RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, biz burada 15'inci bütçeyi görüşüyoruz, her gün burada sabah başlıyoruz, akşama kadar konuşuyoruz ve kaç kere de hep aynı şeyleri konuştuk. Birbirimize karşılıklı cevap olursa siz bize, biz size; bu değil... Biz şunu söyledik, siz de o konuda hemfikirsiniz: Biz yasamayız, yürütme orada; biz yasamanın yürütme üzerindeki denetim yetkisini kullanıyoruz. Yürütme sizin içinizden çıkmış olabilir, aynı siyasi parti olabilir, bir şey değişmez. Yani yasama olarak biz doğal olarak orada hangi Bakan gelirse o Bakana ilgili soruları ileteceğiz; daha önce konusuyla ilgili bütün Bakanlara ilettiğimiz gibi Sayın Bakana da ileteceğiz. Bugün Millî Savunma, yarın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı gelecek, hepsi gelecek, onlara ileteceğiz, cevabı orası verecek. Bu şekilde bir üslup yok, biz her gün buradayız, karşılıklı böyle birbirimize "Bu bunu dedi, bu bunu dedi..." Böyle bir üslubumuz yok!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun, toparlayın.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bu üslup yarın, sizin söylediğinize biz, bizim söylediğimize siz; karşılıklı cevaba gelir, bu doğru değil. Bu konuda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum, konuşuyoruz aramızda da böyle bir yöntem yok. Ayrıca suçlamaya...

Bakın, burada vatanı sevmek kimsenin tekelinde değil, herkes bu ülkeyi, vatanını sevmek... "Ben en çok seviyorum, ben askerim." Öyle bir şey... Bakın, ben asker çocuğum, asker torunuyum. O yüzden, kimse böyle kendisine... Ayrıca, bunun için, vatanı sevmek için asker çocuğu, asker torunu ya da asker olmaya da gerek yok. Bu ülkede insanlar, herkes düşüncelerini söyler, biz şunu söylüyoruz her zaman: Bu ülke hepimizin ülkesi, biz muhalefet tarafındayız, doğal olarak eleştireceğiz, ne olması gerektiğini de söyleyeceğiz, yanlışları da söyleyeceğiz. Bunların düzelmesi için bunları söylüyoruz. yapıcı bir muhalefet anlayışı içindeyiz.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Biz ne söyledik size?

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ben onu demedim. Yani böyle önüne alıp "Bu, bunu dedi." "Sayın Kırkpınar bunu dedi." "Sayın Yegin bunu dedi." Böyle bir yöntemimiz yok, biz bunu konuştuk, böyle bir yöntemi yapmaya kalktı milletvekili. Bu, doğru değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Türeli, toparlayın lütfen.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bunu yaptığınızda polemik oluşuyor. Cevabı verecek olan... Bakın, ilk defa...

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - İsim vermedi, ithamlara cevap verdi.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Verdi "Sayın Türeli" dedi. Biz... Bak, bir dakika, bir dakika, bak...

MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Nezaketen dedim.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Hayır, biliyorum, anladım. Hayır, şunu demek istiyorum: Biz merak ediyoruz, ben bilemem, nereden bileceğim, siz biliyor olabilirsiniz. Bir dakika...

MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Bilgi verdim.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ama orası bilgi verecek, ya yürütme orası, Bakan var orada; boşuna mı oturuyor? Orası...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Bakan da versin.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ya, yapmayın böyle...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

Toparlayalım lütfen.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ben aktive bilmiyor... Bazıları, bazıları...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Türeli, meram anlaşılmıştır, toparlayalım.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bir dakika, bir dakika, bir şey söyleyeceğim.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sayın Türeli, arkanızdaki arkadaşın birkaç gündür bu Komisyonda "terbiyesiz" diye insanlara hakaret etmesine bir şey diyecek misiniz?

CAVİT ARI (Antalya) - Ben arkadaşlarınızın sözlerine cevap veriyorum.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Arkadaşlar, kullandığımız diller her zaman için şey olsun. Biz yanlış...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bunu nasıl değerlendiriyorsun?

CAVİT ARI (Antalya) - Mehmet Ali Bey, buraya hitaben konuştuğu için...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bazen heyecan yükseliyor, karşılıklı şey oluyor. Bakın...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bunu heyecana mı bağlayacaksınız?

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ya, karşılıklı oradan...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Heyecan mı bu?

CAVİT ARI (Antalya) - Sadece sizin sözünüze cevap verdim.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ya, şöyle bak, karşılıklı daha önce de oldu, sen de söyledin, o da söylüyor. Bunun için...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ben niçin söyledim?

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ya, buna gerek yok, yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bunun yöntemi de şu: Karşılıklı bir şeyin içine girmeyelim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Türeli, Sayın Temelli'ye söz vereceğim.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bir dakika, son bir şey söyleyip bitireceğim.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sayın Türeli, size hiç yakışmadı.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ama çok uzattık ya. Bir daha açmayacağım.

Buyurun lütfen.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bazen bazı...

CAVİT ARI (Antalya) - Senin arkadaşına ben cevap verdim.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bir dakika... Bazen bazı şeyleri gerçekten bilmek için...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Savunmak çok zor Sayın Türeli.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bir dakika, bir dakika... Bazen bazı şeyleri doğal olarak öğrenmek için, o konuda bilgi almak için soruyoruz, bazen de eleştiri için. İç içedir, ikisi de beraberdir.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Siz önce arkanızdaki arkadaşınızı uyarın. Bu Komisyon insanlara hakaret etme yeri değil.

CAVİT ARI (Antalya) - Sen kendine bak! Ne var bende, ne var bende?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Türeli, teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, teşekkür ediyorum.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Biz genel olarak üsluplu...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ağır otursun.

CAVİT ARI (Antalya) - Sensin ağır oturması gereken.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bir dakika, dur, bir dakika. Üsluplarımızı ona göre hepimiz şey yapalım, beraber bu işi götürelim.

CAVİT ARI (Antalya) - Ne kadar ağır konuşuyorsun, çok ayıp ya!