| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a)Kültür ve Turizm Bakanlığı b)Radyo ve Televizyon Üst Kurulu c)Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ç)Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü d)Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı e)Vakıflar Genel Müdürlüğü f)Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı g)Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ğ)Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu h)Atatürk Araştırma Merkezi ı)Atatürk Kültür Merkezi i)Türk Dil Kurumu j)Türk Tarih Kurumu k)Kapadokya Alan Başkanlığı l)Uludağ Alan Başkanlığı m)Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 15 .11.2023 |
MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
2024 bütçemizin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Türkiye'de "turizm" denince herkesin aklına ilk gelen yer hiç şüphesiz Antalya. Kentimiz, Türkiye'de turizm başkenti olarak her yıl milyonlarca turist ağırlamakta ve ülkeye çok ciddi bir ekonomik katkı sağlamaktadır. Örneğin, bu yıl, pandemi döneminde düşen turist sayımız yükseldi, turist sayısında 13 milyon rakamlarına yaklaştık, turizmcilerimizin beklentisi de 15 milyon civarında. Bu sayılar, tabii, bizi, ülkemizi ve Antalya'mızı çok mutlu ediyor.
Değerli milletvekilleri, turizm sadece bir gelir kapısı değil, ülkenin tanıtımı açısından da parayla ölçülemeyecek derecede değerli olan bir işleve sahiptir. Turizm içerisinde bu denli önemli payı olan kentimizin bu paydan hakkını almasını istiyoruz Sayın Bakanım. Antalya her yıl ortalama 13-15 milyon yabancı, 4 milyon yerli turist ağırlıyor; 2,5 milyon da nüfusumuz var yani 20-22 milyona hizmet ediyoruz ama 2,5 milyona göre para geliyor, bunun düzeltilmesi lazım.
Konaklama vergisi alınmaya başlandı ama bu vergi ilimize gelmiyor. Konaklama sayısına göre, haksızlık edilmeden illere pay verilmesinin doğru olduğunu düşünüyoruz.
Yine, Sayın Bakanım, özellikle otellerin merkezleri, maalesef, İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde; kurumlar vergisi gelirlerinden de Antalya'mız maalesef hiç pay alamıyor.
Bir başka konu, Antalya turizmini çeşitlendirmeliyiz. Antalya sadece deniz, güneş, kum turizminden kurtarılmalı; Antalya doğa sporlarından saha sporlarına, sağlık turizminden yayla turizmine çeşitli turizm alanlarına çok uygun bir şehir. Bu yönde destek ve çalışmalar, bir taraftan turizm gelirlerini katlarken diğer taraftan da gelirin tabana yayılmasını sağlayacaktır.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin güzelliklerinden, doğasından bahsediyoruz ama bu güzellikleri, doğayı bir türlü koruyamıyoruz. İktidarın, paraya sıkışınca aklına ilk gelen, turizm kıyılarımızı, ormanlarımızı hemen satışa çıkarmak ve ranta açmak. Tabii, burada, hepimizin olan bu alanların kimlere, nasıl satıldığı ayrı konu. Bakın, sadece Ağustos 2023'te Türkiye'nin önemli turizm alanlarındaki 30.664 kilometrelik arazi Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından satışa sunulmuş. Satışa sunulan taşınmazların büyük bölümü Antalya, Aydın, Balıkesir, Çanakkale, İstanbul İzmir, Mersin, Muğla ve Nevşehir gibi turizmle öne çıkan şehirlerde yer alıyor; tam 515 parsel. Satışa çıkarılan parsellerin listesi buradan Bakanımızın oturduğu yere kadar uzanıyor.
AKP iktidarında, bakanlar değişiyor, kurumlar değişiyor ama uygulamalar maalesef değişmiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ege ve Akdeniz'de denize sıfır noktalardaki hazine arazilerine otel, günübirlik tesis yapılmak üzere şirketlere satmaya maalesef devam ediyor, her ay yeni bir yeri veriyorlar. Bakın, bazıları orman içinde olan 16 yerdeki taşınmazlar tesis yapılmak amacıyla Turizmi Teşvik Yasası ile Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında yerli ve yabancılara tahsis edilecek; tam bir yerli ve millî duruş(!) Bu araziler bizim, böyle bir uygulamanın doğru olmadığını paylaşmak isterim.
Birkaç örnek vereyim: Antalya Belek'te hazineye ait ormanlık ve denize sıfır alan günübirlik tesis yapılmak üzere verilecek. Yine, Antalya Tuzcular'da aynı konumdaki hazine arazisine özel konaklama tesisi yapılacak. Şükür, Bakanımız Antalyalı, Antalya'ya torpil yapmaya devam ediyor.
Sadece bununla kalmıyor, Bakanlık eliyle hem belediyelere hem halka tahsis edilen alanlar geri alınıp ranta açılıyor, hem de koruma alanları içindeki alanlar yapılaşmaya ve ranta açılıyor; yapmayın Sayın Bakanım. Manavgat'ımızda "Ulualan" diye adlandırılan bir alanımız var, Bakanımız çok iyi bilir. Manavgat halkı, Manavgat'taki tüm STK'ler, Belediyemiz çok kıymetli olan bu alanın Manavgat'ın sosyal ve ticari ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde projelendirilmesini istiyor; marina, ticaret merkezi, sosyal donatılar vesaire ama Bakanımız bunu istemiyor. Peki, Bakanımız ne istiyor? Bu bölgeye 3'ü konaklamalı 75'er hektar, 1'i konaklamasız 55 hektar olmak üzere 4 ayrı parça hâlinde yaklaşık 280 hektarlık alanı sadece golf alanı olarak kullanmalarına tahsis etmek istiyor, alanda yer alan yaklaşık 2 kilometrelik sahil şeridinin tamamını bu golf alanına cepheli olacak şekilde düzenliyor, bu alanı Manavgat halkının ve bölge halkının kullanımından izole etmek istiyor. Buradan Bakanımıza Manavgat halkı adına tekrar çağrıda bulunuyorum: Manavgat halkının taleplerini dinleyin, halka rağmen iş yapmayın, Manavgat'ın geleceğiyle oynamayın.
