Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Millî Eğitim Bakanlığı b) Yükseköğretim Kurulu c) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ç) Yükseköğretim Kalite Kurulu d) Üniversiteler |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 14 .11.2023 |
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, Bakan Yardımcılarımız, çok Değerli Komisyon üyeleri; ben de sizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Sayın Bakanım, bütçenizin hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Tabii, burada, deprem bölgesine gittiğimizde, ben yaklaşık üç hafta kadar Kahramanmaraş'ta kaldım. Sayın Bakanım, biliyorsunuz, orada korunaklı olan, depremden etkilenmemiş kamu binalarında, okullarda oraya gelen öğretmenlerimizle karşılaştık. Ben buradan onlara bir kez daha teşekkür etmek istiyorum çünkü öyle öğretmenlerdi ki o okullarda kalan vatandaşlarımıza, oradaki depremzedelerimize yemek pişiren hatta sonrasında bulaşıklarını yıkayan öğretmenlerle tanıştım. Ben bu anlamda, bir kez daha deprem süresince cansiparane çalışan, o bölgede tanıştığım, tanışmaktan da çok büyük mutluluk duyduğum -hemen hemen her okulda vardı, her okulda görevlendirilmişti- öğretmenlerimize çok teşekkür etmek istiyorum.
Tabii, yakın zamanda da 24 Kasım Öğretmenler Günü, bu vesileyle de tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyorum.
Tabii, bir ülkenin kalkınmasında ve gelişme göstermesinde eğitimin yadsınamaz bir yeri var. Biz de bu bilinçle, iktidara geldiğimiz ilk dönemde aynı sağlığa ve adalete olduğu gibi eğitime de özel bir önem gösterdik, bunun farkında ve bilincinde olarak da eğitimle ilgili ciddi anlamda yatırımlar yaptık ve destek verdik. Bugün, Türkiye 1 milyon 203 binin üzerinde öğretmen ve 20 milyona yakın öğrencisiyle belki de onlarca ülkenin nüfusundan daha büyük bir eğitim sistemine sahip. Hedefimiz, her bir öğrencimize eşit ve nitelikli eğitim imkânı sunarak onları dünyadaki akranlarıyla rekabet edebilir hâle getirmek, günün ihtiyaçlarına uygun bilgi ve becerilerle donatarak güçlü bir şekilde empati -aslında, empatiyi de çok önemsiyorum- yapabilen gençler hazırlamak.
Açıkçası, "Biz AK PARTİ olarak üniversite sayılarını artırdık." vesaire o tarz "207 üniversite" denildi, işte "Övünüyorsunuz." gibi eleştiriler geldi. Aslında biz iktidara geldiğimizde eğitimde en önemli şeyin fırsat eşitliği olduğuna inandık, o yüzden de üniversitelerin derslik sayılarını artırdık. Kız çocuklarıyla ilgili bir oran vermek istiyorum: AK PARTİ iktidara geldiğinde kız çocuklarının üniversiteye gidiş, okullaşma oranı yüzde 3,5; bugün bu oran yüzde 49,02. Bu bile o kadar büyük bir fırsat ki. Mesela, şimdi burada öz eleştiriler oluyor. Vay, işte, Bakanlıkta kadın bürokrat var mıdır, yok mudur? Yoksa, efendim, Bakan Yardımcısı ya da kadın çalışanıyla... Şunu söylemek istiyorum: Belki de Türkiye'nin en önemli sorunlarından biriydi kadınların eğitime tam olarak ulaşamaması. Niye?
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Nilgün Hanım, 2 milyonun üzerinde çocuk anne var bu ülkede.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Dinlerseniz...
Bu ülkede görünümlerinden dolayı, kılık kıyafetlerinden dolayı yıllarca üniversiteye giremeyen kızlar oldu, kadınlar oldu. Dolayısıyla belki de eğitim hayallerini yarım bırakmak zorunda kalan kadınlar oldu. Şimdi, mesela kadının iş gücüne katılım oranı diyoruz; yüzde 36 küsurlarda. Belki o zamanlar insanlar eğitime ulaşabilseydi, bizim öğrencilerimiz, kadınlar tam anlamıyla eğitime gidebilseydi bu oranlar belki de -yüzde 44, yüzde 45- çok daha farklı oranlar olacaktı ki ona rağmen, bugün geldiğimiz oran çok iyi. İlkokul, ortaokul ve liselerde kadın öğretmen oranı yüzde 60, önemli; kamuda kadın çalışan oranı yüzde 44'e gelmiş, bu çok önemli ama keşke zamanında bu yasaklamalar, bu kısıtlamalar vesaireler olmasaydı bence bugün çok daha farklı yerlerde olabilirdik. Dolayısıyla erişim engellerini de biz kaldırdık, bu yadsınamaz.
