| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Adalet Bakanlığı b) Kişisel Verileri Koruma Kurumu c) Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu ç) Türkiye Adalet Akademisi d) Hâkimler ve Savcılar Kurulu e) Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu f) Anayasa Mahkemesi g) Yargıtay ğ) Danıştay |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 21 .11.2023 |
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakan, kıymetli bürokratlar; hepiniz hoş geldiniz.
Başka bir konuşma vardı aklımda ama bugün Bakana konuşmama kararı aldım çünkü sunumunuzu gördükten sonra 80 sayfa içerisinde bu ülkenin şimdiye kadar yaşadığı en büyük yargı darbesiyle ilgili tek bir cümle etmediğinize göre bu kavgada da bir hükmünüz olmadığını düşünüyorum. Meclis Başkan Vekili Sırrı Süreyya geçen hafta şöyle dedi: "Davacının ahmağı derdini mübaşire anlatırmış." O yüzden benim burada size dert anlatmam sanıyorum bu kapsamda olacak ve ben bu konunun asli muhatabının MHP olduğunu düşünüyorum. Sabah yaptığı konuşmada da Sayın Feti Yıldız zaten bunun işaretini verdi. O nedenle de ben kendisine ama kendisi burada olmadığı için MHP sıralarına hitap ederek konuşacağım, lütfen bu kulakla dinlerseniz sevinirim.
Bakın, sevgili arkadaşlar, Yargıtay sözde ceza dairesinin Can Atalay'la ilgili verdiği AYM kararını tanımama kararı Anayasa'nın mevcut bir maddesini üstüne cübbe giymiş 5 insan tarafından lağvetme durumudur ve şu an Can Atalay ne tutukludur -bunun altını ısrarla çiziyorum- ne hükümlüdür. Şu an Can Atalay saray rejimi tarafından esir tutulan bir milletvekili pozisyonundadır.
Anayasa'ya baktığımızda bir 83'üncü madde tartışması yapıyoruz, hepinizin malumu "Bir milletvekili, Meclis kararı olmaksızın tutulamaz, yargılanamaz, sorguya çekilemez." Aynısının devamında 14'üncü maddeye atıfta bulunuyor ve diyor ki "Anayasal hakkın devletin bütünlüğünü bozması istediği için kullanılması bir gerekçe olamaz." Yani Anayasa 14'ü, 83'ün bir istisnası olarak düzenliyor, evet, düzenliyor.
Sayın Yıldız, sabah yaptığı konuşmasında bu maddeye ilişkin -14'üncü maddede dönüyor çünkü bütün tartışma- şöyle bir şey söyledi: "AYM iki hafta önce verdiği kararıyla madde 14'ü işlevsiz hâle getirmiştir." Yani sanki AYM, hayatında ilk defa Can Atalay'la ilgili madde 14'e dair bir karar vermiş gibi konuşuyor. Yani kendi ifadesiyle "kırk yıllık bir ceza avukatı olarak" AYM'nin diğer tutarlı içtihatlarından bilgisi mi yok yoksa daha vahimi, bilgisi olmasına rağmen bunu kamuoyundan saklamayı mı seçiyor? Çünkü buyurun, önümde bunlar; Gergerlioğlu kararı önümde, Leyla Güven kararı önümde, Mustafa Balbay kararı önümde, Engin Alan kararı önümde, önümde yani. Sayın Feti Yıldız'ın ya da çeşitli Bakanlık temsilcilerinin iddia ettiği gibi ilk defa Can Atalay kararında madde 14'e değinilmiyor, bilakis, AYM diyor ki "Ya, ben bu maddeyi uygulayamıyorum. Ey Meclis, defalarca söylüyorum, 14'üncü maddede bir açık var, gelin burada bir düzenleme yapalım." AYM'nin dediği şey bu. Bunun üzerinden AYM şu an terörize ediliyor.
Peki, Yargıtaya dönelim, MHP'nin ısrarla, özellikle savunduğu Yargıtaya dönelim. Yargıtay ne yapıyor sevgili arkadaşlar? Yargıtay hukuk tarihimizde eşi benzeri görülmemiş bir darbe yapıyor. Bakın, bunun adı "darbe". Yargıtay üzerinde "Türk milleti adına" yazan bir kararda "Ben Anayasa'nın 153'üncü maddesini uygulamayacağım." diyor, açık açık bunu diyor bize Yargıtay. Aynı şekilde ne yapıyor? Bakın, burada, elimde, Anayasa'nın 175'inci maddesi var, kimse bahsetmiyor, Anayasa'nın nasıl değiştirileceğini anlatıyor bu madde. Yargıtay 3. Ceza Dairesinde oturan 5 hâkimden 1'i sanıyorum, Meclisin nitelikli çoğunluğuna tekabül ediyor ki AKP'nin yapamadığı, MHP'nin yapamadığı, iktidarın yapamadığı Anayasa değişikliğini Yargıtayın 3. Dairesi kendi kendine yapabilirim sanıyor.
