KOMİSYON KONUŞMASI

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Şimdi, Sayın Bakan, Bakanlığınızın ismi Ekonomi Bakanlığı. Gerçekten, Türkiye ekonomisinin, sadece Cumhuriyette değil belki Osmanlı İmparatorluğunun da son döneminde en önemli ekonomik sorunu dış açıktır ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan dış borçlardır. Şimdi, bu anlamda Türkiye'nin en önemli ekonomik sorunu bu olduğu için belki isminin Ekonomi Bakanlığı olması rasyonel gelebilir ama değil çünkü ekonomide bütçe ve para politikaları da çok önemli, onsuz bir Ekonomi Bakanlığı düşünülemez. Sizin Bakanlığınızın aslında gümrükle beraber olması ve Bakanlığınızın isminin dış ticaret bakanlığı olması doğrudur, doğrusu budur, yanlış bir ayrım yapıldı. Tabii, niye o zaman bu işten anlayanlar bunun yanlış olduğunu uyarmadılar, onu anlamış değilim.

Tabii, zaman zaman ekonomiyle ilgili açıklamalarda bulunuyorsunuz, para politikasıyla ilgili açıklamalarda bulunuyorsunuz, arkadaşlarım bunu söyledi. Tabii, kura müdahaleli bir dalgalı kur sistemi uygulanabilir ama sizin Hükûmetiniz bunun asla böyle olmayacağını söyledikten sonra, sizin tersine açıklamalarınız açıkçası piyasada Hükûmetinize olan güveni son dönemde sarstı. Kaldı ki Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı dikkat ederseniz sessiz kalıyor ve açıkçası, koordinasyondan o sorumlu olduğu için, onun son dönemde başka bir telakki içinde olduğu düşünülüyor piyasalar tarafından ve bu manzaranın çok iyi olmadığı kanısındayım.

Şimdi, ne yapılmalı ve ne yapıyorsunuz, kısaca özetlemeye çalışayım.

Birincisi: İhracat artacak. Tabii ihracatçılar geliyor, size zaman zaman kurla ilgili taleplerde bulunuyor olabilirler. Bazen onu reddederler, inkâr ederler ama kurla ihracat sürekli olarak artmaz; bir defalık artabilir ama ihracat-ithalat dengesini sağlamak için sürekli devalüasyon yapamayacağınıza göre bu sürdürülebilir bir politika değildir.

Geçen sene bir teşvik paketi açıkladı Kalkınma Bakanı. Şimdi, bu teşvik paketi ilginç bir teşvik paketi, ben destekledim, o zaman söyledim. Hem dikey hem yatay eksenli bir teşvik paketiydi, o anlamda bence hoş ve bölgeleri de artıran bir teşvik paketiydi, daha kapsamlı.

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Kalkınma Bakanlığının değil o Hocam, Ekonomi Bakanlığının açıkladığı o.

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Sizde mi o?

Ben onun neticelerinin ne olduğunu gerçekten merak ediyorum. Şimdi siz bazı teşvik paketiyle geçmiş dönemle mevcut dönem arasındaki yatırım farklılıkları koymuşsunuz sunumunuzda. Gördüm ama tabii, o 2012'den alıyor. Bence onun neticelerini görmek için biraz daha süreye ihtiyacımız var diye düşünüyorum ama tabii, yine de kısa vadedeki neticelerini görmek isteriz.

İkincisi: İhracat artacak ama ithalat artışı olmayacak. Arkadaşlarım söylediler, ne yazık ki -özellikle Musa Çam söyledi- ihracatımız artıkça ithalatımız artıyor. Bunun koparılması gerekiyor yani ihracatın ithalata bağımlılığının koparılması, kırılması gerekiyor, bu olmuş değil.

Üçüncüsü ve önemlisi şu: İç talepte bir canlanma olduğu zaman dış dengenin bozulmaması gerekiyor. Oysa ki biz biliyoruz, iç talepte canlanma olduğu zaman dış denge bozuluyor. Mesela, son yılda, 2014 yılında, özellikle, iradi olarak yapıldı, Merkez Bankasının da çok ciddi rolü oldu, kredi hacmini frenlemek istediler; iç talebi düşürdüler, zaten dış talepte bir miktar sıkıntı var ya, sonucunda büyüme hızı düştü, bu yıl büyük olasılıkla yüzde 3'ün de altında olacak, dış denge de olumlu bir gelişme oldu. Eğer dış dengeyi böyle sağlayacaksanız bu sağlıklı bir gelişme değil. Önemli olan dış dengenin bozulmadan büyüme hızının yükselmesi yahut da dış dengenin kapanması ve büyüme hızının düşmemesi yani böyle olması gerekiyor ama öyle olmuyor.

Şimdi, bir başka nokta tarımdır. Tarımdan bir iktidar partisi milletvekili bahsetti, en önemli konu. Tarımdaki büyüme sizin iktidarınızda ne yazık ki çok düşük oldu. Yani, millî gelirde düşecek tabii pay, o normal ama tarımdaki reel büyüme yüzde 10-12 civarında oldu. On-on iki yıllık dönemde bu çok düşük büyüme hızı ve nitekim tarımdaki dış ticaret hadleri bozuldu.