Yine, Manavgat Sorgun'da bir bölümü mesire alanı olarak kullanılan 254 dönümlük alanın Manavgat Belediyesine tahsisi, maalesef, Bakanımız tarafından iptal ediliyor. Sebep ne? 254 dönümlük alanın içinde yıllardır vatandaşın kullanımında olan 18 dönümlük piknik alanı varmış. Yani bu yeni mi görüldü Sayın Bakanım, daha önce de vardı zaten. Vatandaş uygun fiyata burayı kullanıyor, sadece 3 TL vererek sahile giriyor, denize giriyor; öyle Bakanlığın yaptığı gibi şezlonglar yok, çardağa para vermiyor. Sahilleri vatandaşın kullanımına kapatmayın diyoruz ve birilerine maalesef peşkeş çekmeye de izin vermeyin.
Yine, Sayın Bakanımın torpili devam ediyor. Antalya'da Phaselis Antik Kenti var, duymuşsunuzdur, tarih ve doğa harikası, dünyanın göz bebeği, Dünya Kültür Mirası'nda yedek listeye girmiş. Turizm Bakanlığı buraya öyle bir el attı ki ve üstelik bir tek çivinin çakılamayacağı, birinci derece koruma alanı olmasına rağmen hukuksuz, kanunsuz, tüm yasaları görmezden gelerek Phaselis'e el attı, "Phaselis Antik Kenti Ören Yeri ve Bütünleyici Kıyı Alanı Çevre Düzenlemesi" adı altında ihaleye çıkarıldı. İhaleyi ise "Sa-Fa Restorasyon Sanayi İnşaat" adlı şirket aldı. Buna göre Phaselis Antik Kenti'nde bulunan Bostanlık ve Alacasu Koylarında toplam 85 bin metrekarelik alanda günübirlik tesisler, kafeterya, otopark, karşılama merkezi, duş ve tuvaletlerden oluşan çok sayıda yapı inşa edilecek. Tesadüftür, bugün 5 kişilik bilirkişi raporu çıktı. Projeye karşı Antalya halkının ve STK'lerin açtığı davada Antalya 3. İdare Mahkemesi tarafından 13 Nisanda uygulanması hâlinde telafisi güç ve imkânsız zararlar doğurabilecek nitelikte olduğu gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı verildi, karara rağmen inşaat çalışmaları Bostanlık ve Alacasu Koylarında jandarmalar eşliğinde devam etti. Böyle bir şey olabilir mi Sayın Bakanım? Siz hukuka uymayacaksanız kim uyacak? Kendi çıkardığınız yasaya karşı jandarma eşliğinde hukuka karşı işlem yapmaya devam ettiniz.
Daha geçen ay görüştüğümüz konutların turizm amaçlı kiraya verilmesi ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasıyla ilgili düzenlemenin 15'inci maddesinde de orman alanlarının kiralanmasıyla ilgili bazı değişiklikler vardı, buradan da endişeliyiz, buradaki uygulamaları da yakından takip edeceğiz.
Yine turizmin bir de sahne arkası var, değerli milletvekilleri, orada turizmin asıl yükünü çeken turizm emekçileri var, hep unutuluyor bu arkadaşlarımız. Türkiye'nin son yıllarda turizm alanındaki başarısına rağmen çalışanların koşullarında bir değişim, bir ilerleme yok. Son yıllarda turizmde çalışılacak kalifiye eleman sorunu yaşanmaya başlandı, gelip yabancılar çalışmaya başladı sektörde. Önceleri prestijli olan turizm mesleği son yıllarda son çare olarak görülmeye başlandı çünkü çalışanların günümüz koşullarına göre çok geride kalan özlük hakları, çalışma saatleri, sezonluk iş imkânı sunması... Sezon bitiyor, çalışanlar işsiz kalıyor, eve ekmek götüremiyor, kalifiye çalışanı da on iki ay evine ekmek götüreceği iş arıyor. Turizm çalışanlarının bu mağduriyeti çözüme kavuşturulmalı. Türk turizminin bugünlere gelmesindeki en büyük paylardan birinin fedakârca çalışan turizm personelinin olduğu unutulmamalıdır. Turizm çalışanlarının şartlarının ve özlük haklarının ivedilikle revize edilmesi gerekmektedir.
Yine, Sayın Bakanım, son olarak revizyonu yılan hikâyesine dönen Antalya'nın simge yapılarından tarihî Saat Kulesi ve Alanya'da ödenek yokluğundan iki yıldır tadilat nedeniyle kapalı olan Atatürk Evi Müzesinin son durumunu sormak isterim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Erdem, toparlayın lütfen.
MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Bu yapılar kentimizin simgeleri, buralara gereken özenin gösterilmesi dileklerimle hepinizi saygıyla selamlıyorum.