Bir maddesi daha var, o yüzden buna "darbe" diyoruz arkadaşlar biz. Bu, böyle siyaseten söylenmiş bir şey değildir, bir ülkenin Anayasası'na uymamayı, bir maddesini fiilen ilga etmeyi "bir cenah" diyeceğim kendinde hak görüyorsa, bu cenaha "darbeci" denir, "yüksek yargı" falan denilemez bu saatten sonra. Ve devam edeceğim, Sayın Yıldız yine şöyle söylüyor: "Mahkeme yasama organının yerine geçemez, norm ihdas edemez. Hukuk kuralları uygulayıcı elinde değişmemelidir. 'Hâkim ne diyorsa kanun o.' mu diyeceğiz?" Ne kadar isabetli tespitler bunlar. Madde 153'e gelin bakalım, "AYM kararları yasama, yürütme, yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar." diyor. Tek doğru yanı buydu Sayın Yıldız'ın yaptığı konuşmada. Bir hâkimin eliyle bir Anayasa maddesinden nasıl feragat edilebiliyor? Gerçekten bunu artık aklın alması mümkün değil. Sevgili arkadaşlar, Meclisin nitelikli çoğunluğu olmadan, demokratik bir tartışma zemini, toplumsal bir mutabakat olmadan "Ben Anayasa'nın şu maddesini beğenmiyorum, bu yüzden de tanımıyorum." demek, geçiniz öyle yargısal aktivizmi falan, alenen darbedir, darbeciliktir. Ve burada açık açık soruyorum, hem MHP temsilcilerine hem AKP temsilcilerine soruyorum: Ya, AYM on yıldır 10 farklı kararında diyor ki "Bu madde 14'te boşluk var, düzeltme yap." İşinize gelen bütün kanunları "el kaldır, eli indir"le geçiriyorsunuz. Neden burada bir düzeltme yapmıyorsunuz? Sadece ben bile demiyorum ha, Hakan Fidan kendi şerhinde "Tabii, burada bir düzenleme yapılması gerekebilir." diyor. Sizsiniz bu düzenlemeyi yapmayan, ben değilim. Şimdi, burada bir açık varmış ve Can Atalay'ın tutsaklığı meşruymuş gibi hiç kimse konuşamaz konuşursa hukuka uygun hareket etmiş olmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kadıgil, bir dakika ilave süre veriyorum.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Devam edeceğim Sayın Başkan.
Devam edelim, "AYM'nin bu kararı doğrudur dersek tüm terör şüphelilerine Meclisin yolu açılır." demişsiniz, Ya, bu kadar büyük bir tehlike tespit ediyorsunuz ama on yıldır bir adım atıp herhangi bir düzenleme yapmıyorsunuz.
Arkadaşlar, "TBMM, millet egemenliğinin somutlaştığı yerin adıdır. Hâlen tutuklu bulunan milletvekilleri sadece kendi partilerinin değil, üyesi bulundukları TBMM'nin de haysiyetinin konusudur. Yürürlükteki hükümler tutuklu milletvekillerinin salıverilmesine engel değildir. Anayasa'nın 14 ve 83'üncü maddelerini mâni bir hâl olarak çıkartmak zorlama ve yanlı bir yorum olacaktır." Bu cümleler bana ait değil, bu cümleler Sayın Devlet Bahçeli'ye ait. Yani tutuklu milletvekili MHP'den olunca Anayasa 83 ve 14'ü tanıyıp, olmayınca tanımama hâli o az önce bahsettiğiniz namusumuz ve şerefimiz üzerine ettiğimiz hukuka bağlılık yemininin yanına bile yaklaşamaz. Bu sebeple buradan bir kere daha kapatırken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum Sayın Kadıgil.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Otuz saniye daha rica ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kadıgil, aynı kuralı uygulayacağım herkese.
Hakan Fidan değil, İrfan Fidan.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Ay, hep karıştırıyorum onları ya!
(Gülüşmeler)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - İrfan Fidan.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Otuz saniye daha rica ediyorum.
CAVİT ARI (Antalya) - Ekrana konuş sen.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.
Sayın Kadıgil, bakın, şimdi, arkadaşlarımızın hepsi nihayetinde tepki gösteriyor; Sayın Yeneroğlu'na da yapmadım, diğer arkadaşlarımıza da yapmadım. Mesele süre değil, mesele kurallar.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Anlıyorum, tamam.
3 soru daha soracağım, sizi de zor durumda bırakmayacağım, çok kısa ...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Kusura bakmayın, ya, hayır, herkese aynısını yaptığım için aynı uygulamayı yapıyorum değerli arkadaşlar.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Sevgili arkadaşlar, bir dakika daha rica ediyorum, vallahi susacağım, söz veriyorum, bir dakika daha...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Canım, kesilince susuluyor zaten.
CAVİT ARI (Antalya) - Sen konuş, ekrana konuş.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Şunu soracağım size, gerçekten sormak zorundayım: Yatıp kalkıp Anayasa Mahkemesine kızıyorsunuz, madem beğenmiyorsunuz, bu Anayasa Mahkemesinin üyelerinin tamamını AKP atadı. Yatıp kalkıp Anayasa'nın yetersizliğinden bahsediyorsunuz...
RESUL KURT (Adıyaman) - Korsan bildiri oldu.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sakin...
Sayın Kadıgil, teşekkür ediyorum.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - ...bu Anayasa'nın 133 maddesini AKP değiştirdi. O hâlde "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu, bu ne ortaklık? diye sormak zorundayım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kadıgil, teşekkür ediyorum.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Ben teşekkür ediyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ahmet Şık...
Sayın Ahmet Şık? Yok.
CAVİT ARI (Antalya) - Burada, burada.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Mahmut Tanal...
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Araya bir konuşmacı alın Sayın Muş, yerleşelim, sonra...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hemen yerleşin.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Yeri ayarlayacağım, Mahmut Tanal'a söz verin, yeri ayarlayacağım.