SERHAT EREN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Ben teşekkür ediyorum.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Yani kuşkusuz her devletin uluslararası hukuk bağlamında, yasal çerçevede kendini koruma, müdahale etme hakkı vardır ama her devletin kendine göre bir terör tanımı olmamalıdır. Siz söylediniz, bakın, dünyada YPG'yi terör örgütü olarak kabul eden iki ülke var, biri Türkiye Cumhuriyeti devleti, biri Katar; onun dışında dünyada YPG'yi terör örgütü olarak ilan etmiş olan tek bir ülke yok, tek bir ülke yok Sayın Başkan.

2014 yılında bu ülkede PYD'nin Eş Başkanı Salih Müslim bu Mecliste yine Hükûmetinizin olduğu en üst düzeyde insanlarla görüşme gerçekleştirmiş, oradaki halk ile Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye devleti arasında bu tür ilişkilerin tamamen insani temelde, barış temelinde çözülmesi konusunda görüşmeler yapılmış, en üst düzeyde ağırlanmış biridir; bunu yanlış bulmuyoruz, doğru buluyoruz ve bunun devamının gelmesi gerektiğini düşünüyoruz Sayın Başkan. Biz diyoruz ki: Biz barışalım ya, savaş bize kaybettiriyor, savaş bu ülkede insanları aç bırakıyor, yoksul bırakıyor. Yani oraya, işte Suriye Millî Ordusu denilen birçok cihatçıya bu ülkeden kaynak gidiyor; bu kaynakları bu ülkeye harcayalım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Bu ülkede milyonlarca insanın evinde çorba pişmiyor, oraya harcayacağımız parayı, savaş için aktardığınız kaynağı buraya harcayalım, barışa harcayalım, birbirimize harcayalım; benim demek istediğim budur. Dolayısıyla uzatmayacağım, şimdilik bu kadar.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Teşekkür ediyorum. Ama, biz barışığız yani bunu özellikle ifade etmek istiyorum, ortada küslük yok.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Somut olarak da gösterelim Sayın Başkan.

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Sayın Başkanım, bir şey söyleyeceğim.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Barışığız, bizim mücadelemiz, Türkiye'nin mücadelesi terör örgütleriyle yani sadece orada o farkı koymak lazım.

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Sayın vekilimize buna istinaden bir şey sormak istiyoruz. Peki, bu çatı altında barış istiyorsak niçin hâlâ PKK terör örgütüne HDP olarak insanları kandırıp... Orada Diyarbakır Annelerinin vermiş olduğu mücadele için ne diyorsunuz? Bu çatı altında bir barış istiyorsunuz ama kalkıp başka bir ülkeden bize gelecek bir saldırıya da kendi ülkeniz içerisinden insanları oraya yönlendiriyorsunuz. Bunun için ne diyeceksiniz?

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, kuşkusuz yani bu, şu an üzerinde konuştuğumuz konumuzun çok dışında bir mesele.

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Sizin söylediğinize istinaden söylüyorum.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Çok çok ayrıntılı bir mesele.

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Siz kalkıp "Biz barış istiyoruz." diyorsunuz, "Biz ülkemiz içerisinde savaş istemiyoruz." diyorsunuz.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Biz kuşkusuz barış istiyoruz.

BAŞKAN FUAT OKTAY - İkili konuşmazsak memnun olurum, cevap vermesine müsaade edelim.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Biz Diyarbakır'da çocuklarının bu savaştan kurtarılmasını düşünen annelerin taleplerinin de doğru olduğunu söylüyoruz. Ama aynı zamanda...

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Nasıl doğru söylüyorsunuz? Nasıl? Niye ziyaret etmiyorsunuz? Niçin onlara destek vermiyorsunuz?

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Bakın, bu türlü sorularla çözüm olmaz.

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Olur mu?

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Böyle yaklaşımlarla çözüm olmaz.

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Siz kalkıp İsveç'te ülkemiz için...

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Ama dinlemiyorsunuz, ben sizi dinledin.

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Bakın, siz İsveç'te ülkemiz için propaganda yapanları, terör örgütüne yardım yataklık yapanları Kürtlerle bir tutuyorsunuz. Biz asla...

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Kendiniz gibi düşünmediğiniz bütün insanlara terörist olarak dedinizse...

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Asla, hayır, asla ve asla.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Terörist olarak addediniz.

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Ben doğu, Güneydoğulu, Mardinli birisi olarak, kalkıp Kürtleri PKK'lıyla eşit tutamayız.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Bakın, bu dil, savaş dilidir; bu dil, çatışmacı bir dildir; bu dil, diyaloğu, müzakereyi, barışı esas alan bir dil değil. Bakın, bu örnekler üzerinden gidiyorsunuz, biz diyoruz ki: Savaşı durduralım. Biz diyoruz ki... Bakın, sadece şu örneği vereyim...

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Siz önce samimiyetinizi kendi ülkenizin sınırları içerisinde gösterin.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Bakın, Türkiye'nin NATO'ya girmesi için hangi şart öne sürüldü?

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Şerh koyarsınız, olur biter.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Bakın, Kore'ye asker gönderme şartı konuldu değil mi? Kore'ye asker gönderdik, Kore'ye düşman olduk değil mi? Ne hâle getirdik? Kore'yi ikiye böldük; bugün Kuzey Kore, Güney Kore. Kuzey Kore bugün bütün dünyaya, bütün dünyaya neyi ortaya koyuyor?

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Bunu da Tayyip Erdoğan yaptı değil mi?

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Bize de düşman, bütün dünyanın başı... Bakın, biz bunu söylüyoruz: NATO bütün sorunların çözümü değil, kendi aramızdaki sorunların çözümünü esas alalım, barışın dilini esas alalım, haklarımızı konuşalım. Siz spesifik örnekler üzerinden giderseniz, bunlarla, bu, çözümün dili değil.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Sayın Çakır, bir müsaade edelim, bir bitirsin, size söz veririm sonrasında tekrar.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, eğer bu meseleleri konuşacaksak ayrı bir gündem açalım, ayrı bir gündem açalım, sabaha kadar konuşabiliriz.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Olabilir, onu da yapabiliriz belki.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Ama Komisyonun çerçevesinden uzaklaşırsak iş başka bir yere evrilir, bizim söyleyeceğimiz çok şey var.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Yani şunu da unutmamak lazım: "Başka ülkeleri bölmek için..." Bölen yapıların hangi ülkeler olduğunu, kimler olduğunu iyi biliyoruz, dolayısıyla aynı oyunun Türkiye'ye oynanmasına müsaade etmememiz, hepimiz açısından son derece önemli. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak bu her birimizin görevi diye düşünüyorum çünkü tek ülkemiz var.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Kuşkusuz Sayın Başkan. Özür diliyorum.

Azerbaycan, bakın, Azerbaycan bugün İsrail'e petrolün yüzde 40'ını gönderiyor ve gönderilen o petrolle İsrail, Gazze halkını katlediyor değil mi? Biz Azerbaycan'la sürekli iş tutuyoruz, değil mi? Onunla ortak bir şekilde orada, Kafkasya'da savaşa yol açıyoruz, değil mi? Bak, bunu düşünün yani öyle hani şeyden bahsediyoruz, işte, savaştan, bilmiyorum, barıştan falan, o zaman bunu da ortaya koyalım.

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Otuz yıl öncesini de söylediniz mi?

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Bunu da ortaya koyalım.