KOMİSYON KONUŞMASI

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, değerli Komisyon üyeleri ve bürokratlarımız; hoş geldiniz, verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyoruz.

Ben biraz böyle dağıttığınız kitapçıktan, bize de sunumunu yaptığınız kitapçıktan bazı başlıkları değerlendirerek cümlelerime başlamak istiyorum. Şimdi örneğin su ürünleri üretimimizde 8,4 kat artış olduğu hususu... Sayın Bakan, bu doğrudur, muhtemelen artış olmuştur ama bu ürünlerin artışını yapan toplam ticari firma sayısı bir elin parmakları kadardır. Dolayısıyla buradaki artışın ticari faaliyet yapan kurumlara faydası olur ama vatandaşımıza herhangi bir direkt faydası olmaz. Yani 2 milyar dolarlık bir cirodan söz edilmesi vatandaşa değil, şirketlere faydalı oluyor.

Yangınları özellikle 776 kuleden yirmi dört saat gözetlediğinizden söz etmişsiniz; doğru, bunu yapıyorsunuzdur ama Türkiye'de yangınlar ne yazık ki her dönem devam ediyor. Önemli olan gözetlemek değil, söndürebilmek.

HES'lerin sayısını 125'ten 750'ye çıkarmak başarı değil, bizi üzüyor. Su kullanım hakkının başka şirketlere verilmesi, vatandaş lehine kullanılmaması da, bu da bizi üzen başkaca bir durumdur; tespitlerinizden söylüyorum.

Bir başka sayfasında da Afrika'da yaklaşık 2 milyon kişiye içme suyu temin ettiğiniz söyleniyor. Ne güzel yapmışsınız ama kendi ülkenizde unutmuşsunuz herhâlde ya da belki size ulaşmadı; Rize'nin Pazar ilçesinin Hamidiye köyünde hâlâ içme suyunu evine alamayan insanlarımız var. Bugün de muhtarı aradı ve sadece Cumhurbaşkanının yetkisinde olup ödeneğinin ayrılması hâlinde bu sorunun çözülebileceğini ifade etmesi inanılmaz kötü bir şey, çok rahatlıkla bunun aşılması gerekiyor. İçme suyu için Cumhurbaşkanından izne falan gerek yok.

Evet, yaş çay meselesiyle ilgili 592 tona 6,5 milyar ödeme yapmışsınız; iyi yapmışsınız, güzel ama 11,3 TL yaş çay bedeli -şu anda reel itibarıyla söylüyorum- 4,5 TL'ye düştü. Kuru çaya yakın dönemde yapılan yüzde 90'lık zam ama çay üreticisine hiçbir fark vermemek, bu da çay üreticisini ezmek açısından çok önemli ve çarpıcı bir örnektir.

Şimdi, bir de burada 4,5 milyon faydalı böceği bırakmışsınız ya Sayın Bakanım, vallahi bize gelen giden olmadı. Bizde şu kokulu bir böcek var -şey, ne diyorlar ona- kokarca, bahçeleri istila etti; ne sebze var ne meyve var ne çay bırakıyor yani her tarafı istila etmiş durumda. Yani işin doğrusu bizim onunla ilgili mücadelemizin de eksik olduğunu düşünüyorum.

Sonra bir başka düzenleme de Bakanlık bütçelerinizle ilgili, şimdi zaten konuşacağım. Şimdi, Sayın Bakanım, bir kere tarım arazilerimiz küçüldü, özellikle ormanlardan, meralardan bu deprem gerekçe gösterilip imara açılan çok yer var, şimdi üzerine bir de aslında rezerv alanı adıyla yeni alanlar eklendi ve tarım arazileri ciddi derecede küçüldü. Ne yazık ki gıda enflasyonu sürecinde, gıda enflasyonunda gerçekten dünya şampiyonuyuz, Grup Başkanımız da bunu dile getirmişti. OECD'ye üye ülkeler içinde Ekim ayı itibarıyla şu anda 1'inciyiz ve yüzde 80 midir, öyle bir şeydir ama 2'nci sırada olan ülke en azından yüzde 40'la bizi takip ediyor, adını da hatırlayamadığım bir ülke.

