Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a)Millî Savunma Bakanlığı b)Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 16 .11.2023 |
METİN İLHAN (Kırşehir) - Teşekkür ederim Başkanım.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, Komisyonun değerli üyeleri, sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Millî savunmada temel unsur, silahlı güçlerle vatanın korunmasıdır elbette ancak deprem gibi kriz durumlarında da Silahlı Kuvvetlerimizin felaketin etkisinin giderilmesinde önemli rol oynayacağı da bir gerçektir. Maalesef iktidarın garip tutumu sebebiyle zor durumlarda zaman kaybetmeden halkının yanında olan Silahlı Kuvvetlerimiz gecikmeli olarak deprem bölgesine intikal etmek durumunda kalmıştır. Umarım Sayın Bakan bize depremden on beş saat sonra 3 bin, kırk iki saat sonra 7.500, yüz yedi saat sonra 25 bin askerimizin neden gecikmeli olarak görevlendirildiğini, 2'nci Kolordu Birliklerinin otuz iki saat, Edirne'den otuz dört saat ve KKTC'den ise otuz sekiz saat sonra birliklerin intikal ettirilmesini, ayrıca Hava ve Deniz Kuvvetlerimizin ise yüz otuz saat sonra gecikmeli olarak kullanılmasını açıklar. Unutulmamalıdır ki bu gecikmelerin bedelini vatandaşlarımız canlarıyla ödemiştir.
Değerli milletvekilleri, bulunduğumuz coğrafya konumu itibarıyla ekonomiden kültürel yaşamdaki derin farklılıklara, totaliter yönetim biçimlerinden 2'nci emperyalist paylaşım savaşının kaotik etkilerinin devam ettiği bir alandır. Dolayısıyla jeopolitik kargaşanın ivmelenerek devam ettiği Orta Doğu coğrafyasında derinleşen mevcut sorunlara yenilerinin eklendiği bölgemizde İran'ın da içine çekilmek istenmesiyle pik noktasına ulaşacak risk, tehdit ve tehlikeler sebebiyle güvenlik kaygılarının üst seviyeye çıktığı çok hassas bir dönemden geçiyoruz. Birçok yanlış savunma stratejisi ve dış politikalardaki hatalara rağmen ülkemizin konumunun getirdiği potansiyeli avantaja dönüştürmek temel politikamız olmalıdır. Unutulmamalıdır ki günümüzde Türkiye Cumhuriyeti'mizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ileriyi gören yüksek zekâsı ve dış ilişkilerde oluşturduğu düzen ve başarısıyla ülkemize kazandırdığı ve hâlâ bakiyesini pervasızca tüketmekle uğraştığımız jeopolitik konumumuzun stratejik kazanımları sayesinde dış politikada alternatifler üzerine geniş bir alan bulabiliyoruz ama maalesef günümüzde iç politika eksenli bir dış politika izlememiz, daha doğrusu, birilerinin siyasal bekası için dış politikayı ülkemizdeki iç gelişmelere alet etmemiz sebebiyle neredeyse tüm komşularıyla sorun yaşayan bir ülke hâline geldik. Yandaş basın üzerinden yaygaralar koparılarak yapılan toplum mühendisliğiyle bazen Rusya, bazen Yunanistan, bazen Ermenistan, bazen İran ve bazen de diğer komşu ülkelerle neredeyse savaş konumuna geliyoruz. Ancak ülke gündemine bu sorunlar defakto olarak girdiği gibi aniden de sanki sorun çözülmüşçesine gündemden düşmekte. "Bir gece ansızın gelebiliriz." deyip bir gece ansızın hiçbir şey yaşanmamış edasıyla devam edildi. Sayın Bakana sormak lazım: Yunanistan'ın tavrı mı değişmiştir, yoksa adalar da mı silahtan arındırılmıştır, yoksa biz Ege Denizi'nde caydırıcılık icra eden uçuş faaliyetlerimizi mi sonlandırdık?
Saygıdeğer milletvekilleri, millî savunma ve güvenlik alanında da nitelikli insan gücünün hayati derecede önemli olduğu bir gerçektir. Savunma alanı içine giren savunma sanayisinden bilim üreten üniversitelere, nitelikli personel temininden bunların yetiştirilmesine ve ordumuzun modernizasyonuna kadar hâlâ eksik olduğumuz noktalar olduğunu da özellikle belirtmek isterim. Ancak GATA ve kapatılan diğer askerî hastaneler ve askerî okullar, Silahlı Kuvvetlerimize personel yetiştirilmesindeki birikime oldukça zarar vermiştir. Kapatılan okullar sebebiyle milletimizin göz bebeği Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kurallar, temayüller ve geleneklerle şekillenmiş kurumsal yapısı zarar görmüştür. Askerî sağlık hizmetleri alanında da durum farklı değildir.
Sayın Bakan şunu bilmelidir ki askerî sağlık sisteminin en önemli görevlerinden biri de savaş esnasında ilk müdahaleyi yapacak nitelikli personeli yetiştirmek ve o personelin kritik kararları alabilme sorumluluğunu sağlamaktır. Fakat bunları Sağlık Bakanlığına devrettiğiniz ve kurumsal yapısını tahrip ettiğiniz hastanelerle yeterince yapamayacağınız açık bir gerçektir. Hâlbuki GATA, askerî sağlık sisteminde en gelişmiş eğitim, tedavi ve rehabilitasyon merkeziydi. Ne yazık ki büyük önem arz eden bu sorun siyasi saikleriniz yüzünden hâlâ çözüm beklemektedir.
Bir diğer konu ise, subay, astsubay, uzman çavuş ve diğer personelin mali ve özlük haklarına ve çalışma koşullarına dair sorunların onca eleştiriye rağmen devam etmesidir. Subay ve astsubaylarımızın tazminat sorunu bir türlü çözülememiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Bir dakika ek süre veriyorum.
METİN İLHAN (Kırşehir) - TSK bünyesinde çalışan uzman erbaşlar ve uzman çavuşlara da kadro verilmesi gerektiğini yıllardır ifade ediyoruz ancak hâlâ bir sonuç alınabilmiş değil.
Ayrıca, terörle mücadelede yaralanmış ama gazi statüsüne alınmayan askerlerimiz de ne yazık ki mahkeme mahkeme dolaşmaktadırlar.
Ülke içinde ve dışında kahramanca mücadele eden, gurur kaynağımız olan Silahlı Kuvvetlerimizin mensuplarının özlük hakları, çalışma koşulları ve emeklilik haklarına dair varlığı devam eden sorunları zaman kaybetmeden çözmeliyiz.
Teşekkür ediyorum.