| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Adalet Bakanlığı b) Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu c) Türkiye Adalet Akademisi ç) Anayasa Mahkemesi d) Yargıtay e) Danıştay f) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu g) Kalkınma Bakanlığı h) Türkiye İstatistik Kurumu ı) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı i) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı j) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı k) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 15 .02.2016 |
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Sayın Başkan, Değerli Bakanım, kamu kurum ve kuruluşlarının değerli başkan ve yöneticileri, çok kıymetli milletvekili arkadaşlarım, değerli hazırun; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Adalet Bakanlığının bütçesi hakkında kendi şahsi görüşlerimi ifade etmek için söz aldım.
Öncelikle, Sayın Bakanım, size ve şahsınızda tüm Bakanlık çalışanlarına yapılan çalışmalardan dolayı teşekkür ediyorum.
Birincisi, adalet hizmetlerinde altyapının güçlendirilmesi çalışmaları takdire şayan olmuştur. Adalet hizmetlerinin kiralık binalarda son derece olumsuz ortamlarda verilmesi usulü terk edilerek merdiven altı adalet anlayışına son verilmesi son derece önemlidir. Bunu, kendi ilimden ve kendi ilçemden bir örnekle izah etmek istiyorum.
Zonguldak Alaplı ilçesi adliyesinde, kiralık olarak tutulmuş çok katlı bir binanın en son katında, penceresi camı olmayan, ışığı dahi görmeyen, rutubetli ve karanlık bir ortamda adalet hizmetleri vermeye çalışılırken, 2002'den sonra yapılan adliye, adalet saraylarıyla birlikte, gelecek elli yılı planlanmış bina yapılmak suretiyle güzel bir hizmet binası yapılmıştır. Yani adalet çatı katından yapılan yeni bir binayla saraya taşınmıştır, emeği geçen herkese bu konuda teşekkür ediyorum.
İkincisi, makul bir sürede yargılanma konusu. Bu, çok önemli bir konu, bu konuda çok önemli çalışmalar yapılarak yargılama süreleri kısaltılmıştır ancak bunlar takdire şayan bir durum olmakla birlikte, geciken adalet adalet sayılamayacağı için yargılama sürelerinin daha da kısaltılması gerektiği kanaatindeyim.
Sayın Bakanım, sizin de sunumunuzda bahsettiğiniz gibi, bu konudaki kanun tasarılarının Türkiye Büyük Millet Meclisine acilen getirilmesi ve Bakanlığınız tarafından yapılacak diğer çalışmalara da acilen başlanması gerektiği hususunu dikkatlerinize arz ediyorum.
Üçüncü husus Çek Yasası'yla ilgilidir. Sözlükte çek, "Kıymetli evrak niteliğine sahip bir kambiyo senedi olup, bir havalenin ödenmesi için çıkarılan teyit emridir. Çek bir borç senedi ya da senetlerde olduğu gibi belirli bir süre sonunda senet bedelinin ödenmesi vaadi değildir." diye tanımlanmaktadır.
Ülkemizde de yıllarca çek konusunda bir uygulama oluşmuş, vade olmamasına rağmen borçlu ile alacaklı arasında bir güvene dayalı olarak bu kullanılmıştır. Çekin ödenmediği durumlarda da bunun caydırıcı müeyyideleri vardı ancak yapılan düzenlemelerle önce bu müeyyideler kaldırılmış, daha sonra da çeke vade getirilmiş ve çek, kırtasiyeciden alınan senet olarak değil de bankaların dağıttığı bir senet hükmü hâline gelmiştir.
Evet, belki konjonktür gereği çek davalarının olağanüstü sayılara ulaşmasından dolayı bu düzenleme yapılmış olabilir, oysa bu düzenlemenin anlık olması gerekirdi, fakat bu uygulama uzun zamandan beri sürdürülmektedir.
Sonuçta, çek kıymetli bir evrak olmaktan çıkmış ve ticari işlemlerde de hiçbir itibarı kalmamıştır. Onun için, çek mevzuatının uluslararası normlara uygun olarak yeniden düzenlenmesi ve çekin daha önce olduğu gibi kıymetli ve ciddiye alınır bir evrak olması sağlanmalıdır. Uluslararası literatürde karşılıksız çek keşide etmek dolandırıcılık sayılmaktadır ve bunun ağır cezai müeyyideleri vardır.
Sayın Bakanım, değinmek istediğim bir diğer konu da -kendi yaşadığım bir tecrübeden de biliyorum- kişilere karşı işlenen suçların affedilmesi hakkında olacaktır. Devlet, devlete karşı işlenen suçları affedebilir, benim buna bir diyeceğim yok, belki bu da tartışılabilir, ancak kişilere karşı işlenen suçların affı konusunda, kendisine karşı suç işlenen kişinin veya o kişi hayatta değilse yakınlarının mutlaka muvafakati olmalıdır diye düşünüyorum. Bu konuda sizlere başımdan geçen bir hadiseyi de örnek vermek istiyorum.
Daha önce Sağlık Bakanlığı bütçesi görüşülürken, belediye başkanlığım sırasında silahlı saldırıya uğradığımı ifade etmiştim. Bunu yapan fail yakalandı, ağır ceza mahkemesinde yargılandı, neticede duruşmalarda gösterdiği iyi hâl göz önünde bulundurularak on sekiz yıl, on ay ceza aldı. Sekiz yıl altı ay infazdan sonra cezaevinde yatması gerekiyordu, ancak bizim dönemimizde Türk Ceza Kanunu'nda yapılan bir düzenlemeyle, beş yıl altı ay yattı, çıktı, gitti. Bu durumun değişmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sayın Bakanım, son olarak, yaklaşık 150 çalışanı, 25 hâkim ve savcısıyla güçlü bir yargılama kadrosuna sahip, yeni adliye binasına 2014 yılında taşınan, Karadeniz Ereğli Adliye Sarayında ağır ceza mahkemesi başkan ve üye odaları, mahkeme kalemi ve duruşma salonu mevcut olup, tüm teknik altyapısı ve tefrişatı Adalet Bakanlığının onayıyla tamamlanmıştır; yeterli sayıda da dosya mevcuttur, bu konudaki dosyamızı Sayın Bakanımıza sunmuş bulunmaktayız. Karadeniz Ereğli adliyesinde ağır ceza mahkemesi kurulması hususunda yardımlarınızı talep ediyoruz. Bu kurulacak ağır ceza mahkemesi, Alaplı, Ereğli ilçelerine yani toplam 220 bin nüfusa hizmet edecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle 2016 yılı bütçenizin hayırlı hizmetlere vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.