Savunma Bakanlığı devlet sırrı gibi bir gerekçenin arkasına saklanarak cevap vermedi.

Şimdi, bir de burada sormak istiyorum: İstanbul'da hangi askerî alanlar imara açıldı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gökçek, toparlar mısınız sözlerinizi.

ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Teşekkürler.

Neden şehrin akciğeri vazifesi gören bu yeşil alanları apar topar imara açıyorsunuz? Bu alanlara dar gelirliler için, öğrenciler için, sosyal devlet çatısı altına alınması gereken yurttaşlarımız için sosyal konutlar, sosyal donatı alanları inşa etmek varken neden lüks konutlar dikiyorsunuz?

Dün, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu da açıkladı: İstanbul'da Cumhuriyet Halk Partisi öncesi on beş-on altı yıllık dönemde 85 milyar dolarlık rant üretilmiş. Niyetiniz, bu vahşi rant düzenini tekrar hayata geçirmek olabilir ancak İstanbullular olarak buna izin vermeyeceğiz.

2024 yılı bütçemizin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Herkese saygılarımı sunuyorum.