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - 2 milyon çocuk anne, son beş senede.
Buyurun.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - "2 milyon..." Ne dediniz?
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Çocuk anne, 18 yaşının altında.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Onunla da ilgili biz mücadele ettik, hemen vereyim: İlk yaptığımız şey TCK'de düzenleme oldu, Türk Ceza Kanunu'nda. Çocuk yaşta evliliklerle ilgili, töre, namus cinayetleriyle ilgili 2005 yılında...
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - 15 yaşlara indirdiniz rıza yaşını Millî Eğitim yönetmeliğiyle.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - O rakamlar doğru değil, onunla ilgili çok ciddi oranlarda kanuni düzenlemeler yaptık. Bugün, o yaştaki evliliklerle ilgili oran yüzde 1'lerin altındadır, o da yadsınamaz.
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Nişanlanmanın önünü açtınız siz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Karaca...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Evet, tüm kademelerde çocuklarımızın eğitime erişimini kolaylaştırmak ülkemizde özellikle son yirmi bir yıldır en önemli ilerleme kaydettiğimiz alanlardan biridir. Öncelikle okul öncesi eğitim, 5 yaş okullaşma oranı -Sayın Bakanımız söyledi oranları, bir kez daha söylemek istiyorum, önemli- yüzde 11 iken bugün yüzde 98'lere gelmiş durumda. Yine, ilköğretimde net okullaşma oranı yüzde 90'lardan net yüzde 91,70'e gelmiş, brütü ise yüzde 119,54. Yine, ortaöğretimde net okullaşma oranı yüzde 50'lerden yüzde 98'e gelmiş, bunlar önemli. Yine, yükseköğretimde net okullaşma oranı yüzde 14'müş -ben biraz önce kız öğrencileri verdim yüzde 3,5 diye- bugün bu net olarak yüzde 46'ya gelmiş durumda. Bu arada, kız öğrenciler yüzde 48'le daha başarılı. Tabii, okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarında ciddi bir şekilde artışlar sağladık. Üstelik bu büyümede bir şekilde kaliteden de ödün vermeden, iyi bir şekilde, kalite odaklı, dünyada ne varsa onun gereksinimlerini öğrencilerimizin de almasını sağladık. Yeni eğitim öğretim yılında 2.050 yeni anaokulu ve 15.500 yeni ana sınıfı açarak okullaşma oranlarını artırma hedeflerimiz de var.
Evet, şunu söylemek istiyorum: Tabii, ben de 2 kız çocuğu annesiyim. Dolayısıyla kız çocuklarının okullaşma oranını ben çok önemsiyorum. Özellikle ortaöğretimdeki ve yükseköğretimdeki kız çocuklarının okullaşması önemli. Demek ki imkân verildiğinde bu ülkenin vatandaşları erkek çocuklarını nasıl okutuyorsa kız çocuklarını da okutabiliyor, bunu görmekten de çok büyük bir memnuniyet duyuyorum. Şimdi, baktığımızda kız çocuklarının okullaşma oranı okul öncesinde yüzde 11,6'ymış, bu yüzde 85'e gelmiş. Ortaöğretimde, yine, yüzde 45'miş, yüzde 91'e gelmiş, bu önemli. Nitekim, ülkemizin PISA ve TIMSS performansları da bunları doğrular yönde. 15 yaş grubunda öğrenci sayısını en fazla artıran ülke olmamıza rağmen performansını da en çok artıran ülke Türkiye.