Bir önceki Tarım Bakanımızın uluslararası gıda tröstlerinde danışmanlık yaptıkları, Türk çiftçisini korumak yerine bu firmaların menfaatleri doğrultusunda bir yönetim tarzı geliştirdikleri çokça haber ve yorumlara konu olmuştu. 2018 yılında buğday ve samanı ithal ediyoruz şeklindeki eleştirilere o zaman Sayın Pakdemirli "E, ne var? Paramız var da ithal ediyoruz." diye bir cümle kullanmıştı hatırlarsanız. Bu, yani aslında tarıma gösterilmeyen önemin bir ifadesi gibi. Türkiye normalde tarımda ve gıdada kendine yetebilen bir ülke konumundayken ithal bağımlısı hâline geldik. Öyle ki savaş hâlindeki ülkelerden dahi ayçiçeği vesaire gibi bir sürü gıda ithal ediyor durumdayız.

Sayın Bakan, tarım destekleri yetersiz. 5488 sayılı Tarım Kanunu'nun "Tarımsal Desteklemelerin Finansmanı" başlıklı -biliyorsunuz bunu- 21'inci maddesinde "Tarımsal destekleme programlarının finansmanı, bütçe kaynaklarından ve dış kaynaklardan sağlanır. Bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden azı olamaz" diye bir amir hüküm var. Sizin döneminizde, AK PARTİ iktidarları döneminde ne yaptık? "Yüzde 1" diye ifade edilen bu oran ne yazık ki 0,5 seviyelerini geçemedi, hatta 2024 bütçesinde gayrisafi yurt içi hasılanın 0,29'u oranında seyretmiştir. Yani tarımdaki desteklemeniz yüzde 44 civarında.

Çay Kanunu meselemiz... Ben Rize'den geldim, çok uzun zaman oldu, Rize çok bekledi, beni gönderdi, şimdi çok konuşuyorum onun için. Partimiz geçmiş dönemlerde çay kanununun vatandaş yararına çıkarılması için defalarca teklifte bulundu ama ne yazık ki iktidarın oylarıyla her seferinde reddedildi. Şimdi, üreticiyi korumak için, ÇAYKUR'u sağlam bir yapıya kavuşturmak için üreticinin sorununu çözmekten uzak olan özel sektör gözüyle hazırlanmış teklifler daha evvel bize sunuldu ama görülen tepki nedeniyle siz de onları geri çektiniz. Geçen dönem partimizce hazırlanan çay kanunu ne yazık ki iktidarınız tarafından desteklenmedi. Özellikle üreticiyi koruyan yeni bir kanun teklif ediyoruz, talep ediyoruz. Belli ki iktidarınız bunu hazırlamayacak, biz hazırlayacağız. Bunun için sizden destek istiyoruz, buyurun birlikte hazırlayalım, bir komisyon kuralım, beraberce yapalım bunu. Tek istediğimiz şey üreticinin kanunla korunur bir hâle getirilmesidir, başka bir şey istemiyoruz; orada çalışanların, mevsimlik işçilerin, onların korunmasıdır. Bunlarla ilgili birlikte hazırlayacağımız bir kanun teklifini ya da bizim teklif edeceğimiz kanun teklifini desteklemenizi istiyoruz.

Çayda bir budama sorunu var. Çayda budama 1/10 oranında yapılıyor idi, şimdi, bu, iktidarınız döneminde, 2022'de yedide 1'e düşürüldü. Yedide 1 budama yapıldığı zaman çay çiftçisi diyor ki: "Biz artık çayın yenilenmesi, gençleşmesi için gerekli süreyi yakalayamıyoruz ve çay üretimimiz gerçekleşmiyor." Dolayısıyla, bunun 1/7'den tekrar 1/10'a... Yani onda 1'inin budanmasına ihtiyaç olduğu belli ve ziraat odalarımız tarafından da bu talep ediliyor. Dolayısıyla, bu yönde de bir çalışma istiyoruz.

