Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu c) Nükleer Düzenleme Kurumu ç) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü d) Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü e) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 17 .11.2023 |
MEHMET AKALIN (Edirne) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bürokratlar, kıymetli milletvekilleri ve değerli basın mensupları; konuşmamda ülkemizin enerji potansiyeliyle, Avrupa ülkeleriyle enerji politikaları arasındaki kıyaslamalarla ve eksik kalan yönlerle ilgili önerilerde bulunacağım ve bu konuda Bakanlığımıza cevaplaması üzere sorular ileteceğim.
Türkiye, coğrafi ve stratejik konumunun yanında doğal kaynak zenginliğiyle de enerji sektöründe önemli bir potansiyele sahiptir. Ancak bu potansiyelin tam anlamıyla kullanılabildiğini söylemek pek mümkün değildir. Öyle ki dış ticaret açığımızın en önemli kalemini ithal enerji oluşturmaktadır. 2022 yılında gerçekleşen enerji ithalatının dış ticaret açığına oranı yüzde 75'tir, para cinsinden değerlemek gerekirse yaklaşık 80 milyar dolarlık bir kayıptan bahsetmek mümkün. Kayıp diyorum çünkü kendi potansiyelimizi yeterince kullanamıyoruz. Belki de potansiyelimizin farkında değiliz. Bu parayla hangi eksiklerimizi tamamlayabileceğimizi sizlerin hayallerine bırakıyorum.
Gelelim ülkemizin bu konudaki mevcut durumuna. Türkiye yılda yaklaşık yüz on dört gün boyunca güneş enerjisi üretebilecek bir potansiyele sahip, bu potansiyelle ortalama olarak 1.530 kilovatsaat güneş enerjisi üretebilir. Bakanlığınızın verilerine göre, Türkiye'nin elektrik kurulu gücünün bugün sonu itibarıyla 106 bin megavata, güneş enerjisi kurulu gücünün ise yaklaşık 10 bin megavata ulaştığı ifade ediliyor. Bu ortalamalara göre güneş enerjisi potansiyelimizin sadece binde 1'ini bile kullanamıyoruz, maalesef enerji ihtiyacımızın büyük bir kısmını da hâlâ fosil yakıtlardan karşılamaktayız. Bu durum hem çevresel hem de ekonomik riskleri beraberinde getirmektedir. Türkiye iklim riskini en fazla yaşayacak ülkeler listesinde başlarda yer almaktadır. Dünyada iklim riskini gelecek yıllarda en fazla yaşayacak ülke olma ihtimalimizi düşündüğümüzde temiz enerjinin önemini anlamak zorundayız. Rüzgâr enerjisi potansiyeli bakımından da durumumuz benzerdir. Avrupa ülkeleri içerisinde sahip olduğumuz rüzgâr enerjisi potansiyeli bakımından lider durumdayız ancak bu potansiyelin kullanımına bakıldığında böyle bir liderlikten söz etmek de mümkün değil. Burada öngörülebilir politikaların olmayışını ve yirmi iki yıllık AK PARTİ yönetiminin bu konuda yeterli adımları atmadığını söyleyebiliriz.
Avrupa'nın birçok ülkesi yenilenebilir enerji kullanımında büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Almanya, güneş ve rüzgâr enerjisinde dünya liderleri arasındadır. İspanya, yine, güneş enerjisinden elektrik üretiminde önemli adımlar atmıştır; keza Hollanda bu konuda başarılı çalışmalar yürütmüştür, yürütmektedir.
Evet, bu ülkelerin başarıları, yenilenebilir enerji politikalarının etkin uygulanması ve sürdürülebilir yatırımlar sayesinde mümkün olmuştur. Peki, bu ülkelerin başarılarının altında yatan sebeplere gelin, isterseniz birlikte bakalım. Bu ülkelerin attığı adımlar şunlardır:
1) Uzun vadeli ve net politikaların olduğunu görüyoruz.
2) Yatırım teşvikleri ve fiyat güvenceleridir.
3) Teknolojik ilerleme ve AR-GE yatırımlarıdır.
4) Enerji dönüşümü stratejileridir.
5) Toplumsal kabul ve katılımın varlığıdır.
6) İyi koordinasyon ve iş birliğidir.
Peki, ülkemiz için neler önerebiliriz? Güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımlarının artırılması gerekmektedir. Yenilenebilir enerjilerle ilgili Hükûmet teşviklerinin artırılması yine gerekmekte. Yasal düzenlemelerin iyileştirilmesi gerekiyor. Yenilenebilir enerji sektörüne yönelik yasal düzenlemelerin gözden geçirilerek iyileştirilmesi, gerekli yeni yasal düzenlemelerin çıkarılması gerekmektedir. Gerekirse bu konuda bir Meclis araştırması komisyonu kurulmalı ve gerekli çalışmalar ivedilikle başlatılmalıdır. Yatırım teşviklerinin belirlenmesi ve alım güvencesi önemli bir yerde bulunuyor. Elektrik üretiminin artabilmesi için en temel mesele yeterli teşviklerin oluşturulması ve alım güvencesinin verilmesidir. Yurt dışından ithal edilen elektrik yerine ülkemiz içerisinde gerekli teşviklerin sağlanması her yıl milyarlarca doların ülkemizde kalmasına ve başka yatırımlara imkân tanıyacaktır.
Sonuç olarak, Türkiye'nin enerji politikasında yenilenebilir enerjiye geçiş sadece çevresel bir tercih değil aynı zamanda ekonomik bir zorunluluktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET AKALIN (Edirne) - Tamamlayım Başkanım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - İlave bir dakika veriyorum.
MEHMET AKALIN (Edirne) - Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar ülkenin uzun vadeli ekonomik çevresel refahını artıracaktır.
Şimdi, birkaç soru yöneltmek istiyorum: Yıllık enerji ithalatının azaltılması konusunda Bakanlığımız gerçekleştirilebilir hangi stratejilere odaklanmaktadır? Bakanlık, Türkiye'nin yenilenebilir enerjiye geçişini hızlandırmak için hangi uzun vadeli ve net politikaları benimsemektedir? Bakanlık, yenilenebilir enerji projelerine yönelik alım garantilerini ve teşviklerini yeterli bulmakta mıdır? Yenilenebilir enerji sektörünü destekleyecek yasal düzenlemelerin iyileştirilmesi konusunda mevcut ve gelecekteki durum nedir? Diğer alternatif temiz enerjiler; hidrojen, biyokütle, toryum ve plazma teknolojileri hakkında, gerçek manada, somut çalışmalar var mıdır? Bu konuda Meclis araştırması komisyonu kurulması önerisine ilişkin Bakanlığınızın görüşü nedir?
Enerji Bakanlığı bütçesinin ülkemiz için hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.