Yine, başka bir önemli gelişme ise derslik başına düşen öğrenci sayısı. Yine bu oran, derslik, 2002-2003'lü yıllarda ilköğretimde 36, ortaöğretimde 30, genel öğretimde 34, mesleki ve teknik öğretimde 26 iken 2023-2024 eğitim öğretim yılında ilköğretimde 23, ortaöğretimde 22, genel ortaöğretimde 24, mesleki ve teknik ortaöğretimde 20'dir; bu çok önemli. Ben 1976 doğumluyum, Denizli'de 74 kişiydi benim sınıfım, 74 kişilik sınıfta okumuştum. Öğrencilerimizin böyle 20 kişilik sınıflarda okumasından çok da büyük bir mutluluk duyuyoruz.
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Hangi okullar bunlar 20 kişilik? Acaba imam hatipler olabilir mi?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - İmam hatipler değil, ortalama alınıyor hanımefendi, Sayın Vekil, ona göre.
Yine, öğretmen başına düşen öğrenci sayılarında da başarılı oranlara geldik, öğretmen başına öğrenci sayısını 2000'li yıllardan çok daha iyi noktalara getirdik. Son yirmi bir yılda eğitim sistemine eklenen yeni okullar, yeni öğretmenler sayesinde OECD ortalamasını da aslında ilk kez yakaladık.
Yine, altyapı sorunlarımızı halletmekle kalmadık, nitelikli eğitimi sağlamak için birçok spor salonları da açtık yani 2002-2003 eğitim öğretim yılında 2.791 olan spor salonu var, bugün 15 bine yakın spor salonuyla öğrencilerimize hizmet veriyoruz. Yine, laboratuvar sayısını 3 kat artırmış durumdayız. Kütüphane sayımız, sınıf kitaplıkları hariç 14.478'den 43.022'ye ulaşmış durumda ve Z-Kütüphane sayımız da 3.745'tir. Yine, öğrencilerimizin pansiyon sayısını da 2 kattan fazla artırmış durumdayız. Öğrencilerimize, biliyorsunuz ücretsiz ders kitapları veriyorduk artık bunun yanında ücretsiz ek yardımcı kaynak kitaplarını da veriyoruz. Çocuklarımız okullara başladığı ilk gün ders kitapları masaların üzerinde hazır bir şekilde bulunmakta.
Yine, mesleki eğitimle ilgili bir şey söylemek istiyorum. Sayın Bakanım, ben de önemsiyorum, yine sanayi bölgesinde, Denizli'de DOSTEK Kolejimiz var, oran vermek istiyorum, başarılı olduğunu da söylemek istiyorum. Yaklaşık bin öğrencimiz var DOSTEK'te, organize sanayi bölgesinde. Bunun yüzde 30'u direkt üniversiteye gidiyor, yüzde 75'i de direkt iş bulabiliyor yani hiç açıkta kalan yok, çok başarılı bir uygulama. Dolayısıyla bu meslek liselerinin artırılması çok önemli. Tabii, bu meslek liselerinin önünü açmak için de biz burada öğrencilerimize hem devlet olarak yüzde 50'sini karşılamak yönünde hem de oradaki özel sektörden de asgari ücretin yüzde 50'si kadar işletmeler tarafından ödenek ödenmesi devletin güvencesi kapsamında bunu da çok önemsiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ök, bitti mi?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bitmedi.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir dakika daha uzatıyorum.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bir dakika uzatalım, bir şey söyleyeceğim.
Şimdi, bizim bu DOSTEK'ten mezun olduktan sonra biz bir de burada bir vakfımız var, burada biz üniversite de kurmak istiyoruz ama butik bir üniversite yani buradan mezun olan öğrencilerimizin gidebileceği üniversite ve sanayi iş birliğinin çok iyi bir şekilde kurulabileceği, Denizli'de bunun yeri de var, organize sanayi bölgesinde vakfımız da var. Biz bu üniversiteden yetişecek olan teknik öğrencilerin ya da hocaların, sonrasında çok büyük bir katkısı olacağına inanıyoruz çünkü DOSTEK Lisemizde çok büyük bir başarı elde ettik.
Bir tane daha bir şey söylemek istiyorum: Bizim bu özel mesleki okullarımız Meslekî Eğitim Genel Müdürlüğünün altında değil de Özel Öğretim Genel Müdürlüğünün altında. Burada bence bir çelişki var. Bence bu meslek okullarının da Meslekî Eğitim Genel Müdürlüğünün altına alınması gerektiğinin doğru olduğunu düşünüyorum.
Tabii, sürem bittiği için ben çok teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, Bakanlık bütçenizin hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.