KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli katılımcılar; bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.

Herkes ve her kesimi kapsayan biçimde öngörülen hukuk kurallarına uygunluğu denetleyen bağımsız yargıya ve hukukun üstünlüğüne demokrasiyle yönetilen her ülke muhtaçtır. Hukuk yalnız kanun kitaplarında yazılı kaldığında sorunların yaşanılması kaçınılmaz olur. Bundan arınmanın yolu kanunların adil ve yansız uygulanmasıdır. Ülkemizde ne yazık ki yargıya güven düne göre azalmıştır. Özellikle, topluma sunuluş biçiminde abartısıyla Ergenekon, Balyoz, casusluk ve Sayın Arınç'a suikastla ilgili davalara "paralel" adıyla yürütülen davalar da eklenmiş olması ve özgürlük arayışında elinde silah olmayan, düşüncesini açıklayan kişilere karşı yargının farklı farklı kararları tartışılmaktadır. Can Dündar ve Erdem Gül'e uygulananlar da vicdanı sızlatmaktadır.

Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü'ye yapılan saldırı ve hakaretlere yargı uygulaması sınırlı kalırken Cumhurbaşkanına karşı yazılan iki satırlık yazıların dahi önemle ele alınması yargı üzerinde toplumsal bakışın, en azından bir kesim yargı mensuplarının yanlı ve talimatla karar aldığı izlenimi yaratmıştır. Hukuk adına bu süreç düşündürücü ve kaygı vericidir. Yargının bağımsız ve tarafsız olması ülkede adaletin dağıtılmasında olmazsa olmaz koşulu olarak görülmelidir.

Sayın Bakan, yargılamayı oluşturan üç unsurdan bağımsız savunmayı temsil eden avukatların görevlerini yerine getirmelerine ihtiyaç duydukları yaşam ve mesleki şartlar her geçen gün ağırlaşmaktadır. Ülkemizde farklı alanlarda görüldüğü üzere açılan hukuk fakülteleri de bilgi kalitesi tartışılan ve ihtiyaç fazlası hukukçular yetiştirdiği meslek kuruluşlarının ifadesidir. Kontrolsüz artan avukat sayısının haksız rekabetlere neden olduğu meslek kuruluşlarınca dile getirilmektedir. Uygulamada ve mevzuatta sorunların yanında, ülkemizde avukatların yetki ve görev alanlarının da daraltıldığı belirtilmektedir. Veraset belgesi çıkarma yetkisinin noterlere tanınması yanında avukatlarca yapılan bazı uygulamaların da notere devredileceği yönünde çalışmaların avukatlık mesleği gelir kaybının artmasına neden olarak gösterilmektedir. Biraz evvel sizin de ifade ettiğiniz gibi, noterliğe yöneliş de bu nedenle olsa gerek.

Uzlaşma müessesesinin kurulması sırasında avukatlara verilen vaatlerin de gerçekleşmediği, eğitim görmüş ve görevlendirme bekleyen avukatların varlığına rağmen kamu personeli kişilerin uzlaştırmacı olarak çalıştırıldıkları ifade edilmektedir. Danışmanlık şirketi adı altında açılan firmaların avukatlığa uygulanan yasaklara tabi olmaması, vatandaşlara hukuki eğitim almadıkları hâlde hukuki danışmanlık hizmeti vermeleri de tartışılan konulardır. Avukatlık ücretlerine uygulanan yüzde 18 KDV de yüksek bulunularak bunun da düşürülmesi talep edilendir. Bağımsız yargının savunmasının temsilcisi olan avukatların mesleki sorunlarının çözülmesi verimli çalışmanın önünü açacaktır.

Yargı mensubu olan hâkim ve savcıların bağımsız ve tarafsızlığının önemli dayanağı olan özlük hakları ve mesleki güvencelerinin oluşturduğu da bir gerçektir. Hâkim ve savcı atamalarında liyakat ilkesinin dikkate alınmadığı meslek kuruluşlarınca belirtilmektedir. Yargı birliğine, yargı bağımsızlığına ve tarafsızlığa ters bir anlayışla adaletten ve toplum düzeninden bahsedilemeyeceği açıktır. Yargı siyasi iktidarın kontrolünden ve yönlendirilmesinden çıkmalı, hukukun üstünlüğü ve yurttaşların yargıya inancının sürmesi sağlanmalıdır.

Sayın Bakan, Adalet Bakanlığı infaz koruma memurlarının yıpranma payı ve özlük hakları iyileştirilmesi, eğitim durumu ve aynı kategoride bulunan memurlar arasında farkların giderilmesi yanında, döner sermayeden eşit yararlandırılmaları da infaz memurlarının beklentileridir.

Ayrıca, Niğde Adliye Sarayı temeli atıldığı hâlde çok ağır ilerlemekte. Bu konuda bir sorun mu var, bunu da öğrenmek istiyorum. Niğde de icra dairesi 1'ken 2 olmuştur. 3'üncü icra dairesinin açılması söz konusu mudur?

Cezaevlerinde tutuklu sayısının artması toplumsal sorunlarla direkt ilgilidir. 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu gereğince Adalet Komisyonunun bulunduğu yerlerde hükümlülere yardımcı olmak üzere koruma kurulları oluşturulmuş. Koruma kurullarının görevi, ceza infaz kurumlarından salıverilen hükümlülerin topluma uyumlarına yardımcı olmak, yeniden suç işlemelerini önlemek için çalışma yapmaktır. Pratikte bunun başarı oranı nedir? Bu bağlamda salıverilen hükümlülerden beş yılda tekrar suç işleyen kaç kişidir? Hükümlülerden cezaevlerinde meslek edinme ve meslek eğitimi alanların cezaevi sonrası mesleğini sürdüren kişilerle ilgili bir araştırma var mıdır? Fiziksel koşullar kaç cezaevinin kurs ve eğitimine uygundur? Hükümlülerin birtakım kamusal hizmetlerde istihdam edilerek topluma kazandırılmaları yönünde yapılan çalışmada özellikle özel sektörde bu konuya yaklaşım ve amaçlanan nedir?

Teşekkür ederim.

Bütçenin hayırlı olmasını dilerim.