Bir başka nokta enerji. Enerjiyle ilgili Eylem Planı'nızda, önceki hafta Başbakanın açıkladığı Eylem Planı'nda enerjiyle ilgili dengenin düzeltileceği söyleniyor, dış bağımlılığını azaltılacağı söyleniyor. İktidara geldiğinizde yani 2002 yılında Türkiye'deki enerjiye bağımlılık oranı yüzde 67'ydi ve sizin iktidarınız döneminde yüzde 72'e çıktı.

BAŞKAN - Sayın Hurşit, ek süre veriyorum.

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Yani, geçtikten sonra mı bu konu aklınıza geldi, gerçekten bunu anlamak zor.

Şimdi bakınız, bir şey söyleyeceğim: Bir hedefiniz var; 2018 hedefinde diyorsunuz ki "İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 70'e gelecek." Peki, siz iktidara geldiğinizde ne kadardı biliyor musunuz? Yüzde 69. Bozdunuz, yüzde 66'ya indi, şimdi onu "Yüzde 70'e düzelteceğiz." diye bir hedef koyuyorsunuz.

Şimdi, bakınız, ilginç bir hedefiniz var; diyorsunuz ki: "Yüksek teknoloji ürünü olan ihracatımızı yüzde 15'e çıkaracağız." Şu anda ne? Yüzde 3,2; çok düşük. Siz bunu o dönemde yani bırakınız 2018'i, 2023 itibarıyla bile yakalamanız için bunun altında çok ciddi bazı tedbirleri almış olmanız gerekiyor, o yok. Tüketim malları ihracatı hâlâ Türkiye'nin ithalatı içinde çok önemli bir paya sahip, yüzde 40, ithalatımızda önemli bir deformasyon var.

Şimdi bakınız, 500 milyar dolarlık mal, 150 milyar dolarlık hizmet ihracatı öngörüyorsunuz hedef olarak, güzel, özellikle hizmet ihracatı gerçekten çok önemli, takdir edilmesi gerekiyor fakat ben açıkçası bir şey söyleyeyim, bu mümkün mü değil mi diye baktığım zaman, burada bir varsayım hatanız var, o da şu: Artık, Türkiye'nin önemli ihracat pazarlarından bir tanesinde önemli bir sönme var. Türkiye'nin en önemli ihracat pazarlarından bir tanesi Irak. Şimdi, Irak'ta durum ne olacak, eski Irak yok, bambaşka bir Orta Doğu var. Suriye'ye de ihracatımızda çok ciddi düşüşler var. Rusya'ya ve İran'a... İran'a bu yıl da çok ciddi ihracat düşüşü var, Çin'e de var yani bizim ihracat pazarlarımızda, evet, toplam ihracatımız artıyor, orada bir sorun yok ama bazı önemli pazarlarımızda talep sönmesi var. Şimdi, bu önümüzdeki dönemde, bir beş-altı yıllık dönemde nasıl gideceği konusunda önemli bir projeksiyonunuz olması gerekiyor, eğer yoksa bu ihracat hedefleri tutmaz.

BAŞKAN - Evet, Hurşit Bey, bir toparlayabilirseniz, buyurun.

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Toparlıyorum müsaadenizle.

Şimdi bakınız, bir şey söyleyeyim: Dış borç meselesi önemli bir sorun. Dış borçla ilgili, Hükûmetiniz sıklıkla muhalefete şöyle bir yanıt veriyordu: "Yahu, dış borçlarımız, evet, 130 milyar dolardan 390 milyar dolara arttı ama millî gelirimiz de arttı." Şimdi, bizim millî gelirimizdeki artış oranı siz iktidara geldiğinizden bu yana dolar bazında 2,7 kattır, dış borçlarımızdaki artış oranı ise 3 kattır yani dış borcumuzdaki büyüme oranı daha yüksek olmuştur. Şimdi, niye bu oluyor biliyor musunuz? Kurda değerlenme vardı, kurda değerlenme olduğu için dolar bazında millî gelirimiz hızlı büyüyordu ama şimdi tersi bir durum var. Nedir? Kur hızlı hareket etmeye başladı. Bu yıl, biliyorsunuz, geçen yıla göre dolar bazında millî gelirimiz daha düşük olacak yani 2014 yılında 2013 yılına göre -sizin rakamlarınızla söylüyorum, kendi hesabımla değil yani bakın Orta Vadeli Program'a- öngördüğünüz rakam 810 milyar dolar, geçen yıla göre daha düşük bir rakam. Tabii, daha düşük dolar bazında bir millî gelire göre dış borç büyümeye başladı. Şimdiye kadar bize anlattığınız şeyler tutmamaya başladı yani diyordunuz ki: "Millî gelire oranla dış borçlarımız büyümüyor." Şimdi büyümeye başladı. Şimdi işin ilginç tarafı da şu: Artık dünyada küresel likitide konjonktürü bu dış borçların dönmesi için uygun bir iklim oluşturmuyor. Sıcak para olsun, doğrudan yabancı sermaye olsun eskisi kadar kolay kaynakların olmayacağı bir konjonktüre giriyoruz, dolayısıyla bu dış borç artık giderek daha büyük bir sorun hâline gelecek.

Konuyu uzatmayayım ama bence dış ticaretteki koyduğunuz hedefler ile varsayımlarınız örtüşmüyor veya en azından küresel konjonktür uyuşmuyor gibi geliyor.

Ben yine de 2015 bütçesinin Bakanlığınız için hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.