KOMİSYON KONUŞMASI

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Başkan, Değerli Bakanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli arkadaşlarım, kıymetli bürokratlarımız, basın mensuplarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, ilk defa bu dönem içerisinde söz talebim oldu. Konu malum, herhâlde niçin söz aldığımı tahmin etmişsinizdir. Bu sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksi, SEGE parametreleri 2011 yılında hazırlanmıştı. 2016 yılına geldik. Tabii 2011'den 2016'ya şartlar değiştiği gibi, bu geçtiğimiz süreç içerisinde de bu gelişmişlik endeksi parametrelerinin sonuçları da daha net olarak görüldü.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Onu sorduk ama siz yoktunuz.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Soru olarak sormuyorum, ben bir iki şey vurgulamak istiyorum müsaade ederseniz.

Tabii 2011 yılında mesela sosyo-gelişmişlik endeksi parametrelerinden bir tanesi, bankacılıkta İnternet kullanımıydı. Biz o zaman demiştik ki: "Sayın Bakanım, bizim işte 50 bin öğrencimiz var, doğal olarak 420 bin nüfuslu bir şehirde 50 bin üniversite öğrencisinde bu oran çok yüksek çıkar." Elhamdülillah öğrenci sayımız 82 bin, seneye 95 bin. Yani, tabii ne bileyim 100 bin kişide ne bileyim hapishaneye düşen insan sayısı veya işte elektrik kullanımı parametrelerin bir kısmı veya işte tarımsal üretimdeki girdi. Tabii, bu kendi içerisinde gerek il içerisinde gerekse bölge illeri içerisinde, maalesef, haksız bir rekabete yol açan bir sonuç doğuruyor. Mesela, hâlâ Isparta'da organize sanayide 2 bin kişi totalde çalışırken bu sayıyı bugün -çok şükür- Afyon'da 3 otelde çalışan sayısı olarak yakalayabiliyorsunuz ama bir jeotermal kaynak, bir ekonomik gelişmişlik endeksi parametresinde bir değer olarak orada yer almadığı için ya da bir jeotermal seracılık yer almadığı için ya da jeotermala dayalı bir turizm yer almadığı için sonuç olarak yansısını tam olarak göremiyoruz ve baktığınızda Afyon bizden bu manada çok geride görünüp 4'üncü bölgede olabiliyor ya da havaalanını dahi beraber kullandığınız, organize sanayiyi ortak kullandığınız on beş dakikada gidebildiğiniz bir Burdur'un bir 3'üncü bölgede olduğu bir noktada Isparta'nın 2'nci bölgede olmasının çok ciddi dezavantajlarını Isparta yaşıyor. Mesela, Afyon'un Dinar ilçesinin bütün işleri yani devlet daireleri şusu busu, her şeyi, alışverişini Isparta'yla görürken ama bakıyorsunuz ki, yavaş yavaş işletmelerinizin, tesislerinizin o tarafa doğru kaydığını görüyorsunuz. 2 ile 3'üncü bölge arasında belki çok fazla bir şey değiştirmiyor ama bu bir şehri ciddi manada moral açısından etkileyen bir durum. Onun dışında tabi ki tek başına bölge bizim teşvik sistemimizde bir anlam ifade etmiyor, zaten biz bunu anlatıyoruz. Ana, dört bacaklı bir teşvik sisteminin oluşu, bunların sektör olarak ciddi anlamda destek aldığımız... Biz bunların hepsini biliyoruz ama önümüzdeki süreçte süratli bir biçimde yeniden SEGE parametrelerinde bir değerlendirme ihtiyacı, bir de il bazında ilçelerde farklı sektörlerin desteklenmesine yönelik bir model ki, herhâlde bunun üzerinde de çalışmalarınız var. Bunu biraz daha önümüzdeki sanayileşme stratejileri açısından hızlandırılması gerektiğini düşünüyorum. Sadece tabii bunları kürsüden söylemek istemediğim için buradan ortaya, açığa çıkmasına önüne engel teşkil eden bir sonuç ortaya çıkıyor. Mesela, işte -gerçi Sayın Günal gitti ama- şu an "Antalya, Burdur, işte Isparta bir ortak organize sanayi bölgesi nasıl oluştururuz?" düşüncesi var. "Dereboğazı yolu üzerinde ağırlıklı olarak Antalya'nın, işte bu 20 milyon turist, işte o turizm sektörü, bunları destekleyecek bir söylüyorum. Derdim kayıtlara geçmesi değil, bunu defaatle konuşuyoruz ama hakikaten bu anlamda iller arasında bir rekabetten bahsetmiyorum ama arzu edilen sinerjinin kümelenmeyi, sanayi kümelenmesi nasıl oluştururuz?" düşüncesi var ama bakıyorsunuz yer müsait olmamasına rağmen, o imkânları yaratamayacağınıza rağmen bir Ağlasun modeli ön plana çıkıyor. Niye çıkıyor? Çünkü işte Burdur üçüncü bölge, hiç olmazsa organize sanayi olursa dördüncü bölge imkânlarından faydalanır. Ama doğru planlamaya kalktığınız zaman aslında bunun olması gereken yer baktığınızda Isparta. Ama bu tarz ortak çalışmalarda falan bunlar sıkıntı yaratıyor.

İkinci konu: Sayın Bakanım, önümüzdeki süreçte kalkınma ajanslarından daha efektif yararlanmak istiyorsak -biliyorsunuz bunu çok uzun konuştuk ama şu an daha da iyice bunun şeyini görüyoruz, yönetim kurulu modeli ve şu valilerin dönüşümünü Başkanlık yaptı- sistemi mutlak surette terk etmemiz gerekiyor. Bu, kalkınma ajanslarının arzu edilen performansta çalışmasının önünde gerçekten ciddi bir engel teşkil ediyor.

Daha pek çok konu var ama -yani bunların tabii yapıcı söylemler olduğunu düşünüyorum- bunları ayrıca konuşuruz ama bu iki konuyu çok önemsediğim için vurgulamak istedim.

Tekrar bütçeniz hayırlı olsun diyorum, teşekkür ediyorum.