Yine, ÇAYKUR'un 9.200 işçisi var, Rizeli siyasetçiler daha evvel onlara söz verdiler "Kadro vereceğiz." diye, vermediler, buna muhtemelen Bakanlığınızın da bir çözüm olabileceğini sanmıyorum ama dillendirmekte yarar gördüm, o yüzden...

Sayın Bakanım, şimdi, gübre meselesi... Son on yılda yüzde 1.350 artmış, inanılmaz bir rakam; mesela, geçen yıl 8,5 lira olan gübre şu anda 13,5 lira civarında. 2023'te emekli zaten hiç zam alamamış, hiç zam alamadığı için ciddi bir buhran içinde. 7.500 lira TL maaş alan insanlar -özellikle Rize'de, Trabzon'da, Giresun'da, Ordu'da fındık, çay, tütün; hatta Mersin'de limon, ne ise, Antalya'da- bütün üreticilerimiz bu ÇKS kayıt nedeniyle alamadıkları bu 5 bin TL yüzünden inanılmaz kızgınlar, hırslılar, bunu vermenizi istiyorlar ve bu haklarıdır. Bu düzenlemede de bir yanlışlık var. Şöyle bir yanlışlık var: Bakın, İstanbul'da sadece emekli olduğu hâlde büyük mülkleri olan insanlar bundan yararlanabilecekler ama Güneysu ilçesinde 1 dönüm çaylığı var, bunun yarısını da maliyetine harcayan bir çiftçi alacağı 5 bin lirayı 2 bin lira aldığı için alamayacak; burada büyük bir dengesizlik var, bu dengesizliğin mutlaka giderilmesi lazım. Mesela dul ve yetimler benzer biçimde, 3.750 TL alıyorlar, 1.250 TL alan yetimler var yani çay cüzdanı var diye bu insanlar bu 5 bin TL'den yararlanamayacak; böyle bir fırsat eşitsizliği olamaz, bunu düzeltmemiz lazım.

Dolayısıyla bu düzenlemelerin yapılmasını talep ediyoruz. Asıl olan şey, çiftçinin kendisine dokunabilmektir. Çok ciddi bir sorun var. Mesela, mısırda 5.700 liraymış, düzeltmişsiniz, fiyatını getirmişsiniz 6 bin liraya. Şimdi, bir yıl içinde bu 5.700 lira ile 6 bin lira arasında, insanın yüzde 100 enflasyon olan bir yerde geçinme olasılığı mümkün mü? Tarımı terk etmek için gerekçe hazırlanıyor. Dolayısıyla, Türkiye'deki tarım alanları iyice küçüldü, o yüzden bu düzenlemeler içinde mutlaka ve mutlaka çiftçilere de pay biçilmeli.

Sayın Bakanım, neleri artıralım diye bütçeye bir baktığımda hemen dikkatimi çeken şu var: Mesela, yaklaşık olarak, Bakanlığa 283 milyar, yatırıma 111 milyar, tarımsal desteklemelere de 91,55 milyar gibi bir rakam öngörülüyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Ocaklı, süreniz doldu. Bir dakika ek süre veriyorum.

TAHSİN OCAKLI (Rize) - 111 milyar lira yatırım için yetebilir mi? Ankara'da bir dairenin 10 milyon lira olduğunu düşünürsek bütün Türkiye için bu rakam yeterli olabilir mi sizce?

Onun için desteklemeyle ilgili mutlaka ve mutlaka çok önemli bir adım atılması lazım, tarımsal desteklemeleri mutlaka kullanmamız lazım.

Çayda özellikle 1 kişi için -yaklaşık olaraktır bu maliyet- 6,5 milyar TL ödeme yaptınız ya Sayın Bakanım, bu işten geçinen 1 milyon kişi var. 6,5 milyonu 1 milyona bölünce 1 kişi için vermiş olduğunuz çay bedeli aslında 6.500 liraya gelmiş oldu; azdır.

Çay üreticisinin veya çiftçinin hakkını koruyan düzenlemeleri yeniden gözden geçirmenizi, bu çalışmayı birlikte yapmayı diliyoruz. Umarım bizi duyar, umarım istediklerimizi yaparsınız.

Saygılarımı sunuyorum.